| Theodor Aquila | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Theodor Aquila Ptsi Kas. 15, 2010 8:20 am | |
| Ve sonunda gerçek bir eğitim alma zamanı gelmişti. Hep yapmak istediğim bir şey olan okçulukla başlamak en iyisi olur diye düşündüm. Okçuluk sınıfında tek bir kişi vardı. O da gayet iyiydi. Nerdeyse attığı her ok hedefe vuruyordu. Bu beni daha da heyecanlandırdı. O tek kişinin kim olduğunu bilmesem de ona en uzak noktayı seçtim. Belki varlığımı fark etmezdi bile. Hemen orada gördüğüm ilk ok kılıfını ve yayı aldım ve ilk denemelere başladım. Çoğu boşa gidiyordu, attıklarımsa en uzak noktalara çarpıyordu. "Demek ki yetenek yeterli olmuyormuş, biraz da yardıma ihtiyacım varmış." diye kendi kendime mırıldandım. Sonra kafamı kaldırıp yardım isteyebileceğim en yakındaki kişiye baktım. "Rica etsem bana yardım edebilir misin?" diye seslendim. | |
|
| |
Apollon.
Mesaj Sayısı : 156 Kayıt tarihi : 26/08/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Çarş. Ara. 08, 2010 3:22 am | |
| Oğlum gelmişti.Zaten en fazla 3 gün dayanırlardı buraya gelmeden önce. "Rica etsem bana yardım edebilir misin?"dedi. "Burada garsonlar böyle çağırılır"diyip gülümsedim.Başta şaşırdı ama sonnra eğilip selam verdi. "Madem yardım istiyorsun hadi o elindeki oyuncakları bırakta gel gerçekleriyle tanış."dedimArkaya götürüp oradaki ok ve yayları gösterdim hemen seçmeye başladı.En ağır olanını seçti.Kaldırmakta güçlük çekti. "Şunu al bence senin ölçülerine daha uygun"dedim ve en hızlı ve yaralayıcı ok ve yayı eline tutuşturdum. "Eee hadi sallanma çalışmaya başlayalım."dedim | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila C.tesi Ara. 11, 2010 7:32 am | |
| Ancak bu kadar rezil olunabilirdi zaten. Babamla böyle konuştuğum için kendi kendime ne kadar kızsam haklıydım. Ama konsantre olmalıydım. Bana verdiği yay sıcacıktı ve bana güven veriyordu. Oklarsa adeta elimden uçmak ister gibiydi. İlk başlarda attığım hiçbir ok hedef tahtasını vuramadı. Bazıları yukarıdan gidiyordu, bazıları yandan. Bazılarıysa yetişemiyordu bile. Utancımdan kıpkırmızı olmuş bir halde babama döndüm ve biraz öfkeli yüzünü gördüm. Sanırım onu hayalkırıklığına uğratmıştım. Utana sıkıla "Bu işin püf noktası filan yok mu baba? Yoksa çok mu sabırsızım?" dedim | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Perş. Şub. 03, 2011 1:25 am | |
| Babamın meşguliyetinden dolayı eğitmenlik benim görevimdi.Babamın Teo'yu çalıştırmaktan daha önemli işleri olabiliyordu ve yine gitmesi gerekti. Hemen Teo'nun yanına koşup konuştum.
