Olayların böyle gelişebileceğini kim bilirdi ki, ben evde annemle, ÜVEY babamla , üvey kardeşimle yaşıyordum.Gerçek babamla hiç tanışmadım resmi bile yok. Annem onunla Yunanistan’daki bir kazıda tanışmış, (annem ondam bahsederken hep ağlar) o sırada bir Zeus kabartmasını temizliyormuş.Çok aşıklarmış annemle babam 3 ay kazı yerinde kamp yaparak yaşamışlar.Annem bana hamile olduğunu söylemek için çadıra girdiğinde babam yerine bir mektupla karşılaşmış ‘’Sevgili Emily, seni seviyorum bir kazı için mısıra gidiyorum…’’
İki yıl sonra bir annem mektupla babamın kazı altında kaldığını öğrendi.3 yıl sonra Nicholas ile evlendi. Bir yıl sonra Harry doğdu.
Okul balosu için hazırlanıyordum.O sırada kapı çaldı ve içeri Jack girdi.( benim obur, garip yürüyüşlü arkadaşım ) onunla baloya gidecektik..
Balo salonuna geldiğimizde Vargas kardeşler bana sinsi sinsi sinsi gülümsedi.Bizim okuldandılar ama bir türlü mezun olmuyorlardı. Ve bana nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı sinir oluyordular. Jack hemen beni pastaların yanına götürdü. Ve bir benim ağzıma iki kendi ağzına kurabiyeler tıkmaya başladı.
- Yeter Jack elbisem kirlenecek
-Üzgünüm Hermia ama ne yapıyım birşeyler yapmalıydım yoksa onlara çok dik dik bakıyorsun, bir şey yapacaklar diye korkuyorum
-Korkma Jack ben şimdi tuvalete gidim elimi yüzümü yıkıyım tamam mı ? Al sn bunu ye!
-Bende geleyim mi?
-Kızlar tuvaletine mi ? <o)
-Olmaz di mi ama sn dikkat et :S
Tamam diyip tuvalete gittim.Ellerimi yıkıyordum ki …
-Çabuk ol Hermia diyip beni camdan aşağı attı.Oda arkamdan geldi.Sonra cebinden çıkardığı bir kavalı çaldı ve camı otlarla kapattı ;
- bu onları fazla tutmaz diyerek elimden tutup koşmaya başladı.
- Kimleri tutmaz ?Sn ne yaptın otlara öyle hem nereye gidiyoruz Jack ? Sn delirdin mi beni camdan atarken aklından ne geçiyordu ?
- bütün sorulara şimdi mi ceva… diyip tökezledi ve düştü.o sırada fark ettim Arkamızda otlardan kurtulmaya çalışan Vargas kardeşler vardı
-Heh, bu yüzden mi beni camdan atın Jack. Bunlar sadece…
-Sus gel gel şuraya diyip beni kayanın arkasına götürdü. Yaklaşınca fark etim ki tenleri tebeşir gibi beyazdı, gözleri ise kıpkırmızıydı, dişleri kut dişi gibiydi, bacakları garipti.
-Vargas kardeşler Vampir mi ?!!
-Sus Hermia
- Hmm, bir melez ve bir satir Muhteşem değil mi kardeşim?
-Ah, evet kardeşim çok güzel kokuyorlar.
-hadi ama çıkın ortaya sadece tokalaşacağız, diyip bir kahkaha attılar. kısık sesle;
-Jack bunlar ne böyle?
-onlar Empusa ben sana koş dedi mi arkana bakma ve koş tamam mı oradaki koruluğa ve Simon diye bağır satir simon diye o seni kampa götürecek.al bu taşı acil bir durumda lazım olur dedi ve bir taş uzattı.
-Nasıl bir acil durum ne oluyor Jack ?
