Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Savaşın Ortasında Küçük Bir Eğlence

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Savaşın Ortasında Küçük Bir Eğlence Empty
MesajKonu: Savaşın Ortasında Küçük Bir Eğlence   Savaşın Ortasında Küçük Bir Eğlence Icon_minitimePtsi Kas. 08, 2010 1:45 am

"Adrian, hadi uyan artık! Geç kalacağız yoksa!" yatağımın başında kardeşim Mia ne diye bas bas bağırıyordu acaba? Beni uykudan uyandırmaktan başka bir işi yoktu sanki. Zaten hiç kalkacak halim yoktu, yorgunluğumu tüm vücudumda hissediyordum. "Hadi, uyan artık!"
"Ne var Mia ya? Bırak da biraz uyuyayım." diye söylendim uykulu bir sesle.
"Geç kalacağız hadi, bizi bekliyorlar."
Kendi kendime söylenerek kalktım yataktan, "Kim bizi bekliyor? Neye, nereye bekliyorlar?" diye sordum. Hala kendime gelememiştim tam olarak.
"Amfitiyatro, gelince görürsün. Sen git bir yüzünü yıka ve gel, fazla bekletme bizi. Ben de gidiyorum şimdi, amfitiyatroda görüşürüz." dedi ve çıktı odamdan.
Neler oluyordu böyle? Neye bekleniyordum acaba amfitiyatroda? Yine saçma bir doğumgünü partisi miydi yoksa bu? Hiç parti havamda değildim açıkçası, dün akşam Titan Atlas ile büyük bir mücadele yaşamıştım, onu göğün ağırlığına tekrar mahkum etmiştik Athena kulübesinden arkadaşım Lucy ile. Yorgunluğumun sebebi de buydu, normalde akşama kadar uyanmazdım asla. Ama Hermia yine uykumu bölmüştü. Neden hep bunu yapmak zorundaydı ki sanki? Bu düşüncelerimi kafamdan atıp duşa girdim, sıcak bir banyo beni biraz kendime getirmişti. Giysilerimi giyinip kulübeden çıktım, öğle saatleri olmasına rağmen kulübeler ve çevresi bomboştu. Herkes amfitiyatroya gitmişti sanırım.
Amfitiyatronun kapılarını açtığımda kulakları sağır eden bir çığlık koptu bir anda. Tüm kamp burada olmalıydı. Sadece melezler de değil, satirler, ağaç nemfleri ve kampta yaşayan her canlı buradaydı. Ben henüz neler olup bittiğini anlayamadan bir grup Afrodit kızı etrafımı sardı, başıma gümüş bir taç koyarak kollarımdan çekiştirmeye başladılar. Beni amfitiyatronun ortasına götürmelerine hiç itiraz etmedim, daha doğrusu edemedim. Laftan anlayacak gibi değillerdi çünkü. Ortada bir kalabalık toplanmıştı, bu kişilerin arasında biri duruyordu; Lucy! Onun da başında benimki gibi bir taç vardı, beni görünce gözleriyle bana "Ben de seninle aynı durumdayım." mesajı verdi. Herkes çok güzel giyinmişti, ister istemez kendimi biraz rüküş hissettim. Benim üstümde melez kampı tişörtü vardı. Tam bir kutlama havası vardı heryerde, herkesin ellerinde yasak olmasına rağmen kolalar ve çerezler vardı. Bu Hermes çocuklarının işi olmalıydı. Hareketli bir müzik de tüm amfitiyatroyu titretiyordu.
"Neler oluyor burada?" diye bağırdım etrafımı saran Afrodit kızlarına.
"Anlayamadın mı hala? Kutlama yapıyoruz." dedi yakın arkadaşlarımdan biri olan Amanda.
"Ama neyi kutluyoruz?" diye sordum çaresizlik içinde. "Başıma ne diye bu tacı geçirdiniz?"
"Lucy ve senin Atlas'ı mağlup etmenizi kutluyoruz." dedi gülerek.
"Ama neden?" bir anda kendimi bağırırken bulmuştum. "Belki farkında değilsiniz ama, bir savaşın içindeyiz. Tam da kutlama yapmak için uygun bir zaman yani!"
"Adrian." diye fısıldadı Amanda, suratı asılmıştı biraz. "Bunu biz de biliyoruz. Ama bugünlerde pek kutlama yapamıyoruz, insanları mutlu etmek için bir şeye ihtiyacımız olduğunu düşündük. Kötü mü yaptık sence?"
"Tamam, haklısın. Özür dilerim Amanda." dedim alttan alarak. O da haklıydı, mutlu olmaya, biraz da olsa eğlenmeye hepimizin ihtiyacı vardı.
Onun yanından ayrılıp amfitiyatroyu gezmeye başladım, etrafa göz atıp kimin ne yaptığını görmek istiyordum. Apollon çocukları müzikle ilgileniyordu, Ange'e başımla selam verip çılgınca dans etmekte olan Afrodit kızlarına baktım. İyice dağıtmışlardı doğrusu. Hepsi de ayrı bir güzel görünüyorlardı, kim bilir kaç saat harcamışlardı hazırlanmak için. Athena kulübesi bile tam kadro buradaydı, bunun sebebi de Lucy olmalıydı. Artemis kulübesinden arkadaşım Sat, Afrodit kulübesinden Arthur ile konuşuyordu bir köşede. Ah, yasak aşk... Asıl garip olan Poseidon'un kızları Lia ve Rose'un yaptıklarıydı. Basın etkisini artırmak için küçük çaplı sarsıntılar yaratıyorlardı zeminde, sanki buna gerek varmış gibi. Ares kulübesindeki kardeşlerim de kenarda kurulmuş bir masaya yerleşmiş, içeceklerini yudumlarken koyu bir sohbete dalmışlardı. Onlar bile bu eğlenceden nasiplerini almışlardı demek, bir grup Ares çocuğunun toplanıp kahkahalar atarak muhabbet etmesi çok sık rastlanan bir durum değildi çünkü. Athena kulübesinden arkadaşım olan Sere, Zeus oğlu Leo'ya amfitiyatronun bölgelerini gösterip ona bir şeyler anlatıyordu. Leo'ya acımadan edemedim, Sere onu mimarlık bilgileriyle sıkıntıdan öldürüyor olmalıydı. Demeter kulübesindeki iki kız kardeş Maya ve Mitchie'yi dikkatli olmaları konusunda uyarmayı da ihmal etmedim, çünkü Hermes kulübesinden Aleda ve Coco etraflarında geziniyordu. Bunu yaptıktan sonra Hermes kızları bana sitem dolu bir bakış attılar, eğlencelerini ellerinden almış olmalıydım. O ana kadar bana kötü kötü bakmakta olan Persephone kızlarını farkedememiştim. Jess ve Dryope yanıma geliyorlardı, açıkçası hiç onlarla uğraşacak havamda değildim. Onları farketmemiş gibi yaparak hızlı adımlarla Ares kulübesindekilerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Bugün bu ortamda ben bile eğlenebilirdim. Eh, bunu haketmiştik de doğrusu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Savaşın Ortasında Küçük Bir Eğlence
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Savaşın Başlangıcı // I.
» Gün ortasında sıcak kumlar
» Küçük Bir Hediye.
» Küçük Ziyaretler... (1)
» Küçük bir hırsızlık

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Amfitiyatro-
Buraya geçin: