Yeni Silahlar

Cephaneliğe gelmiştim. Aslında kılıcım vardı ve Ed onu çok güzel yapmıştı. Şu an da toka olarak yanımda taşıyordum. Yine de artık kılıç dışında ok kullanmayı öğrenmek istiyordum. Ne de olsa canavarlara her zaman yaklaşamıyorduk ve oklarında çok faydası oluyordu. Okların olduğu bölüme geldğimde gözüme güzel görünen bir kaç oku elime alıp incelemeye başladım. Oklardan pek anlamasamda sivri olup olmadığına bakıyordum. Bir süre sonra elimdeki okları bırakıp başlka oklara bakmak için diğer tarafa yöneldim. O sırada Leo'nun da oklara baktığını gördüm. Yanına gittim.

"Selam!" dememle Leo'nun irkilip bana dönmesi bir oldu. Beni karşısında görünce hem şaşırdı hemde rahatladı. "Selam Lia." dedi gülümseyerek. Leo Zeus'un olduğu için kuzenim sayılırdı ve ona genelde kuzen diye seslenmeyi severdim. Şu tanrılar arasındaki akrabalığı çözemesemde bu kadarını biliyordum. "Ee.. kuzen sende mi yeni ok almaya geldin?" diye sordum..

Yanımıza gelen melez bize yardımcı olmak için etraftaki oklara bakındı ve ardından bize dönerek "Nasıl bir ok arıyorsunuz?" diye sordu. Düşündüm. Oklara baktığımda onlar hakkında hiç bir bilgim olmadığını fark ettim. Kendi düşüncelerimden çıkıp Leo'ya baktım onunda bir fikrinin olmadığını fark ettim.

"Aslında şeyy.. Bizim oklar hakkında hiç bir fikrimiz yok." dedim. Leo'da beni onaylar biçimde başını salladı. Yanımızdaki melez bize bakarak "O zaman ben size göre iyi olucak bir kaç tane ok gösteriyim." dedi.

Bizden biraz uzaklaşarak öbür taraftaki oklardan birini aldı ve önümüzde durdu. "Bu nasıl?" diye sorduğunda Leo kılıcı alarak konuşmaya başladı.

"Aa.. Evet bu senin olduğu çok belli kuzen. Buldun işte okunu." dedim ve gülümsedim. Okunu inceledim gerçekten çok güzeldi. Baş harfleri kazınmıştı ve çok hoş duruyordu. Kız tuhaf tuhaf bize bakıyordu. Ardından elimdeki oku görünce Leo'ya döndü.

"Bu özel oklardan. Zeus'un oğlunun oku. Ona vermemiz gerekiyor." dedi. Bunun üzerine Leo gülmeye başladı. Bende kendimi gülmemek için tutuyordum. Aslında kız haklıydı bizi nereden tanıyacaktı ki? Biz adlarımızı söylememiştik ve onunda böyle davranması çok normaldi.

"Ben zaten Zeus'un oğlu Leonard'ım." dedi. Kız bu duyduğunun üzerine şaşırdı ve tamam anlamında başını salladı. Bende elimdeki oku Leo'ya uzatarak kendim için ok bakmaya devam ettim. Etrafta bir sürü ok vardı ama ya çok sadeydi ya da çok süsvardı üzerinde. Beğenmiyerek tek tek okları eledim. Bu sırada kız birden "3 büyüklerden birinin çocuğu olan yok sanırım." dedi beni süzerek. Şaşırmıştım. Acaba 3 büyüklerin ayrı okları falan mı vardı. Kıza döndüm ve "Ben Poseidon'un kızıyım." dedim. Kız sanki bunu bekliyor gibiydi ama yine de tereddüt etmişti. Neden böyle gidip geldiğini merak etmiştim ve sonunda adımı tam olarak söylemeye karar verdim. "Adım Cornelia." diye bir hatırlatmada bulundum. Kız adımı duyunca bir süreliğine yanımızdan ayrıldı. Gelirken elinde bir ok vardı. Anlaşılan bu ok da benimdi. Oku elime aldığımda yaya baktım. Yayın ortasında C.S yazıyordu. Uç kısımlarına baktığımda bir ucunda Poseidon, diğerinde de kızı yazıyordu. Ayrıca dalga olduğunu belli eden kabartmalar vardı okun üstünde. İlk kıza sonra da Leo'ya döndüm.

"Teşekkürler. Leo oklarımızı bulduğumuza göre gidelim mi?"

"Tamam gidelim." dedi ve kıza gitmeden önce gülümsedim ve Leo'yla beraber oradan ayrıldık.


(Eğer Leo'nun ekleyeceği bir şey yoksa Rp bitmiştir!)