| Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) | |
|
+3Troy Woodville Lucianna Fackrell Tiffany Trully 7 posters |
Yazar | Mesaj |
---|
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Cuma Kas. 26, 2010 6:14 am | |
| Claire ile kampta dolaşıyorduk. Yolda giderken Elena'yı bankta otururken gördük. Elena kampa yeni gelen Hephaistos çocuğuydu. Siyah saçlı, renkli gözlü, güzel bir kızdı. Claire ile yanına gittik ve bizimle melez kafeye gelmesini teklif ettik. Gülümseyerek teklifimizi kabul etti. Claire ve Elena ile melez kafeye doğru yürüyorduk. Hava bugün çok güzeldi. İçimden kopup coşmak geliyordu. Yolda yürürken kızlarla sohbet ediyorduk. Elena ile daha yeni tanışmıştık ama kanım ona çok ısınmıştı. Hephaistos çocuklarıyla da çok iyi anlaşırdım zaten. Yanınızda bir Afrodit kızı varsa sohbet ya kıyafetlerden, ya makyajdan ya da erkeklerden olur. Biz de her zaman ki gibi kıyafetlerden sohbet ediyorduk. Kıyafetlere kafayı pek takmama rağmen Claire ile sohbet edince çok eğleniyordum. Elena da çok iyi sohbet ediyordu. Üçümüz çok uyum sağlamıştık.
Biraz daha yürüdükten sonra melez kafeye vardık. Buranın kahvesi çok güzel oluyordu. Claire ve ben kahveye bayılıyorduk. Elena ise çay içmeyi tercih ediyordu. Hep beraber kahveleri ve çayı almaya gittik... | |
|
| |
Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Cuma Kas. 26, 2010 6:27 am | |
| Kardeşim Troy kampa yeni gelmişti, sorumluluk sahibi bir kulübe lideri olarak ona kampı gezdirmeyi kendime borç bilmiştim. Sanırım ona sorsam tercihini tırmanma duvarına falan gitmekten yana kullanırdı ama bugün benim canım kahve ve dostlarla felekten bir gün çalmak istiyordu. Eh, Troy'u da yanıma alarak Melez Kafe'nin yolunu tuttum. Kapıdan içeri girdiğimizde elimle etrafı işaret ederek "Bak kardeş, Melez Kafe bizim kampın en güzel yeridir. Aslına bakarsan ne zaman buraya gelsem ilginç bir olaylar dizisinin başlangıcını yaşarken bulurum kendimi ama, bu sefer sadece birer espresso içeceğiz, inan bana." dedim. Troy kafenin enteresan tarihi hakkında pek bilgi sahibi olmadığı için kafasını sallayarak sözlerimi onaylamakla yetindi. O bizim için kahve almaya giderken, ben de etrafta boş bir masa bulmak için aranıyordum. Derken, havalı bir Afrodit kızının şen kahkahası dikkatimi çekti. "Hey, Clarie!" diye seslenerek ona doğru ilerlemeye başladım. Yakınına geldiğim zaman, başka iki kızla oturuyor olduğunu gördüm. Bir tanesi çok sevdiğim Apollon kızı Tiff'ti, diğerini ise sanırım kampta daha önce hiç görmemiştim. Tiff'e gülümseyerek göz kırptıktan sonra yeni geldiğini düşündüğüm kıza, tokalaşmak için elimi uzattım ve "Merhaba, ben Lucianna. Tanrıça Athena'nın kızıyım." dedim. | |
|
| |
Troy Woodville Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 53 Kayıt tarihi : 25/10/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Cuma Kas. 26, 2010 6:52 am | |
| Kahveleri almaya giderken etrafı inceliyordum. Aslında tarihi bu kadar eskiye dayanan bir yerin modern bir kafesi olması şaşırtıcıydı. Ben beklerken bu arada etraftaki melezlerin konuşmalarını duyabiliyordum. Bazıları hiç nefes almadan - nefes almamak derken ciddiydim - savaştan bahsediyorlardı. Heralde bunlar Ares çocuklarıydı. Bazı kızlar masadaki çiçekleri canlandırıp yapraklarını düzeltiyorlardı. Bunlar da Demeter'in kızlarıdır heralde. Lucy kampa geldiğimden beri bana tanrılar ve tanrıçalarla ilgili her şeyi anlatmıştı (Aslında bu konular heyecanlıydı ama Lucy bunları onlarca kez tekrar etmese daha heyecanlı olabilirdi). Kahveleri aldım ve Lucy'yi aradım ve arkada bir masada üç kızla oturduğunu gördüm. Oraya yöneldim. Bu arada elimde ili kahveyle yürümek o kalabalıkta biraz zordu. Genelde bir ortamda bu kadar dikkatsiz davranmazdım ama ne olduysa bir anda olup bitmişti. Ben tam masaya ulaşacakken bir Demeter kızının masasının üstündeki bitkiyi çok fazla uzatmasından dolayı ayağım dala takıldı. Daha kıza sövemeden elimdeki kahveler Lucy'nin yanında oturan Tiff'in üstüne döküldü. Başından aşağı kahve olmuştu. Tiff birden "Aaahhhh!" diye bağırdı. Her sakarlığımdan sonraki gibi saçmalayarak "Çok özür dilerim. Ama şu kız bitkiyi fazla büyütmeseydi..." dedim ve lafımı bitiremeden sustum. Daha fazla saçmalamak istemiyordum. Sadece "İsteyerek olmadı, affedersin." dedim. Ama bu Tiff'i sakinleştirmişe benzemiyordu. Arkamızdan birkaç melezin kahkası da bana pek yardımcı olmadı. | |
|
| |
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Cuma Kas. 26, 2010 9:14 am | |
| "Merhaba, ben Lucianna. Tanrıça Athena'nın kızıyım."
"Selam, ben de Elena. Hephaistos'un kızıyım. Tanıştığıma memnun oldum."
Yeni bir arkadaş daha edinmiştim. Bunun için çok mutluydum. Melez kampı eğlenceli olmaya başlamıştı. Tek tek Tiff'in, Claire'in, Lucianna'nın yüzüne baktım. Hepsi çok iyi arkadaşlardı. Galiba ben çok şanlıydım. Ayaküstü sohbet etmeye başladık. Lucianna birkaç soru sordu ve ben cevapladım. İçerisi çok kalabalıktı. Meğer kampta ne çok melez varmış. Yeni arkadaşlarımla sohbet ederken biri Tiff'in üzerine kahve döktü ve Tiff bağırdı. Ben az bir farkla kurtulmuştum. Her şey bir anda olmuştu. Kahveyi döken çocuğa baktım. Daha önce hiç görmemiştim. Gerçi kamptaki kimseyi tanımıyordum. Çocuk, hemen özür dilemeye başladı ama Tiff'in kıyafetinin mahvolmasını ve canının acımasını değiştirmiyordu. | |
|
| |
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) C.tesi Kas. 27, 2010 12:15 am | |
| Yalnız başıma melez kafeye girmiştim. Ne kadarda kalabalıktı. Tanıdık birilerini bulma isteğiyle ilerlemeye başlamıştım. Kardeşlerimi görünce yanlarına oturdum. Onları eğitimde zannediyordum. Biz ara sıra melez kafeye uğrardık. Bazı melezler ise her gün mutlaka gelirlerdi. Kendime bir çay alıp geldikten sonra kardeşlerimle savaş stratejileri hakkında konuşmaya başladık. Herkes dedikodu yapar , biz savaş konuşuruz. Çayım bittikten sonra bir tane daha almak için giderken Tiff'in çığlığını duydum. Ani bir hareketle o masaya yöneldim. Lucy , yeni Hephaistos kızı , Claire ve yanlarında kim olduğunu bilmediğim uzun boylu bir çocuk duruyordu. '' Hey! Neler oluyor?'' diye sordum. Ancak Tiff'in üzerine bakınca ne olduğunu hemen anladım. Anlaşılan yeni melez Tiff'i yakmayı başarmıştı. Özür dilerken ona sinsi bir bakış