Okulda pasif kalan ve ezilen bir çocuktum derslerim iyiydi ama bu yeterli olmuyordu ayrıca da hiç arkadaşım yoktu tabi ki Russelli saymasak bana herkesten farklı davranırdı beni anlıyordu ve her hareketimi her yanlışımı hoş görebiliyordu yani arkadaştan çok kardeş gibiydi bir gün evdekilerle kavga etmiştim ve gece üç gibi dışarı çıkmıştım Russell evin karşısındaki parktaydı onu gördüğümde şaşırmıştım çünkü ona haber vermemiştim şaşkınlığımı belli etmeden yanına oturdum bana “Şaşırmana gerek yok dedi biz kardeş gibiyiz canın sıkıldığını hissettim ve parka gelip seni bekledim.” Dedi. Biraz oturduktan sonra dolaşmaya karar verdik bir süre sonra karanlık bir sokağa girdik biraz ilerledikten sonra bir kadının “imdat!” diye bağıran çığlığını duyduk(Onun bir süre sonra hayatım da yükselecek olan çığlığın başlangıcı olabileceğini nerden bile bilirdim ki) ve ben hemen o yöne doğru koşmaya başladım Russell beni tutmaya çalışsa da başarılı olamamıştı çığlığın geldiği yere ulaştığımızda birin bir kadının üstünde olduğunu gördüm Russell beni durdurmaya çalıştı ama ben yaklaştım ve adamın kadını yediğini fark ettim yardım etmek için çok geçti ve hemen koşmaya başladım ama adam beni sıkıca tuttu öyle güçlüydü ki kolumu kıracaktı yüzüne baktığımdaysa insan olmadığını anladım gözleri kan kırmızı, dişleri siyah ve sivriydi birden Russell yaratığa bir tekme atarak düşürdü ve kolumdan tutarak beni çekmeye başladı yaratıktan uzaklaştıktan sonra durdum ve Russell e “Bunu nasıl yaptın o acayip şey inanılmaz güçlüydü.” dedim. Bir süre cevap vermedikten sonra ona bu sefer “Daha önce böle bir şeyle karşılaşıp karşılaştın mı ? “ Diye sorduğumda bana “Olabilir dedi.” Ve yürümeye devam ettik ben çok korkmuştum aynı zamanda bir o kadar da şaşkındım bir insan öyle bir yaratığı nasıl bir hamlede yere yıkabilirdi.Ama onunla yürümekten başka çarem yoktu biraz yürüdükten sonra bana “ O acayip şey aslında senin peşindeydi sadece biraz atıştırmak istemişti.” Dedi.bende ona “ öyle bir şey neden benim peşimde ben önemsiz ve bir o kadar da başarısız biriyim hiçbir özelliğim yok ,ben dövüşemem bile.” Dedim. Oda “ seni daha iyi korunacağın bir yere götüreceğim.”Dedi. Hemen yoldan bir otobüs çevirdik ve bindik ama bir şey farklıydı otobüsteki herkes bize bakıyordu hem de bu sıradan bir bakış değildi sanki herkes bizden nefret ediyordu ve Russel şoföre” ineceğimiz yere geldik lütfen durun.”dedi şoförde Russel e “İneceğiniz yer cehennemde başkası olamayacak seni adi satir” Dedi ve hızlandı Russel aniden yerinden fırladı ve şoförün boynunu kırarak otobüs ün kapılarını açtı “hemen in.”dedi. bende hızlıca otobüsten indim arkamdan oda geldi ve kaçmaya başladık ben biran durakladım ve bana “Koş çok fazlalar o kadarıyla savaşamam.” Dedi” onlar nedir” diye sorduğumdaysa bana “Onlar Siren ve en kötü yaratıklardandır.”dedi koşarken aniden durdu ve “bu taraftan.”Diyerek karanlık bir ormana girdik bu acayip yaratıklar beni korkudan öldürmeye yetmezmiş gibi birde vahşi hayvanların sesi iyice korkutmuştu beni sonuçta ben bir insandım ve güçsüzdüm ormanın derinliklerine girdiğimizde bir yerde durduk ve Russell e “ satir nedir” diye sordum anlamazlıktan geldi bende “ otobüs teki yaratıklardan biri sana adi satir dedi satir nedir.”dediğimde o pantolonunu çıkardı” işte satir bu dedi.”belinden aşağısı keçiye benziyordu. Bende bunun üstüne şaşkınlıkla “şimdi anladım.”Dedim
Birden bana gülerek” ben senin gardiyanınım.”dedi bende güldüm ve arkasından böbürlenir bir tavırla “aslına bakarsan en güçlü gardiyanlardanımdır. “Dedi bu beni biraz olsun neşelendirdi ve birden gardiyanım değil gardiyanlardanım dediği aklıma geldi ve “başka gardiyanlarda mı var.” Diye sordum oda ”Tabi ki var dünyada senin gibi bir sürü melez var ve onları koruyan gardiyanlar.” Dedi
“Peki melez nedir.”Dediğimdeyse beni asıl şoka uğratacak cevabı verdi “melezler tanrıların çocuklarıdır” dedi. Bende bir süre sustuktan sonra “şimdi nereye gidiyoruz” Diye sorduğumda” melez kapına.”Dedi
ve yürümeye devam ettik ormanın ortasında büyük bir kayanın önüne gelmiştik ki büyük bir yaratık bizi savurdu Russell “kaç !” diye bağırdı ama kaçmadım çünkü artık korkmuyordum ve Russell e sonsuz bir güven duyuyordum. Bana ”kaçmayacaksan işe yara” dedi ve bir çakı verdi” bu çakıyla ne yapacağım.” Diye sorduğumda “ ben yaratığı yere düşürünce kalbine sapla” dedi ve güldü
Ardından hızlı ve sert bir hamleyle yaratığı yere düşürdü bende hemen üstüne çıkarak çakıyı kalbine sapladım ve saplamaya devam ettim ardından karnına ve boğazına sapladım ben öfkelendikçe çakı bir kılıca dönüştü birden Russel beni tuttu ve “bu kadarı her şeyi öldürmeye yeter” dedi “o yaratık neydi.” diye sorduğumda bana” o bir trol” dedi baktı ve gülümsedi.”Gideceğimiz yere ne kadar var ben çok yoruldum.”Dedim. O da” geldik “ diyerek kılıcı kayaya sapladı bir kapı açtı ve beni içeri itti ardından gülümseyerek “melez kampına hoş geldin” dedi.