Selly:Özel görev 1

Dünya'da karışık şeyler oluyordu.İnsanlar kayboluyor veya ölüyordu.Bütün bu olanları umutsuzca izleyen Melez Kampı,bir çare bulamıyor,insanlara yanlış bilgi vermeye çalışıyordu.Üzgünce yatağıma uzandım.Tüm kardeşlerim uyuyordu.Acaba neler oluyordu? Kronos,Atlas..

''Kim bilebilir ki!''

Diye söylendim ve derin bir nefes aldım.Geleceği düşünmeye başladım.Herkez Melez Kampı'nı biliyordu.Kötü olaylar hayla yaşanıyor,kimse birşey yapamıyordu.

''Bunların olmasına izin veremem!''

Diyerek kulübemden hızla çıktım.Long Island Kıyısına gittim.Yere oturdum ve etrafı seyretmeye başladım.Birden omzuma biri dokundu.Hemen arkama döndüm.Sarı saçlı mavi gözlü bir kız bana bakıyordu.Bu Ange'ydi.Yüzüme Sahte bir gülümseme kondurdum.

''Selam Ange!''

Ange yanıma oturdu ve benim gibi etrafa bakmaya başladı.

Canım çok sıkılıyordu.Melez Kampı çok zor durumlar içindeydi.Kulübemden çıktım.Ve Long Islang Kıyısına doğru gitmeye başladım.Gittiğimde Selly'i gördüm.Sessizce yanına yaklaştım ve omzuna dokundum.Selly arkasına döndü.

''Selam Ange!''

Dedi.Yanına oturdum.Ve etrafa bakmaya başladım.

''Selam.''

Selly çok üzgün duruyordu.Derin bir nefes aldım.Onu anlıyordum.Melez Kampı hepimiz için çok önemliydi.Selly'in omzuna dokundum.

''İyi misin Selly?''

''İyi değilim Ange,şu son yaşanan olaylar beni epey üzdü.''

Ange kafasını salladı.Ayağa kalktık.Dolaşıyorduk.Ama aramızdan ses çıkmıyordu.Ange'ye döndüm.

''Bu olayların sorumlusunu bulmayı çok isterdim!''

Ange bende der gibi kafasını salladı.O anda yerimden zıpladım.Ange korkmuş,geri çekilmişti.

''Baksana,bu olayları kimin yarattığını bulmak istermisin?''

Ange heyecanla kafasını salladı.Yaşasın!Melez Kampı'nı kurtaracaktık!Bu ne kadar zor olabilirdi ki?

''Peki nasıl gideceğiz?''

Sell düşünmeye başladı.Daha sonra parmaklarını şıklatıp bana baktı.

''Önce pegasuslarımızı alalım sonra Manhattan'da bir yol olduğunu anımsıyorum oraya gideriz.''

Kafamı salladım.Direk pegasus ahırlarına gittik.Pegasusuma şeker verdim.Birlikte Sell'in yanına gittik.

''Hadi gidelim Sell.''

Selly kafasını salladı.Kkısa süre sonra uçmaya başladık.Umarım iyi bir yolculuk yaşardık.

Uçmaya başlamıştık etrafa bakmaya başladım.Manhattan'a hiç gitmemiştim bu yüzden bulmamız biraz zor olacaktı ya geçişi nasıl bulacaktık?Derin bir nefes aldım ve Ange'ye baktım.Ange benim gibi yorulmuş,hem etrafa bakıyor hemde esniyordu.

''Sen uyu ben bekçilik ederim.''

Dedim.Ange kafasını salladı ve uyumaya başladı.Hava biraz soğumaya başlamıştı.Pegasusuma sarıldım ve gözlerimi kapattım.Aradan en az 2-3 dk sonra gözlerimi korku ile açtım.Tanrıya şükür birşey olmamıştı.Etrafa bakınırken Ange'de yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı.Ange'ye baktım.

''Ange,sanırım geldik.Yavaş yavaş aşağıya inelim.''

Ange kafasını salladı.Yavaş yavaş aşağıya indik.Çok korkuyordum umarım kötü birşey olmazdı.

Yavaş yavaş aşağıya iniyorduk.Tartarus dipsiz bir çukurdu.Güneşten uzak karanlık bir çukur...

''Selly,ben güneşsiz yapamam.''

Selly gülümsedi.

''Korkma,bende makyajsız yapamazdım işte görüyorsun,artık makyajsız durabiliyorum.''

