Bu sabah kalktığımda içimde garip, kötü bir his vardı. İlk önce bu hissin ne olduğunu anlayamadım ama daha sonra babamı çok özlediğimi fark ettim. Nasıl özlemezdim ki ? Onu ne zamandır görmüyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse Melez Kampı'ndaki yoğun tempodan dolayı pek aklıma gelmemişti babam. Ya da gelmişti de ben fark etmemiştim.
Her ne olursa olsun bugün babamı görmeliydim. Onu en son bu kampa gelmeden önce görmüştüm ve ayrılırken doğru düzgün vedalaşamamıştık bile.
O günü çok net hatırlıyordum. Kafam doğal olarak fazlasıyla karışıktı. Çevremde gelişen olayları anlamlandıramasam da yapmam gerektiklerini hissettiğim için yapmıştım hepsini. Tamamen içgüdülerime dayanarak... Yoksa asla pek fazla tanımadığımız bir komşumuzun beni götürmesine izin vermezdim. Ama pişman değilim, mutluyum. Kamptaki melezler öyle sıcakkanlıydı ki ilk geldiğimde hiç yabancılık çekmemiştim.
Kamptaki ilk günümü anımsayarak gülümsedim ama eğer babamı görmek istiyorsam harekete geçmem gerekiyordu. İlk sorun buradan nasıl çıkacağımdı ? Buradan gizlice kaçmak zor olacağa benziyordu. Ama durun bir dakika ! Benim bir pegasusum vardı değil mi ? Harika ! İşte bu evime nasıl gideceğime de çözüm getiriyordu. Bir taşla iki kuş !
Fazla ses çıkarmamaya ve kardeşlerimi uyandırmamaya çalışarak dolabıma gittim ve giyinip kendime bir sırt çantası hazırlamaya başladım. İşlerim bittikten sonra kulübeye son bir defa baktım ve sessizce kapıya kapatıp pegasus ahırlarına doğru ilerlemeye başladım. Sabahın erken saatleri olduğu için ortalıkta kimse görünmüyordu. Bu işime yarardı.
Ahırların oraya vardığımda gözlerim hemen Nessie'yi aradı. O beni daha önce fark etmiş olacak ki neşeyle kişnemeye başladı. "Hşşt ! Sessiz ol kızım, yakalanmak istemeyiz." dedim ve hemen yanına gidip biraz yelelerini okşadım. Daha sonra onu ahırdan çıkardım. "Şimdi benim New York'taki evime gitmeye hazır mısın bakalım ?" diye sordum ve üstüne binip havalandım.
Pegasusumla uçmak bana huzur ve mutluluk veriyordu. Ayrıca o kadar zamandan sonra babamı görecek olduğum için de heyecanlıydım. Bir süre daha uçtuktan sonra eve geldiğimizi fark ettim ve Nessie'ye durmasını söyledim. Yavaşça aşağıya indik. Evet, artık evimin kapısındaydım. Bu inanılmazdı. Eskiden her gün gördüğüm bu kapıyı tekrar görmek bile bana heyecan veriyordu. Bakalım içeri girince neler olacaktı ?
Nessie'ye ben ıslık çaldığımda gelmesini söyledim ve onunla vedalaştım. Sonra derin bir nefes alıp zile bastım. Bir süre bekledikten sonra babam kapıyı açtı ve açmasıyla birlikte göz bebekleri kocaman oldu. Coşkuyla "Baba !" diye bağırıp ona sarıldım. Bir süre sonra şok etkisinden zorla da olsa kurtulan babam da bana sarıldı.
Babam kahvaltıyı hazırlarken "Eee, kamptan nasıl kaçtığını anlatmayacak mısın ?" diye sordu. "Aslında düşündüğüm kadar zor olmadı. Tabii bunda Nessie'nin payı büyük." dedim. "Nessie ?" diye sordu babam kaşlarını kaldırarak. Doğru ya, onun benim kanatlı şirin atımdan haberi yoktu. "O benim pegasusum. Yani bir nevi kanatlı at." dedim anlamasını umarak. Önce bana şaşkın şaşkın baktı ama sonra "Ah, evet. Sanırım pegasusları daha önce duymuştum." dedi.
Bu sırada babam kahvaltıyı hazırlamıştı. "Bakıyorum da yemek yapma işinde kendini geliştirmişsin." diye takıldım ona. "Eh, evde senden başka yemek yapacak biri olmayınca mecburen öğrenmek zorunda kalıyorsun." dedi yapmacık bir imayla.
Kahvaltı süresince bir süre onun buradaki hayatından, bir süre de -bu süre daha fazlaydı- benim
Melez Kampı'ndaki yaşantımdan söz ettik. Babam bir arkadaşım olup olmadığını sorduğunda ona olumlu cevap verdim. Ancak cesaretimi toplayıp ona bir erkek arkadaşımın olduğundan bahsetmedim. Bir dahaki gelişimde söylemeyi umuyordum.
Kahvaltıyı bitirip biraz daha sohbet ettikten sonra sonunda gitme vaktinin geldiğini anladım. Vedalaşmak için babama sıkıca sarıldım ve "Hoşçakal baba..." dedim. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Yüzüne baktığında onun da benden farlı bir durumda olmadığını gördüm. Onu özleyecektim.
Kapıdan dışarı çıktım. Saat 12.30 olmuştu. İçimden 'Umarım çok kötü bir ceza almam.' diye geçirerek Nessie'nin gelmesi için kısa bir ıslık çaldım...
RP Bitmiştir.