Atlas İle Mücadele

Kurgu:
Her şeyi kahramanların aynı gecede eş zamanlı olarak gördükleri benzer kabuslar başlatır. Athena oğlu Troy'un dahiyane fikri neticesinde melezler kendilerine Medusa'nın kafasını kullanarak Titan Atlas'ı dondurmak gibi bir hedef belirlerler. Fikri gecenin köründe toplanan Melez Konseyi'nde diğer kulübe liderlerine anlatırlar ve sonra, görev kehanetlerini öğrenmek üzere kahinin yanına giderler ve macera başlar.

Kehanet:
Parıltılı zeka eşsiz bir fikir bulacak,
Kıdemli olandan destek alarak bir yola çıkacak.
Güneşin parıltılarını saçan kahraman ile,
Güzelliklerin prensesi ve ateşin oğlu,
Onlara bu zorlu macerada yardımcı olacak.
Güçlü Titan'ı İblis'in kafasıyla yenmeye çalışacaklar,
Yeri geldiğinde sahildeki bilge ile konuşacaklar.
Neticede, Komutan'ın çevresindeki zamanı
Bir süreliğine yavaşlatmayı başaracaklar

Katılacaklar:
Athena kulübesinden Lucianna ile Troy
Apollon kulübesinden Tiffany
Afrodit kulübesinden Claire
Hestia kulübesinden Calvin

***

Telaşla Büyük Ev'e gelmiş ve megafon yardımıyla gecenin köründe tüm kampı inletmiştim. Gördüğüm kabusu ilk etapta fazla önemsememeye karar vermiştim ancak, kardeşim Troy ve ardından da Tiffany'nin benzer şeyler görmüş olması, durumun ciddiyetini bana bildirmeye yetmişti. Atlas bu sefer öncekilerden çok daha büyük çaplı ve sinsi planların peşindeydi ve bunu engellemek her zaman olduğu gibi yine, biz kahramanlara düşmüştü. Kulübe liderleri uyku mahmuru oldukları her hallerinden belli şekilde yavaş yavaş gelip sandalyelerine oturmaya başladılar. Yeterli sayıda üye toplanana kadar bir açıklama yapmayacaktım çünkü heyecandan cümleleri zar zor bir araya getirebiliyordum ve aynı korkunç yaşanmışlıklara birden fazla değinmeye takatim yoktu.

(En az 8 kulübe liderinin katılımını bekliyorum.)

Out: Macera'nın bir bölümünde katılmak isterim, tabii izniniz olursa

Rpout*Kurguyu Troy ve Tiffany hazırladılar, onlarla iletişime geçebilirsin dahil olmak için.
(Athena, bu iki postu silersen sevinirim.)

Gözlerimi ovuştura ovuştura konsey odasına girip her zamanki yerime oturdum. Elimden gelen en sesli şekilde esnedim ve ardından, ayaklarımı önümde duran masaya uzattım. Zihindeşen'in gecenin köründe bizi toplamasındaki amacı bilmiyordum ve zerre kadar da merak ettiğim söylenemezdi. Toplantıymış, karar almaymış, bana ters işlerdi. Önüme matematik denklemi koysalar kısa zamanda çözebilir veya bir ölüler ordusuyla Melez Kampı'nı istila edebilirdim ama teknik işler... bana bayağı geliyordu. Sonuçta hepimiz birer kahramandık ve ebeveynlerimiz dünyadaki dengeleri sağlayan tanrılardı. Hava durumu bile onların ruh haline göre değişkenlik gösterirken, bizim belirli bir plana bağlı kalmamız imkansız gibiydi. Kaşlarımı maksimum düzeyde kaldırarak gözlerimin az da olsa aralanmasını sağladım ve "Burada toplanış amacımız kamp yapmak falansa, inanın bana Büyük Ev'i tepenize yıkacağım." dedim. Artist görünmeye çalışsa da stresli olduğu her halinden belli olan Lucy öfkeyle "İnan bana Robyn, konu senin beyin hücrelerinin kavrayabileceğinden çok daha karmaşık." cevabını verdi. O pis bakışlarla gerçekten de korkutucu görünebilirdi ama pantolonunun cebinden sarkmakta olan Matrix tarzı güneş gözlüğü, tüm karizmasını bozuyordu. Ani bir şekilde gözlüğü cebinden aldım ve taktım. "Tamam, bittiğinde uyandırırsınız o zaman." cevabını verdim. Ardından, işaret parmağımı havaya kaldırarak "Bu arada görev ne olursa olsun biz Hades kulübesi olarak pasif kalacağız." diye ekledim. Eh, Stell'in yüzünü yaklaşık iki aydır göremiyordum, Hec de okulu yüzünden kampa zor uğruyordu. Ben? Sadece kendime ayırabileceğim kaliteli vakit miktarını azaltmak istemiyordum.

