Tanrı Babamla Tanışıyorum

Kulübemde oturmuş düşünüyordum. Düşündüğüm şey babamdı. Onu hiç görmemiştim ve gerçekten çok merak ediyordum. Kaç gündür Melez Kampı'ndayım, bir kere bile ziyaretime gelmemişti. Ed boşuna bekleme sen onun yanına git demişti. Acaba gideyim mi? Babam kızmazdı heralde. Evet evet, en iyisi benim onun yanına gitmemdi. Hemen ayağa kalktım ve üzerimi giyindim. Saçımı taradıktan sonra kulübemden çıktım. Empire State Binası'na Troya ile gidicektim. Pegasus Ahırları'na vardım ve yolculuk için Troya'yı hazırladım. Her şey tam olunca pegasusun üzerine bindim ve uçmaya başladık. Aşağıya baktım. Her yer kuşbakışı görünüyordu. Meğer New York ne kadar da güzelmiş. Uzun bir süre daha uçtuktan sonra Empire State Binası'na geldik. Yere indiğimizde Troya'yı yolladım ve içeri girdim. Görevli bana dik dik baktı. Yanına gittim ve konuşmaya başaldım.

"Ben Hephaistos'un kızıyım. 600.kata çıkmak istiyorum."

"Burada 600. kat yok."

Görevli güzellikten anlamıyordu. Bende zor kullanırım o zaman. Kılıcımı çıkardım ve görevliye dayadım.

"Emin misin?"

"Asansöre bin ve 600. kata çık."

Gülümsedim ve kılıcımı yerine koydum. Görevli bayağı korkmuştu. Asansöre gittim ve içine bindim. Asansör 600. kata çıkmaya başladı. 90'lardan kalma güzel bir müzik çalıyordu. Çok eskiydi ama güzeldi. Kısa bir süre sonra 600. kata vardım ve asansörden indim. Çok heyecanlıydım. Geri dönmek istiyordum ama bunu yapamazdım. Buraya kadar gelmiştim. Mecburi yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Olimpos şahane bir yerdi. O kadar güzeldi ki her yere bin basardı. Etrafımı izleye izleye Olimpos Konseyi'ne vardım. İçeri girdiğimde babamı gördüm. Sadece babam vardı. Üzerinde Yunan zırhıyla müthiş tahtında oturuyordu. Aşırı heyecanlanmıştım. Konuşamıyordum. Babam bana baktı ve gülümsedi.

"Merhaba kızım."

"Merhaba baba."

"Beni görmeye gelmen iyi oldu. Bende sana bir şey verecektim."

Babam bana bir şey mi verecekti? Yani bir hediye mi alacaktım babamdan? Çok şaşırmıştım. Bunu hiç beklemiyordum. Babamın yanına gittim ve uzattığı hediyeyi aldım. Bu bir kemerdi ama normal bir kemer olmadığı çok belliydi. Bunun bir sihri vardı. Babama baktım.

"Teşekkür ederim baba. Bu kemerin ne sihri var?

"İstediğin zaman bütün vücudunu sarar ve sana kalkan olur kızım."

Bu çok güzel bir hediyeydi. Tam benim istediğim türdendi. Babama nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. Uzun bir sessizlikten sonra babam sessizliği bozdu.

"Kampa geri dönmelisin kızım. Sonra tekrar görüşürüz."

"Tamam baba, sen nasıl istersen."

Babama tekrar gülümsedikten sonra arkama döndüm ve Olimpos Konseyi'nden dışarı ıktım. Bu sefer hiç etrafıma bakmadan doğruca asönsere bindim ve aşağıya indi. Çok mutluydum ve hemn kamapa geri dönmek istiyordum. Empşre State Binası'ndan dışarı çıkınca Troya'nın üzerine bindim ve kampa doğru uçmaya başladık.