1- Tanrı/Tanrıça ebeveyninle ilk karşılaşmanızın rpsini yaz.
Mekan: Olimpos Konseyi
Katılacaklar: Sadece sen.
14- Tanrı ebeveynin tarafından sana bir sihirli eşya verilmesiyle ilgili rp yazacaksın.
Mekan: İstediğin yer
Katılacaklar: Sen ve ebeveynin.
(Ebeveynin oyunda olan bir karakterse, sana eşlik etmesini isteyebilirsin.)
Kulübemde oturmuş düşünüyordum. Babamı daha önce hiç görmemiştim ve çok merak ediyordum. Bari bir kerecik olsun görüp tanışayım. Yok yok onun geleceği yoktu. Benim onun yanına gitmem gerekiyordu. Olimpos, Empire State Binası'nın 600. katıntaydı. Oraya nasıl gideceğimi düşünmeye başladım. Sonra aklıma kamptan kaçıp evime gittiğim gün geldi. Pegasusum Sissy ile kaçmıştım. Yine aynısını yapabilirdim. Hemen ayağa kalktım ve dolabımı açtım. İçinde en sevdiğim kıyafetleri aldım ve giyindim. Sonra aynanın karşısına geçip saçımı güzelce taradım. Kolyeme baktım ve "Bekle baba, ben geliyorum" dedim. Kulübemden çıktım ve hızlıca Pegasus Ahırına gittim. Sissy'i gördüm ve gülümsedim. Yanına gidp okşamaya başladım.
"Sissy, beni Empire State Binası'na götürürmsün?"
Sissy "Evet" manasında kişnedi. Gülümsemem daha da büyüdü ve Sissy'i ahırdan çıkardım. Üzerine bindim ve uçmaya başladık. Uçma zevkini bir daha yaşadığım için çok mutluydum. Bir süre daha uçtuktan sonra Empire State Binası'na vardık. Sissy'nin üzerinden indim ve "Ben şimdi buraya gireceğim. Sen buralarda olursan sevinirim" dedim ve okşadım. Sonra binaya baktım. Çok büyüktü. İçeriye girdim ve görevliye;
"600. kata çıkmak istiyorum dedim."
Görevli beni süzdükten sonra "Bu binada 600. kat yok" dedi.
"Ben Apollon'un kızıyım. Şimdi hemen beni 600. kata çıkart!"
Kolyemi tutuyordum. Görevli kolyemi fark etti ve gözleri kocaman açıldı. Apollon'un kızı olduğumu sonunda anlamıştı.
"Beni izleyin."
Bana asansörü gösterdi. Yukarı doğru müzik eşliğinde çıkmaya başladım. En sonunda 600. kata vardım. Asansörden indim ve yürümeye başladım. Her yer o kadar harikaydı ki büyük bir hayranlıkla izliyordum. Ömrümde ben bu kadar güzel yer görmemiştim. Biraz daha yürüdükten sonra Olimpos Konseyine vardım ve babamı gördüm. Çok heyecanlanmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Babam bana baktı ve gülümsedi. Gülümsemesinden cesaret alarak yanına gittim.
"Merhaba baba."
"Merhaba güzel kızım. Ben de seni bekliyordum."
"Beni mi bekliyordun?"
"Evet kızım. Senin geleceğini biliyordum ve seninle konuşmak istiyordum. Eee, kampa alışabildin mi?"
"Alışmaya çalışıyorum baba."
"Zamanla tamamen alışacaksın kızım. Bu arada, bu yüzük benden sana hediye kızım. Bunu hep tak."
"Tamam baba. Sen nasıl istersen."
Babam bana bir yüzük vermişti. Yüzük çok güzeldi. Altın sarısı rengindeydi ve parlıyordu. Babamdan bir hediye aldığım için çok mutluydum. Babam bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsüyordum.
"Bu yüzüğün kapağını açtığında ışık saçar. Işığın gücü sana bağlı. İstersen rakibinin görüşünü engelleyebilirsin ya da karanlık bir yerde önünü görmekte kullanabilirsin."
"Çok...çok teşekkür ederim baba."
"Hadi şimdi kampa geri dön. Unutma ben senin her zaman yanındaym."
"Güle güle baba."
Gitme vakti gelmişti. Olimpos konseyinden çıktım ve asansöre doğru yürümeye başladım.Yüzüğüme bakıp hala babamı düşünüyordum. Çok mutluydum. Asansöre vardım ve aşağı indim. Binadan çıktım. Sissy çağırdım ve Sissy hemen geldi. Üzerine bindim ve kampa doğru uçmaya başladık.