Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İmkansızı Başarmak (58. Görev) [1]

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




İmkansızı Başarmak (58. Görev) [1] Empty
MesajKonu: İmkansızı Başarmak (58. Görev) [1]   İmkansızı Başarmak (58. Görev) [1] Icon_minitimeC.tesi Kas. 13, 2010 12:58 am

"Hey Adrian, yüzme yarışı yapmaya ne dersin?" diye sordu kardeşim Steve.
"Olur tabi ki." diye cevap verdim. Steve ile uzun süredir yarışmıyorduk, bu iyi gelebilirdi. Ares kulübesi olarak topluca plaja gelmiştik, hazır kimse yokken biraz eğlenelim diye düşünmüştük. "Karşıdaki küçük adacığı görüyor musun? Oraya kadar yarışacağız."
"Tamam, kabul."
Hazırlanıp denizin kenarına geldik. Mia da hakem olacaktı, "Bir, iki, üç!" demesiyle ikimiz de denize atladık. Kollarımı büyük bir süratle savuruyordum, Steve'in benden önde mi geride olduğuna bakmıyordum bile. Plajdan tezahürat ve gülüşme sesleri geliyordu. Önüme bile bakmıyordum, ama birkaç dakika sonra adacığa ulaştığımı farkettim. Steve ortalıkta yoktu, dönüp ona bakınca plajda olduğunu gördüm. O ve diğer kardeşlerim kahkahalarla gülüyorlardı. Demek bana oyun oynamışlardı, harika! Hemen geri dönüp onlara oyun nasıl olurmuş gösterecektim.
"Adrian." diye fısıldadı bir ses arkamdan. Ama bu adacıkta tek başıma olmam gerekiyordu, bana seslenen kişi de kimdi böyle? Dönüp bakınca bir an dilim tutuldu, bu kişiyle daha önce de karşılaşmıştım. "Seninle biraz konuşmamız gerekiyor." dedi Deniz Tanrısı Poseidon.
"Tabi ki efendim." diye cevapladım saygıyla. Plajda kahkaha sesleri kesilmişti, dönüp onlara bakınca dikkatli bir şekilde bana baktıklarını gördüm. Onlara baş parmağımla "Sorun yok." işareti yapıp Poseidon'un yanına yürüdüm.
"Bunu al." deyip elime bir hançer uzattı, yeşil renkle parıldıyordu bu hançer.
"Bu ne için efendim?" diye sordum.
"Görevin için, bu zehirli bir hançerdir. Bir tenle temas ettiği anda erir, ve bu hançerin zehri vücuduna giren kişi kesinlikle ölür. İster tanrı olsun, ister ölümlü. Bununla benim için Kalipso'yu öldürmeni istiyorum."
"Kalipso'yu öldürmek mi? Ama neden?"
"Denizimde bir titanın yaşamasına izin veremem. O bir titan bile olsa, ölümsüz bile olsa bu hançer en azından onun ruhunu vücudundan ayıracaktır. Ve hakettiği yere, Tartarus'a gidecektir."
"Ama efendim..." Anlayamadığım birçok nokta vardı, "Neden ben?" diye sormak istiyordum ona, ama sözcükler boğazımda düğümleniyordu. Onu öfkelendirmekten korkuyordum. "Oraya nasıl gideceğim?" diye sordum yenilgiyi kabullenerek.
"Senin için bir sal bıraktım, bu sala binince seni doğruca Kalipso'nun adasına götürecek. Aynı şeklilde geri dönebilirsin, ve sakın bu görevi tamamlayamadan geri gelme Ares oğlu. Yoksa denizleri sana zindan ederim!"
Son sözleri bu tehditler oldu. Bir anda denize girip gözden kayboldu. Şimdi ne yapacaktım ben? Plajda hala beni bekleyen arkadaşlarıma baktım, oraya dönüp onlara olanları açıklamak istemiyordum. Yoksa benimle birlikte gelmek isteyeceklerine emindim. Buna hiç gerek yoktu, bu görevin yükü sadece benim omuzlarımda kalacaktı. Onlara el salladım ve beni bekleyen salın üstüne atladım. Bunu kullanmak için ne bir kürek, ne de başka bir şey vardı elimde. Ama sanırım buna ihtiyaç da yoktu. Sal kendi kendine hareket etmeye başlamıştı, ve öyle bir hızla hareket ediyordu ki... Plaj birkaç saniye içinde gözden kaybolmuştu. Başım da dönüyordu, ama bununla baş edebilirdim. "Keşke hazırlıklı gelseymişim" diye düşündüm ister istemez, yanımda bu zehirli hançer dışında tek bir şey bile yoktu. Bu silah Poseidon'un dediği kadar güçlü bile olsa karşımdaki bir titandı, onu yenmek için plan yapmalıydım. Belden üstü çıplak bir şekilde, bir elimde de hançerle onun karşısına çıkarsam beni anında öldürebilirdi. Adaya ulaşınca hançeri alelacele bir yere saklayacaktım, sonra Kalipso'yu gafil avlayıp onu öldürecektim. Yapabileceğim tek şey buydu.
Neden böyle şeylerin hep benim başıma geldiğini merak ediyordum. Daha önce Tanrı Hermes de kendi çocukları dururken zorlu bir görevi benim ve kardeşim Mia'nın omuzlarına yüklemişti. Şimdi de Poseidon bana böyle bir görev vermişti, ve ben yine aynı şeyleri hissediyordum. Bu görevi yapmayı hiç mi hiç istemiyordum. Kalipso'nun neden ölmesi gerektiğini anlayamıyordum. Bir titan olması onun ölmeyi hakettiği anlamına gelmezdi ya sonuçta. Eğer öyle olsaydı zaten tanrılar onu sağ bırakmazdı. Kalipso'nun ölümü Poseidon'a hiçbir şey kazandırmayacaktı, o zaman neden istemişti ki bunu benden? Bunların cevaplarını belki de Kalipso'ya sorabilirdim. Onu öldürmeden önce onunla biraz konuşmamın bir sakıncası olmazdı heralde...

(Plaj kısmı bitmiştir. Devamı Ogygia Adası'nda.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İmkansızı Başarmak (58. Görev) [1]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İmkansızı Başarmak (58. Görev) [2]
» Hermes'den Görev [Görev 56] (Ormanın devamı)
» Babamdan Görev Alıyorum [Görev]
» Hermes'den Görev [Görev 56]
» Hermes'ten görev/ 58. görev

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Plaj-
Buraya geçin: