Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 4:55 am | |
| San Francisco harika bir şehirdi. Belki de Kalifornia eyaletinin Los Angeles'ten sonraki en güzel şehriydi. Lucy döndüm ve:
"Bence tüm her şey bittikten sonra burada yaşamalıyız. Düşünsene, sakin ama güzel bir şehir. Hem böylece Nereus'la da sık sık takılabilirsiniz" dedim gülerek. Lucy bana pis bir bakış atmaya çalıştı ama oda kendine engel olamayıp güldü. Kabul etmeli, çok yakışmışlardı!
Las Vegas'a gitmek için bir otobüs bileti aldık. Ama işin aslı Kalifornia'yı terk etmek istemiyordum. Kesinlikle burayı seviyordum. Ayrıca babamın yeraltına olan geçidi olan Hollywood'da burada, Los Angeles'daydı.
"Kalifornia'nın en sevdiğin, Nevada'nın da en sevmediğin eyalet olduğunu biliyorum Stell ama Las Vegas Nevada'da. Yani kusura bakma" dedi.
Las Vegas'a varana kadar somurttum. Ama Lucy buna aldrmadı. Düşüncelerimi okuduğu için aslında tekrar Las Vegas'ı görmeyi istediğimi biliyordu.
Vegas'a varır varmaz ilk işimiz Lotus kumarhanesine gitmekti. Geçen sefer orada başıma nelerin geldiğini hatırladım ve ürperdim. Bu sefer Lucy'nin tüm işi tek başına yapması gerekecekti.
"Hazır mısın?" diye sordum Lucy'ye. Başını salladı ve derin bir nefes alarak içeriye girdik... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 5:31 am | |
| Bu sefer geçen seferden farklı olarak güneş gözlüklerinin yanı sıra şapka gibi çeşitli aksesuarlara da başvurmuştuk. Eh, malum geçen sene buradan ayrılışımız biraz olaylı olmuştu. Etraf hiç değişmemişti, hala rengarenk ve muhteşem oyunlar, harika müzikler, eğlenen insanlar vardı. Hatta içerideki insanların çoğunu geçen gelişimizden hatırlıyordum. Bir süre onların durumuna üzüldüm, sonra bir garson önümüze gelip bize Lotus Çiçeği ikram etti. "Lotus çiçeği alır mısınız bayanlar?" Kibarca gülümseyerek birer tane aldık. Stell kendininkini yiyormuş gibi yaparak yere attı, bense gerçekten yedim. Eh, amacım buranın büyüsünü yenmekti, değil mi? Stell'e dönüp kararlılıkla "Sakın bana engel olmaya çalışma, bunu tamamen yardımsız yenmeliyim." dedim. Hastası olduğum strateji oyununa doğru ilerlerken de, irademin son damlalarını kullanarak ekledim: "...ve sakın buranın güzelliklerine kapılma." | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 5:39 am | |
| Ah, sanki çok kolay bir şeymiş gibi söylüyordu bunu!
"Baba, geçen seferki kırmızı görüş hiç fena olmazdı hani" dedim fısıldayarak. Babamın sesi yerine Persephone'ninki cevap verdi bana.
"Üzgünüm tatlım, efendim şu anda yeni gelen ve Kolay Ölüm sırasında kavga çıkartan ruhlarla ilgileniyor. Ama benden sana tavsiye, kılıcını kullan" dedi ve ses kayboldu. Tabi ya, Kıyamet beni bunlardan koruyabilirdi. Kılıcımı açtım ve kimsenin görmemesi için onu ceketime sardım. Sonra da Luvy'ye döndüm. Çoktan eğlenmeye başlamıştı bile. Benim eğlenmemek için kılıcımı sıkıca tutmam elimi kesmeme neden oldu tabi.
"Lanet olsun Zeus'a" dedim tekrar. Artık bu bende refleks olmuştu. Ne zaman başıma kötü bir şey gelse Zeus'a lanet okuyordum. Bu da onu çıldırtıyordu. Bu acayip eğlenceliydi ya! Ama şimdi bir şekilde elimin kanamasını durdurmam gerekiyordu. O kadar derin kesmiştim ki, dikiş gerektirdiği çok belliydi.
