İtiraf etmeliydim ki korkuyordum.O rüyadan mı yoksa, kardeşlerimin önünde küçük durumuna düşmekten mi olduğunu bilemiyordum.Üçümüzün aynı rüyayı-sanırım kabus- görmesi tuhaftı.Daha önce kardeşlerimle bir kaç olay yaşamıştık ve bunlar sıradan şeylerdi.Ama bu en tuhaf olanıydı sanırım.Ne yapmamız hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.Etrafıma bakarak, kılıcımı çıkardım.Alex ve Elena'nın hayranlık dolu bakışları üstünde kılıcımı Elena'ya verdim."Bu sende kalabilir şimdilik.Bu kılıç, kendini korumanı sağlayacaktır.Ben o kılıç ile bir çok savaş yaptım ve hepsinde başarılı oldum.Sahip çık.Senin benden daha fazla ihtiyacın var." dedim normal görünmeye çalışarak.Lider olmak kolay değildi ve liderler, kulübemizde ki tek kızı korumak pahasına önemli şeylerden vazgeçmeliydi.İlahi Bronz'dan yapılma hançerimi çektim.Bu Hançer, babamın kutsadığı özel bir hançerdi.Yani benim için oldukça fazla anlamı vardı.Hançerimin kabzasını kavradım.Elena bana hayranlıkla bakıyordu.Teşekkür ettikten sonra.Yer sallanmaya başladı.Tam bir şey söylemeye hazırlanıyordum ki bize doğru gelen bir kaç canavar gördüm.Hançer kullanmasını doğduğumdan itibaren biliyordum.Nedense ben elime aldığım her silahı iyi kullanırdım.Kardeşlerim, bunun özel bir yetenek olduğunu düşünüyordu.Her neyse.Hançerimi bir canavarın suratına sapladım ve geri çektim.Alex, başka bir şeylerle meşguldü ve ne yaptığını tahmin edemiyordum.Hançerimi Alex'in arkasında olan bir canavarın gözüne attım.Hançerim, tahmin ettiğim gibi bana geri döndü.Sonunda zaman gelmişti.