Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 'Pofff Temizlik' no: 7

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

'Pofff Temizlik' no: 7 Empty
MesajKonu: 'Pofff Temizlik' no: 7   'Pofff Temizlik' no: 7 Icon_minitimeC.tesi Ara. 04, 2010 7:55 am

(Bir Robert Harris ile ev hanımı nasıl olunur programına daha hoşgeldiniz efendim. Sorunun cevabını denetleme 3'te bulamadı, tekrar deneyecek şimdi. Üç ay boyunca Tanrıça Athena'nın tahtını temizlediği o feci trajik anları saymazsak, rp'lerden yırtmayı öyle ya da böyle başardı ama buraya kadarmış. Eh, Hades'e de biraz birincilik kazandırması lazım ama, değil mi? Sonuçta Küçük Cadı ile Mr. Hakem tüm işleri ağabeylerine yüklemeye çok meraklılar. Eh, Robyn de yufka yürekli olunca -hep Rose ile tanıştıktan sonra olmaya başladı bunlar- dayanamıyor işte, onların sorumsuzluklarının bıraktığı açıklıkları, kendi çalışkanlığıyla kapatmaya çalışıyor... Biliyor, geveze biri ama şu parantezi kapattığı zaman temizlik rp'si yazmaya başlayacağını bilmesinin getirdiği bir çene düşüklüğü bu. Neyse, kaçışı yok sanırım... Eziyet başlıyor! Yani... Robyn için eziyet. Nedenini anlayamasa da onun temizlik rp'leri kendisinden başka herkesi eğlendirir de...)


"Yapma..." diyordu ses, "Ona zarar verme!.." Gayipten gelen bir fısıldamadan farksız olan bu ton, 'kabadayı' tabiriyle özdeşleşmiş Robert'ın gözlerinin dolmasına neden oldu yine. Annesinin çaresiz yakarışları sık sık kabuslarına konuk olur, onu anlayamadığı bir nedenden ötürü fazlaca etkilerdi. Ah, şu kabusları yok muydu zaten?.. Bu sefer, en sevdiği 10 mekan listesinde asla yer alamayacak olan Tartarus'taydı. Yalnız da değildi; uçurumun en ucunda gözlerindeki hain parıltıyı açıkça seçebildiği babası, diğer tarafta ise yere diz çökmüş, son gücüyle Ölüler Tanrısı'na yalvarmakta olan annesi vardı. Annesi Robert'ın daha önce hiç görmediği kadar fazla ağlıyordu. Bu yakarışlara kimse karşı koyamazdı; belki sadece Yeraltı Tanrısı'nı etkilemekte yetersiz kalabilirlerdi. Babası Robert saydammışçasına onun içinden bakarak, doğrudan annesine hitaben konuştu: "Yaşarsa onu ve tüm Olimpos'u kötü bir kader esir alacak. Şimdi bunu yapmamız en iyisi." O sırada Robert, orada gerçekten bulunmadığını, bedensiz bir ruhtan ibaret olarak bu ana konuk olduğunu kavradı. Yine de rahatsızlık hissiyle kenara çekilerek, annesi ve babasının bakışlarını onun içinden geçirmeden birbirlerini görebilmesine olanak tanıdı. Titrek elleriyle yüzünü örtmüş, hıçkırıklardan kendini kaybetmiş annesini, yaşanan suskunlukta biraz inceleme fırsatı buldu. Üzerindeki giysilerden anladığı kadarıyla annesi onu son görüşünden beri epeyce kilo almıştı. Saçları da şimdi oldukları gibi kızıl değil, doğal rengi olan kahverengiydi. Suratı da, amaçsız mücadelesinin getirdiği tüm o kasılmalara rağmen şimdiki halinden daha genç birinin yüz hatlarına sahip gibiydi. O anda Robert, anladı. Geçmişe, annesinin ona hamile olduğu bir zamana gitmişti. Melezler rüyalarında üç ayrı zamanla ilgili görüntülere tanık olabilirlerdi; o bilinci henüz oluşmamışken yaşanan bir sahnenin kesitini izliyordu şimdi. Boğazında kocaman bir düğüm oluştuğunu hissetti. Annesiyle babasının bahsettiği 'tehdit', Robert mıydı? Düşüncesi bile korkunçtu! Ama söylenenlere bakılırsa... acı da olsa doğruluk ihtimalleri yüksekti.

