Sabahleyin erkenden kalktım. Çünkü Claire’le New York’ta buluşacaktık. Daha doğrusu öğlen buluşacaktık ama benim bugün çok işim olduğundan erkenden her şeyi halletmem gerekiyordu. Claire beni beklemeden New York’a gidecekti ve orada alışveriş yapmaya başlayacaktı. Sonra alışveriş merkezinde buluşup asıl eğlenceye başlamayı planlıyorduk. Yatağımdan kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra oradan çıkıp dolabıma gittim. Rahat bir penyeyle pantolon giydim. Aynanın karşısına geçip saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra çalışma masama gittim ve sandalyeye oturdum. Birkaç plan falan yapmam gerekiyordu. Hızlıca işe koyuldum. Tam iki saat sonra işimi bitirdim. Artık hazırdım. Kardeşlerimi uyandırmadan -hala uyuyorlardı- kulübemden çıktım. Hızlı adımlarla pegasus ahırlarına gittim. Oraya vardığımda hemen içeri girdim ve Sissy’nin yanına gittim. Acelem vardı. Çünkü geç kalmıştım. Sissy’i hemen hazırladım ve uçmaya başladık. Kısa bir süre sonra New York’un üzerinde uçuyorduk. Claire’le buluşacağım alışveriş merkezine gittik. On dakika sonra oradaydık. Yere indim ve Sissy’i yolladıktan sonra alışveriş merkezinin kapısına gittim. Burada buluşacaktık ve Claire’in geç kalması imkansızdı. Çünkü ben çok geç kalmıştım ama yine de Claire yoktu. Bu çok tuhaftı. Cep telefonumu kullanmak istemiyordum ama buna mecburdum. Yoksa meraktan delirecektim. Hem başına bir şey de gelmiş olabilirdi. Onu kesinlikle aramam gerekiyordu. Cep telefonumu çantamdan çıkardım ve Claire’i aradım. İki defa çaldırdıktan sonra Claire telefonu açtı ve “Benim işim çıktı, gelemiyorum. Kusura bakma!” dedikten sonra telefonu yüzüme kapattı. Ne olduğunu anlamamıştım ama sesinden çok da önemli bir şey olmadığını anladım. Büyük bir ihtimalle tırnağı falan kırılmıştır. Yola doğru yürümeye başladım. Bir yandan da Sissy’i çağırdım. Kampa geri dönecektim ama işler hiç de umduğum gibi gitmedi. Uzakta üç tane drakon vardı. Anladığım kadarıyla telefonun sinyaline geldiler. Çok şükür ki Claire’le fazla konuşmamıştık. Yoksa üç drakon yerine bir ordu olabilirdi. Hemen kolyeme bastım ve elime yay-ok takımımı aldım. Ok çantamdan bir ok aldım ve yayıma gererek bana doğru gelen bir drakona fırlattım. Drakon anında buharlaştı. İyi atıştı. Geriye iki drakon kaldı. Bu sefer ikisini aynı anda öldürmeyi deneyecektim. Bu delilikti ama bugün eğleneceğimi kendime çok inandırmıştım ve Claire beni ekmişti. Şimdi ise böyle eğlenebilirdim. Ok çantamdan iki ok aldım ve ikisini de yayıma özenle gerdirdim. Sonra da fırlattım. Babam bana yardım etti mi bilmiyorum ama oklar yan yana duran iki drakona isabet etti ve ikisi de buharlaştı. Bütün canavarları Tartarus’a yolladım. Sissy de geldi. Onun üzerine bindim ve uçmaya başladık. Kısa bir süre sonra kampa geldik.