" Sabırsız değilsin Teo sadece biraz güven kazanman gerek. Sen doğuştan yeteneklisin ne de olsa babamız Apollon" dedim. Ve babama baktım babam çoktan gitmişti. Tekrar konuştum. " İstersen devam edelim Teo öncelikle 25 adım hedeflerinden başlayacağız. Bu mesafeden başta hedef kaçırabilirsin. Ama zamanla hiç kaçırmayacaksın. 50 adım-100adım ve tabii 200adım seçenekleri de var ama onlar ileride" dedim. Sırıttım. Teo ilk hedeften yeteri kadar mesafe uzaklaştı. " Pekala başlayalım o zaman " dedi. Okunu yayına koydu ve gerdi. " Tek gözünü kapat ve atacağın yere odaklan hiç bir şekilde dikkatini kaybetme" dedim. Ve okunu fırlattı. Tam ortayı az farkla kaçırdı. Ona bakıp sırıttım. | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Perş. Şub. 03, 2011 5:06 am | |
| Yon geldikten sonra üzerimdeki baskı hafiflemişti. Babama iyi bir okçu olduğumu ve yetenekli olduğumu ispatlamak istediğim için gerilmiştim. Ama şimdi daha rahattım ve sanırım bunu ilk atışımla biraz olsun kanıtlamıştım. Yon'un bana sırıtması sayesinde kendime güvenim arttı ve atışlarımın çoğu ortaya yakın yerlere isabet etti. Ama sanırım tam ortaya vuramadan 50 adıma yükselemeyecektim. Bu nedenle tek gözümü kapattım, tam ortaya odaklandım, içimdeki bütün Apollon yeteneklerini hissetmeye çalıştım ve atışımı yaptım. Olmuştu işte! "Tam isabet!" diye bağırdım ve Yon ile ellerimizi çaktık. Daha sonra Yon "Artık elli adıma geçme zamanı Teo. Hadi yerini al." dedi. Ben de kafamı salladım ve elli adım sayıp yayımı kaldırdım. Ortaya odaklandım, oku fırlattım. Ama dıştan 2. çembere isabet ettirebilmiştim. Yon yanıma geldi ve hatamı açıkladı. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Perş. Şub. 03, 2011 8:49 am | |
| Bizim kullandığımız hedef tahtaları 5 tane iç içe geçmiş çenberden oluşurdu. Sırasıyla kırmızı,sarı,mavi,yeşil ve siyahtı. Kardeşim 50 adımdan yeşil renkli olanı vurmuş ve beni üzmüştü. Teo çok çabuk dikkatini kaybediyordu. Bir süre babam ile çalışmanın baskısından kurtulamamıştı anlaşılan. Babama mükemmeli vermek istemesi onun suçu değiidi. Hatalarını anlatmak adına konuştum.
"Teo dikkatini çabuk kaybediyorsun. Ok atarken ben ölsem bile önemli değil. Dikkatini kaybetme ve iyi yoğunlaş okunu yaya sağlam ger. Baktın olmadı tekrar dene. Bir gün gelir uzak bir hedeften kaçırma gibi bir lüksün olmaz o zaman senden başkaları da zarar görür." dedim. Teo anladım şeklinde kendinden emin bir şekilde kafasını salladı. Teo başaracaktı. Okunu yaya koydu ve sağlam bir şekilde gerdi. Acele etmiyordu heyecanını yenmişti. Tek gözünü kapattı. Kafasından düşen bir damla ter ile aynı anda okunu yolladı. Ve işte beklediğim tablo tam ortadan. " Biz buna 12'den deriz" diye bağırıp kardeşimin sırtına vurdum. O da hedefi bulmaktan memnun olmuştu. " Ee şimdi ne yapıyoruz" diye sordu. " 5 kere ardı ardına tam ortadan vurduğun zaman 100 adım hedefine geçeceğiz. Ondan sonra işler ciddileşecek. " dedim ve Teo'yu izlemeye başladım. Hızlı öğren,yordu doğrusu. | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Cuma Şub. 04, 2011 11:44 am | |
| Artık sırtımda hiçbir yük yoktu. Özgürce atışlar yapıyordum. Ayrıca Yon'un yaptığı cesaretlendirme konuşması da gerçekten işe yaramıştı. Athena ve Kheiron Yon'u bu işe alarak çok iyi etmişlerdi. İlk atışımda onun değimiyle tam 12'den vurmamı sağlamıştı. Şimdi sırada 5 kere daha tam ortaya vurmam gerekiyordu.