"Eliniz kanıyor sanırım. İsterseniz sizi revire götürelim" dedi garsonlardan biri. Orada tek başıma dikilirsem kan kaybından öleceğimi biliyordum, o yüzden başımı salladım ve kılıcımı yüzüğe çevirerek sağlam elime taktım. Adamları izlerken son kez Lucy'ye baktım. Belki de bu onu son kez görüşümdü... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 5:55 am | |
| Oyundan başımı kaldırabildiğim ilk saniye, hemen gözlerim Stell'i aradı. Ortalıkta görünmüyordu ve bu kötüye işaretti. Hemen etraftakilerin düşüncelerini tarayarak onun beynine yoğunlaşmaya çalıştım. "Ah, harika!" elini kesmişti ve garson kılıklı bir canavarın peşine takılmış, revire gideceğini zannederek ilerliyordu. İşte bu, irademi tekrar kazanmamı sağladı. Derin bir nefes aldım ve güzelim oyunun kapatma tuşuna bastım. Bu radikal kararım çevremdeki tüm yıkanmış beyinlerin şaşkınca bana bakmasına sebep oldu. Sandalyeden kalkarken, "Siz bana bakmayın dostum, takılmanıza devam edin." dedim. İşlerine geldiği için hemen söylediğimi yaptılar. Sonra, artık kumarhanenin büyüsünün beni etkilemediğini fark ettim. İyice emin olmak için gidip bir Lotus Çiçeği daha alıp yedim, hiçbir şey olmadı! "Adamımsın, Nereus!" diye bağırdım sevinçle. Bu büyüyü yenebildiğime göre, artık beynimin kontrolünü tekrar ele geçirebilecektim. Hemen büyü sınıfındaki derslerimi hatırlayarak beynimde bir kalkan oluşturmaya çabaladım. Yavaş yavaş tuğlaları üst üste dizdim ve di immortales! Artık kafamın içinde yüzlerce farklı düşünce dolaşmıyordu! Bunun kalıcı bir çözüm olduğundan emin olmak istediğim için kalkanımı kaldırıp tekrar oluşturmayı denedim, evet, işe yarıyordu! Şimdi, hazır tekrar güçlerime kavuşmuşken birkaç kişinin hayatını kurtarsam fena olmazdı. Tek tek içerideki herkesin yanına gidip beyinlerine aynı emri verdim: "Hemen kendine gel ve Lotus Kumarhanesi'ni terk et!" Bu işletmenin zavallı sahibine acıyordum... Sonra aklıma Stell geldi, hemen onu bulmaya gittim. Tahmin ettiğim gibi asansörde ve canavarlarla birlikte binanın teras katına çıkmaktaydı. Bazı şeyler hiç değişmiyordu... Hemen diğer asansöre bindim ve ben de yukarı çıkmaya başladım. Anlaşılan geçen yılki ahbaplarımız tekrar yahni olmak istiyorlardı. Kendi kendime hatırlatmadan edemedim: "Bu sefer annem yardımımıza gelmeyecek, Tanrı Hades'ten de yardım alamayacağız. Tek başımıza olacağız." | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 11:01 am | |
| Asansörden indiğimizde kendimi terasta buldum. Ah, ne kadar aptalım, bu bir tuzaktı! Kıyamet'i kılıca çevirdim ve yanımdaki adamlardan birisinin kafasını uçurdum. Tabi hemen toza dönüştü. Benim tuzağı fark ettiğimi anlayan canavarlarda kendi görüntülerine döndüler. Bende iki tanesini daha hakladım. Ama merdivenlerden yeni canavarlar gelmeye devam etti. Hepsiyle baş etmem olanaksızdı, hele kanayıp duran elimle asla olmazdı. Ama o sırada öbür asansörden Lucy'nin çıktığını görüp rahatladım. Demek ki kurtulmuştu! Başındaki sorunu çömüş, sonunda kendini geliştirmişti.
