Denetleme 11.

''Hadi! Herkes kalksın! Temizliiiik!''
Sabahtan beri kızları uyandırmaya çalışıyordum. Neydi bu uyku merakı? Ben de temizlemeyi sevmiyordum, ama zorunluyduk işte! Hem kulübemiz ilk temizliğimizi yapmadan öncekki kadar pis değildi. Hekate kızları olarak oldukça temiz sayılırdık -belki ben hariç. Her neyse sabahtan beri uyanmak bilmeyen yan yataktaki Nemia'nın yanına gittim ve onu hafifçe sarstım.
''Nemia! Yapma ama, uyan artık...''
Gerçekten uyuduğundan emin değildim gerçi, numara yapıyor olabilmesi yüksek ihtimaldi. Ses vermeyince üstümü giymeye başlayıp konuştum:
''Pekala, bugün temizleme var ve herkes temizlik yapacak. Nemia, içeri gidip kızları uyandıracağım. Sizi tehdit etmek hoşuma gitmiyor, ama gerçekten temizlik yapmak zorundayız... İçeri gelirsin birazdan!''
Kapıyı kaparken homurdandığını duydum ama sorun değildi. Daha Rac ve Hel'i uyandıracaktım. Odalarına daldığımda Helena dergi okuyordu, bana gülümsedi, ben de ona gülümsedim. Rachel ise uyuyordu. Yanına gittim:
''Racheel! Sanırım geçenki temizliğin yorgunluğu halen daha üzerinde, bilemiyorum, ama sen yorgunluğunu atamadan bir başka temizlik vakti geldi... Kalksan iyi olur yani!''
Biraz fazla mı serttim acaba? Bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı -Rachel'ın da numara yapması. Onunla ilgilenmeyi bırakıp Helena'ya döndüm:
''Şey, Hel... İlk günlerin, biliyorum ama bugün temizlik günü ve, ee, temizlik yapmalıyız.''
Helena hafifçe başını salladı:
''Pekala... Nereden başlıyoruz?''
''Numaracı ablaların kalkıp salona geldikleri zaman anlatırım.''
Hel'i de yanıma alıp salona gittim, biraz sohbet ettikten sonra Rac ve Stacia da içeri girdiler. Onlara aşkolsun bakışı atıp konuşmaya başladım:
''Kulübede 4 oda var, biri Nemia seninle benim, diğeri Helena ve Rachel'ın. Diğer oda Bendis'in odası ve bir tane de boş oda. Nemia ve ben bizim odayı temizleyeceğiz, Rachel sen ve Hel sizin odayı. Küçük odayı Hel ve Nemia temizleyecek ve ben Bendis'in odasını temizleyeceğim. Rachel ve Nemia, sonra siz, ee, tuvaleti temizleyeceksiniz...'' bana iğrenmiş bakışlar attılar; bunu bize nasıl yaparsın? ''Evet.. öhöm.. sonra ben ve Rachel mutfaığı temizleyeceğiz. Sonra hep birlikte salon!''
Bayağı coşkulu bir biçimde anlattığım planı Helena hariç hiçbiri sevinçle karşılamadı. Bozuntuya vermeyip konuştum:
''Peki, herkes işinin başına!''
Rachel:
''Öff, tamam.''
Nemia:
''İyi plan. Tuvalet hariç.''
Rachel ve Hel kendi odalarına giderken ben de Nemia'yla bizim odaya döndüm. Temizliğe başladık.