- Savaşman gerekebilir Hermia ŞİMDİ KOŞŞ dedi korkmuştum ve koştum olabildiğince hızlı Jack ise kavalı ile bir ezgi çalıyordu.Ama o anda fark ettim arkadaşıma yardım etmeliydim, taşı düşündüm bana nasıl yardım edebilirdi ki, saçmada olsa ki şuan yaşadıklarım kadar saçma olamaz uzaktaydım ve oraya gidene kadar her şey bitebilirdi. O anda ok ve yay düşündüm. Aklıma başka bir şey gelmedi.Elimde taş parçalandı bir duman çıktı ve biçim aldı ve sertleşti ok ve yay elimdeydi. Hemen bir tane atmak için elime aldım. O sırada gözümden bir yaş oka düştü hiç ok atmamıştım şimdiye kadar ama Vargas kardeşlerin bana puan vereceklerini sanmıyorum.oku çektim ve attım ve ok etrafa mavi bir kıvılcım saçarak sarışın Vargas kardeşi vurdu.Bir toz bulutu olup patladı.Diğer kızıl saçlı Vargas Yunanca bir şeyler söyledi ve alevler saçarak patladı ve yok oldu.Hemen Jack ‘in yanına koştum bayılmıştı ne yapacağımı bilmiyordum o an aklıma bir şey geldi ve koruluya koştum
-Simon !! Satir Simon!! Yardım et !! Jack bayıldı Satir Simon!! O anda bir ağaçtan bir şey düştü ve ayağa kalktı
-Ne var nie bni bu saatte uyandırdın, tenekemi getirdin yoksa
-Yo hayır efendim Jack, Jack bayıldı yardım edin efendim lütfen ağlıyordum korkmuştum ve sanki başka bir dünyadaydım annemin o araştırmaları, küçükken bana anlattığı efsaneler varlıklar gerçekti dünyam karma karışıktı şimdi ne olacağını kestiremiyordum. Belki karşımda da kötü biri vardı ama umurum değildi arkadaşım orda baygındı ve ben hiç tanımadığım bir, bir şeyden yardım diliyordum.
-Tmm en iyi arkadaşıma ne olduğunu merek ettim şimdi dedi ama ben o anda yere bayıldım son gördüğüm şey bazı yeşilimsi insanlardı ben ve Jack ‘i taşıyorlardı.
Gözlerimi açtığımda bir revirdeydim başımda bir çocuk vardı. Uyandığımı görünce anlıma dokunup bir şeyler söyledi, sanırım Antik Yunancaydı.tekrar uyudum.
Yine uyandığımda baş ucumda bunu iç yazılı bir meyve suyu vardı(okuması bir Hayli zor oldu ) içtim tadını şeftali suyu gibi beklemiştim ama daha farklıydı sanki sevdiğim her şey içindeydi.Bir bardak daha içmek için sürahiye ellimi uzattım.
-Yerinde olsam o kadar içmezdim fazlası bizi öldürebilir nede olsa dedi yine o çocuk ve çıktı. Açıkçası utandım . O çocuğun ardından Jack içeri girdi beni iyi görünce boynuma sarıldı.
- Dur Jack yavaş boğuluyorum . Hem seni dinliyorum nerdeyim? ne oluyor ? bn neyim?
-Şey Hermia, bazen hani Tanrılar ve Tanrıçalar dünyaya inerdi ya ve dünyadaki insanlardan çocukları olurdu.
-Perseus, Herakles gibi mi?
-Evet, ve sende öylesin Sende bir melezsin.
-Hayır, ben değilim, ben melez değilim, benim babam bir kazıda Mısırda öldü.
-Üzgünüm ama gerçek bu, burası da melezlerin sığındığı kendilerini geliştirdikleri yer.
-Ama tanrılar yok ki mitler eskiden insanların inandığı efsanelerdi.
-Hayır mitler gerçekti ve hep vardı.
-Peki babam kim ?
-Bunu bizde bilmiyoruz zaman içinde belli olacak.
Güldüm olanlar gülünçtü yeni bir sayfa açılıyordu hayatımda ama çok farklı bir sayfa...
Konu: Hermia Cocteau 
Perş. Ağus. 26, 2010 10:13 am