Annesi tüm gücünü toplamasına rağmen sadece hafif, titrek bir nefes almayı başarabildi. Son bir gayretle ellerini destek olarak kullanarak ayağa kalktı ve oğlunun o çok sevdiği kendinden emin, otoriter ses ile, Tanrı Hades'e meydan okumaya başladı. "Hayır. Sen ve senin lüzumsuz akrabalarının geleceği beni ilgilendirmiyor. Ne olursa olsun -bu uğurda ölecek olsam bile- oğlumdan vazgeçmeyeceğim. Son sözüm budur." dedi. Tanrı Hades, eğlendiğini vurgulamak ister gibi bir kahkaha attı ve "Zaten bir gün öleceksin. Birkaç yıl daha erken olması kimin umurunda sanki?! Ben sadece sana bir seçenek sundum." dedi. Çakmak çakmak gözleri öfkeyle kısılmış annenin, geri adım atmaya niyeti yoktu. "Lanet olasıca sis yüzünden nerede olduğumuzu bile tam olarak anlayamıyorum. Tek bildiğim şey senden de diğerlerinden de korkmadığım. Bana ne yaparsan yap ama oğlumdan uzak dur." Dudaklarındaki gerilmeden de açıkça fark edildiği gibi, Hades artık eğlenmiyordu. Sinirle arkasını bir zamanlar sevdiği kadına döndü ve sağ elini Tartarus'un dipsiz çukuruna doğrulttu. Artık her şey için tek gereken, bir emirdi. Ama Ölüler ve Yeraltı Tanrısı, bir annenin çocuğunu korumak adına neler yapabileceğini binlerce yıldır süren hayatı boyunca öğrenememişti. Hışımla arkasını döndü ve gösteriye katılan yeni rol oyuncusuna nefretle baktı. Açık lila rengi bir elbise giymiş, parlak saçlarını tepesinde topuz yapmış güzel kadın, rahat bir şekilde elinde tuttuğu tavuşkuşu benzeri yelpazesiyle, Tartarus'un boğucu atmosferinde etkisiz hava dalgaları yaratıyordu. Robert babasının dişlerini sıkarak konuştuğunu hemen fark etti, artık ipler elinde olmadığı için Tartarus'un Sahibi iyiden iyiye kendini kaybetmekteydi. "Senin burada ne işin var Hera?" diye sordu ve ölümcül bakışlarını Robert'ın daha önce bir keresinde labirentte görmüş olduğu Tanrıça'ya yöneltti.

Evlilik Tanrıçası sahte bir merhamet ifadesiyle Robert'ın annesini süzdü ve, "Beni o çağırdı." cevabını verdi. Kan dondurucu bir kahkahanın ardından ikinci bir soru yöneltti Tanrı Hades: "Artık insanların ayak işlerine mi bakıyorsun? Bilmiyordum!" Hera başka bir açıklama yapma gereği duymadan iki elini de havaya kaldırıp birleştirdi, çevresine gerçek gözlerle bakmayan Robert bile körlüğün nasıl bir duygu olduğunu artık bildiğine kanaat getirdi. Etrafta sadece korkunç fazla bir parıltı vardı fakat bu, aralarında süren hararetli tartışmaya bakılırsa Hades ile Hera'yı pek etkilemiyordu. Hiçlik diyarına doğru yola çıkmaya başladığını hissettikten sonra, diyalogdan belirsiz ve kopuk parçalar çınlamaya devam etti kulaklarında... "Zamanı gelene kadar ona ulaşamayacaksın çünkü, benim korumamda olacak..." "Zamanı geldiğinde, sizin ona ulaşmanıza izin vermeden, tüm gerçekleri önüne serecek ve ona bir seçim şansı tanıyacağım." Evlilik Tanrıçası'ndan beklenmeyecek laubali ses tonunda bir kahkaha ve ardından, uçsuz bucaksız bir karanlık...

Robert telaşla gözlerini açtı ve içgüdüsel olarak başını sağ yana çevirerek Stell'in yatağına baktı. Kardeşi diğer günler olmadığı gibi, bugün de kampta yoktu. Hec'i görme umuduyla diğer tarafa döndü ancak erkek kardeşinin de kışın pek kampa uğradığı olmazdı. Kendini toparlamak için birkaç derin nefes aldıktan sonra yataktan kalktı, biraz su içti ve kılıcı Gölge'ye dönüşebilme özelliğine sahip dijital saati eline aldı, saat gecenin 3'üydü ve uykusu geri gelmeyeceğinden emin olduğu bir şekilde kaçmıştı. Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Bir İris mesajı yollayarak iyi olup olmadığını kontrol ederse acaba annesinin endişelenmesine mi sebep olurdu? Büyük ihtimalle. Kamp kışları hep ıssız olurdu, bu saatlerde onunla takılabilecek kafa birilerini bulamayacağından da emindi. Pegasusuna atlayıp New York sokaklarına gidebilirdi ama kısa sürecek olsa da bir yola çıkması riskliydi, gördüğü kabustaki belirsizliklerin aklını kurcalamasına neden olabilirdi bu. Kara kara ne yapabileceğini düşünürken etrafın dağınıklığını fark etti. Tek tek her yeri dolanıp kulübenin bütün ışıklarını açtı. Hades kulübesi felaket derecede dağınıktı. Başka şansı yoktu, yaklaşan denetlemeyi göz önünde bulundurmaması, Tanrıça Athena'nın tahtını temizlediği o korkunç günden sonra ihtimal dahilinde bile değildi.