Negy, yine başımda dikilmiş ''Hadi! Herkes kalksın! Temizliiiik!'' diye bağırıyordu.Ona okkalı bir yumruk indirmemek için kendimi zor tutuyordum. Yani,insan kardeşini "Temizliiik!" diye uyandırır mı canım? Günaydın de, sabah oldu de ama yok. Hiç takmadım. Bu sefer yanıma gelip ''Nemia! Yapma ama, uyan artık...'' diye beni sarsmaya başladı. Belki gider umuduyla hiç ses vermedim. Belki uyuduğumu sanır, diye küçük bir umut.
''Pekala, bugün temizleme var ve herkes temizlik yapacak. Nemia, içeri gidip kızları uyandıracağım. Sizi tehdit etmek hoşuma gitmiyor, ama gerçekten temizlik yapmak zorundayız... İçeri gelirsin birazdan!'' dedi üstünü giyerken.Homurdandım.Sonrada çıktı.Ben de üstümü giyinmeye başladım.Onun diğer odada yine yüksek sesle konuştuğunu duyuyordum . Anlaşılan Racce de benim gibi uyuyor numarası yapmıştı.Gülümsedim.Sonra salona geçen sesler duydum. Şortumu ve Bluzümü düzeltip salona gittim. Yeni kardeşim Helen ve ilk tanıştığım kardeşim Evgenia konuşuyorlardı. Rachel'le birlikte odaya girince bize şöyle güzel bir numaracılar! bakışı attıktan sonra o şahane planını açıladı.
''Kulübede 4 oda var, biri Nemia seninle benim, diğeri Helena ve Rachel'ın. Diğer oda Bendis'in odası ve bir tane de boş oda. Nemia ve ben bizim odayı temizleyeceğiz, Rachel sen ve Hel sizin odayı. Küçük odayı Hel ve Nemia temizleyecek ve ben Bendis'in odasını temizleyeceğim. Rachel ve Nemia, sonra siz, ee, tuvaleti temizleyeceksiniz...'' Gayet güzel bir plan.Bizim odayı ,küçük odayı sonra da tuvaleti temizleyeceğim. Bir dakika, tuvaleti mi temizleyeceğim? Hekate aşkına, bana tuvaleti mi temizletecek?! Ona öyle bir bakış attım ki resmen yanakları kızardı.Sonra da paçasını kurtarmak için çabaladı.
''Evet.. öhöm.. sonra ben ve Rachel mutfaığı temizleyeceğiz. Sonra hep birlikte salon!'' Bunu o kadar neşeli söylemişti ki duyan da Olimpos'ta yaşama fırsatımız olduğunu sanardı. Rachel ve ben huzursuzca olduğumuz yerde kıpırdansak da Helena gayet sevinçli görünüyordu. Ben bide onu temizlik yaptıktan sonra göreyim. Bakalım bu kadar sevinçli olabilecek mi? Gerçi sevinebilir, tek başına temizlediği oda yok.
''Peki, herkes işinin başına!''
Racce homurdandı. Ben se fikrimin oldukça sadeleştirilmiş halini açıkladım.
''İyi plan. Tuvalet hariç.''
Ardından Rachel ve Helena odalarına giderken ben ve Negy de kendi odamıza gittik. Sonra temizlemeye başladık.

İçeri giderken Nemia bana hala pis pis bakıyordu. Ama ben ne yapabilirdim ki canım? Ayrıca plan o kadar kötü sayılmazdı, tuvaletlerde. Yine de kızdırmaya gelmezdi onu. Konuyu değiştirmeye çalıştım:
''Ee... hadi başlayalım istersen.''
Ruh hali hemen değişti, gülümsemeye başladı, ama sıcak bir gülümseme değildi; intikamım acı olacak gülümsemesiydi. Kafama takmayıp, omuz silktim. Dediğim gibi yapabileceim bir şey yoktu. Sonra birlikte etrafı düzenlemeyle işe başladık.
Oda pek de dağınık sayılmazdı, etrafta bir sürü kağıt parçası ve eşya vardı -büyüyle havaya uçarmaya çalıştığımız eşyalar. Tüm çöpleri toplayıp çöp kutusuna deptik ve temizlik malzemelerinin yanına gittik. Nemia toz bezini aldı -sanırım tuvaletlerden önce pek yorulmak istemiyordu. Ben de viledayı ve süpürgeyi aldım. Odaya geri döndüğümüzde o çoktan işe başlamıştı ben de fazla beklemeden yerleri silmeye başladım.
Büyük bir azimle temizlik yapıyordum, yerleri soyulana kadar temizliyordum. Viledayı tutan elim ağrımaya başlamıştı. Stacia'ya göz atınca onun da aynı azimle tozları aldığını gördüm, bazı eşyaları havada bile uçuruyordu. Daha sonra viledayla işim bitince odamızı süpürmeye başladım, adam akıllı canım çıkmaya başlamıştı. Ama geride yapılacak çok iş vardı, aklımdan camları silmek geçerken Nemia'nın silmeye benden önce başladığını gördüm. ''Teşekkürler.'' dedim ve bu sefer o omuz silkmekle yetindi. Camlar, yerler, tozlar, eşyalar hallolduktan sonra geriye bir tek çamaşırlar kalmıştı, onları yıkarken Nemia'yla konuşmaya çalıştım:
''Umarım bana çokta kızgın değilsindir, ee, öyle yani.''
Bence abartılacak bir şey yoktu. Yani biraz.
''Sorun değil, boşver.''
Galiba bir intikam planlıyordu, üstelemedim.
Çamaşırlar da hallolmuştu artık. Nemia camları btirince Hel ve Rac'in odasına gittik. Onlarda işlerini bitirmişlerdi. Hepsine dönüp şöyle dedim:
''Öhöm... temizlikte ikinci raunt başlıyor! Nemia ve Hel, küçük odaya geçin siz, Rac sen kulübenin süsüyle felan ilgilen. Güzel görünsün yani. Ben de Bendis'in odasını temizlemeye başlayacağım.''
Yorgun kardeşlerim omuzları çökmüş bir halde işlerinin başına giderken ben de Bendis'in odasına gidiyordum.

