Kılıç yenileme

Arenada bir kaç melezle yaptığım antremandan çıkıp kulübeme doğru ilerlemeye başladım. Baya bir zamanımı orada harcamış ve yorulmuştum. Biraz dinlenmek istiyordum. Kulübeme doğru ilerlerken el işleri alanının önünde duraksadım. Yorgundum ama buraya daha önce hiç uğramamıştım. Kılıcımı daha güzel hale getirmek ve yeni bir ok almak istiyordum. Bunu kendim yapamazdım çünkü bu konuda hiç bir bilgim yoktu. Onun yerine orada olan ok ve kılıçlara bakmak için oraya doğru ilerlemeye başladım. İçeri girdiğim zaman etrafa bakındım. Burada tahmin ettiğimden çok melez vardı. Aralarından geçerek hazır kılıçların olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. O sırada bir köşede oturmuş kılıcıyla uğraşan Ed'i gördüm. Kılıçlara sonra bakarım diye düşünerek Ed'in yanına doğru ilerledim ve gülümsedim.

"Selam."

Selam

Bu sesle irkildim.Melezlere göre doğal bir hareket olacak şekilde hala yapıyor olduğum kılıcımı sesin kaynağına doğru götürdüm.Karşımda Lia duruyordu.Hemen "yarım kılıcı" boğazından çektim ve çalışma masamın üzerine koydum."Ee, özür dilerim." Lia onaylarmış gibi bana baktı ve hemen yanımdaki sandalyeye oturdu.Yanında kılıcı vardı.Kirk ile yaptığımız gezintiden beri kılıcı yıpranmış gibi görünüyordu.Tabii yıpranmış kılıç ile normal kılıç arasındaki tek farkı biz Hephaistos çocukları anlardık.Ben bu düşüncelerle boğuşurken "Nasılsın Ed? dedi Lia samimi bir ses tonuyla. "İyiyim sanırım.Kılıcını onarmamı istermisin? ya da kılıcını küçük bir toka boyutuna getirebilirim.Bu da yeni öğrendiğim bir şey" dedim sır veriyormuş gibi fısıldayarak.Lia, çoktandır bunu sormamı bekliyormuş gibi gülümsedi ve yine konuştu.

Ed'in bunu sorması aslında benim içinm çok iyi olmuştu. Kılıcımı seviyordum ve başından beri bu kampta onunla savaştığım için onu değiştirmek istemiyordum. Bu kılıcımı onarması ve toka haline sokması süper olurdu. Böylece küçük olarak her yanımda taşıyabilirdim.

"Eğer işin yoksa ve biraz düzeltip, toka haline sokarsan çok sevinirim." dedim ve gülümsedim. Ed'in yeni gelmesine rağmen burada anlaştığım en iyi çaylaklardan biri olmuştu. Onunla ilk maceram biraz fazla zorluydu.Kirk'in yanına gitmemiz onunla tanışmama sebep olmuştu ve güzel bi macera yaşamıştık. Ben aklımdan bunları düşünürken Ed "Tabi yaparım." dedi ve kılıcımı alarak yapmaya koyuldu. Ben de o yaparken etraftaki melezlerle ilgileniyordum. Melezleri izlerken bir süre fena dalmış olmalıydım ki Ed'in ne dediğini anlamamıştım. Ed'e dönerek "Pardon Ed dalmışım. Ne dedin?" diye sordum.

"Evet.Sanırım oldu.Bir kaç özellik daha ekledim.Herneyse bu özellikleri sen kendin bulmaya çalış" dedim gülümseyerek.Ama Lia dediğimi duymamış gibi gözüküyordu.Ama sonra hatasının farkına varacakki benden tekrarlamamı istedi dediklerimi.Sakince tekrarladım dediklerimi.Sonra da kılıcı elime alarak, hemen yanımdaki masaya salladım kılıcı.Kılıç, masayı tüy gibi kesti.Hiç kuvvet harcamamıştım.Acaba kendi kılıcıma da bu özelliği de eklesemiydim? sonra da kılıca "Toka" dedim birden.Artık elimde dalga desenleri olan bir tokaya dönüştü.Lia'ya bilgi vermeye başladım."Eğer tekrar "kılıç" demen ile tekrar eski formuna dönüşecektir.Ayrıca sadece tokaya dönüşmüyor" dedim.Lia sevinmiş görünüyordu ama son cümleyi anlamadığı her halinden belliydi.Tokaya "Bilezik" dedim fısıltıyla.Elimdeki toka buharlaşıp bir bileziğe döndü.Üstünde yine dalga desenleri vardı.Lia etkilenmiş görünüyordu ve tekrar ekledim"Bu mekanizma sadece yaratıcısı ben olduğum için bende ve sende çalışır.Başka yapmamı istediğin bir şey var mı? diye sordum son olarak.Lia heyecanla tekrar cevap verdi ve elimdeki bileziği aldı.

Kılıcımın yaptıklarını görünce şok olmuştum. Artık çok daha keskin ve yei görünüyordu. Ayrıca bilezik ve tokaya dönüşmesi de çok hoşuma gitmişti. Böylece daha rahat bir şekilde yanımda taşıyabilecektim. Gülümseyerek Ed'e döndüm. "Çok teşekkürler Ed, çok iyi olmuş bu." dedim. Ed'e bu kılıcı bu kadar güzel yapabildiği için mutlu ve kendinden emin bir tavırla gülümsedi ve "Bişey değil, her zaman." dedi. Onun bu lafına gülümsedim ve sonra elimdeki bileziği incelemeye başladım. Gerçekten çok güzel görünüyordu. Nasıl yaptığını anlamasamda dalga deseni çok hoş uruyordu. O kendi kılıcıyla uğraşırken bir süre daha yanında durdum ve kendi kılıcımla uğraştım. Ama artık yorgunluğum etkisini göstermeye başlamıştı. Biraz yatıp dinlenmem çok iyi olucaktı. Ardından Ede dönerek "Ed ben bugün biraz yorgunum, kulübeme gidip dinlenicem. Sende gelicek misin kulübelerin oraya?" diye sordum. Belki oda kulübesine gitmek istiyordur diye sorma gereği duymuştum. Bir süre daha Ed kendi kılıcındaki yaptığı işi bırakmadı. Beni duyup duymadığından emin değildim, yine de işinin bitmesini beklemeye karar verdim. İşi bitince Ed beni duyduğunu belli ederek konuşmaya başladı.

Beklettiğim için özür dilerim.Ee, tabii gelirim. dedim yorgunlukla sonunda yaptığım kılıcı "Yapılanlar" bölümüne attım.Hiç olmassa kampa yararım oluyordu.Ah! yine dalıp gitmiştim.Lia'yı daha fazla bekletmemeye çalışarak,"Hadi gidelim o zaman." dedim tekrar aşırı bir yorgunlukla.Lia da başını salladı.Lia, tekrar bileziğini toka haline getirerek, saçına taktı.Şunu kabul etmeliyim.Yorucu bir gündü.Lia ile birlikte El işleri alanından çıktık sonunda.Kulübelerin oraya kadar bana milyon kilometre gelen yol vardı daha.Lia ile konuşma bahanesi için"Güzel bir gündü." dedim.Lia ise onaylar bir şekilde, başını salladı.Artık kulübelerin oraya varmıştık.Lia, Poseidon kulübesine, ben ise Hephaistos kulübesinde ki demir kapıya doğru yöneldim.Dinlenmek.Şuan da sadece dinlenmeye ihtiyacım vardı.


Rp Bitmiştir!