Sol ayağımı biraz daha öne çıkarıp hafiften öne eğildim. Daha sonra bir ok çıkarıp onu yaya yerleştirdim. Bir gözümü kapattım, konsantre oldum ve oku bıraktım. Yine tam 12! Bunu 6 kere daha tekrarladım. İkisini az farkla kaçırmıştım ama sorun değildi. Çünkü savaş sırasında bu kadar farkla da canavarların canına okuyabilirdim. Yon'a döndüm ve "Sanırım gayet iyi gidiyorum. Öyle değil mi usta?" dedim ve son kelimeye vurgu yaptım. Daha sonra da güldüm. Yon da ilk başta güldü, daha sonra "Evet çırak, iyi gidiyorsun. Ama şimdi işleri zorlaştırma vakti! 100 adım çalışmalarına hoşgeldin kardeşim." dedi ve beni uzağa, çok uzağa, harbiden uzağa götürdü. "Hadi ama, ben burdan oku yetiştiremem bile. Bunun 200 adım olmadığına emin misin?" dedim. Bunu dememle birlikte Yon'un yüzünde oluşan ifade beni geçmişe götürdü. Okulda beden eğitimi öğretmenime voleybol antrenmanı sırasında smaç atamadığımı söylediğim zaman onun yüzünde de bu ifade vardı. Benimle bir saat boyunca uğraşmıştı. Ama buna değmişti çünkü artık smaç atma konusunda üstüme yoktu doğrusu. Bu yüzden Yon'a hiç itiraz etmedim ve çalışmalara başladım. 5. atıştan sonra yine tam ortaya vurmayı başarmıştım. "Hey Yon, itiraf et sen bile bu kadar çabuk öğrenmemişsindir." diyerek öğretmenimi gıcık etmeyi de ihmal etmedim. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Cuma Şub. 04, 2011 2:48 pm | |
| Hımm Teo'nun kendine güveni gelmişti. Bu iyi bir şeydi. Ama fazla güven başına bela açabilirdi. 100 adım kolaydı. Ama 200 adım zaten başlı başına zor bir işti. 1. seviyenin sonu 200 adımdan atıştı. ve her babayiğit o atışı yapamazdı. Ben 2. seviyeye geçirmek için ardarda 10 atışı yarım 1 dk'da ortadan vurmalarını isterdim. Tan 12'den vurmalarını istemek ayıptı ama o şekilde vurabilen biri sonsuz saygımı kazanırdı. 2oo adım için önce rüzgarın şekillerini öğrenmek gerekti. Ve Teo'nun Boreas'a rüzgar göndermemesi için adak sunması onun yararına olurdu. Bazen sırf şaka yapmak için okları 360 derece döndürdüğü bile olurdu. Ve melezler attıkları okun üzerine gelmesinden hiç hoşlanmazdım.