Ben gelmeden 2 dk önce bunların olup bittiğini duydum ve mizahi yanım bu tartışmaları kaçırdığım için üzgün olduğunu, mantık yanımda bu tartışmaların içinde bir espiri yapmaya kalksa herkesin üstüne atom bombası fırlatacağına emin olduğunu ve ''bu tartışmalar demek, temizliğe ortak olmak demek'' diyordu. İçimden bir ses mantığımı dinlememin sağlığıma daha yararlı olacağını söylüyordu.Ama bir dakika! Kulübedeki tek erkek o muydu ki?! Tam bunu soracakken Eny beni kenara çekti ve..

Bak ismimi seviyorum, bana Eny de diyebilirsin ama Eny'den pek hoşlandığım söylenemez.

Peki ne dememi istersin?

Odaya giderken Negy'ye tüm nefretimle bakıyordum. Eh,pek de zor olmuyordu doğrusu.
"Eee...Hadi başlayalım istersen." dedi. Ona sırıttım. Çünkü aklıma harika bir intikam planı gelmişti.
Eşyaları yerleştirmeye başladık.Ardından toz bezini aldım.Sehbayı,yatak başlarını,masaları falan tüm gücümle silmeye başladım. Negy'ye olan sinirimi eşyalardan çıkarıyordum. Sonra birkaç eşyayı uçurarak yerine yerleştirdim.Ardından camları sildim. Negy bana teşekkür edince de omzumu silktim. Onunla konuşmak istemiyordum.
Çamaşırları yıkarken Negy konuştu.
''Umarım bana çokta kızgın değilsindir, ee, öyle yani.''
"Sorun değil, boşver." diye geçiştirdim. Camların üstünden bir daha geçince salonda diğer kızlarla buluştuk.
''Öhöm... temizlikte ikinci raunt başlıyor! Nemia ve Hel, küçük odaya geçin siz, Rac sen kulübenin süsüyle felan ilgilen. Güzel görünsün yani. Ben de Bendis'in odasını temizlemeye başlayacağım.''
Tanrılarım ,neden süslemeyi bana vermemişti ki? Süslerden en iyi anlayan bendim.

