Elma seven kardeşime ilk deneyimi olsun diye hırsızlığı öğretecektim. Ben de acemiydim bu işlerde ama bilgi verip tarlalarda elma çalmasını öğretecektim. Yakalanmamayı da öğretecektim ona. Tarlalara geldiğimizde söze başladım "Bak dostum, biz hırsızların püf noktası hız, cesaret ve korkusuzluktur. Bunlar her Hephaistos Çocuğunda olan özellikler ama bunların yanı sıra inkar ve yalanı da bilmelisin. Aksi taktirde işin çok zor söyleyeyim." dedim ve ardından elimi cebime götürüyor gibi yapıp bir elma alıp cebime attım. Kardeşim "Cebinde ne var?" dedi. Cebimden elmayı çıkarınca "Sihirbaz mısın?" dedi. Gülersem yakalanırdık "Hayır. Hız önemli dedim sana. Cebime atar gibi yapıp elma kapıp cebime attım." dedim. Ardından kendiside 2-3 kere bunu tekrarladı. "Bak. Artık daha zor şeyler çalıp kaçacağız. Karpuz, kavun ve kavakları çalıp kulübede muhteşem bir meyve salatası yapacağız. Bunlar ağır oldukları kadar köklerinden çıkarılırken çok ses çıkarırlar. Bu yüzden sessiz olup yakalanmamaya özen göstereceksin. Yakalanırsak işimiz kötü. Bulaşık yıkayabiliriz." dedim. Kendisi ile kavun ve karpuzların olduğu yere yavaş ama biraz hızlı adımlar ile gitmeye başladık.