"Stell, artık insanların düşünceleri beynime doluşmuyor, kalkan oluşturabiliyorum!" dedi sevinçle.
"Bu harika Lucy, ama şimdi birazcık yardımın gerekiyor" dedim. Lucy koşarak yardıma geldi. Kılıçlarımızla harikalar yaratıyorduk diyebilirim. Aynı anda 5 canavarı falan kesiyorduk ama sürekli yenileri geldiği için pek şansımız olmayacak gibiydi.
"Son gücümü kullanacağım sanırım" dedim. Çok fazla kan kaybetmiştim, gücüm tükeniyordu. Gökyüzünden simsiyah bir bulutu canavarların tam üzerine indirdim. Birkaç dakika sonra hepsi Tartarus'u boylamıştı. Tabi bende olduğum yere yığılmış, rüya alemini boylamıştım... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 11:16 am | |
| Yaklaşık on dakikadır psikopat gibi sırıtıyordum ve buna engel olmak içimden gelmiyordu. Korkunç sorunumu düzeltmiştim ve belki de bunu başarabilen ilk Athena çocuğuydum! Ağzım kulaklarımda kaç canavar öldürdüğümü saymadım ama Stell'in son numarası beni çok sevindirdi, yorgunluktan bayılmak üzereydim. Tabii, uyguladığı büyük kuvvet yüzünden Stell benden önce davranmıştı, şimdi yerde yatıyordu. Karşımıza çıkan maceralar yüzünden gün aşırı bayılıyordu zaten, bunu dert edecek değildim ama eli çok kötü durumdaydı. Hemen üzerimdeki tişörtün bir parçasını kesip bunu yaraya sardım. Sonra aklıma çantamdaki hedra zehri geldi. Ah! Bir laboratuvarda olsaydım ne güzel onu panzehire çevirirdim ama şimdi yaranın kanamasını durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Stell'i kucağıma aldım ve ıslık çalarak pegasusum Sherry'yi çağırdım. Birkaç dakika sonra yanımızda belirdi. Tamam, saygısız bir insansanız şimdi içinde bulunduğum durum gülmenize neden olabilir: Las Vegas'ta bir sokağın ortasında kucağımda baygın bir kızla uçan bir atın üzerinden indim ve hayatımda herşey yolundaymış gibi davranarak bir eczaneden içeri girdim. Oradaki kadın beni sorgulamayı sonraya bırakarak Stell'in yarasıyla ilgilenmeye başladı, ben de o sırada arkadaşıma ambrosia yedirmekteydim. İşi bittiğinde kadına yüklü bir miktar bahşiş verdim tabii hayatı boyunca işine yaramayacak bir para birimi olan drahmi ile. Eh, en azından vicdanım rahattı. Stell artık kendine gelmeye başlamıştı, kalkmasına yardım ettim ve birlikte Vegas sokaklarında geceyi geçirmek için kalabileceğimiz bir otel aramaya başladık. İnsanların zihinlerini kontrol etmekten nefret ediyordum ama karşıma çıkan resepsiyonistler, bu muameleyi görmeye mahkumdu. En sonunda otel odamıza ulaştığımızda Stell de ben de kendimizi birer yatağa attık. Uyumamız gerekiyordu, hem de uzun bir süre. Sonra mı? Kendimize yeni bir hayat kuracaktık. Belki müze müze dolaşan ve okumayı seven entellektüel tiplerden olurduk. Belki ben bir voleybol antrenörü olurdum, Stell de bankacılık mesleğini icra ederdi. İnanın bana, sonrasıyla alakalı en ufak bir fikrim yoktu ve umursamıyordum. | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) Paz Ağus. 29, 2010 12:07 pm | |
