Kulübemde okuldan kitaplarımı unuttuğumı hatırlayarak bugün okulu asmaya karar verdim. O notlar benim için önemliydi ve yarına okula götürmem gerekiyordu. Bende şu an uçaktaydım ve kampa gidiyordum. Hem kampı çok özlemiştim hem de orada az da olsa vakit geçirmek için sabahın erken vaktinde yola çıkmıştım. Uçak olduğu için mutluydum yoksa yol ne kadar sürerdi tahmin bile edemiyordum. Kampa gelene kadar yol sakin geçmiş ve karşıma hiç canavar çıkmamıştı. Bunun için sevinçliydim. Ne de olsa bu ara canavarları çok kendime çekiyordum.
Thalia ağacının orada duraksadım ve kampa baktım. Etraf yeterince sakindi. Ne de olsa kıştı ve çoğu melez evine gitmişti okulları için. Kampta kalan sadece bir kaç melez vardı. Kampta kulübeme ilerlerken yolda gördüğüm tek tük olan tanıdığım melezlere selam verdim. Beni gördüklerine şaşırsalar da gülümsediler. Sonunda kulübeme varmıştım ve mutlulukla içeri girmek için kapıyı tuttum. İçeri de kardeşlerimden birinin olmasını umsamda okullarında olduklarını biliyordum. Kapıyı az da olsa hayal kırıklığıyla açtım ama birden kapıda donup kandım. Bu kulübenin hali de neydi böyle? Sanki savaş yapılmıştı kulübede. Birden içimde bir öfke büyüdü. Kardeşlerim hem kulübeye az uğruyorlardı hem de ortalığı dağıtıp gidiyorlardı. Buna hakları yoktu. Ne de olsa bu kulübede onlarda kalıyordu ve yazın onlara bunun hesabını soracaktım.
Hızla kulübeme girerek temizlik malzemelerini çıkardım. Bugünü burada dolaşarak geçirecektim ama kardeşlerim sağ olsunlar. Neyse diyerek işe başladım. Ne de olsa onları da tekrar görecektim ve bunun hesabını soracaktım. Temizlik eşyalarından bir bez ve gazete alarak camlara yöneldim. Öncelikle perdeleri çıkardım ve ardından camları sildim. Camdaki bütün lekeler kaybolana kadar sildikten sonra yeni temiz perdeleri çekmeden aldım ve taktım. Şimdi en azından camlar daha güzelgözüküyordu. Bütün camlarla olan işim bittikten sonra yatakları topladım ve kardeşlerimin yataklarında bıraktığı kıyafetleri makinaya atarak yıkadım. Çamaşırlar yıkanırken bende yatakların üzerini topladım ve nevresimleri değiştirdim. Yataklarla olan işim bittikten sonra etraftaki tozları aldım. Tozları alıp güzelce etrafı sildikten sonra yerleri önce süpürüp ardından silerek işimi bitirdim. Etrafa baktığımda şimdi gerçekten de güzel göründüğünü itiraf etmeliyim.
Temizlik malzemelerini yerlerine kaldırdıktan sonra deniz kokulu oda parmünü de sıktım ve odanın havasını da değiştirdim. Etrafa başka işim var mı diye göz attığımdaysa kuruyan çamaşırları makinadan aldım ve ütüledim. Aslında ütü yapmaktan nefret ederdim ama bu kadar temizlik yapmışken onları da düzgün yapmaya karar verdim. Ütü işim bitince bir oh çektim ve üyülediğim kıyafetleri dürerek, düzgün bir şekilde dolaplara yerleştirdim. Yerleştirirken dolapların da içini düzelttim tabi.
Sonunda işim bittiğinde bir oh çekerek kendimi koltuğa bıraktım. Bir süre dinlendikten sonra saatin baya ilerlediğini ve artık gitmem gerektiği aklıma geldi. Kitaplarımı alıp tam çıkacakken akvaryumun da kötü gözüktüğünü fark ettim. Hızlıca suyu kullanma yeteneğimi de kullanarak akvaryumu temizledim ve balıklara yem attım. Sonunda kitaplarımı aldım ve kulübeme karşıdan bir baktım. Şimdi gerçekten harika gözüküyordu. Kardeşlerim gelince bu duruma çok şaşıracaklardı.
Saatime baktım ve çok az vaktimin kaldığını görerek kulübeyi arkamdan kapattım ve hızlıca kamptan ayrıldım. Buraya kampa tekrar bir an önce geleceğime kendi kendime söz verdim.