Jess kardeşimin güzel ama hain ve pis emelleri için bu gün kulübemi toparlayacağım. Ne korkunç! Kendimi bir kötü mü hissediyorum bilmiyorum!
Neyse görev görevdir başlayalım şimdi. İntikam benim olur yine de…
Bu şekilde yatağından kalkan biri için ne kadar da korkunç. Başlangıç olarak kendi eşyalarımı toparladım. Aslına bakılırsa daha önce yapmıştım. Büyük annem buna “doğanın kendini toparlaması” derdi. Annem ve bulunduğu konuma bakılırsa benim için normal bir işti temizlik sadece üşeniyordum o kadar. Bir tabağa sandviç hazırladım ve görevime başladım.
Diğer durağım hepimizin oturduğu koltuklardı. Bunların üzerine yığılmış dergileri toparladıktan sonra onlar için bir hasır sepet aradım ve buldum. Sevgili kardeşim Jess ve eşyaları işte. İlk defa işime yarıyorlardı.
Tüm kirlileri toparlamaya çalıştım ve makinenin önüne yığdım sırasıyla. Dolaplarımızı boşalttım ve kendi çapımda onları tekrar katlayıp dizmeye başladım. Yaşasın büyük annem! O olmasa katlama işini bile beceremezdim.
Tüm kirlileri toparladıktan sonra makineye attım ve yıkamaya başladım. O sırada bulunduğumuz yerin diğer yerlerden farklı koktuğunu anlayıp yine kardeşlerimin meşhur oda parfümlerinden sıktım. Sonra yorulduğumu fark ettim ve iki dakika dinlenmek için oturdum. Fazla sürmeyen dinlenmem hemen beni ayağa kaldırdı.
Tuvaletlerde tiksinsem bile bir temizlik işine giriştim ve bu biraz kötü oldu. Temizdi ama midem bulanık!
Tüm bu tuvalet işlerinden sonra etrafı süpürmeye başladım. Ne kadar da toz varmış kulübede. İnsan inanamıyor. Normal bir gün olsa fark etmem bu tozu ama bugün… farklı. Jess ve sözleri geliyor kulaklarıma. “Temizliği sen yapacaksın!” son kelimeyi heceleyerek ve bastırarak söylemişti.
Gözlerimi devirmenin ardından birkaç dolabı çektim ve altlarını, bulundukları yerleri süpürdüm. Bu kadar tozun içeride kalması beni rahatsız etti ve hemen camları açtım.
Makinede yıkanan çamaşırların yıkanma işlemleri o esnada bitti ve onları makineden çıkarıp asmaya başladım. Bu kadar çok iş yapabildiğimi bilmiyordum ama yapıyormuşum meğer.
Asma işlemim bir 10 dakikamı aldı ve hiç vakit kaybetmeden işlerime devam ettim. Yatakların hepsini toparlamıştım ve kıyafetleri de öyle. Masaları sildim ve üzerlerini yeniden dekore ettim. Dağınık duran CD’leri fark edip onları toparlama işlemine girdim.
CD’leri yıllarına göre dizdim-ki bu en azından 1 saatimi aldı- kendimi bitkin hissedince Kendi hazırladığım sandviçleri yedim ve banyoyu toparlamaya başladım. Yıkamak ne kadar da zordu. “Alacağın olsun Jess!” dedim ve hırslı bir şekilde o işi de bitirdim.
Ben tüm gün temizlik ile zamanımı geçirmişken bir şey unutmuştum. Hemen büyük bir kumaşın üzerine “Persephone Kulübesi!” yazdım ve bir kanepeye yığıldım.
Rp Bitmiştir!
Yeterli mi Jess!?