Biraz Gezmek...

Konu: Biraz Gezmek... Cuma Kas. 12, 2010 5:26 am

Hava çok güzeldi. Biz ise öylece oturuyorduk. Otur otur nereye kadar, canımız sıkıntıdan patlıyordu. Bundan dolayı Sere ile birlikte kamptan dışarı çıkmak için izin almaya karar verdik. Dışarıda biraz dolaşıp eğlenmeyi planlıyorduk. Gezdikten sonra akşam kampa geri dönecektik. İzin aldıktan sonra kulübelere doğru yürümeye başladık. Kim önce hazırlanırsa diğerinin kulübesine gideceğini kararlaştırdıktan sonra hazırlanmak için kendi kulübelerimize gittik. Fazla vakit kaybetmemek için hemen hazırlanmaya başladım. Üzerime rahat bir şeyler giydim. Son ayrıntılarıda tamamladıktan sonra işte hazırdım. Sere daha kulübeme gelmemişti. Anlaşılan ben daha önce hazırlanmıştım. Kulübemden çıktım ve Athena kulübesine vardım. Kapıyı tıktıklayıp içeri girdim. Sere üzerini giyinmiş saçını tarıyordu.

"Ben hazırım." dedim.

"Ben de hazırım çıkabiliriz."

Sere yanıma geldi ve kulübeden çıktık. Bugün geçireceğimiz zamanı konuşarak kamptan dışarı çıktık.

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Paz Kas. 14, 2010 8:34 am

Güzel hava fakat sıkıcı bir gün. Tabi Tiff’in mükemmel fikri sayesinde bu değişebilirdi. Muzurluk gözlerimden okunuyordu. Onunda benimde... İzinimizi aldık ve kulübelerimizde hazırlanmaya başladık. Benim kulübeme gelen Tiff olmuştu. Her ne kadar süslü biri gibi dursada çok hızlı bir kızdı. Onu görünce gülümsemem yüzüme yayılıyordu. Uzun sarı saçları, sevimli mavi gözleri ve minyatür boyu ile tam bir şeker kızdı. Aslına bakarsanız onu ilk gördüğümde Aphrodite kızı sanmıştım. Fakat o yakışıklı ve sanat sever Tanrı Apollon’un kızıydı. Sırt çantamı taktığım gibi ahırlara doğru gittik. Ben Serenity’i yolculuk için hazırlarken oda kendi pegasusu Sissy ile uğraşıyordu. Sonunda atlarımız hazırdı. Havalanırken ona kampta yaşadığım son olaylardan bahsediyordu. Hele Leo ile ettiğim kavgaları anlatınca gülmeye başlıyordu. Gerçekten sorunlu bir çifttik. Çıkmasak bile... Tiff her ne kadar itiraf etmem gerektiğini söylesede bunu başarak cesaret bende yoktu. Bu sefer konuşma sırası bende değil, ondaydı. Sustum ve dikkatimin yarısını ona verdim. Diğer yanım Zeus’taydı. Nedeni ise havadaydım ve beni her an ufak parçalara ayırabilirdi.

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Paz Kas. 14, 2010 9:17 am

Uçarken Sere ile hala sohbet ediyorduk. Onunla sohbet etmek gerçekten çok güzeldi. Biraz daha erkeklerden konuştuk. Benim hala bir sevgilim yoktu.

"Sana bir sevgili bulalım mı?"

"Olurr."

İkimizde güldük. Sonra bugün neler yapacağımızı konuştuk. Kesinlikle çok eğlenecektik. Bir süre sonra inmeye karar verdik ve pegasuslarımız inişe geçti. Yere vardığımızda Sissy'nin üzerinden indim ve Sere'ye gülümsedim. O da bana gülümsedi. İlerideki alışveriş dükkanlara doğru yürümeye başladık.

Çok güzel, çeşit çeşit dükkanlar vardı. Bazılarına dayanamadık hemen girdik. Çok güzel kıyafetler, ayakkabılar, süs eşyaları vardı. Almazsak içimiz rahat etmezdi. Bayağı çok şey aldık. Günümüz çok güzel gidiyordu. Sere ile çok eğleniyorduk. Biraz daha gezdikten sonra acıkmıştık ve çok yorulmuştuk...

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Paz Kas. 14, 2010 9:34 am

Tiff ve ben acıkmıştık. O kadar gezmeye birşeyler yapmamız gerekiyordu. Hatta hava bile kararmıştı. Ama burada daha fazla eğlenmeden bir yere gitmeyecektim. Ne olursa olsun. Yürürken sağ tarafta duran gösterişli büyük bir kumarhaneye baktım. Ağzımı bile açamıyordum. Tek yapabildiğim Tiff’i dürtüp ona göstermek oldu. Kızda şok içindeydi. Yavaşça adımlarımızı hızlandırarak kumarhaneye doğru yürüdük. Bir Tiff’e bakıyordum, birde kumarhaneye. İçeriye girdiğimizde şu son zamanlarda popüler olan bir şarkı çalıyordu. Önümüzde duran kızlar bizi hemen içeriye doğru çekiştirdi. Ve ellerinde tuttukları tepside bulunan rengarenk tatlılardan yeşil olanını aldım. Tiff ise o sırada tatlısını yiyip yakışıklı bir çocukla konuşmaya başlamıştı. Ben ise tatlı ile bakışıyordum. Bu eziyeti daha fazla sürdüremeyip bir lokma aldım. İşte o an kriz geçirdiğimi fark ettim. Gülüp duruyordum. Ne kadar güzeldi. Hayat sanki toz pembeydi. Tiff nerede miydi? Kimin umurunda. Hemen dans pistine doğru yürüdüm. Çılgınca dans etmeye başladım. Bu gece beni kimse durduramazdı.

