| En büyük tehlike; Kötü ruhlar | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Perş. Kas. 11, 2010 11:13 am | |
| Kulübemde Rose ile birlikte oturup sohbet ederken kapının çalınması ile ayağı kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Rose'de merak edip bana bakıyordu. Karşımda Glau'yu görünce hem şaşırdım, hemde sevinmiştim. Kaç gündür onunla konuşamıyorduk ve onu merak etmiştim. Gülümseyerek "Hoşgeldin." dememin ardından "Hoşbuldum." dedi ve Glau beni kolumdan çekiştirerek kulübeden çıkardı Biraz ilerledikten sonra durdu. Ne istediğini anlamamıştım. Glau'ya soru sorar şekilde bakınca Glau "Of! Sıkıldım kulübede Lia ve macera yaşamak istiyorum. Aklıma da sen geldin." dedi. Gülümsedim. Macera diyince aklına gelmem beni hem mutlu etmiş, hemde şaşırtmıştı. Glau bana ne yapacağımı merak eder şekilde bakıyordu. Bense sadece kulübeme gittim ve Rose'a dışarıda olucağımı söyledim. Glau'nun yanına tekrar geldiğimde "Tamam o zaman. Ne yapmak istersin?" diye sordum. Glau'da benden bu soruyu beklemiyormuş gibiydi. "Aslında aklımda hiç bir şey yok." dedi.
Bir süre nereye gidebiliriz diye düşünüp bahçede yürümeye başlamıştık. Birden aklıma Hades ve yer altı geldi. Aslında aklıma nerden geldiğini bilmiyordum ama yeraltına inmek istiyordum. Evet benim deli olduğumu düşünebilirsiniz ama herşeye rağmen yer altına inmek istiyordum. Glau kabul edermiydi bilmiyordum. Neşeyle ve merakla Glau'ya dönünce onunda bana baktığını fark ettim. Gülümseyerek "Aslında şey.. Yer altına tarlalardan birine gidebiliriz Glau ben oraya gitmeme rağmen yer altı ilgimi çekiyor. Ne dersin gidelim mi?"diye sordum ve cevabını beklemeye başladım.. | |
|
| |
Dryope Glauce Charon Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 247 Kayıt tarihi : 17/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Perş. Kas. 11, 2010 11:53 am | |
| Yeraltına gitmek... Kesinlikle benim ilgimi çekecek olan bir şeydi. Orada annem vardı. Onu hiç görmemiştim ve gittiğimde görmeyi umut ediyordum. Ama onun beni görmek istediğinden emin değildim. Ne yapacaktım? Bir süre düşündüm ve Lia'ya döndüm.
"Tamam Lia. Yeraltına gidelim. Belki, belki annemi bile görebiliriz.. Ama o zaman biz macera yaşayamadan bizi buraya geri gönderir.." dedim. Lia beni onaylarcasına başını salladı.
Yeraltına giderken bana yolu gösteren Lia'ydı. Buraya kaç defa geldiğini merak ediyordum. İlerledikçe kıvrılan yollar bir yandan midemi bulandırıyor bir yandan da beni heyecanlandırıyordu. Her zaman bir elim kılıcımda, tetikte, yürüyordum. Eğer karşımıza bir cehennem tazı çıkarsa ne yapacağımız bilmiyordum. Onları daha önce görmemiştim ama sonuçta onları tanıyabilirdim.
Yeraltına indiğimizde bir sıcaklıkla karşılacağımı beklerken öyle bir şey olmadı sadece hava basıktı. Nefes almakta zorlanıyordum. Lia'ya baktığımda onunda benimle aynı durumda olduğunu gördüm. Biraz daha yerlatında ilerleyemeye başladık. Karşımıza bir nehir çıkmıştı. Peki bunu nasıl geçecektik? İşte sorunlar bitmiyordu ki? Bir anda ayak sesleri duymaya başladım ve Lia'yı kolundan tuttum ve bulduğum geniş bir çatlağın içine girdik. Lia'yı arkamda tuttarak kılıcımı çektim. Lia omzumun üstünden gelenlerin kim olduğuna bakmaya çalışıyordu. Eğer canavarlarsa ikimizde atılacak ve savaşacaktık. Fakat bu gelenler iki adamdan bir başkası değildi. Ben tam dışarıya doğru adımımı atacakken Lia kolumdan tuttu ve beni kendine doğru çekti.