"Teo benim ne kadar sürede öğrendiğim önemli değil kardeşim. Öncelikle 100 adımda her zaman bu kadar şanslı olmazsın. Ne hikmetse rüzgar yok. Sanırım Boreas büyük patlamaya hazırlanıyor" dedimç Teo'nun yüz ifadesi değişti. " N-ne demek istiyorsun" dedi. " Önemli değil kardeşim. Şimdi ardarda ok atacaksın hiç durmadan hedef almadan 20 tane gönder bakalım. Kaç tanesini vurabilirsin görelim. Eğer tahtadan şaşan olursa ilk dövüştüğün 1 değil 3 tane cehennem tazısı olur ona göre" dedim ve güldüm. Teo yerine yerleşti ve sadağına baktı. Yeteri kadar ok vardı. Şimdi başlama zamanıydı. | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Paz Şub. 06, 2011 6:37 am | |
| Yon'un rüzgâr hakkında söyledikleri beni biraz germişti. Ama henüz hiçbir şey hissetmiyordum. Bu yüzden ilk atışlarımı düzgün yaparsam diğerlerinde endişelenmem gerekmez, diye düşündüm. Bir ok çektim ve yayıma yerleştirdim. Görmekte zorlansam da biraz tahminle ortayı nişan aldım. Konsantrasyonumu sağladığımı düşünerek okumu fırlattım. Sarı çemberi vurmuştum, bu yüzden homurdandım ve şu rüzgârla ilgili lanet düşünceyi kafamdan uzaklaştırdım. Derin bir nefes aldım ve oku fırlattım. Tam ortayı biraz farkla kaçırmıştım. Ama olayı sulandırmamak için ciddiyetimi bozmadım ve atışlarıma devam ettim. Sıradaki beş atışımın birinde tam ortaya isabet ettirmiştim. Diğerlerindeyse az farkla ıskalamıştım. Daha sonra yine derin bir nefesle ve konsantrasyonla okumu fırlattım. Tam ortaya isabet! Daha sonraki iki atışımda da aynı şeyi başardım. Biraz rahatlamaya başlamıştım. Ama tam o sırada hafif bir rüzgâr esti ve okumun yine sarı çembere gitmesine neden oldu. "Yon, çok şom ağızlısın, biliyorsun değil mi?" dedim. O da cevap olarak "Bu şom ağız değil sevgili kardeşim, bu bilgi birikimi." dedi. Birkaç dakika önce onu sinirlendirmemiş olsaydım buna verecek bir cevap düşünebilirdim. Ama sustum ve işime konsantre oldum. Sonraki atışımda rüzgâr olmadığı için yine ortayı isabet ettirdim. Daha sonra rüzgâr kendini iyice hissettirdi ve 3-4 atışımın şaşmasına ve mavi ile yeşil çemberlere gitmesine neden oldu.
Ama daha sonra aklıma bir fikir geldi; rüzgârı kendi lehime çevirmek. Bunu yapabilmek için tam ortayı hedef almak yerine biraz solu hedef aldım ve okumu fırlattım. Az farkla ortayı kaçırdım ama diğer atışlarımda bu olmadı. 19. atışımdaysa rüzgâr bir anlığına kesildi ve bu yüzden gidip yeşil çemberi vurdum. İçimden küfrettim ve rüzgâr tekrar gelmeden son atışımı da tam ortaya isabet ettirdim. Sırıtarak Yon'a döndüm ve " Bu sefer tek kelime dahi etmeyeceğim, senin nasihatlarına uyacağım. Hadi bakalım değerlendir beni kardeşim." dedim. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Ptsi Şub. 07, 2011 2:43 am | |
| " Bu sefer tek kelime dahi etmeyeceğim, senin nasihatlarına uyacağım. Hadi bakalım değerlendir beni kardeşim." dedi atışlarından sonra bana. Teo'da Tanrı vergisi bir yetenek vardı. Apollon oğlu olmasının etkisi de ayrıydı tabi. " Dinle Teo serbest atışların gayet iyi. Ama canavarlarla savaşırken serbest atış olmayacak çünkü canavarlar haraket edecek üstüne üstlük birde rüzgarı hesaba katınca zor olacak. Serbest atışların şu anda kusursuz 100 adımdan sabit duran bir canavara rahatlıkla vurabilirsin. 200 adıma 2. seviye olarak geçeceğiz. yrıca haraketli hedeflere de. Bu seviye de öğrenmen gereken 1-2 ders kaldı kardeşim." dedim. Bana baktı sırıttı. İlk kez bir dersten mezun oluyordu sanırım. " Ee son olarak öğreneceğim şey nedir" diye sordu. Biraz düşündüm " Rüzgar kardeşim, Kuzey,Güney,Doğu,Batı rüzgarları var. Bunları hepsinin güçlü bir şekilde estiği tepelerden atış yapamazsın mesela. Şimdi yön rüzgarlarını boşver. Bir kaç dakika sonra güçlü bir rüzgar esecek. Onun hangi yönden estiğini ve bu durumda nasıl atış yapılacağını kavramanı istiyorum." dedim.