Melez Konseyinin toplanacağını söyledikerinde hemen yatağımdan fırlayıp üstümü giyindim.Kapıdan çıkarken olanca gücümle koşuyordum.Bir yandan umarım geç kalmamamışımdır derken öbür taraftan uyku sersemiyle düşmemek için ayaklarıma bakıyordum.Saçlarım büyük ihtimalle dağılmıştı.O yüzden bileğimden lastik tokamı çıkarmaya çalışırken öbür yandan büyük eve koşuyordum.Büyük Eve yaklaştıım sırada tam kapıdan admımı atacaktım ki...Atamadım ve küt diye yere düştüm.Bir elimle kafamı tutarken diğer elimle unuttuğum kapıyı açmak için uzattım.Bir yandan da ''Kahretsin.'' diye mırıldanıyordum.büyük Eve girip konsey masasına oturduğum zaman robyn söyleniyordu.Elimi kaafamdan çektim ve uykulu gözlerle ikisine baktım.Kafamdaki büyük ihtimalle moraracak kızarıklığa bakıyorlardı.kulübeme dönünce ilaç sürerdim artık.

''Pekala..'' diye konuşmaya başladım. ''gelirken şu gereksiz kapıya çarptım. '' dedim ve elimle kapıyı işaret ettim. ''Ve uykumu bölecek kadar önemli bir şey değil mi?'' dedim.Robyn tekrar söylenmeye başladı.Onunda uykusunun bölündüğüne hiç şüphem yoktu. ''Bende bilmiyorum.'' diye söylendi Robyn.Önemli bir şey duymak umuduyla Lucy'e baktım. ''bütün üyelerin toplanmasını bekleyelim.Tekrar etmek istemiyorum.'' dedi.Oflayarak kafamı sıraya yapıştırdım. '' O zamana kadar kestirmeme izin ver.Akşam geç yattımda.''

Geceleyin yatağımda uyurken ve güzel bir rüya görürken megafon sesiyle yerimden sıçradım. Ne olduğunu başta anlayamamıştım ama sonra kardeşlerim bana konsey toplanıyor dediler. Kulübe liderimiz Ramona görevdeydi. Yardımcı kulübe lideri olarak katılmak bana düşüyordu. İtiraz etmek istiyordum ama kardeşlerim çoktan uykularına kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Yatağımdan kalktım ve oflayarak elimi yüzümü yıkadım. Sonra dolabıma gittim. Hemen üzerimi giyindim ve aceleyle kulübemden çıktım. Gece vakti bu ne toplantısı olduğunu gerçekten çok merak ediyordum. Hayatımda ilk defa bir konsey toplantısına katılacaktım. Bu düşünceler içerisinde Büyük Eve vardım. İçeri girip aceleyle yerime oturdum. Ange'le Robyn'le sohbet etmeye başladım. Tabii herkesin çok uykusu olduğu için bu uzun sürmedi. Teker teker bütün kulübe liderleri geliyordu. Başım uykususzluktan öne düşmek üzereydi. Kendimi gerçekten zor tutuyordum.

Bu megafon sesi önümüzdeki bir hafta boyunca kabuslarımı süsleyeceğe benziyordu. Lucy'nin hangi akla hizmet gecenin köründe konseyi topladığını bilmiyordum ama öğrenmemek gibi bir şansım da yoktu. Pijamalarımın üstüne montumu geçirerek kulübemizden çıkıp Büyük Ev'in yolunu tuttum. Kamp meydanındaki birkaç liderin de Büyük Ev'e doğru yol aldığını görebiliyordum. Eğer 3. Dünya Savaşı başlamamışsa, tekrar gidip yatacaktım. İçeri girdiğimde Lucy'ye öfkeli bakışlar atan bir melez grubuyla karşılaştım. Bu melezlerden biri olan Robyn'in yanındaki sandalyeme geçip oturdum. "Sorun ne?" demem üzerine 3-4 lider aynı anda "Biz de bilmiyoruz ki!" cevabını verdi. Lucy'de ise 'nereden konsey başkan yardımcısı oldum ben?' bakışları hakimdi. Derin bir nefes aldıktan sonra "Pekala. Konu neyse ne. Poseidon kulübesi olarak bizi unutun, herhangi bir göreve katılmayacağız." dedim. Sonra başımı Robyn'in omzuna yaslayarak kestirmeme kaldığım yerden devam etmeye koyuldum.

