Kaçış Önlemek

Leo ve Lia beni çağırınca aceleyle Plüton'u çağırdım.Hava yağmurluydu,Zeus bir şeye kızmış olmalıydı;şimşekler çakıyordu.Ben de korkuyordum elbette.Ama Plüton'um biraz geç gelince onu azarladım.Benden özür dilercesine bakıp,kuyruğunu salladığında ise ona bir öpücük kondurdum ve başını okşadım.Ardından beni bu yağmurlu havada Empire State'e uçurmasını söyledim.Ardından Plüton kişnedi ve beni uçurmaya başladı.Uçarken aklımda bir tek şey vardı.O da çocukların beni neden çağırdığıydı.

Binaya vardığımızda Plüton'umu öperek kampa geri yolladım.İçeri girdiğimde ise her zamanki resepsiyonistin yanına gittim. "600.kata yollar mısın?" Adam ağzını açacakken ona okumu çıkarıp gösterdim ve fısıldadım. "Artemis Avcısı.Aynı zamanda lideri." Adam ürkmüş gözlerle bana anahtarı uzatırken ben de tatmin olmuş bir şekilde başımı sallayarak asansöre gittim.Her zamanki müziği duymamak için kendi kendime mırıldandım ve sonunda Olimpos'a ulaştım.

Leo'nun beni aceleyle çağırması üzerine hemen ahırlara gittim ve Alice'ye beni Olimpos'a götürmesini söyledim. Alice sözümü çok çabuk dinleyerek beni Olimpos'a götürdü. Hava da pegasusumla uçarken fena halde korkmuştum. Şimşekler çok çakıyordu ve Zeus'un bir şeylere kızdığını düşününce daha da çok korkmaya başladım. Olimpos'a vardığımda Sat'in de orada olduğunu gördüm. Ben geldiğimde Sat resepsiyonis ile konuşuyordu. Yanına vardığım zaman arkamdan Leo geldi. Hiç ses çıkartmadan ikimizde Sat'i bekliyorduk. Sat anahtarı aldıktan sonra asansöre bindik ve yukarı çıktık. Asansörden indiğimde etrafa bakındım. Buranın güzelliği beni büyülüyordu. Ardından Sat ve Leo'ya dönerek "Neler oluyor? Niye buraya geldik?" diye sordum merakla. Sat içini çekti ve havadaki çakan şimşeklere baktıktan sonra konuşmaya başladı..

Leo ve Lia da geldiği zaman ben de ne olduğunu anlamamıştım ama Lia bana bakıyordu.Biraz şaşırdım,çünkü son anda Artemis'le buluşmamı iptal edip,buraya gelmiştim.Tanrılar da işin içinde olduğuna göre kendimi güçlü hissettim.Zeus ve Poseidon çocuklarıyla aynı göreve çıkmak benim için bir gurur olacaktı.Bir de ne olduğunu bilseydim,daha iyi olurdu ama...

Leo'ya baktım ve sordum. "Dostum,görevimiz nedir?"

Olimpos2a gelmiştik ve şimdide Seus'un yanına gidyorduk.Ne istediğini öğrenmek için. Leo'nun bunu bilmesini umuyordum ama onunda bir fikri yoktu. İç çektim ve hepimiz ana salonun önünde durduk. Üçümüzde birbirimize baktıktan sonra Leo'nun ilk olarak içeri girmesini işaret ettik ve kapıyı o açarak içeri baktı. İçeride kimler olduğunu bilmesemde Leo girince bizde Sat ile beraber arkasından salona girdik. İçeride şu an sadece Zeus vardı ve bu iyi mi yoksa kötü mü anlayamamıştım. Zeus bize dönüp üçümüzüde teker teker inceledi. Sonunda Leo "Tanrı Zeus bizi çağırmıştınız." diyerek sessizliği bozdu. Sat ve bende Zeus'tan gelicek cevabı sessizce bekliyorduk.

Zeus'un huzuruna ilk kez çıkıyordum.Bu çok önemli bir andı.Kameraların çekmesi gereken bir andı.Zeus'un yüzüne bakmaya utanıyordum,umarım Artemis'le iyi anlaşıyorlardır diye düşünüyordum.Birden bire Zeus'un gür sesiyle kendime geldim.Zeus konuşmaya başlamıştı ve biz üçümüz de artık yere bakıyorduk,ona bakmaya korkuyorduk. "Siz,melezler!Taht odasına hoşgeldiniz.Biraz geç geldiniz ama neyse artık melezlerden ne beklenir ki zaten?Hmm,her neyse.Önemli bir dert var ama buradaki kimsenin gitmek istemeyeceği bir dert.Siz melezler de artık bunu yaparsınız herhalde." Düşüncelerimin okunduğunu bildiğimden hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordum,ama aşağılanmaktan da nefret ediyordum.Zihnimi boşalttıktan sonra Zeus'u dinlemeye devam ettik. "Bunun ne olduğunu söylemeden önce bu görevi kabul etmeniz lazım.Ediyor musunuz?"

Zeus bizden yardım istediğine göre çok önemliydi ve hepimiz bu görevi kabul etmemize rağmen görevin ne olduğunu bilmiyorduk. Hepimiz birbirimize baktıktan sonra Zeus'a soru soran bakışlarla bakıp, ne diyeceğini duymak için sabırsızlıkla bekliyorduk.

"Bu görev olarak sizden istediğim Tittan Atlas'ı kontrol etmeniz."

Hepimiz şaşırmıştık. Böyle bir görev beklemiyorduk. Aslında normaldi. Zeus'dan kolay bir görev beklememiz saçmaydı. Bir süre sessiz kalmamızın ardından Sat konuşmaya başladı..