Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sıradan Bir Günün Felaketle Sonuçlanması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Daisy Ivana
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Daisy Ivana


Mesaj Sayısı : 128
Kayıt tarihi : 05/12/10

Sıradan Bir Günün Felaketle Sonuçlanması Empty
MesajKonu: Sıradan Bir Günün Felaketle Sonuçlanması   Sıradan Bir Günün Felaketle Sonuçlanması Icon_minitimeC.tesi Ara. 11, 2010 9:11 pm

Kampta ki tüm kıyafetlerimden sıkılmıştım. Bir kıyafeti ikinci veya üçüncü(!) kez giymek bende sinir hastalığı yaratabilirdi. Bu yüzden kamp müdüründen izin aldım. Ama bu hiç kolay olmadı. Tam iki saat boyunca - zaman kaybı - onunla konuşmama gerekti. Normal olan diğer insanlar gibi - pegasusum ile değil - bir taksi bulup New York'un yolunu tutmuştum.

Taksiyle New York'a doğru giderken huzursuz hissediyordum. İçimde aniden beliren bir sıkıntı vardı. Aman tanrım! Şimdi bu sıkıntı ile dört saat boyunca nasıl alışveriş yapacaktım. Kafamı taksinin penceresinden ayırıp önüme döndüm. Taksici dikiz aynasından bana bakıyordu. Ona baktığımı farkettinde hızla kafasını çevirdi. Afrodit'in kızı olmak çok zor. Elimde ki bilekliğime baktım. Altın ışık. Yayım ve oklarım. Evet biraz garip geldiğini biliyorum. Altın işlemeli bir bilezikle yay ve ok arasında nasıl bir bağ olabilirki.Bunu bana Eros hediye etti. Oklarım düşmanların kalbine tam olarak isabet ediyor ve onu etkisiz kılıyor. Düşmanlarıma karşı kullanabileceğim en güçlü silah. Yayımı ve oklarımı sıklıkla yanımda taşıyorum. Eros yayımı ve oklarıma şekil değiştirici bir özellik verdiği için yayım ve oklarım mucizevi bir şekilde şekil değiştiriyor ve altın bir bileklik halini alıyor. Bu sayede hep yanımdalar ve onları kolaylıkla taşıyabiliyorum. İşte tanrı ve tanrıçların mucizeleri.

Sonunda New York'un büyük alışveriş merkezinin önünde durduk. Küçük çantamdan bir miktar para çıkarıp adama uzattım ve taksiden çıktım. Taksiden çıkmamla gök gürledi ve aniden yağmur yağmaya başladı. Ne olduğunu anlayamadan sırıl sıklam kalmıştım ve bu da yetmezmiş gibi yoldan geçen bir araba yerdeki su birikintisine girip tüm suyu resmen üstüme boşaltı. Ben orada şok etkisi ile dikilirken elimde duran çantamı bir çocuk kaptı ve koşmaya başladı.
''Hey! Bekle!'' Çocuğun arkasından koşmaya başlarken ayakkabımın topuğu kırıldı ve ben yere doğru hızlı bir iniş yaptım.Yerden kalkarken insanlar bana iğrenç ötesi bakışlar gönderiyorlardı. Alışveriş merkezine baktım. Güvenlik görevlisi kapıyı kapatıyordu. Bakışları bana döndüğünde koşar adımlarla uzaklaşmaya başladı. Melez kampına nasıl dönecektim. Çantam gitmişti. Üstelik içinde bol miktarda para ve son model telefonum vardı.

Yağmur hızını kaybetmeden yağmaya devam ediyordu. Sokakta isteksizce yürümeye başladım. Babama gitsem desem malikane neredeyse iki kilimotre ötedeydi. Peki melez kampına nasıl gidecektim. Adımlarımı hızlandırdım ve melez kampına doğru gitmeye başladım. Aslında tam olarak hangi yoldan gitmem gerektiğini bile hatırlamıyordum. Saçlarım yağmru suyuna bulanmıştı, kıyafetim çamur içindeydi ve sanırım bir tırnağım kırılmıştı. Makyajım akmış ve cadı gibi görünmeme sebeb olmuştu. Sokağın karşısında ki parka doğru yürüdüm ve banka oturdum. Nasıl felaket bir gündü bugün oysa sadece bir saat önce süper güzel düşüncelerim vardı. Yeni elbiselerim olacak, bakım yaptıracaktım. Ama şimdi bunlar geri de kalmış kampa nasıl döneceğim konusunda endişeleniyordum. Bankta uzandım ve yağmurun soğukluğunu unutmaya, düşünmemeye çalıştım. Sabah olunca artık birşeyler yapmam gerekcekti ama şimdi yorgun düşmüştüm ve bir dilenciden bile beter görünüyordum. Yağmurlu gökyüzünde ki kanat çırpmalarını duydum. Bir kuşun kantarlarından çıkacak bir ses değildi. Bankta doğruldum ve kafamı yukarıya doğru döndürdüm.

Beyaz İnci. Yüksekte olmasına rağmen bana bakan mavi gözlerini görebiliyordum. Ayağa kalktım ve ıslık çaldım. İnci yavaşça parka indi. Etrafıma baktım. Hiçbir insan bizi farketmezdi cehennemden çıkam bir yağmur yağıyordu ve arabalar zaten hemen eve gitmek isteyen insanlarla doluydu. İnci'nin arkasında bindim ve melez kampına doğru havalandık. New York'a son kez baktım ve kampa dönmek için İnci'ye işaret ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sıradan Bir Günün Felaketle Sonuçlanması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yarışma // Sıradan Bir Günün Felakete Dönmesi
» Felaketle Sonuçlanan Bir Hikaye...
» Sıradan (!) Bir Gün.
» Sıradan ?
» İlk günün değerlendirilmesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: New York-
Buraya geçin: