Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 7:41 am

Beklediğim an gelmişti.Sonunda, Empire State binasına doğru uçuyorduk.Athena, bizi konseye çağırdığından sonra belki de ilk defa kararlıydım.Tamam, Athena bize bir görev verecekti ya da Olimpos Tanrıları tarafından küle dönüşecektik -ki buna meraklı değildim- ama bir tanrıçanın isteğini geri çeviremezdim.Ama kararlıydım ve kararlılığımın liderliğime de yansımasını bekliyordum.Belki de bunun için Mitchie'nin önünden gidiyordum.Güneşe doğru tekrar baktım.Sonra da aşağı.Manzara güzel olsa da oldukça fazla bir yolumuz vardı.Bedenime çarpan rüzgar, hoş bir serinlik uyandırıyordu.Gözlerimi kapayarak, kafamı pegasusuma dayadım.

Gözümü tekrar açtığımda, bir odadaydım.Oda, oldukça büyüktü.Antik yunanca yazılmış yazılar ve resimlerle doluydu duvarlar.Göğe baktığımda, zifiri karanlıktan başka hiç bir şey yoktu.Odayı, yeşil renkte ki ışıklar aydınlatıyordu.Manzara karşısında nefesim kesildi.Burayı daha önce biliyordum.Burası, Olimpos konseyiydi.Gerçi burayı hiç akşam görmemiştim.Oda, rahatsız edici bir loşluğa sahipti.Önümde on beş metrelik tahtlar duruyordu.Bedenime soğuk bir ürperti geldi.Fısıltılar duyuyordum.Kıpırdamak istiyordum ama hareket edemiyordum.İki tane adamın siluetini gördüm.Adamlar bana doğru yaklaşınca nefesimi tuttum.Ama beni görmemiş gibiydiler.Yanımdan öylece geçti.Adamlar, benim bile anlamadığım bir dilde konuşuyordu.Şaşkınlıkla bu adamlardan birinin balıkçı kıyafeti giydiğini gördüm.Oldukça aşina geliyordu.Lia ile aynı yüz hatlarına sahiptiler, sesi Labirent de ben ölmek üzereyken zihnimde konuşan sesti.Tabii ya Poseidon ! Poseidon, beni görmemiş gibi önünde ki adama hızlıca bir şeyler söyledi.Gözüm Poseidon'un önünde ki adama kaydı.Oldukça korkutucu bir miğfere sahipti.Gözleri ise... ona daha fazla bakarsam çıldıracağımı fark ettim.Hades ve Poseidon ile karşı karşıyaydım ama beni görmemiş gibi davranmaya devam ediyorlardı.Poseidon benim olduğum noktaya bakıp bir şeyler fısıldıyordu.Hades, gözlerini bana dikti.Titriyordum.Birden sahne çözüldü.Kendimi, tekrar bir odada buldum.Oldukça iri yarı bir adam duruyordu.Karşısında ise bir kadın vardı.Gözüme takılan ilk şey kadın oldu.Kadının güzelliği nefesimi kesiyordu.Kadının her yeri kusursuzdu.Ağzımı açarak ona baktığımı fark ettim.Sonra Maya'yı düşünerek gözlerimi karşısında ki adama diktim.İlk başta gözüme takılan şey, gözlerinin içinde alevler olmasıydı.Oldukça havalı olduğunu itiraf etmeliydim.Her yeri savaşmaktan yara olmuştu neredeyse.Tahmin ettiğim şekilde Ares, sevgilisi Afrodit'e bir antik yunanca bir şeyler söylüyordu.Anlayabildiğim tek şey "savaş" oldu.Sonunda Afrodit'in gözleri bana takıldı.Güzelliği karşısında büyülensem de mitoloji de Afrodit'i aklıma getirdim.Üvey annemdi.Ama Ares ile birlikteydi.Sinirlenmeye başlıyordum ama sonra sahne çözüldü.

Neredeyse pegasusumdan düşüyordum.Mitchie geldiğimizi işaret ediyordu bana.Uykulu gözlerle önümüze baktım.Önümüzde Empire State binası duruyordu.Gördüğüm rüyanın etkisindeydim hala.Acaba görevin bununla bir ilgisi olabilir miydi ? sonunda pegasuslarımızı yere indirdik.Empire State bütün ihtişamı ile önümüzde duruyordu.Vakit kaybetmeden içeri doğru girdim.Arkamdan gelen Mitchie'nin de aynı şeyi yaptığını gördüm.Sonunda görevlinin olduğu yere geldik."600.Kat lütfen.Tanrıça Athena bizi davet etti." dedim sıkılmış bir sesle.Görevli kaşlarını çatıp bize baktı.Sonunda başını tamam anlamında sallayarak, bize anahtarı verdi.Herhalde hergün kılıcın boynuna dayanmasını hoş bulmuyordu.Asansöre doğru ilerledim.Iyyk, yine mi 80'ler ?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mitchie Carter
Demeter'in Çocuğu
Demeter'in Çocuğu
Mitchie Carter


Mesaj Sayısı : 492
Kayıt tarihi : 18/09/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: Geri: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 8:39 am

Asansöre bindiğimiz andan itibaren iğrenç bir müzik çalmaya başladı. Ben de müziği dinleyemeyeceğim için düşüncelerimi dinlemeye başladım. Çok heyecanlıydım, Athena bizi çağırmıştı ve buraya uzun zamandan sonra ilk kez geliyordum. Sadece Demeter'le konuşmak için gelmiştim, o da annemdi yani doğaldı. Ed daha önce gelmiş miydi bilmiyorum ama lider olduğu için soğukkanlı davranmaya çalıştığının farkındaydım. Ama ben asansörü zangırtadacak şekilde titriyordum, dişlerim birbirine vuruyordu. Kim olsa heyecanlanırdı, Athena iki melezi çağırmıştı, hem de huzuruna. Koskoca Bilgelik Tanrıçası... Hayrandım zaten kendisine her zaman belirtmişimdir, o yüzden Athena çocuklarına da ayrı bir sempati duyarım.

Ben düşüncelerime dalmışken Ed'in sesiyle kendime geldim. "Haydi Mitch, Athena'nın huzuruna çıkacağız, geç kalmak istemezsin." Kendime gelerek asansörden indim ve karşımda eşsiz bir manzara gördüm. Burasının boyutu ölçülemezdi ve yerden bayağı yüksekte olduğumu hissedebiliyordum. Bu duygu tarif edilemez derecede muazzam ve o derece korkutucuydu. Bulutların üzerindeydik, ve Olimpos'ta ilerliyorduk. Gördüğüm her şeyi elleme arzusu duyarken bunu yapmanın yanlışlığı beni dizginleyebiliyordu ancak. Hayatımda bu kadar güzel bir yeri daha kaç kez görebilecektim? Yaşayacağımın bile garantisi yoktu ki bu görevle beraber. Belki Athena bizi kullanacaktı, ama olsun; Athena'nın isteği huzurunda her şeyi yapabilirdim.

Olimpos'ta ilerlerken oradaki varlıklar bize acayip acayip bakıyorlardı. Korkmuştum açıkçası, parmakla gösterilmek hiç hoş bir duygu değildi. Ed'e döndüm ve acele etmesini istedim. "Enişte, biraz daha hızlı götürebilir misin bizi konseye?" Çünkü gerçekten iyi hissetmiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: Geri: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimeSalı Ara. 07, 2010 2:54 am

"Enişte, biraz daha hızlı götürebilir misin bizi konseye?"

Bu ses karşısında irkildim.Belli ki Mitchie de bize bakan gözlerden hoşlanmamıştı.Gerçi ben buna alışmıştım artık.Neredeyse her gün Olimpos'a gidiyordum.Ama konseye sadece bir kez gitmiştim.O da Athena'nın Tiff'e görev verdiği gündü.Şimdi bu görevi ikimiz alıyorduk.Şimdi Tiff'i daha iyi anlıyordum.Midemde bir şeyler kıpırdamaya başladı.Babamı üçüncü kez görecektim ve her oğul gibi heyecanlıydım.Babam, ikinci görüşmemizde bana bir hediye vermişti.Bronz Ejder.Adı ile yaptığı iş arasında oldukça fark vardı ama ben bu adı seviyordum.Normalde, beş santimlik küçük bir demir top şeklinde görülürdü.Ancak, ancak antik yunanca babamın adını tekrarladığım zaman, top şekil değiştirmeye başlıyordu ve iki metrelik.Metal bir kaplana dönüşüyordu.-sizin anlayabileceğiniz şekilde bir otomaton kaplan.- ve kaplana emirler verebiliyordum.Kaplanım da rakibine göre boyunu değiştiriyordu.Bir de Styks nehrinden yapıldığı için yenilmez ve yorulmaz.Başım dertte olmadığı zamanlar onu sadece arkadaşlık etsin diye çağırıyordum.-Oldukça sevimli bir otomaton.Ama bunu dediğimi kimseye söylemeyin.- Şimdi ise Bronz Ejder, cebimde duruyor ve cebimden çıkmaya sabırsızlanıyordu.Babama gittikçe yaklaşıyordum.Onun önünde kendimi küçük düşüremezdim.Mitchie de heyecanlı gibiydi.O da nasıl olsa annesi Demeter'i görecekti.Konseyin girişi, Medusa'yı bile kıskandıracak heykellerle süslüydü.Yutkunarak, içeri doğru adım attım.

Konsey aynı rüyamda gördüğüm gibiydi.Sadece biraz daha aydınlık, ve tavan ise açık maviydi.İlk gözüme çarpan şey, ortalıkta ki gerilimdi.Evet, etraftaki gerilim sinirimi bozuyordu doğrusu.Gözümü diğer tanrı ve tanrıçalara çevirdim.Ares ve Afrodit eksik gibiydi.Poseidon ve Hades de ortalıkta gözükmüyordu.Gözüm babama doğru ilişti.Metalden tahtıyla ihtişam saçıyordu.Kendisine baktığımı görünce gülümsedi ve baş parmağı ile aferin işareti yaptı.Babam, genellikle Olimpos'a pek uğramazdı.Daha çok atölyesinde olurdu.Bunun için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm.Bir kaç dakika sessizlikten sonra Athena ayağa kalktı.Artık cesaretimi toplamalıydım.Mitch ile göz göze geldik.Tanrıça Athena, insan boyutuyla önümüzde duruyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: Geri: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimeÇarş. Ara. 08, 2010 1:54 am

Demeter kızı da Hephaistos oğlu da çağrıma kulak verip, huzuruma zamanında çıkmayı başarmışlardı. Konseyde bulunanlara hızlıca göz attıktan sonra, ikisine dönerek insan boyutumu aldım ve diğerlerinin bizi duyamamasını sağlamak için etrafımızda görünmez bir küre oluşturdum. Eh, bugün Zeus'a sadık olan bir kardeşimin yarın Ares ile iş birliğine gitmeyeceğini bilemezdim, değil mi? Tedirginlik ve biraz da korkuyla bana bakan Mitchie'ye döndüm ve hafifçe gülümsedim. Söyleyeceklerimi dikkatle dinleyebilmesi için üzerindeki gerginliği biraz atması gerekiyordu. Sonra, arkadaşına göre çok daha iyi durumda olan -veya duygularını gizlemekte daha usta olan- Eduard'a döndüm, bir an önce konuşmaya başlamam için sabırsızlanıyormuş gibi bir hali vardı. Onları daha fazla merakta bırakmak istemiyordum, zaten kısıtlı bir vaktim vardı, konuşmaya başladım. "İkiniz de geçen konsey toplantımızdan beri bir şeylerin ters gittiğinin farkındasınızdır. Normalde melezlerin haberdar olmaması gereken bir konu bu ama, yaşadığınız dünyanın tehlikede olduğunu bilmenize hakkınız olduğunu düşünüyorum. Poseidon ve Hades, Kronos'a karşı savaşında Zeus'a destek oldukları için şimdi karşılığını istiyorlar; tahtta hak sahibi olmayı. Tabii bunun çeşitli felaketlere yol açacağını herkes öngörebilir, çok aşikar bir durum. O ikisinin kesinlikle 21 Aralık günü yapılacak oylamayı kazanmaması gerekiyor. Sizden ricam, oylarını bu iki tanrıya verecek olan iki kişiyi fikirlerinden caydırmanız. Bu kişiler, Tanrı Ares ile Tanrıça Afrodit." Konuşmamı bitirdiğimde üçümüz arasında uzun bir sessizlik yaşandı. En sonunda Hephaistos oğlu Eduard başıyla sözlerimi onayladıktan sonra, "Siz nasıl isterseniz Tanrıça Athena." demeyi başardı. Kaşlarımı kaldırarak Demeter kızına döndüğümde ondan da "Merak etmeyin, elimizden geleni yapacağız." cevabını aldım. Gülümseyerek etrafımızdaki görünmez kürenin yok olmasını sağladım ve tekrar ilahi boyutuma erişip tahtıma oturdum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
Mitchie Carter
Demeter'in Çocuğu
Demeter'in Çocuğu
Mitchie Carter


Mesaj Sayısı : 492
Kayıt tarihi : 18/09/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: Geri: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimePerş. Ara. 09, 2010 4:56 am