attım. Aslında olayı tam olarak bilmiyordum. Demeter kızlarının çiçeklerle oynadıkları için dengesini kaybettiğini düşününce ona hak verdim. Ah şu Demeter kızları. Biraz daha rahat dursalar olmuyordu sanki. Tiff'in gözlerinden yaş gelmek üzere olduğunu görünce canının gerçekten çok yandığını düşündüm. Koşturarak kafenin sahibinin yanına gittim. Ondan bir parça buz aldıktan sonra kalabalığın arasında zorla ilerleyerek masaya ulaşmaya çalıştım. Demeter kızlarının bitkileri yüzünden neredeyse o yeni melez gibi bende düşüyordum. Onlara sert bakışlar attıktan sonra Tiff'in yanına geri döndüm. '' Tatlım şunu koluna tut. Şişmesini önler.'' dedim sakin bir ses tonuyla. Bana minnettar bir şekilde bakıyordu. '' Çok teşekkür ederim Amanda. '' dedi. Yeni melez '' Ah gerçekten isteyerek yapmadım.'' diyince gözlerindeki samimiyeti gördüm. Haklıydı , onun bir suçu yoktu. Demeter kızlarına bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Demeter kızlarıyla iyi anlaşırdım. O yüzden kavga etmek istemiyordum. Kendime hakim olmaya çalışırken Claire'nin çok endişeli olduğunu farkettim. |
|
| |
Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) C.tesi Kas. 27, 2010 7:57 am | |
| Tiff'in üzerine dökülen kahve, canını epey yakmıştı. Hiç durmadan ağlamaklı bir ses tonuyla bağırıyordu. Bir süre sonra birden sustu. Artık hiç bağırmıyordu. Hatta kımıladamıyordu bile. Adeta şoka girmişti. Yüzü kar gibi bembeyaz olmuştu. Tiff'in yüzünü bembeyaz görünce endişelenmeye başladım. Acaba Tiff'e ne oluyordu? Hiçbir şey anlamamıştım. Amanda bu endişemi görmüş olmalı ki merakla bana bakıyordu. Benim Tiff'e baktığımı görünce neden endişelendiğimi anladı.
"Tiff iyi misin?"
Tiff hiçbir şey söylemiyordu. Endişem 2 kat daha artmaya başladı. Çevremizdeki melezlerde endişelenmeye başlamıştı. Kimse ne olduğunu anlamadığı gibi Tiff de hiçbir açıklama yapmıyordu. Troy ise kahveyi döktüğü için duyduğu pişmanlıktan herkesden daha kötü durumdaydı. Tiff hala cevap vermeyince onu sarsmaya başladım.
"Tiff sana diyorum, kendine gel! İyi misin? Bir şeyler söyle."
"Tiff ne oldu sana?"
Tiff en sonunda kendine gelir gibi oldu. Uzun bir süre bana baktıktan sonra açıklama yapmaya başladı. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) C.tesi Kas. 27, 2010 8:21 am | |
| Troy'un döktüğü kahve yüzünden canım çok acımıştı ama Amanda'nın getirdiği buzlar sayesinde acım biraz hafiflemeye başladı. Ben canımın derdindeyken içimden bir bayan sesi duydum.
"Tiffany, Olimpos Konseyi'ne gel!"
Bu ses kesinlikle bana ait değildi ama bir yerlerden tanıdık geliyordu. Kim olabilirdi? Biraz düşündükten sonra... Hayır, bu olamazdı. Umarım düşündüğüm kişi değildir. Ben bunları düşünürken Claire'in sarsmasıyla düşüncelerimden çıkıp gerçek dünyaya geri döndüm ve artık canımın acımadığını da fark ettim.
"Tiff sana diyorum, kendine gel! İyi misin? Bir şeyler söyle."
"Tiff ne oldu sana?"
Claire'e bakrım. Çok endişeli görünüyordu. Ben kendi düşüncelerimdeyken kim bilir ne halde gözüktüm. Arkadaşlarım bir cevap bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"Tanrıça Athena beni Olimpos Konseyi'ne çağırdı."
