Elma ve çilek topluyoruz

Kampa geleli daha yeni olmasına rağmen Satellite'yle tanışmış ve dost gibi olmuştuk. Dün uzun bir zamandan sonra benim eğlenmem için tarlaların oraya gelebileceğimizi söylemişti. Daha önce kendisi bir kere gitmiş ama hem eğlenmiş, hem de ceza almıştı. Bay D.'ye yakalanmamak konusunda konuştuktan sonra kulübelerimize dağılıp üzerimizi değiştirdik. Ben üzerime rahat kotlarımdan birini ve Amanda'nın olmasına rağmen onun en sevdiğim siyah blüzünü alıp giydim. Bana kızmasına karşın kamptan çıktığım ilk zaman ona yeni bir tane t-shirt alacaktım. Üzerimi giyindikten sonra hafif dalgalı saçlarımı düzleştirdim ve hazırdım.

Kulübemden çıkarak tarlaların oraya gittim. Etrafa bakınca Bay D.'nin orada olmadığını gördüm ve rahatlayarak saklandığım yerden çıktım. Henüz Sat gelmemişti ve onu dışarıda beklemeye karar verdim. Bir süre etrafa bakındıktan sonra arkamdan gelen sesle zıpladım.
"Ay Sat korkuttun beni."

Eliesha'yla beraber eğlenmek için daha önce üç dört kez yakalandığım tarlaya gitmeye karar vermiştik. Benim önerimle beraber oraya gitmek için hazırlanmaya başladım. Yanıma hangi silahım, hırdavatım varsa aldım ve kulübemden ayrıldım. Koşarak gittiğimde Eliesha daha gelmemişti. Onu beklerken birkaç çilek otlandım. Şu adamdan nefret ediyordum, ona gününü göstermek lazımdı ki yapmıştım daha önce. Ama kardeşim Pace'e mi benzemeye başladım ne, o zamandan beri kulaklarım yanarken benim de intikam alevim yanmaya devam ediyordu. Çilek otlanmaya başlamışken ileriden gelen Eliesha'yı gördüm ve yanına koşarak onu korkuttum. Onu korkuttuğumu söyleyince kıkırdadım ve onu hemen bir ağacın arkasına çektim. "Ben korkutmasaydım ihtiyar korkutabilirdi. Bence iyi yaptım hani. Neyse gel, yakalanmadan elmalardan başlayalım, orası daha güvenli." Eliesha kafasını salladı ve beraber elma ağacına tırmanmaya başladık. Kaçışan dryadları umursamadan tırmanıyorduk ve çok eğlenceliydi. Özellikle onları rahatsız etmek, paha biçilemezdi. Ağacın tepesine çıktıktan sonra bir elmadan ısırık aldım. "İşte buna değer." Ardından Eliesha da ısırık aldı ve beğendiğini belli edecek şekilde elini salladı. Sonra beraber elmalara saldırdık.

Elmalar gerçektende Sat'in anlattığı kadar güzeldi. Onları çok beğenmiştim ve bir kaç tane de kardeşlerim için cebime koydum. Ardından Sat ile ağaçtan inmeye başladık. Tam ağaçtan inerken sağ elim kaydı ve tam düşeceğim sırada bacaklarımla tutunmayı becerdim. Ben bunları yaşarken Sat çoktan aşağı inmişti ve beni izliyordu.

"Dikkat et Eliesha şimdi Bay D. gelecek."

Sat haklıydı ve olabildiğince sessiz olup aşğı indim. Ben yere indiğimde o da etrafı gözetliyordu. Benim indiğimi fark edince bana gülümsedi ve bende etrafta kimsenin olmadığını fark ettim. Sat'e "Bay D. etrafta gözükmüyorsa birazda çilek yesek?" diye sordum gülerek.

Çilekler, sulu sulu ve kırmızı meyveler. Bu teklif çok cazipti ve hemen başımla onaylayarak kabul ettim. Koşarak çilek tarlalarının oraya geldik. Hemen ağzıma bir tane attım. İşte, hayat buydu. Biraz ekşimsi, biraz tatlımsı ama tamamını incersek, olağanüstü. Çilekleri ağzıma hapur hupur atarken ileriden bir ses duydum. Eliesha'nın kolundan tutarak bir ağacın arkasına saklandık. Ama bu gelen sadece minik ve oyun oynamak isteyen nemflerdi. Hepsine oklarımı gösterince uçuşmaya başladılar. Uçarlarken de beni şikayet edeceklerini eklemeyi unutmadılar. Onlar giderken ben ağzımı şapırdatarak çilekleri yutuyordum ve bir yandan da o ihtiyarın gelmemesi için dua ediyordum.