Bendis'in odası oldukça temizdi. Tabii tozlar hariç. Tozlar, tozlar, tozlar zaten! Oflaya puflaya toz bezini almaya giderken adil bir görev dağılımı yapıp yapmadığımı düşünüyordum. Sonuç olarak herkes eşit temizleyecekti -tabii ki Helena hariç. Rac ve Nemia'ya tuvaletleri vermek acımasız olabilirdi ama geçen sefer ben tek başıma temizlemiştim. İç çekip odaya geri döndüm ve tozları silmeye başladım.
Odayı tozlardan arındırdıktan sonra aklıma Lee gelmişti! O niye temizlik yapmıyordu ki! Ama daha çok yeniydi, 2. raunta başlamadan önce kısa bir ara vermiştik ki, o zaman gelmişti. Bendis'in odasındaki eşyaları düzenlerken içeri girdi:
''Merhaba, sanırım temizlik var bugün.''
''Ah, evet, bir ayda bir kulübeler temizlik yapar. Sonra denetleyici kulübeleri gezer ve puan verir. 5 üzerinden 1 puan alan kulübeler ceza yapmak zorunda kalır.''
''Siz hiç cezaya kaldınız mı?''
''E-evet. Henüz hiç kimse yokken -ben yeni gelmişken- 1 puan aldığımızı öğrenmiştim. Küçük tanrılar mahallesini temizlemiştim.''
''E, iyiymiş.'' dedi ve sırıtarak dışarı çıktı. Eh, ben de bir dahaki temizlikte ona tuvaletleri vermezsem. Yok yine acımasızlık damarım tuttu benim.
Canım Lee yüzünden daha da sıkkın bir halde camları silmeye başladım. Daha sonra viledaydı, yerlerdi felan derken Bendis'in odası bitmişti bile.
Odadan çıktım ve Hel ile Rac'in odasına geçtim. Oda gerçekten mükemmeldi.
''Tebrikler,'' dedim sırıtarak. Nemia hala pis pis bakıyordu.
''Hadi içeri geçelim.'' dedi.
Kulübe genel olarak gerçekten çok güzel kokuyordu ve hiç olmadığı kadar da süslüydü. Pufuduk mor koltukta Rachel oturmuş bizi bekliyordu. ''Aferim,'' dedim ona da. O da sırıttı. Bugün herkes sırıtıyordu zaten.
''Eh, ama işimiz hala bitmedi! Rachel ve Nemia... şey zamanı... tuvalet. Ah, evet tuvalet!'' durup gülümsemeye çalıştım ama gülümsemekten çok ağlıyor gibiydim ''Hel, hadi biz de mutfağa!''
Rachel ve Nemia bir şeyler fısıldayarak tuvaletlere doğru yol aldılar. Ne planladıklarını düşünecek vaktim yoktu. Hel'e dönüp ''Hadi...'' dedim.

Herkes birşeylerle uğraşıyordu.Birileri mutfağı siliyor birileri tuvaleti temizliyor, bense yapıcak hiçbirşey yokmuş gibi oturuyordum.Bana iş vermemişlerdi.Sanırım ilk günlerim diyeydi.Ama bunu istemiyordum.Okulda olduğu gibi,evde olduğu gibi,hayatım boyunca olduğu gibi cüzzamlıymışımcasına başkalarından ayrılmak istemiyordum.Kendimi topluluktan biri olarak hissetmeyeli bayağı olmuştu.İnsanlara sürekli şakalar yapıyordum da...Neyse.Gidip Evnegia'dan iş istedim.Bana gülüp:
Geç kaldın kahraman!
dedi.Sanki alışılagelmemiş birşey söylemişim gibi söylemişti ''kahraman'' lafını.Güldüm.
Hiçmi yok?dedim.Gözümle ovaladığı tezgaha işaret ettim.
Aslında, şu şeyi birazcık ovalasan bende gidip biraz kollarımı dinlendirsem çok makbule geçer.dedi.
Asıl adını bilmediğim ama Evgenia'nın Hel'r dediği kız şok olmuşçasına bir bana bir Evgenia'ya bakıyordu.Aldırış etmedim ve bezi alıp ovalamaya başladım.Gözünün yanıyla hala bana bakan ve''bu çocuğun aklı yerinde mi?'' der gibi davranan kıza dönüp baktım.Ve bir kahkaha kopardım.Öyleki Evgenia bile duyup gelmişti.Anlatınca oda gülmeye başladı.Sonra Hel'r dediği kızda gülmeye başladı.Nihayet,NİHAYET kendimi bir yere ait hissetmiştim.
Bu kadar yeter gençler! İşinizin başına..dedi Evgenia.Ne katı bir lider ama..

