15- Kulübeni temizleme rp'si yaz.
Mekan: Ait olduğun kulübe
Katılacaklar: Stell, Hec ve Robyn
2. DENETLEME İÇİN
Antrenmanlarla geçen zorlu günlerden biriydi o gün. Okçuluk alanında neredeyse vurulacak, kano gölünde neredeyse boğulacak ve Zeus'un yolladığı drakonla çarpışırken neredeyse yok olacaktım ama şu ana kadar hayatta kalmayı başarmıştım. Tam akşam yemeğine kadar biraz dinleneyim derken odanın içinde adım atılacak yerin olmadığını fark ettim. Daha geçen hafta toplamıştık ya! Ve denetleme yarındı! Birisinin bir şeyler yapması gerekiyordu. Hector ve Robyn hala çalışıyor olmalıydılar. Bu yüzden kollarımı sıvadım ve o yorgunluğa rağmen işe koyuldum. Öncelikle kıyafetlerimizi toparladım. Sandalyeye, yataklarımızın üstüne, hatta yerlere bile düşmüştü kıyafetlerimiz. Hepsini alıp bir sepete doldurdum. İşim bittikten sonra onları yıkamaya götürecektim. En azından ortalık biraz boşalmıştı.
Sonra yine etrafta bulunan kişisel eşyalarımızın her birini dolaplarımıza kaldırdım. Birazcık toz aldım ve camları sildim. Geçen sefer duvara yapıştırdığım duvar kağıtları çoktan yırtılmıştı. Bir haftada bunu nasıl başarabiliyoruz diye kendime sormadan edemedim. Yatağımın altında sakladığım ikinci duvar kağıdını çıkarttım. Bunun üzerinde kurukafalar ve aynı diğri gibi alevler vardı. Çok daha kaliteli, çok daha korkutucuydu.
İşim neredeyse bitmişti. Ama bir şeyi atlıyordum. Bir Hades kulübesi için fazla neşeliydi burası. Sanırsınız ki Artemis kulübesi...
Ortam korkutucu olmalıydı. Çok uğraşmama gerek kalmadan bana doğum günümde armağan edilen iskeletleri alıp odaya yerleştirdim. Öncelikle her birimizin yatağının dört ucunada birer kafatası koydum. Pencerelerin etrafınıda uyluk kemikleriyle döşedim. Hades heykelciklerimizi iyice temizledim ve tekrar başucumuza koydum. İşim bittiğinde de kulübenin çıkışından eserime baktım. Korkutucuydu! Bu harika olmuştu.
"Vay canına, buraya Hades'in dekorasyoncusu mu geldi?" dedi o sırada odaya giren Robyn. Gülümseyerek:
"Evet, nasıl olmuş? Beğendiniz mi?" diye sordum. Hector ve Robert resmen ağızları bir karış açık etrafı inceliyorlardı. Hector yatağının kenarındaki kafatasına dokunurken:
"Beğenmek mi? Harika olmuş Stell" dedi. Robyn'de duvarlara bakıyordu.
"Sen mimar olmalıymışsın" dedi. Mutlu olmuştum. En azında bu hafta da bulaşıkları biz yıkamayacaktık...