Teo hedef tahtasının önüne gitti. Son sınavını verecekti. Yine hedeften 100m uzakta duruyordu. Yayını sıkıca kaldırmış bir adımını önüne atmış karalı bir şekilde hedefe bakıyordu. Arkamdan gelecek olan üzgarı hissediyordum. Birazdan burada güçlü bir rüzgar esecekti. | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Çarş. Şub. 09, 2011 7:32 am | |
| Evet Boreas gerçekten de büyük patlamaya hazırlanıyormuş anlaşılan. Hafif bir rüzgarda bile hedefi kaçırmayı başarmıştım, yani güçlü bir rüzgarda ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Ama bir şekilde başlamam gerekiyordu. Önce gözlerimi kapattım ve rüzgarın geliş yönünü anlamaya çalıştım. Sanırım Yon'un olduğu taraftan, yani doğudan geliyordu. Bu durumda okumu hedefe ulaştırmak için tam ortanın biraz sağını hedef almam gerekiyordu. İçimden "Hey baba, benimle hiç ilgilenmesen de hiç yoktan şimdi biraz yardıma ihtiyacım olabilir." diye geçirdim. Daha sonra biraz pişman olsam da yayımı gerdim. Yeşil çemberi hedef almıştım. Okumu fırlattım ve yeterince sağa kaymamış olduğumu fark ettim. Çünkü okum sol tarafa kadar gitmiş, hatta sarı çembere isabet etmişti. Ya Apollon kızmıştı ya da beceriksizliğimi konuşturuyordum.
Rüzgarın hala doğudan estiğini düşünerek hedef tahtasının biraz dışına odaklandım ve okumu fırlattım. Bu atış daha iyiydi, çünkü ancak birkaç santimetreyle kaçırmıştım. Yon "Tebrikler Teo. Başlarda doğudan ya da batıdan esen bir rüzgarda şiddeti hesaplamak için birkaç atış yapman gerekebilir. Ama daha sonra alışacaksın. Şimdi, sanırım rüzgar kuzeydoğudan esmeye başlıyor. Yine deneme atışlarına başla." dedi. Kafamı itaatkar bir şekilde salladım ve rüzgarın kuzeydoğudan estiğini hissetmek için yine odaklandım. Ben bu kadar uğraşırken Yon birkaç saniyede anlıyordu. Bu biraz canımı sıkmıştı ama biliyordum ki o benden daha uzun süredir çalışıyordu. Bunları kafamdan uzaklaştırdım ve atışıma odaklandım. Rüzgarın önümden esmesi demek yayımı daha çok çekmem gerektiği demekti. O yüzden normalde yaptığımdan daha fazla bir şekilde yayımı gerdim. Rüzgarın kuzeydoğuya geçmesi nedeniyle biraz daha solu hedef almam gerektiğini düşündüm ve atışımı yaptım. Ortayı bir iki santimle kaçırdım. Ama yine de sevinçten kahkaha attım ve "İşte bu!" diye bağırdım. Daha sonra öğretmenimin tepkisine bakmak için kafamı çevirdim. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Çarş. Şub. 23, 2011 7:40 am | |
| "Teo Teo Teo, sakin ol kardeşim. (sırıttım) hep böyle bir yorum yapmak istemişimdir" dedim ve güldüm. Kardeşimin sırtını sıvazladım. "Bu işi öğreniyorsun be kahraman" diyerek kardeşimi tekrar övdüm.