" Glau, sen ne yaptığını sanıyorsun? Bunlar ölü.." dedi. Ben daha cevap vermeden ölülerden biri konuştu.
" Sende melez kokusu almıyor musun? Hatta şu anda nefeslerini bile duyabiliyorum." dedi. Ben ve Lia aynı anda yutkunduk. Ölüler bize doğru yaklaşırken biz daha da gerilere doğru çekiliyorduk. Artık sonumuzun geleceğini anlamıştım. Ölüler bizi kesinlikle Hades'e götürürlerdi Hades de bizi Tartarus'a zevkle gönderirdi. Ben bunları düşünürken gür bir ses duyuldu.
"Nerede kaldınız?!" Bu ses bizi iliklerimize kadar titretmişti. Büyük ihtimalle Hades'in sesiydi. Ölüler yanımızdan uzaklaşınca nehrin ileriki kısımlarındaki kayıkları gördüm ve Lia ile oraya doğru koştuk. Boş kayıklardan birine atlayıp nehri geçmeyi başardık. Nehrin diğer tarafına geçtiğimizde aklıma Ceza Tarlaları geldi. Lia'ya döndüm.
" Gideceğimiz yeri buldum Lia. Ceza Tarlalarına gidiyoruz." Lia'nın rengi ilk önce kaçtı ama sonra tekrar düzeldi, sırıttıp konuşmaya başladı.. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Cuma Kas. 12, 2010 5:49 am | |
| Ceza tarlaları.. Oraya daha önce hiç gitmemiştim ama bildiğim kadarıyla orada kötü ruhlar oluyordu. Bunun düşüncesi beni ürkütmüştü. O gördüğümüz ruhlardan sonra biraz ürkmem normaldi. Ama aslında korkmuyordum. Bu macerayı ben de istemiştim ve ceza tarlaları tam da bunun için bir yerdi..
"Tamam olur gidelim.. Ama orası tam olarak nerede bilmiyorum. Daha önce hiç gitmedim."
dedim Glau'ya gülümseyerek. Aslında şu an tam olarak nerede olduğumuzdan da haberim yoktu. Glau biraz düşündükten sonra yürümeye başladık. Heralde gideceğimiz yeri biliyor diye düşündüm ve onunla beraber yürümeye başladık. Biraz ilerledikten sonra etrafta ilerledikçe artan ruhları fark ettik. Bu sırada bir grup ruh bize doğru gelerek "Oo.. Melezlerde uğrarmış buraya." diyerek kahkaha attılar. Bunlara sinir olmuştum, böyle dalga geçmeleri sinirimi bozmuştu. Ama hiç takmayarak Glau ile birlikte ilerlemeye devam ettik. "Ee.. Bunlar sanırım dillerini yutmuşlar." İçlerinden biri böyle söyleyince Glau ile beraber sinirle ruhlara doğru döndük. Tam cevap vereceğim sırada Glau benden önce davranarak konuşmaya başladı.. | |
|
| |
Dryope Glauce Charon Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 247 Kayıt tarihi : 17/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Cuma Kas. 12, 2010 8:36 am | |
| Lia ile yürürken karşımıza çıkan kötü ruhlar hala bizimle uğraşıyorlardı. Onların yüzlerindeki sinsi ifade midemi bulandırıyordu. Biz yürüdükçe peşimizden geliyor ve rahatsız etmeye devam ediyorlardı. Arkamızdan gelmeye devam eden ruhlardan birinin söylediği söz canımı sıkmıştı. Lia ile aynı anda arkamızı döndük. Duraksamadan konuşmaya başladım.
" Bana bak sinir bozucu şey. Yaptığın kötülükler için öldüğün zaman buraya hapsedilmiş olabilirsin ama bu sana melezleri veya başka birisini rahatsız etme hakkını vermez.. Eğer şimdi gitmezseniz burada çok kötü şeyler olacak." dedim ve kılıcıma uzandım. Lia da benim gibi elini kılıcının kabzasına koymuştu. Ruhlar birbirine baktı ve bir sis gibi etrafımızı çevirdiler. Attıkları iğrenç kahkahalar ve tenimize değdikleri yerlerin hissizleşmesi berbat bir şeydi. Terslediğim ruh kollarıma dokunup tam karşıma geldi.
" Bak sen şu meleze.. Kılıcıyla bizi öldürecekmiş.. Hatırlatırım tatlım biz zaten ölüyüz.. Tekrar öldürme gibi bir şansın yok.." dedi. Daha sonra saçlarımın arasından süzülüp diğerlerinin yanına geçti. Sabrım tükenme noktasındaydı. Kılıcımı çektim ve saçlarımı savurarak o ruha döndüm.
" Eğer bizi rahatsız etmeye devam ederseniz Zeus adına yemin ederim ki sizi Tartarus'a gönderirim." dedim. Başka bir ruh Lia'nın bedenini sarıp benden uzaklaştırırken bir diğeri karşıma geçti. Sesinde şüphe hakimdi.
"Hades'in kızı mısın?" dedi. Başımı iki yana salladım ve "Hayır ben Persephone'un kızıyım." Başımı çevirdim ve Lia baktım ruh onu kuytu bir köşeye doğru çekiyordu. Lia çırpınırken ona doğru koştum.
" Hey, sen! Lia'yı hemen bırak." dedim sesimdeki öfke, güç fazlasıyla kendini belli ediyordu. Belki de ilk kez bir tanrıçanın kızı olmamın verdiği gücü kullanıştım. Ruh şaşırdı ve dediklerime itaat edip Lia'yı bıraktı. Buna bende Lia ve o kötü ruh kadar şaşırmıştım. Lia bana doğru koştu ve ona sarıldım. Tam her şey bitti derken aslında yeni başlıyordu.
| |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Cuma Kas. 12, 2010 12:57 pm | |
| Glau ruhlardan biriyle tartışırken diğer ruh bana doğru yaklaşmaya başladı. Ne yapmak istediğini anlamasamda gülüyordu ve bu beni korkutmuştu. Ardından ben daha ne olduğunu anlayamadan ruh gelip içime girdi. Aslında ben ne olduğunu anlayamadım sadece en son gördüğümde dibimdeydi. Ardından da kendimi, bedenimi hareket ettiremez olmuştum. Glau'nun yanındayken ruh beni hareket ettirip uzağa doğru götürüyordu. Hem korkuyor, hemde çok tuhaf hissediyordum. Acı çekmiyordum ya da canım yanmıyordu. Sadece garipti. Biraz farklıydı.
Ben çırpınıyordum resmen. Ben ne kadar kendimi sıkarsam ruh o kadar yavaş ilerletiyordu beni. Bir süre sonra çok yorulmuştum. Kendimi bırakmayı düşünmeye başlamıştım. Çünkü artık hiç dayanıcak gücüm kalmamıştı. Bu sırada Glau'nun sesini duydum. Ne söylediğini tam olarak anlamamıştım. Onun birşey diyeceğini düşünmemiş ve onu dinlemk için çaba harcamamıştım. Sadece bu ruhtan kurtulmaya çalışıyordum. Glau sözlerini bitirip sustuğunda ruh sanki onun sözlerine itaat etti ve bedenimden çıktı. Buna çok sevinmiştim. Hemen Galu'nun yanına koştum ve bana sarıldı. Onun yanında kendimi daha güvende hissediyordum.
Biz tam her şey bitti, artık daha rahat ilerleriz derken benim içime giren ruh "Hades'in buraya geldiğinizden haberi var mı?" diye sordu ve hep beraber gülmeye başladılar. Artık bunlara sabrım kalmamıştı. Her an patlayabilirim. Hala patlamamış olmamın tek sebebi de burada olduğumuzun Hades'in kulağına gitmemesiydi. "Anlaşılan haberi yok." dediler ve dalga geçer gibi gülmeye devam ettiler.
