"Hoşgeldiniz genç melezler." dedim gülümseyerek. Ne durumda olduğumu anlamalarını istemediğim için yüz ifademi daha rahat tutmaya çalışmıştım, ama bunda pek başarılı olamamıştım açıkçası. Ama anlayamadığım bir şey vardı, ben sadece iki kişiye göndermiştim mesajı. Oysa burada karşımda üç kişi vardı, diğerini de hemen tanıdım. Hades oğlu Hector'du bu. "Demek yanınızda bir Hades oğlu da getirdiniz, neyse sorun değil." diye devam ettim. Hades oğlu vereceğim görevde onlara yardım edebilirdi.
"Sizi neden buraya çağırdığımı merak ediyor olmalısınız, size şimdi bunu anlatacağım. Benim için yapılması gereken özel bir görev var, gerçekten zorlu bir görev. Eğer bunu yapabilecek biri varsa, o da bir Ares çocuğu olabilir diye düşündüm. Buraya özellikle sizin çağrılmanızın sebebi bu."
"Görev nedir Tanrı Hermes?" diye araya girdi Adrian. Sözümün kesilmesinden pek hoşlanmazdım, ama onlara vereceğim görevin üstüne bir de ceza vermek haksızlık olurdu.
"Benim için Othyrs Dağı'na gideceksiniz, ve orada Ladon'un koruduğu Altın Elma ağacından bir elma koparıp bana getireceksiniz." Sözlerimin onlar üzerinde yarattığı etkiyi izledim. Üçünün de gözlerine korku hakimdi, Ladon Herkül'ün bile yenemediği bir canavardı, 100'den fazla kafası olan devasa bir ejderha. Onun koruduğu ağaçtan bir elma çalmak? İmkansız görünüyor olmalıydı gözlerine.
"O elmaların bir insana ölümsüzlük verdiğini biliyorum." dedi Hades oğlu Hector. "O elmaya neden ihtiyacınız olsun ki?"
"Size o kısmı açıklamak istemiyordum aslında." dedim sıkıntıyla. Ama böyle zor bir görev veriyorsam nedenini de anlamalılardı, onları canım sıkıldığı için böyle bir riske attığımı düşünmelerini istemiyordum. "Ama madem benim için hayatınızı riske atacaksınız, size bunu söylemeliyim. Çocuğumun annesi May Castellan ölmek üzere, onu hayata döndürmem gerekiyor." Sonunda baklayı çıkarmıştım ağzımdan.
"Özür dilerim efendim." deyince Hector, önemli değil anlamında bir mimik yaptım.
"Artık gitseniz iyi olacak, biliyorsunuz günbatımından önce orada olmalısınız ki içeri girebilesiniz. Hepinize şans diliyorum, bunu benim için yapabilirseniz hepiniz ödüllendirileceksiniz." dedim ve arkamı dönüp taht odasına doğru yürümeye başladım, konseyin başlamasına az bir vakit kalmıştı.