Tanrıça Athena bize görevi bahşettikten sonra mucizevi bir şekilde ışıklar saçtı ve gerisini görememiştim. Gerçi burada olmam, tanrı ve tanrıçaların gerçek olması ve mitolojiden bir melez olmama rağmen çok düşük notlar almam da mucizeviydi ama Tanrıça Athena Ed ve beni seçmişti. Dünya tehlikedeydi, üç ilahi gücün çarpışması her şeyi yok edebilirdi. Anlamadığım şey ise bunu önceden bilebilecek olan Ares'in neden Zeus'a oy vermeyeceğiydi. Şeytani düşünmek istemiyordum ama elbette onun da çıkarları olacaktı. İçimden Ares'e ve sevgilisi Afrodit'e kızdım ama içimin okunabildiğini bildiğimden bu durum fazla kısa sürdü. Daha yeni savaştan çıkmıştık, şimdi de iç savaşa sürükleniyorduk. Bu hiç hoş değildi, fazlasıyla rahatsız ediciydi. Görev belki kamptaki otoritemi arttırabilirdi. Bir Demeter kızı olarak kimse beni ciddiye almıyordu, duyduğum sözler genellikle hep bitkilerinle ilgilen sen türünden oluyordu. Bundan sıkılmıştım ve bu görevi aldığım için artık korkmuyordum, aksine muhteşem bir heyecan duyuyordum. Bir an önce göreve başlamak istiyordum. Ama birden düşündüm. Tanrıça Athena'nın dediklerini. "Normalde melezlerin haberdar olmaması gereken bir konu..." Belki yaptıklarımdan başka melezlerin haberi olmazdı. Kendi kendime avunurdum. Kimse bilmeden iki ilahi varlığı Zeus'a yöneltebilirdim. Ama umrumda değildi çünkü Athena bize bir görev vermişti ve yapacaktım. Derin nefes alarak belki de son kez Olimpos'a baktım. Ardından Ed'e döndüm. Ne diyeceğimi anlamış gibi başını salladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Empty
MesajKonu: Geri: İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2   İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2 Icon_minitimePerş. Ara. 09, 2010 9:08 am

Afallamıştım.Tamam, Tanrıça Athena'nın bize bir görev vereceğinden neredeyse emindim ama görev çok tuhafıma gitmişti.Rüyamda gördüğüm şeyleri düşündüm.Poseidon ve Hades konuşuyorlardı.Ares, Afrodit'e savaş hakkında bir şeyler mırıldanıyordu.En sonunda bu rüyanın Athena'nın işareti olduğuna inandım.Veya başka bir seçeneğim yoktu.Ares, sevdiğim bir tanrı değildir.Hayır, kesinlikle değildir.Özellikle Afrodit ile sevgili olmasını her Hephaistos çocuğu gibi karşıydım.Ama Ares'i ikna etmek istiyorsak, ilk olarak ona saygı duymalıydım.Bu düşündüklerimi unutmak istermiş gibi dudağımı ısırmaya başladım.Ares ve Afrodit'in sevgi dolu aşk kelimelerinin önünde nasıl katlanabilirdim ki ? düşüncelerimi Mitchie'nin bakışları kesti.Gitmemiz gerekiyordu.Bir Tanrıçaya hayır diyemezdik.Bunun için görevi yerine getirmeliydik.Gözlerimi yumdum.Düşünmeye ihtiyacım vardı.Ayrıca Ares'i nasıl ikna etmeyi düşünmek.Ayrıca Ares'in nerede olabileceği hakkında kafa yormak....

Bir savaş tanrısı olarak havalı yerlerde dolaşırdı kesin.Havalı kelimesini duyduğumda aklıma ilk Lotus Kumarhanesi geliyordu ama bir tanrının çocuk dolu zamanı hapseden bir kumarhanede olduğunu hiç zannetmiyordum.Ama başka nerede olabilirdi ki ? aklıma hiç bir yer gelmiyordu.Sanırım Lotus Kumarhanesine gitmekten başka seçeneğimiz yoktu.Fikrimi Mitchie'ye açıklayacakken omzumda bir el hissettim.Otomatik olarak arkamı döndüm.Arkamda tanıdık ve bana gülümseyen bir yüz vardı.Babam, elini omzumdan çekti ve konuşmaya başladı."Bence oğlum son düşündüğün yere gitmelisin.Aradığını orada bulacaksın." dedi ve göz kırptı.Babama gülümsedim ve teşekkür ettim.Babam, arkasında gri bir toz tabakası bırakarak yok oldu.Mitchie şaşırmıştı ve bana sormaya hazır gibiydi ama ona fırsat bırakmadan açıklamaya başladım.

Sonunda asansöre binmiştik.Gözlerimi yumdum.Çalan şarkı hoşuma gitmişti.Yoksa ben de mi eskiyorum diye düşündüm gülümseyerek.Bu durumda artık nasıl olumlu düşünebiliniyorsa artık.Sonunda Mitchie ile Empire State binasından çıktık.Pegasuslarımız bizi bekliyordu.İron'a yaklaştım ve kafasını okşamaya başladım."Oğlum Vegas'a gidiyoruz."


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange ve Mitchie Heinz ~ 1
» İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 3
» İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 4
» İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 5
» İkna Çabaları ~ Eduard R. Longrange & Mitchie Heinz ~ 6

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: