Empire State'in büyük bir bina olduğunu kabul etmeliyim daha dışarıdayken onu görünce ''vay be'' demiştim. Kapıya yaklaştığımda biri bana çarptı ve cüzdanını düşürdü. Yerden cüzdanı aldım ve adama fırlattım. Cüzdan adamın kafasına geldi ve adam kafasını tutup arkasını döndü. Bana ne yapıyorsun sen gibisinde baktı. Bense sadece kafasına çarpıp yere düşen cüzdan gösterip şöyle dedim...
-Önüne bak sersem...
İşte benim pardon bayım cüzdanınız düşmüş deme şeklim böyleydi. Tamam belki garip biri olabilirim ama insanlardan pek hoşlanmazdım. rahat bırakılmayı , yanlız kalmayı ve düşünmeyi severdim...
Kapyı çevirdim ve içeriye girdim. Kev'in dediğine göre burada bir görevli varmış. Onunla konuşursam bana olimposa çıkılacak yolu göstereceğini söyledi. Yandaki resepsiyona ilerledim ve masann üzerinde salyasını akıtarak uyuyan adamı zile defalarca basarak uyandırdım. Anında fırladı ve etrafına ne oluyor ? dercesine baktı. Sonra gözleri bende kilitlendi ve yandaki asansörü gösterdi.
-Sağol...
Asansöre doğru ilerledim ve kapının tuşuna bastım. Asansörü beklerken yanıma bir adam geldi ve benimle birlikte asansörü beklemeye başladı. Adamın uzun bir ceketi ve kocaman bir göbeği vardı. Bir iç geçirdim ve sesimin sakin kalmasına çalıştım
-Seni yukarıda görmey, bekliyordum...
Adam bana bakmadı ama gülümsedi. Sadece elini cebime sokup çıkardı ve gitti. gittiğinde elimi cebime soktum ve bir kağıt koyduğunu fark ettim. Kağıtta şöyle yazıyordu
''Benimle tuvaletin orada buluş...''
Buluşmak için ne güze bir yer seçmişdi süper babam değil mi ?...
tuvaletlere doğru ilerledim ve kapıyı açdım. Ceketli adam yani babam bir pisuvar'a tuvaletini yapıyordu. yanında yerimi alıp tuvaletimi yapmaya başladım. Bana döndü...
-Eee ne yapıyorsun ?
Ona bakmadım ve kendi işimle ilgilenmeye devam ettim. Ağzımı açtım...
-Hiç... sadece canavarların falan peşinde koşturuyorum...
Bana bakmaya birkaç saniye devam etti ve sonra kendi işine döndü...
-İyi... iyi...
Bende işimi bitirdim ve ellerimi yıkamaya gittim. O ise kapıya doğru ilerledi ve gülerek şöyle dedi...
-Seni kampta görürüm o zaman...
Sonra ''ellerini bile yıkamadan'' çekip gitti ki bu babamın ne kadar temiz bir insan olduğunu açıklıyor. Bende ellerimi yıkadım ve kapıdan çıkıp resepsiyoniste doğru ilerledim. Ona tuvaletlerin iyi olduğunu söyleyip (?!?) çıktım...