Diyerek yüzünü gösterdi.Gülümsedim.Ve ''Haklısın.'' Gibi kafamı salladım.Ama güneşsiz ypamazdım.Güneş benim güç kaynağımdı.Kafamı sallayarak bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırdım ve Sell'le yeraltına giden yolu aramak için metroya gittik.Tam armaya yeni başlayacaktım ki Sell'in heyecanlı sesiyle ona döndüm.

''Burda!''

''Süpersin!''

diye tebrik ettim onu ama içimden güneşten uzaklaştığımı gösteren kıpırtılar geliyordu ve bunlarda bende kaçma arzusu oluşturuyordu.Asphodel Tarlaları'na ulaştık.Etrafta bir sürü ölü vardı.Ben sadece bir kere Lia'yla yeraltına inmiştim ve hiç hoş değildi.Tam yürümeye devam edecektik ki bir yer gözüme çarptı.Taşlarşa kaplı küçük bir giriş.Titreyen elimle Sell'i durdum ve parmağımla işaret ettim.

''Burası.''

Ange'nin işaet ettiği yeri görünce tüylerim ürperdi.Tam ben emin değilim gidelim diyecektim ki Ani bir ses duydum ve Ange'yi kapının girişinden çekip yana saklandım o da yanımaa geldi.

''...yokedeceğim.Güçlü melezleri hizmetimde çalıştıracağım.''

Hemen elimle ağzımı kapattım.Nefes bile almak istemiyordum.Ses korkutucuydu yani yıllarca makyaj yapmamış kırışmış ve yağlanmış bir yüz gibi...

Ange'nin de benden farkı yoktu.Yüzünün rengi gitmiş sararmıştı.Neler düşündüğünü hiç bimiyordum ama öğrenmek gibi bir niyetim yoktu.Ange'nin kolundan tuttum beni sanki o zaman farketmiş gibi irkildi.Ve bana baktı.

''Gitmeliyiz.''

başını salladı ve koşmaya başladık.

Güneşsiz...Işık yok...Karanlık etrafa çökmüş ve nasılsa güneşin beni çağırdığını hissediyordum.Koşuyordum ama gitecek yerim yoktu.Ayaklarımın altında yürüdükçe çıkan taş seslerini hissediyordum.Çığlık atmak istiyordum bağırmak...Ama sesim çıkmıyordu.Tam öleceğimi anladığım sırada bileğime birşey sarıldı ve hemen irkilerek gerçeğe döndüm.

''Gitmeliyiz.''

Sesim hala çıkmıyordu.Başımı sallamakla yetindim.Ve Sell'le koşmaya başladık.Hemen kendime geldim konuşmaya başladım.

''Berbattı.Sence ne demek istiyordu?''

Sell omuz silkti ve konuşmaya balşadı.

''Emin değilim.Ama iyi birşey değil bence.''

Başımı salladım ve yarısında yetiştiğimiz cümleyi tamamlamaya çalıştım.Biraz emekledikten sonra metro istasyonuna ulaştık ve içime güneşin gücü doldu.

''Tanrı ve Tanrıçaları yokedeceğim.Güçlü melezleri hizmetimde çalıştıracağım.Nasıl?''

dedim aklıma gelen ilk cümle buydu.

''Kesinlikle bu Ange!''

sonra aklıma Ange gelmese ne yapabilceğim geldi.Büyük ihtimalle hiç birşeydi.Yine arkadaşlarım sayesinde...Onlar olmasaydı büyük ihtimalle hiç olurdum.Belli blirsiz

''Saol Ange.''

dedim.Duyup duymadığından emin değildim.Ama yüzündeki dostça ve sıcak gülümseme duyduğunu gösteriyordu.Birden Ange'nin gülümsemesinin güneşi andırdığını düşündüm.Pegasusum dışarda beni bekliyordu.Hemen üstüne atladım ve uçarken Ange'ye bağırdım.

''Ange,sen kampa dön!Ben olimpos'a gidip onlara söylemeliyim.''

Ange'nin yüzünde inatçı bir tavır belirdi.Gitmek istemediği belliydi.

''Gerçekten bir şey olmayacak sen dön!''

ne kadar dirensede başını salladı ve ters yöne doğru uçmaya başladı.Bende Olimpos'a Kronos'un geri döndüğünü veya döneceğini haber vermeye uçtum.

(Devamı olimpos'ta)