"Baba!" diye bir sesle irkildim bir anda. Yine melezleri ve kampı kontrol etmek için Long Island Kıyısı'nda dolanıyordum tek başıma. Ama anlaşılan tek başıma değildim. Bana seslenen meleze baktım, bunun oğlum Tom Ward olduğunu anlamıştım. Beni görünce yüzüne bir gülümseme yayıldı, ben de onu gördüğüm için mutlu olmuştum. Çünkü Tom kampa yeni gelmişti, ona buradaki hayatında yardımcı olmak istiyordum.
Ona kamptaki hayatıyla ilgili sorular sordum, bir süre bunlardan ve Olimpos'un durumundan sohbet ettik. Ama artık gitmem gerekiyordu, bir savaşın içindeydik ve Olimpos'ta bana ihtiyaçları vardı.
"Oğlum, artık gitmem gerekiyor. Ama gitmeden önce sana bir hediye vermek istiyorum." dedim Tom'a. "Bu Metaforéas adında sihirli bir sırt çantası. İsmi Taşıyıcı anlamına geliyor. İçine herhangi bir eşya konduktan sonra, eşya küçülmeye başlıyor ve küçücük bir boyuta erişip kalıyor. Bu sayede çantaya neredeyse sınırsız sayıda yük koyabiliyorsun, ama yine de bir dolma limiti var. Koyduğun şey her ne kadar büyükse, küçük hali dediğerlerine oranla daha büyük oluyor. Yani çantanın da sınırlı bir gücü var. Eşyaları yerleştirdikten sonra "Telos" diyorsun ve çanta kayboluyor. Sırtında ağırlık hissetmeyeceksin. Çantayı tekrar geri getirmek istersen de "Ferte" diyorsun ve çanta sırtında tekrardan beliriyor." Anladığını ve sözleri ezberlediğinden emin olduktan sonra da devam ettim. "Bu çantanın senin işine yarayacağını umuyorum, şimdilik hoşçakal Tom." dedim ve Olimpos'a gitmek üzere bir anda ışınlandım.
Konu: Babamla Tanışıyorum 
Ptsi Kas. 08, 2010 2:38 am