| Sonraki tüm gün boyunca uyudum. Sanırım Lucy'de aynı şeyi yapmıştı. Uyandığımızda ise hava kararmıştı. "Önce karnımızı doyuralım, sonra da Vegas'ta küçük bir gezinti yapalım" dedim. Lucy'de planı sevmişti. Akşam yemeğinden sonra kendimizi sokaklara vurduk diyebilirim. Tam anlamıyla her yere girip çıktık, her yerde oyunlar oynadık. Hatta bir arar Lotus kumarhanesine girip büyülerle oynadıktan sonra geri dönmeyi bile düşündük. Sonra da bunun harika bir fikir olduğuna karar verip Lotus kumarhanesine geri döndük. Tabi elimdeki yara hala tam olarak iyileşmemişti. Kıyamet'in ne kadar keskin olabileceğini öğrenmiştim. Kumarhanede Lucy'nin bizi büyüden koruması ile gerçekten harka zaman geçirdik. Ayrıca büyüde olmadığımız için geçen vakitte aynıydı. Tabi adamın teki elime çarpınca dikişlerim açıldı ve kanamaya başladı. "Ah, harika" dedi Lucy. Gülümsedim ve çantamı karıştırmaya başladım. İçinden en sevdiğim tişörtümü çıkarttım ve elimin üzerne sardım. Üzerinde I NewYork yazıyordu. Yalanda değildi, New York'u seviyordum. Bu tişörte yazık olacaktı ama ne yaparsınız, başka yedek kıyafetim yoktu. "Oynamaya devam edelim mi?" diye sordum Lucy'ye. "Önce elini birilerine göstermemiz gerekmez mi?" diye sordu. Güldüm. "Aman canım, ne olacak ki?"Tabi bunu dediğim anda simsiyah bir duman tüm Lotus kumarhanesini sardı. Lucy ile bakınıp kalmıştık. Dumanların arasından babam ve Lucy'nin annesi çıktı! "Bir daha asla seninle gölge yolculuğu yapmam Hades" diye söylendi tanrıça Athena. Babamda pişkin pişki güldü. "Hızlı olmak istiyorsan gölge yolculuğu sınır tanımaz yiğenim" dedi. Onların tartışmalarıyla mı vait geirecektik? Burada nelerin olduğunu hemen anlamamız gerekiyordu. "Burada ne işiniz var baba?" diye sordum. Babam bana döndü. "Ah, merhaba Stell, merhaba Lucy. Sana Lucy'yle barışmanı söylediğimde onunla beraber kaçacağın hiç aklıma gelmemişti aslında" dedi babam. "Amacına ulaştın mı Lucy?" diye srdu Athena. Lucy annesine gülümsedi. "Evet anne. Başardım" dedi. Athena'da gülümsedi. Galiba onu ilk kez gülerken görüyordum. Fark ettirmesede kızını çok seviyordu anlaşılan. "O halde geri dönebilirsiniz" dedi babam. Kafam karışmıştı. "Biz geri dönmeyeceğiz" dedim. Athena ve babam aynı anda: "Anlamadım?" dediler. Lucy açıkladı. "Biz Stell ile normal bir yaşamı denemek istiyoruz" dedi. Babam kahkaha attı. "Normal mi? Siz normal olamazsınız. En güçlü tanrılardan birinin, ah tabi birde en güçlü tanrıçalardan birinin çocuklarının en güçlü melezlerisiniz. Normal nasıl yaşayacaksınız? Bu imkansız" dedi. "İzleyin ve öğrenin" dedim ve Lucy'nin elini tuttum. Tabi o sırada elimdeki tişört kayıp yere düştü. Bizde gölge yolculuğuyla bir anda kendimizi New York'ta, annemin evinde bulduk. Annem bizi saklardı ama önce dinlenmem ve birazcık uyumam gerekiyordu... (Başlığı New York'ta sen aç Lucy, bu arada 2. grup: İpucunuz Lotus kumarhanesinin zeminine düşürdüğüm I NewYork tişörtüm. Buradan New York'a döndüğümüzü anlayacaksınız) | |
| | | | Kaçak Melezler (1. Grup - İhtiyar Nereus'un limanının devamı) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|