Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! C.tesi Kas. 20, 2010 2:42 am | |
| Melez Kampında geçirdiğim bir aya yakın süre sonunda,kendimi, yeni bir dünya, yeni insanlarla -daha doğrusu dermigod'larla- ve her zaman bizlerle olan Tanrılar ile tanışmış olarak buldum. Benim annem Bilgelik ve Savaş Tanrıçası Athenaydı. Efsaneler ve mitolojide geçen o büyük Tanrıça benim annem oluyordu. Düşündükçe inanasım gelmiyordu ama aynı zamanda bütün bu yaşadıklarımın bir rüya olmasından çok korkuyordum. Çünkü hayatımda ilk defa anneme bu kadar çok yaklaşmıştım. Ona uzanamasam, sarılamasam bile o hep benimleydi ve beni koruyup sevdiğini bilmek çok güzeldi. Yaşadığını öğrendiğim an herşeye sahiptim. Bir tanrıça olduğu kısmı ise hala mantığımın sınırlarını zorluyordu..
Empire State Binasına bakarken buldum kendimi.. Dün gece gördüğüm rüyanın etkisiyle Kheiron'dan izin alıp şehre geri döndüm. Rüyamda annem bana sesleniyor onu bulmamı istiyor ve orada olacağını söylüyordu. En sonunda bana gülümsedi ve parlak bir ışık kümesinin içinde kayboldu. Uyandığım an mesajı aldım ve New York'a giden ilk otobüse bindim. Kamptan çıkmak belki bir derece tehlikeliydi ama annemin yanına gidiyordum ve başıma birşey gelmeyeceğinden emindim. Annemin seveceğini düşündüğüm beyaz bir elbise giymiştim fakat şehre geldiğimde yağmur başladı ve ne kadar yağmurdan kaçmaya çalışsam da elbisem sırılsıklam ıslanmış ve sarı saçlarımın bukleleri bozulmuştu. Annemin karşısına ıslanmış bir şekilde çıkmaktan ne kadar nefret etsem de yapacak başka birşeyim yoktu.
Binanın kapısından içeri girince asansör bekleyen insanların tuhaf bakışlarıyla karşı karşıya geldim. Umursamadan danışmadaki takım elbiseli adama doğru yöneldim. Adam ıslak kıyafetlerimi şöyle bir süzdükten sonra '' Evet küçük hanım size nasıl yardımcı olabilirim ? '' dedi. Adama gayet rahat bir şekilde '' 600. katta bir görüşmem var '' dedim. Adam sıkılmış bir halde tanrılar ve onların melezleri hakkında bir şeyler homurdanarak bana bir anahtar kartı uzattı ve asansore binmemi söyledi. Asansöre bindim ve kart girişinden kartı geçirdim. Kapıların kapanmasıyla beklemeye başladım. Heyecandan titriyordum ve arkada sinir edici rahatlıkta bir klasik müzik çalıyordu.
Nihayet 'ding' sesi geldi, kapılar açıldı. Dışarı adımımı attığım anda neredeyse heyecandan bayılacaktım. Olimpos, Tanrıların Evi bütün gerçekliğiyle karşımda duruyordu. Kalbim duracak gibiydi. Gördüklerime inanamıyordum. Asansörden aşağıya baktığım anda ise boşlukta duran bir mermer geçidin içinde durduğumu farkettim. Manhattan ve Empire State ayaklarımın altında duruyorlardı. Gördüklerim rüya olamayacak kadar gerçekti çünkü bilinçaltım bile bunları yaratamazdı. Dar geçidin devamında beyaz mermer merdivenler yukarı doğru tırmanıyorlardı. Dağın yamacında şato ve tapınak tarzı binalar bulunuyordu. Yemyeşil bahçeler, zeytin ağaçları ve rengarenk güllerle kaplıydı her yer. Bulutlarla kaplı zirvede ise yüce Zeus'un evi, hükümdarlığının sarayı vardı. Mermer merdivenlere adım attığım anda elbiselerimin kurumuş, saçlarımın eski haline dönmüş olduklarını farkettim. Olimpos güneşi saçlarıma düşerken, merdivenleri çıkmaya koyuldum. Yukarı doğru çıkarken şehirde yaşayan periler,satirler, tanrı ve tanrıça olabilecek ve daha bir çok mitolojik varlıktan oluşan halk beni farkedip bakıyorlardı. Sanırım bu duruma hepsi alışmışlar, hangi melez gelecek diye bakınmaya başlamışlardı.