Hel ile birlikte mutfağı temizliyorduk ki Lee gelmişti. Benden iş istedi. Vay canına çalışkan bir kadeş ha? Bak bu iyidi ama ona bu kadar çabuk temizlik yaptırmak istemiyodum. Vazgeçmesi için sehpayı silmesini önerdim. Beni ciddiye almasın mı! Kalkıp sehpayı ovalamaya başladı. Hel şok içindeydi. Ama ben de öyleydim. Sonra hep birlikte gülmeye başladık.
''Bu kadar yeter gençler! İşinizin başına..'' dememle herkes sustu. Lee'n ne düşündüğünü tahmin etmek zor değildi. Belki de çok sertimdir, diye düşündüm. Lee de bu sırada Hel'le konuşmaya başladı:
''Hel'r gerçek ismin ne?''
''Hel'r mi o da kim?''
''Dedem. Senden bahsediyorum işte.''
''Hel'r senin deden olabilir ama ben Hel'im. Gerçek ismim de Helena Ventura.''
Kahkaha atma sırası bendeydi. Ben artık nasıl 'Hel' diyorsam Lee onu Hel'r anlamıştı. Gülerek konuşmaya katıldım bir yandan da tezgahı siliyordum:
''Kulakların iyi mi senin Lee?''
Bunun üzerine Hel de gülmeye başladı. Lee bozulmuş gibiydi.
Hep birlikte mutfağı temizlemeye devam ettik. İyi iş çıkarıyorduk. Hel ve Lee azimle bir yerleri siliyor, ovalıyorlardı. Ben de onlarınkinden biraz daha sönük bir coşkuyla işi neredeyse bitiriyordum. Aklıma Nemia ve Rachel gelmişti. Onları düşündükçe tekrar tekrar gülümsüyordum. Hel farketmiş olacak ki sordu:
''Ne o, neye gülüyorsun öyle?''
''Hiç.'' dedim ve gülümsemeye devam ettim.
Biraz sonra içeri Nemia ve Rachel girdi.
Tam anlamıyla hayattan bezmiş durumdaydılar.
Bana pis pis bakıyorlardı.
Mükemmel bir sahneydi.
Evet.
Mutfağın işini iyi ki bitirmiştik çünkü bir de onların 'Hala bitiremediniz mi?' demesini çekemezdim. Nemia etrafa şöyle bir baktı ve suratını buruşturdu.
''Burası tuvaletlerden çok daha iyi.''
''Bence de öyle,'' dedim ve devam ettim ''Benim de deneyimim var.''
Bu sefer Rachel konuşmaya başladı:
''Odalar, tuvalet, mutfak bittiğine göre ne kaldı? Salon!''
''Evet,'' dedim ''Hadi hep birlikte salona.''
Bir an sonra tüm Hekate büyücüleri salona doğru yola çıkmışlardı.

Hel'r mi Hel mi neyse ne! İlla dalga geçicek ya Sinirimden hep beraber salonu temizlemeye doğru giderken misket büyüklüğünde bir alev topunu sırtına fiskeyle attım. Dönüp pis pis baktı. İntikamım acı olucak der gibiydi.Hodri meydan kardeşim!Biri yerleri silmeye koyuldu.Öbürü koltukları düzeltiyordu.Öbürü sehpayı siliyordu.Sanırım iş bölüşmesi yapmışlardı.Bende tabiri caizse Apollon'un kutsal inekleri gibi öylece kaldım ortada.

Arkamda alev topunu hissettiğim zaman Nemia veya Rachel'dır diye düşündüm. Ama Lee'yi görünce bayağı şaşırdım. ''Seni pislik!'' dedim. İntikamım gerçekten çok acı olacaktı, bana mı yapmıştı bunu?! Sinirle solumaya başladım bir yandan da yerleri siliyordum. Rachel koltukları düzeltmekle ilgileniyordu, Hel ise sehpanın ve diğer eşyaların tozunu alıyordu. Nemia camlarla ilgileniyordu. Lee ise boş boş duruyordu.
''Hadi bir toz bezi de sen al ve Hel'r'a yardım et.''
Eh bunu bilerek demiştim. Gözlerinden ateş saçarak baktı. En sonunda konuştu:
''Pekala. Toz bezini getir öyleyse.''
İçeri gidip bir toz bezi alırken ne gibi bir intikam alabileceğimi düşündüm. Belki de bu işi sonraya bırakmalıydım, temizlik ciddiyet istiyordu. Toz bezini içeri götürüp Lee'ye uzattım ve yerleri silmeye devam ettim. Tuhaftır ki pek de yorulmamıştım. Bu iyi bir şeydi aslında ama garipti. Etrafa bakındım Nemia camlarla ilgilenirken çok halsiz görünüyordu. Ona dönüp seslendim:
''Hey Nemia! İyi misin?''

