-Büyük bina değil mi ?
-Keinlikle.
Dan ile New york'da geziniyorduk ve Dan Empire State binasını görmek istemişti bende itiraz etmedim çünkü buraya gelip babamla konuşmak istiyordum. Beni sadece kulubeye geldiğimde ziyaret etmişti. Ne yalan söyliyeyim sıcak kanlı biriydi ve onu özlemiştim.
-Tırmansak mı Kev ?
-Daha önce yapmıştım.
Bu doğruydu daha önce bu binaya tırmanmıştım... hatta tırmanırken camdan irine el salladığımı bile hatırlıyorum. Zavallıcık orada bayılmıştı. Dan'e döndüm ve bana pörtlemiş gözlerle baktığını farkettim. Omuz silktim.
-Hey Dan sen etrafta dolaş benim içerde bir işim var.
Başını sallayıp bana gülümsedi ve arkasını dönüp koştu. Arkasından 1 saat sonra burada ol diye bağırsamda... beni duyduğunu pek sanmam. Binanın kapısına doğru yöneldim ve kapıyı açıp içeri girdim. Resepsiyoniste doğru yürüdüm. Ben daha birşey diyemeden asansörü gösterdi. Teşekkür edip asansöre bindim ve en üstte olan düğmeye bastım.
İşkence inanılmazdı. Vücudumun her parçası acı çekiyordu... ve o ses tanrılarım o ne korkunç bir sesti. Dizlerimin üstüne çöktüm ve kulaklarımı ellerimle kapadım.
-Lütfen baba ! Lütfen bu işkenceye son ver... bu müzikde ne yahu !
Gözlerimin önünde bir ışık süzmesi belirdi ve müzik kesildi. Önümde güneş gözlükleri takmış ve kot giyen bir adam duruyordu.
-Haha çok komik evlat. Daha iyisini biliyorsan söyle de onu çalalım.
Gülümsedim ve kulaklarımı kapamayı bırakdım. Sanırım komik görünüyorduki oda bana gülümsedi.
-Burada ne yapıyorsun Kev ?
Şaşkın bir şekilde kaşımı kaldırdım. Ona baktım ve kınıyan bir ses tutturdum
-Bir melez babasını ziyarete gelemez mi ?
-Şey burada olmasan daha iyi olur...
-Biliyorum... biliyorum...
-Hayır bilmiyorsun eğer Zeus beni bu halde yakalarsa seni kızartır banada uzaklaştırma verir.
-Senin adına üzüldüm
Sırıttı... daha sonrada bana sıkıca bir sarılıp. Asasnsör düğmelerine döndü. Durdurma düğmesine basıp daha sonra birinci katı seçti.
-Şimdi gitmem gerek ama Kev unutma beni görmek istediğin zaman nereya bakacaığını biliyorsun.
Yine bir ışık oluştu ve babam bu sefer ortada yoktu. Aşağı indiğimde asansörden çıktım ve Kapıya yöneldim. Resepsiyonistim yanından geçerken kucağına bir drahm fırlattım. Dışarı çıktım ve o anda Dan'i gördüm. Elinde bir sosisliyle birlikte beni bekliyordu.
-Daha bir saat olmadı ki.
-Evet ama burada sosisliden başka ilgimi çeken birşey yoktu... İşini hallettin mi ?
-Evet
-Nasıl gitti ?
-Teknik olarak Dan...kısa
Kolumu boynuna attım ve sosislisinden bir parça kopardım.
-Hadi kapma geri dönelim.