Ben merdivenleri çıkıp zirveye ulaştığımda, her renkten çiçek ve ağaçların oluşturduğu bir bahçe ve devamında tanrıların konseyi, taht odası bulunmaktaydı. Taht odasında olabileceğini düşünerek annemi orada aramaya karar verdim. Bahçenin içinden geçmeye başladım. Ardından çok güzel bir lir sesi duydum. Lir sesi bahçenin derinliklerinden geliyordu. Büyüleyici bir etkisi vardı. Hipnotize olmuş bir şekilde sesin olduğu yere doğru yöneldim. Güllerle kaplı yüksekliği en az beş - altı metre boyunda bir kemerin altından geçtim ve içinde kocaman gri mermer bankları olan, okyanus manzaralı bir gül bahçesine vardım. Bahçenin devasa boyutları karşısında kendimi karınca gibi hissetmeye başlamıştım. Etrafıma bakınırken lir sesinin bahçenin devamındaki labirentin içinden geldiğini anladım. Labirentin kapısına doğru yol almışken arkamdan ilahi bir ses duydum. '' Oraya girmemelisin Helen.. İlk buluşmamızda sonsuza kadar kaybolmanı istemem.''
| |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! C.tesi Kas. 20, 2010 3:25 am | |
| ''Oraya girmemelisin Helen... İlk buluşmamızda sonsuza kadar kaybolmanı istemem.'' demem üzerine kızım hışımla arkasına döndü ve benimle göz göze geldi. Bir an ne yapacağını bilemedi, ardından doğrusunun bu olduğuna karar vererek önümde zarif bir reverans yaptı. Ben de başımı eğerek onu selamladım. Kızım sadece "Anne..." diyebildi ama bu tek sözcük, bana onun içinden geçen birçok şeyi anlatmayı başarmıştı. Helen melez olduğunu daha yeni öğrenmişti ve diğer kardeşleri gibi durumu kabullenmekte zorluk yaşıyordu. Bunun için elbette ki onu suçlayamazdım, dünyası alt üst olmuştu çünkü. Yine de kızımın gözlerinde mutluluk vardı. Annesinin hayatta olduğunu öğrenmek, onu karşısında görmek, Helen için durumun tüm tuhaflığına rağmen mutluluk vericiydi. Onun temiz ve masum kalbi benim içimin de şefkatle dolmasına neden oldu. Bir süre sadece birbirimize baktık, sonra ''Rüyanı dikkate alıp beni görmeye geldiğin için teşekkür ederim. Melezlerin rüyaları geçmişten, gelecekten veya içinde bulundukları zamandan çeşitli mesajlar verirler. Başarılı kahramanlar, o mesajları doğru yorumlamayı bilenlerdir. Senin de onlardan biri olacağını umuyorum." dedim. Helen söylediklerimi kafasında tarttıktan sonra, "Ben... öyle olmaya çalışacağım." cevabını verdi. Gülümsedim ve ''Bildiğin -daha doğrusu yeni öğrendiğin- gibi ben Athena'yım. Bilgelik Tanrıçası'yım. Sana tuhaf geliyor olsa da, aynı zamanda senin annenim. Tabii ki ilişkimiz asla normal ölümlü anne-kızlar gibi olmayacak, bu yaşına kadar sürdürdüğün hayat da bunun kanıtı zaten. Yine de, sen henüz kim olduğunun farkına varmamışken, ben seni gözlüyor ve tehlikelerden koruyordum." dedim. Helen bir süre söylediklerimi düşündü. Bakışlarında öfke yoktu ama çok derinlerde bana olan kırgınlığını görebiliyordum. Zeus ve onun getirdiği saçma kurallar yüzünden kızım bu yaşında benimle daha yeni tanışıyordu. Bana gösterdiği tepki de gayet doğaldı. Hatta durumu birçok kardeşinden daha iyi karşılamıştı. Başımı hafifçe yana eğerek kızıma baktım ve ''Eminim bana sormak istediğin onlarca soru vardır. Dinlemeye ve cevaplamaya hazırım." dedim. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! C.tesi Kas. 20, 2010 8:29 am | |
