Sanırım bir kılıcımın olması bana zarar yerine fayda getirirdi.Sonuçta burada ne zaman ne olacağı belli değildi kendimi tehlikeye atmak ise çok saçmaca olurdu.Çevreme bakındığımda bir çok melezin elinde gördüğüm kılıçlardan daha farklı bir şey istiyordum.Tam teçhizatlı olmak zorundaydım.Sonuçta kanımın yarısı bir savaş tanrısının geniyle süslüydü.Silahlar ise benim özel alanım olmalıydı.Kısa kısa ama hızlı adımlarla girdiğim cephanelikte bulunan ve elindeki kalem ve not defteri olan bir melez vardı.Yaşça benden üstündü ve büyük ihtimalle Hepaistos çocuğuydu.Beni gördüğünü farkettiğimde yavaşça yanına sokuldum ve gülümsedim ' Sanırım o elindekini bıraksan iyi olur.Bir kılıç istiyorum ve mümkünse birkaç hançer ' Elindeki not defterini masaya bırakarak yürümeye başladı.Yüzündeki memnuniyetsiz bir tavır vardı.Eliyle işaret ederek kendine uygun olanı al der gibi baktı.Bir adım attığında sol kolumu açarak oraya takılmasını sağladım ve gülümseyerek ona baktım ' Bir kılıç istedim,seçmek değil. ' Yüzündeki memnuniyetsiz tavır giderek artıyordu ' Nasıl bir kılıç istiyorsun? ' İşte bu istediğim şey buydu ' Ihm.Hafif ama kuvvetli ve siyah renkli bir kılıç olursa sevinirim ' Ah!Tanrım onun sinirini gerçekten bozmuştum.Kılıçların arasına giderek kılıçlara bakmaya başladı sonunda bulduğu kılıcı alarak bana doğru getirdi.Gerçekten hafifti ve simsiyahtı.Yüzüne bakıp gülümsedim,sanırım başka bir şey isteyeceğimi anlamış gibiydi ' Birkaç hançere de ihtiyacım var.Sanırım 4 tane yeter.Mümkünse siyah renk olmasını istiyorum. ' Yüzündeki memnuniyetsiz tavrı gerçekten seviyordum.Elinde tuttuğu siyah renkli hançerleri aldım ve onu işleriyle baş başa bırakmak için cephanelikten ayrıldım...