Melez Konseyi'nin toplandığını öğrenince uyanıp üzerime bir şeyler geçirdim.Dolabın kapağını hızla kapattığım için Alex birden yerinden kalktı."Nereye?"dedi uykulu bir biçimde."Uyumana devam et canım."dedim ve kulübeden çıktım.Ayakta zor duruyordum.Uykulu bir şekilde konsey odasına girip yerime geçtim.Yorgundum ve her an uyuyakalabilirdim.Ange'ye dönüp"Sorun neymiş?"dedim.Ange'de en az benim kadar uykuluydu"Bilmiyorum."dedi."O zaman..."esneyerek konuşmama devam ettim"...ben biraz kestiriyorum.Beni uyandırırsınız."dedim.Arkama yaslanıp gözlerimi kapadım.Bu bir görevse kulübeden önerebileceğim bir kişi vardı ama önce ne olduğunu öğrenmeliydim.

Geç de olsa yeteri kadar lider toplantıya teşrif etmişti. Sanırım artık neler olduğunu açıklasam iyi olacaktı. "Pekala, sanırım yeterli sayıya ulaştık. Artık açıklama yapmaya başlıyorum." dedim ama seslerime karşılık sadece iç çekiş ve horlama sesleri işitebildim. Karşımdaki tüm yarı-tanrılar uyumaktaydı. Derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalkıp sandalyemin üzerine çıktım ve sol bileğimdeki bilekliğin kalkanım Aegis halini almasını sağladıktan sonra onu birkaç kez hızla odanın tavanına vurdum. Tüm Büyük Ev çıkan sesle inlerken kahramanlar da birer birer uyanıp şaşkınca bana bakmaya başladılar. Sinirle "Dinleyin." dedim ve tekrar yerime oturdum. "Troy, Tiffany ve ben aynı gecede aynı rüyayı -daha doğrusu kabusu- gördük. Mesele Titan Atlas ile alakalı. Acilen bir takım önlemler almazsak tanrıların arasındaki anlaşazlığı fırsat bilerek tekrar kaçmaya çalışacak. Zorlu bir göreve çıkmamız icap ediyor. Önce Medusa'yı öldürüp kafasını alacak, sonra da onu Atlas'ı dondurmak için kullanacağız." dedim. Şimdi içerideki herkesin gözleri faltaşı gibi açılmıştı. "Ben 4-5 kişilik bir ekip oluşturalım diyorum. Athena kulübesi adına katılacaklar da kardeşim Troy ve benim." diye ekledim. Liderler biraz düşünceli görünmekteydi. Ange'ye dönerek, "Sen de uygun görürsen sizin kulübeden Tiffany de bize katılsın. Sonuçta rüyayı görenlerden biri de oydu." dedim, sonra odadaki herkesi tek tek süzerek "Ve birkaç gönüllü daha lazım." diye mırıldandım.

"Lucy ben bizim kulübeden Claire'ı öneriyorum.O bu göreve gelmeyi çok isteyecektir."dedim.Çünkü uzun zamandır bir göreve çıkmak istiyordu.Bunu söyledikten sonra arkama yaslandım ve diğer liderlerin konuşmasını bekledim.

Gözlerimi açıp bizim kulübeden kimlerin katılmak isteyeceğini düşündüm.Biz Sat'la göreve çıkacaktık.Ayrıca Maya'yla da Güneş Arabasını babamdan almamız gerekiyordu.Tiff katılmak isteyecektir diye mırıldandım ve Lucy'e döndüm. ''Lucy,haklısın.Tiff'i yaz.Katılmak isteyecektir.'' dedim ve arkama yaslandım.Uykum yavaş yavaş dağılıyordu ama kendime hakim olamayarak esnedim.