Kimse aynı dalgayı benimle iki kere geçemezdi! Hiç kimse! Bunu bu kıza öğretmek gerek diye düşündüm.O anda aklıma harika bir fikir geldi!
Hey Evgenia! Birkaç dakikalığına bir yere gitmem gerek.Tamam? Görüşürüz.
Okadar hızla çıktım ki kulübeden cevap vermeye fırsatı olmadı.Ben hazırdım.Acaba ortalık, karışmaya hazırmıydı ? )

Nemia başını salladı. Demek ki bir şeyi yoktu. İçim rahatlamıştı ki Lee:
''Hey Evgenia! Birkaç dakikalığına bir yere gitmem gerek. Tamam? Görüşürüz.'' dedi. Kim bilir neler karıştıracaktı! Ama arkasından gitmeye vaktim kalmadı. Zaten kısa bir süremiz vardı ben de Lee'nin yerini alıp Hel'e yardım etmeye başladım. Hel ve Lee neredeyse bitirmişti ben de kalan mobilyaları tozlardan arındırırken Hel de yerleri siliyordu. Nemia camlarla uğraşmaya devam ediyordu. Rac ise koltuğa yayılmıştı. Ona biraz kızarak:
''Kulübenin güzel görnmesiyle ilgilen lütfen. Harika kokmasını istiyorum.''
Rachel önce bana dik dik baktı. Sonra sessizce tamam, dedi.
İşler neredeyse bitiyordu. Yani neredeyse.

İşlerimizi bitirmiştik.O yüzden hepimiz koltuklara çöktük. Şey, Lee hariç. Eh, o kimin umrunda ki?

Salonu iyice temizlemiştik. Bayağı da güzel görünüyordu hani. Yaptığımız işten çok memnun kalmıştım ama Lee hala dışarıda bir yerdeydi ve ben oturduğum koltukta bile büyük bir tehlike altındaydım. Biraz sonra benden alacağı intikamı tahmin edebiliyordum.

Hepimiz koltuklarımızda oturmuş dinleniyorduk ki Lee geldi. Elinde bir kutu vardı. Kutu da bayağı süslüydü, pembe pembe felan. Dikkatle ona doğru baktım ve gözlerimi kısarak konuştum, ''O ne?'' Lee önce düşündü. Bir süre duraklamadan sonra, ''Sana hediye.'' dedi. Kimi kandırıyordu bu çocuk? Bana hediyeymiş ha, salak mıyım ben? Sinirli sinirli gülerek, Hadi ordan. dedim. Ama Lee kutuyu bana uzattı ve masumca gülümsedi. Bu gülümsemeye kanmamam lazımdı! Ama elimi ileri uzatıp kutuyu itsemde Lee ısrar etti. ''Yapma Enywétt!'' dedi ona sinirle bakarken. En sonunda kutuyu açmaya karar verdim. Çok salakça bir durumdu evet, ama çok yorulmuştum, sanırım beynim sulanmıştı. Kutuyu elime alıp, merakla bana bakan diğer kardeşlerime döndüm ve kapağını açtım. Açtığım anda yüzüme yeşil bir sıvı fışkırdı. ''İğrenç!'' diye çığlık attım. Kardeşlerim gülmekten helak olmuşlardı. Lee'ye pis pis baktım ve yine bağırdım ''Bunu sana ÇOK KÖTÜ ÖDETECEĞİM Lee! İşin BİTTİ senin! Bu seferlik beni SALAK yerine koydun ama bir daha ASLA olmayacak!'' Bu sözlerim üzerine herkes sustu. Lee ise hala sırıtıyordu. ''Ufacık bir şakaydı-'' demeye kalkınca, hışımla, ''Kes sesini ve yerleri silmeye başla.'' dedim. Evet, yeşil sıvı yere de bulaşmıştı. O yere eğildi ve ben de üstümü değiştirmek için çıktım. Kurulandıktan sonra içeri girdiğim de yer tertemizdi. Lee'ye bir öncekinden daha yumuşak bir bakış attım ama bunu yine de ödetecektim. Ben lider olmasaydım da acımasız ve katı biriydim -artist veya havalı sanmayın. Her neyse kesin ona Nemia yardım etmişti ama moralimi bozmadan koltuğa geri döndüm. Kulübe tertemizdi ve bugün mutlu olacaktım.

Değerlendirmede