"Haberi var yada yok size ne?" diye çıkıştım. Artık onların laflarından sıkılmaya başlamıştım. Ben ruhlardan cevap beklerken ruhlar susmuş ve arka tarafımıza bakıyordu. "Kim var orada?" diye kalın ve gür bir ses duyuldu. Bu sesi çok iyi tanıyordum. Bu Hades'in sesiydi ve onun sesini duymamla Glau'ya yaklaşmam bir oldu. Hades'ten fazlasıyla korkuyordum. Onunla pek iyi anılarım olduğu söylenemezdi. En son ki gelişimde bana yer altına izinsiz girmeyi yasaklamıştı. Bu sefer Hades'e görünmemeliydim ama bunun bir yolu yoktu. Glau'ya dönerek onun aklına bir şeyler gelmesini umdum. Zaten bundan başka yapabileceğim de hiç bir şey yoktu.. | |
|
| |
Dryope Glauce Charon Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 247 Kayıt tarihi : 17/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Cuma Kas. 12, 2010 11:46 pm | |
| Ah, lanet olsun! İşte işler iyice karmaşıklaşıyordu. Biz ruhlarla nasıl baş edeceğimizi düşünürken şimdi de başımıza Hades çıkmıştı. Sanırım bizim sonumuz belliydi Tartarus! Ben Persephone'un ikinci kızıydım, doğal olarak beni sevmeyecekti. Düşündüm düşündüm sonunda bir şey buldum. Madem daha demin bir ruh bana itaat etmişti diğerleri de edebilirdi. Ruhlara döndüm hepsinin beti benzi atmıştı.
" Siz, kötü ruhlar. Bana itaat edin ve Hades'in yanına gidin ki o buraya gelmesin ama sakın bizden bahsetmeyin. Yoksa Hades yerine sizi ben Tartarus!a gönderirim." dedim. Ruhlar birbir yanımızdan ayrılıp Hades'in yanına giderken yaşlı bir kadın yanımda durdu. Bedeninden yayılan elektrik beni rahatsız ediyordu ama aldırmadım.
"Sen nesin böyle? Melez olduğuna emin misin? Persephone'un kızlarının böyle bir özel gücü yoktur. Sen olsan olsan Hades'in kızı olabilirsin." dedi. Gözlerimi kıstım ve ruha cevap verdim.
"Ben Persephone'un kızıyım. Unutma O'da Ölülerin Tanrıça'sıdır. Annemin baharla ilgili olan yanını alabilir kardeşlerim. Demek ki ben ölülerle ilgili yanından almışım özelliğimi. Şimdi gidip Hades'i oyalayan bizde buradan gidelim." dedim. Kadın başını eğdi ve süratle yanımızdan ayrıldı. Sonunda Lia ve ben rahatladık, derin bir nefes aldık. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: En büyük tehlike; Kötü ruhlar Paz Ara. 12, 2010 7:24 am | |
| Ruhları Glau sonunda yanımızdan kovmuştu ama bunu eminim ki amcam duymuştu. Ondan korkmamama rağmen çekiniyordum ve beni tekrar burada görürse neler olurdu bilmiyordum. Heralde sonunda babamın beni kurtarması gerekirdi yoksa amcamın beni sağlam bırakacağını sanmıyordum. Birden gülümsedim. Bu düşündüklerim biraz korkunç ve saçmaydı evet ama hala cesaret edip buraya gelmem büyük bir başaıydı benim için.. Glau'nun bana meraklı bir şekilde baktığını görünce gülümsemem arttı.
"Hadi buradan gidelim Glau. Amcam beni görürse kurtulabileceğimi sanmıyorum da."
Glau "Peki gidelim." dese de benim hala burada bile mutlu olmamın sebebini anlayamamış gibiydi. Aslında bende bilmiyordum sadece içimden gelmişti gülümsemek. Bir süre çıkışın olduğunu tahmin ettiğimiz yere doğru ilerledik ama birden etrafımızdaki ruhlar sessizleşti. Bir şeyler olduğunu anlamıştım ve bir an önce buradan gitmemiz gerektiğini de biliyordum. Ardından cebimdeki iki inci aklıma geldi ve birini Glau'ya uzattım.
"Glau yere koyucaz ve ezicez. İçinden de melez kampı diye geçir." dedim. "Tamam." dedikten sonra hemen söylediğim şeyi yaptık ve bir kaç saniye sonra gittiğimizi fark ettim. Yer altında son gördüğüm şey ise amcamın bana bakan kızgın gözleriydi..
RP BİTMİŞTİR! | |
|
| |
| En büyük tehlike; Kötü ruhlar | |
|