Bu açıklamamdan sonra bütün arkadaşlarımın yüzünde endişe duygusu gitmişti. Onun yerine şaşkınlık ve merak vardı. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Ptsi Kas. 29, 2010 8:13 am | |
| İşte Maya ile sakin bir gün daha.Neredeyse sakin.Her şey yolunda gidiyordu.Biz de normal melezler gibi Melez kafaye doğru yürümeye başladık.Daha doğrusu yalnız kalmayı düşünüyorduk ama o anda yalnız olmadığımızı fark ettik.Troy, Claire, Tiff, Lucy ve Elena vardı.Muzip bir şekilde gülümsedim manzara karşısında.Ama gülümsemem uzun sürmedi.Tiff, hayalet görmüş gibi gözüküyordu.Yüzü bembeyaz kesilmişti.Diğerleri ise bizim geldiğimizi fark etmemiş gözüküyorlardı.Yüzleri heyecan ve merak içinde Tiff'e dönüktü.Ortalıkta oldukça fazla gerilim vardı ve ben bunu sonlandırmaya hazırdım.Bu durumda nasıl oluyorsa sakin bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım."Tiff, neler oluyor ? diye sordum.Tiff bir kaç kere ağzını açıp kapadı.Artık bütün yüzler ben ve Maya'ya dönmüştü.Tiff, gözlerini yere dikti ve konuşmaya başladı."Daha demin, zihnimde Tanrıça Athena benimle konuştu ve beni Olimpos Konseyine çağırdı." dedi titreyerek.Herkes Tiff'e bakmayı sürdürüyordu hala.Ben ise derin bir nefes alarak tamam anlamında başımı salladım."Tamam o zaman." dedim sakince.Ne diyeceğimi bilemiyordum aslında.Tiff'e sormak istediğim düzinelerce soru vardı.Athena niye çağırdı seni ? Biz de gelebilir miyiz ? Sen de kahinlik yeteneği mi var ? bu sorular sormamak için komik bir şekilde kendimi tutma çabasındaydım.Tiff ise düşünceli gözüküyordu.Ortalığı biraz sakinleştirebilecek tek kişi varsa o da , Anne sevgisi tanrıçasının kızı Maya'ydı. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) Ptsi Kas. 29, 2010 8:38 am | |
| Sakince şoktaki Tiffany'nin yanına gittim. ''Sakinleş biraz Tiff, önrmli bir konu olmalı, şimdi konunun içine dalacağımıza Athena ve Olimpos Konseyi'yle görüşmeliyiz. Onlar bize senin niye çağrıldığını açıklayacaktır mutlaka.'' Bu arada Tiff, benim yanımda olan çoğu kişi gibi rahatlamıştı. Annem çiçek gibi kokmamın insanlara doğayı hatırlattığını, böylece gevşediklerini söylerdi. Bu işe yarıyormuş demek ki. ''Saol Maya.'' dedi Tiff. ''Beni rahatlatmayı bile başardıysan artık... Bir an için şu iğrenç kahve olayını bile unuttum.'' Bu arada kahveleri dökenin Demeter çocukları olduğunu anlamıştım. Mitchie ve Harexis'e kaşlarımı çatarak baktım.Onlar zorla gülümsedi. ''Tamam.'' dedi strateji Tanrıça'sının kızı. ''Yarım saat sonra Thalia'nın ağacının önünde buluşalım.'' Tiff minnettar bir şekilde ona bakarak hızla kulübesine koştu. ''Yani biz de gidiyoruz değil mi?''dedi Eduard şaşkınlıkla. ~~ Yarım saat sonra bizim takım yani Tiff, Lu, Troy, Elena, Amanda, Claire ve tabii ki Eduard ve ben toplanmıştık. Tabii bu kadar kişi biraz zor olmuştu. Clarie hangi ruju alsam diye yakınıyor, Lu ve Troy bu işe kafa yoruyor, Tiff hala kahve koktuğundan şikayet ediyordu. Sessiz kalan Elena ve Eduard'a minnettardım. ''Artık gitsek mi?'' dedim sesimi yükselterek. Herkes büyük bir gürültü çıkararak onayladı ve pegasuslarına bindi. Clarie Tiff'in arkasına bindi. Troy da ilk önce Lu'nun yanına yönelse de arkasını tamamen silahlar ve parşömen kağıtları kaplamıştı. Büyük bir göreve çıkacamışız gibi geliyordu ona. Sanırım haklıydı da. ''Hey Troy!'' dedim. Troy bana baktı. ''Benim arkam boş.'' Böylece Çörek fazladan bir yolcu taşıyarak diğerleriyle beraber Empire State Binasına doğru uçmaya başladı. | |
|
| |
| Sonsuz Gücü Sonsuza Dek Reddediyorum! (Görev 59) | |
|