Şimdi sıra kardeşimin yeteneklerine kalmıştı. Bundan sonrası bir Apollon çocuğu için bile zordu bu 1 seviye sınav dersiydi. Kardeşimi mezun etmek için sadece 1 ders kalmıştı yani. İlk mezunu mu verecek üzere olmam beni mutlu ediyordu. O sırada Teo'nun sesini duydum. "Şimdi sırada ne var ?" dedi sırıtarak. Ona baktım. Rüzgar güçlü esmeye başlamıştı ve acemi bir atışın cezası büyük olabilirdi ama Teo'nun yapacağına inanıyordum. Elimi kaldırdım ve şıklattım. Teo'nun ok yağmuruna tuttuğu hedef üzerinde ki oklar temizlendi ve hedef sağa sola doğru hareket etmeye başladı. Teo bana şaşkınca bakıyordu. "Şimdi kardeşim. Dikkatli ve sakin ol kendine güven bunu başarabilirsin. Şimdi sırada haraketli hedefler var. Şansına rüzgar bayağı kuvvetlendi ve kısa sürede yön değiştiriyor. Ne kadar yetenekli olduğunu kanıtla bana Teo" dedim. | |
|
| |
Theodor Aquila Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 710 Kayıt tarihi : 30/10/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila C.tesi Mart 05, 2011 7:02 am | |
| Yon'un son söylediği cümle beni etkilemişti. Hiç bu kadar ani bir şekilde ciddiyete dönmemiştim sanırım. Ama kardeşimin dediği gibi dikkatli ve sakin olmaya konsantre oldum ve okumu yayıma yerleştirdim. Melez olduğumu öğrenmeden önce bilgisayarda bu tür oyunlar oynamıştım. Hedefi vuruncaysa kendimle övünmüştüm. Şimdi bunun üzerinden yıllar geçmişti ve gerçek hayatta gerçek hedeflerle çalışıyordum. İlk yapmam gereken şey rüzgarın yönünü bulmaktı. Yavaş yavaş bu konuda deneyim kazanmaya başlamıştım. Rüzgar sağ yanımdan esiyordu, yani hedef tahtasının sağını nişan almalıydım, ki öyle de yaptım. Okumu fırlattım ama tam o sırada rüzgar yön değiştirdi ve hedef tahtasını ancak kenardan vurabildim. "Lanet olası rüzgar." diye homurdandım. Ama sonra yine aynı şeyleri tekrarladım ve bu sefer rüzgarın değişmesini bekledim. Değiştiği anda biraz düzeltmeyle okumu fırlattım ve kısmen iyi bir atış yaptım. Bundan sonraki birkaç atışımsa daha iyiydi. En son yine ortayı isabet ettiğim zamansa ciddiyetimi tekrar kaybettim ve Yon'a dönüp sırıtarak "Ee kardeşim, olayı kaptım galiba, değil mi?" diye sordum. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Theodor Aquila Perş. Mart 10, 2011 5:53 am | |
| "Öhhö öhhö, öncelikle bu konuşmayı yapmaktan büyük onur duyuyorum. Okçuluk sınıfının ilk seviyesinde öğretebileceklerimi öğrettim. Artık sen ne kadar çalışırsan o kadar geliştirirsin kendini. Burada öğrenebileceğin bir şey kalmadı kardeşim tebrik ederim. Theodor Aquila, seni okçuluk sınıfının ilk seviyesinden mezun ediyorum. Yeni teknikler öğrenmek için 2. seviyeye gel." dedim ve konuşmamı bitirdim. Teo bana sırıtarak bakıyordu. Uzun süren bir eğitim sürecinde babam ile başlamış benimle bitirmişti. Artık okçuluk sınıfının ilk seviye mezunlarından biriydi. Ona memnuniyetle baktım. Ardından konuştu. "Teşekkür ederim kardeşim. Bir ara hiç mezun olamayacağımı düşünüyordum." dedi. ve arkasını dönüp gitti. Okçuluk sınıfı bir mezun daha vermişti. Rp bitmiştir. 2. seviye adında bir başlık açıp tekrar öğrencim olabilirsin | |
|
| |
| Theodor Aquila | |
|