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Paz Kas. 14, 2010 10:58 pm

Çok yakışıklı bir çocukla sohbet ediyordum. Çocuk harika birisiydi. Oyunlardan bahsetmeye başladık. Burada bir sürü oyun vardı. Sere'ye baktım. Kendinden geçmiş bir vaziyette dans ediyordu. İkimizde çok eğleniyorduk. Burası süperdi. Yakışıklı çocuk benim Sere'ye baktığımı görünce beni dansa kaldırdı.

Artık bende dans ediyordum ama ne dans. İkimizde döktürüyorduk. Bu çocuğa bayılmıştım. Yakışıklı çocuk bana şarap getirdi. Hemen aldım ve içmeye başladım. Şarabın tadı harikaydı. Şarkı bitti ve yeni bir şarkı çalmaya başladı. Sere benim yanıma geldi.

"Bakıyorum çok eğleniyorsun."

"Evet, burası müthiş bir yer."

Sere'yi yanımdaki yakışıklı çocuk ile tanıştırdım ve daha güzel bir sohbet başladı...

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Perş. Kas. 18, 2010 12:37 am

Sohbet iyice derinlere iniyordu. Acaba annem şuan neredeydi? Ya da babam? Onları özlemiştim aslında. İçimdeki o özleme duygusunu söndüremiyordum. Lucy’i de pek özlemiştim. Tiff beni hafifçe dürtünce sırıttım ve konuşmaya devam ettim. ‘‘Tiff annemle Lucy’i özledim.’’ Tiff’te eliyle saçlarını kaşıdı ve cevap verdi. ‘‘Bende babamı özledim aslında.’’ Biraz düşünmeye başladım. Yavaş yavaş bilincim yerine geliyordu. Karşımızdaki yakışıklı çocuğa baktım. 80’lerin tarzındaydı. Gözlerimi avuşturdum. ‘‘80lerin modası geçmedi mi?’’ dedim sakince. Tiff’te onaylarcasına kafasını salladı. Çocuk gülmeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamıyordum. ‘‘Hey siz neler saçmalıyorsunuz? 1980 yılındayız. Yeni moda bunlar.’’ Çocuğun sesi kafamda yankılanıyordu. 1980, 1980, 1980... Ne yani? Biz 1980 yılında mıydık? Tiff’i kendime çevirip sarsmaya başladım. Kendine gelmesi gerekiyordu. Çünkü kaçmalıydık. Fakat biraz geç kalmıştık. Çeteye benzer ve şık giyinimli adamlar üstümüze doğru geliyordu.

Konu: Geri: Biraz Gezmek... Cuma Kas. 19, 2010 4:51 am

Eyvahh, olanlara inanamıyorum. Kafam bayağı karışmıştı. Üzerinde düşünecek uzunca vaktim de yoktu. Çünkü anladığım kadarıyla bizi öldürmek isteyen birileri vardı. Sere'ye baktım. O da ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Birazcık düşündükten sonra en kolay yolu denemeye karar verdim ve bağırdım.

"Kaççç"

Sere ile birlikte çıkışa doğru kaçmaya başladık. Çok hızlıydık ama çıkışa varamadan önümüz de kesildi. Galiba artık tek bir seçeneğimiz vardı. O da savaşmak. Hemen kolyeme bastım ve kolyem yay-ok takımına dönüştü. Her yeri ok yağmuruna tutmaya başlamıştım. Sere de silahı ile savaşmaya başlamıştı...

Konu: Geri: Biraz Gezmek... C.tesi Kas. 27, 2010 1:23 am

Tiff’ten önce hemen harekete geçip kılıcımı düşündüm. Kılıcım birde uzadı ve elime uygun bir boyuta geldi. Kısa bir süre önce kılıç eğitmenliğine başlamıştım tabi ki bunun yararını görüyordum. Mükemmel derecede savaştığımın farkındaydım. Neredeyse kılıçlarda ve düellolarda aranan isim haline gelmiştim. Dikkatimi bileğime ve rakibime verdim. Son gücümü kullanmamaya dikkat ediyordum. Tabi sevgili kılıcım Işık Saçan beni dinlemeyip kendiliğinden büyülü bir güç yayıyordu. Buda oradaki herkesi bayıltmaya yetiyordu. Tiff bana şaşkınlıkla bakıyordu. ‘‘Benim suçum değil. Işık Saçan yaptı hepsini!’’ dedim küçük bir çocuk gibi. Hemen kapıdan dışarı çıktık. Islığım ile iki güzel pegasusu çağırdım. Yolda giderken gülüyordur. Mükemmel bir gün geçirmiştik doğrusu.

Tiff'in yazacak birşeyi yoksa RP bitmiştir.

» Biraz barış ve biraz korku...
» Biraz Hırsızlık, Biraz Macera
» Amacımız gezmek.
» Sadece gezmek istemiştik
» biraz şems... biraz kum