| Athena , annem karşımdaydı işte ! Olanca ihtişamıyla benim sorularımı yanıtlamamı bekliyordu. O kadar heyacanlıydım ki kalbim küt küt atıyordu. Aklımı toparlamakta zorlanıyordum. Düşün Helen, düşün ! Yıllar sonra annenle karşılaşıyorsun üstelik o bir tanrıça. Ne sorabilirsin ? Aklıma beni neden daha önce göremeye gelmediği sorusu geldi. Ama bunun sebebini biliyordum. Aynı zamanda dedem olan Zeus'un yasakları yüzündendi. Anneme soracağım onca soru varken aklım durmuştu. Kendimi toplayarak ''Anne.. Şaşkınlığımı mazur görün lütfen. Sizi karşımda görmek alışık olduğum birşey değil.'' duraksadım ve devam ettim. ''Kafamda ki sorular o kadar fazla ki nereden başlasam bilemiyorum. Daha önce kardeşlerimle olan görüşmelerinizi duymuştum.. Sanırım ben.. son rüyamdan sonra buraya gelmeye ancak cesaret edebildim.'' Annem beni sükünetle dinliyordu. Nefes alarak devam ettim ''Babam sizden bana hep bahsederdi. Tabi Tanrıça olmanız kısmı dışında..'' Boğazımda birşey tıkanmıştı sanki. Babamı hatırlayınca çok kötü oluyordum. Daha sonra aklıma babamın madalyonu geldi. Çantamdan çıkarıp başımı eğerek anneme doğru ilerledim. '' Bu sanırım size ait. Babam kampa gitmeden önce beni koruması için bunu bana vermişti. Ama şimdi buna ihtiyacım yok. Sizin hep yanımda olduğunuzu biliyorum..'' diyerek gülümsedim. Annemin mavi gözlerine baktım ve onun da gülümsediğini gördüm... | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! C.tesi Kas. 20, 2010 8:57 am | |
| Gülümseyerek ''Sen çok iyi bir kızsın Helen." dedim. Babasından bahsederken gözleri dolmuştu ve bu benim de hüzünlenmeme neden olmuştu. ''Ama madalyon sende kalsın, beni kampta sık sık göreceksin zaten, sana babandan bir hatıra olur." diye devam ettim. Elimi kızımın omzuna koydum ve sıcak bir sesle, ''Ben senin artık yuvan olan Melez Kampı'nın müdiresiyim. Bu nedenle kampta sık sık görüşeceğiz. Vaktim oldukça akşam yemeklerini siz çocuklarımla birlikte yiyeceğim. Umarım sen de bu yeni hayata kısa zamanda alışabilirsin." dedim. Helen gülümseyip başını sallamakla yetindi. Sanırım artık gitmek için hazırlanıyordu, bu görüşmemiz onun için fazlaca heyecan verici bir gelişmeydi. Gülümsedim ve ''Ah, bu arada, bana sadece anne demen yeterli kızım. 'Siz' diye hitap etmene gerek yok." dedim, ardından da göz kırptım. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! C.tesi Kas. 20, 2010 9:44 am | |
| Sanırım gerçekten şanslıydım.. Annem kampta akşam yemeklerini birlikte yiyeceğimizi söylüyordu. Bu gerçekten harika bir şeydi ! Onu neredeyse her gün görecektim.. Daha sonra annem elimden madalyonu alıp boynuma taktı. Ona siz dememi istemiyordu. '' Anneciğim'' dedim. Annem başımı okşadı ve ''Sevgili kızım nerede olursan ol, ben seninleyim. İnancını asla kaybetme. Sen ve kardeşlerin, her zaman arkanızdayım. Bunu sakın unutma..''dedi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ama ağlamak istemiyordum. Annem benim zayıf olduğumu düşünmemeliydi. Başımı kaldırdım ve dimdik ona baktım. Gururla bana baktığını gördüm. Annemin kızıydım ben ! Artık hiç korku hissetmiyordum. ''Hoşçakalın Anne..'' dedim ve hafif bir referans yaparak oradan ayrıldım. Dev gül kemerine doğru yürürken arkamı dönüp baktığımda annem bana zarifçe el sallıyordu. Birden zihnimde sesini duydum. ''Hoşçakal Helen..'' Ben de gülümseyerek ona el salladım. Bundan daha mutlu olamazdım herhalde. Bahçeden ayrılıp beyaz merdivenlerden asansöre geri döndüm. Kartı geçirip kapıların kapanmasını beklerken altın renkli madalyonu açıp içine baktım. Babamla birlikte çekilmiş resmimiz bir kapaktaydı. Boşluğun olduğu kapakta ise artık annemin de bir resmi vardı..
Tanrıça Athena'nın da ekleyeceği bir şey yoksa, rp bitmiştir. | |
| | | | Annem Beni Sonsuza Kadar Kaybolmaktan Kurtarıyor ! | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|