Sıkıntıyla banyoya giderek ona uzaydaki hayat kadar yabancı olan temizlik malzemelerini aldı ve kulübenin orta yerine bıraktı hepsini. İsimlerini hala öğrenememişti ama onlarla neler yapacağını az çok biliyordu şimdi. Mesela, tüylü gibi olan kare bezi mobilyalarda birikmiş tozu silmek için kullanacaktı. Toz silmek? Sanırım toplum içinde ona 'toz almak' deniliyordu ama verilen ismin Robert için bir önemi yoktu. Kaşlarını kaldırarak etrafa bakındı ve Küçük Cadı ile Mr. Hakem uzun süredir kulübede olmadığı için aslında mutlu olması gerektiğini anladı; ikisinin de yatakları derli topluydu ve ortalıkta eşyaları yoktu. Yani, Robert sadece kendi dağınıklıklarıyla ilgilenmek zorundaydı. İlk olarak gidip yatağını topladı. Zaten bu gece tekrar yatıp uyuyamayacağından emindi. İşi bittikten sonra belki tanıdık bir noltalji yaşayabilmek için Melez Kafe'ye gider ve kan dondurucu bir göreve çıkmayı umardı. Aklından türlü türlü düşünceler geçerken tüm eşyalarını dolabına tıkmayı, kirlileri de banyoya atmayı bitirdi. Şimdi sıra, boynuzlu bir peruğu andıran aletle yerleri silmekteydi. Boynuzlu peruk? Bunu 3 ay öncesinden biraz hatırlıyor gibiydi. Rose ona ne demişti? Volaha. Hayır, Vileha. Evet, bu yoluk uçlu çubuğun kendisi kadar garip bir ismi vardı. Hades oğlu onu hatırlamak için uğraşacak değildi. Yerleri silme işlemi bittiği zaman Vile-bilmem bir şeyi içine su doldurulan kutusuyla birlikte tekrar banyoya götürdü. Şimdi sırada toz silmek vardı.

Bezi ısladıp dolabının üzerindeki toz birikintikerinin üzerinden geçmeye başladı. Ev kadınları temizlik yapmanın neresinin sanat olduğunu düşünüyorlardı? Bu işlem kesinlikle sadece kusmaya yarardı. Rose temizlik delisinin tekiydi. Onu elinde bir toz beziyle düşünmek bile suratını buruşturmasına neden oldu. Sonra yüz hatları gevşedi ve sırıtmaya başladı. Rose, Poseidon'un kızıydı ve temizlik yaparken büyük ihtimalle bu tarz detaylara ihtiyaç duymuyordu. Kulübedeki toz miktarını büyük ölçüde azalttıktan sonra, etrafın gayet iyi göründüğüne kanaat getirdi ve malzemeleri tekrar banyoya taşıdı, ellerini güzelce yıkadı ve saçlarına biraz jöle sürdü. Şimdi kafenin yolunu tutmasının vakti gelmişti. Orada oturup güzel bir espresso içer, tanıdık birilerine denk gelirse biraz laklak yapardı. Onu öldürmek isteyen babası veya fedakar annesiyle ilgili düşünmesi gerekenler bekleyebilirdi, şimdi yaptığı temizlik sayesinde Rose'un gözüne gireceğine kafa yoracaktı. Bir de tabii atlattığı bulaşık cezası için sevinecekti. Melez Kampı, kurallara uyulduğu sürece zevkli bir yer olabiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

'Pofff Temizlik' no: 7 Empty
MesajKonu: Geri: 'Pofff Temizlik' no: 7   'Pofff Temizlik' no: 7 Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 2:29 am

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
'Pofff Temizlik' no: 7
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 'Pofff Temizlik' no: 3
» Temizlik No : 4
» Kirlenmek Güzelse Temizlik Neden?|Temizlik 15
» İlk gün, ilk temizlik.
» temizlik rp'si ~8

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Hades Kulübesi-
Buraya geçin: