Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Jack Waterclaw

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
jack waterclaw

jack waterclaw


Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 26/06/11

Jack Waterclaw Empty
MesajKonu: Jack Waterclaw   Jack Waterclaw Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 2:34 am

Ben çoğu insanın sırf midelerini bulandırmamak için hayal bile etmeyeceği bir yaşama sahibim...sahiptim.

Hayatım kanalizasyon da ve dar kanallar da geçti. Böyle bir hayata nasıl ve neden başladığımı hiç bilmiyorum. Bunu anlatabilecek dostlarım veya tanıdıklarım da yoktu zaten. Tek dostum kanal fareleri olmuştu. Kendim için yapabileceğim en büyük iyilik durumumu kabullenmek ve yaşamaya çalışmaktı. Ne zaman dışarıya çıkıp normal biriymiş gibi davranmaya çalıştıysam bir o kadar yabancı olduğumu, istenmediğimi anlıyordum. Her çabamın sonucu ıslak, kokan ve farelerle dolu evime dönüyordum.

Artık kabul etmeliydim. Dışarısı benim için yanlış ve yasaktı. Orayı yok saymalıydım. Neden beni istemeyen, bana tiksinerek bakan bir yığın insana kendimi kabul ettirmeye çalışmalıydım? Bunu yapmak saçmalık olurdu.

Kendi kendime bu kararları aldığımda 9 yaşındaydım ve o günden beri asla ama asla dışarı çıkmadım. Artıklarla beslenmeye alışmıştım. Eskisi kadar kötü gelmiyorlardı artık. Annem bir kek yapıp verse daha güzel olurdu ama... Elimde bunlar vardı ve bunlarla yaşamaya mahkumdum. Anne'nin ne anlama geldiğini bildiğime bile emin değildim. Belki de beni bu halimden daha da kötü hallere sokabilecek bir kadındı. Babam belki de pisliğin tekiydi. Belki de bu halime şükretmeliydim. Fare olsalar bile arkadaşlarım olduğuna şükretmeliydim.

Dışarıya 3 yıldır çıkmıyordum. Oranın varlığını hatırlatan araba sesleri ve lağım kapaklarından sızan gün ışığıydı. Yemek bulmak dışında yaptığım tek şey kapakların arasından sızan gün ışığının ve hafif esintinin altında oturup tenime çarpmalarına izin vermek olurdu.

Bir gün daha bitiyordu ve ben hala her tarafı kalın ve paslı borularla kaplı, ışıkla savaşırmışcasına yoğun gölgelere sahip, farelerin ciyaklamasıyla inleyen kanalımdaydım. Yine kıvrılıp soğuk betona başımı yaslayıp "yarını görebilecek miyim?" diye düşünerek uykuya dalacaktım ve çok geçmeden de uyudum ama hiç o gece kadar tedirgin olduğumu hissetmemiştim.

Her zaman ki gibi değerli dostlarımın ciyaklamalarıyla uyandım ve yürümeye başladım. Kendime yemek arıyordum. Şaşırtıcı derecede açtım. En sonun da hepsi yenmeden atılmış ekmek parçaları ve çürümüş et buldum. Aslında et demek bu elimde ki şeye büyük bir iltifat oluyordu. Kemiğe yapışmış küf demeliydim. Bulduğum şeylerle karnımı doyurabildiğim kadar doyurdum ve her zaman ki yerime gittim. Güzel kapağımın altına geçtim ve oturmaya başladım. Hep yaptığım gibi gözlerimi kapatıp esintiyle kopup gelen umutları, sevgileri, hayalleri; ışıkla gelen sıcaklığı ve hala yaşadığımı hissettiren duyguyu arıyordum.

Yine günümün bunları ararken biteceğini düşünürken güzel kanalımı ve derin düşüncelerimi yerle bir eden bir ses; iğrenç bir koku geldi. Bu hayatının tamamını lağım da ve iğrenç kanallarda geçirmiş biri için bile rezil ve dehşet bir kokuydu. O koku yetmezmiş gibi sesler gittikçe nefretini haykıran bir öküzün sesi gibi geliyor...beni her saniye biraz daha korkutuyordu. Böyle benzetmeler yapmak öküzü sadece televizyonda görmüş birisi için zordu ama yapabiliyordum. Daha fazla zorlamaya gerek olmadığını düşünüp geri çekilmeye başladım. Ne olduğunu görmüyordum; bir şey olduğunu bile bilmiyordum belki de sadece daha önce hiç geçmemiş olan yeni dev bir yük kamyonuydu. Yattığım yere kadar; kanalımın sonuna kadar gelmiştim. Emin değildim belki sevgi nedir tam olarak hissedemeyecektim ama korkuyu şu anda tüm kalbimde ve tüm bedenimde hissediyordum.

Hayatımda hiç görmediğim bir şey oldu. Kapak açıldı ve içeriye benim yaşlarımda, belki benden biraz daha büyük bir çocuk atladı. O hafif ışık sızıntısından tam olarak göremiyordum ama biraz daha geri çekilince uzun saçları olduğunu gördüm. Bu bir kızdı. Bana döndü ve eliyle durmam gerektiğini gösteren bir işaret yaptı. Elini kaldırdı işte. Sonra arkasını bana döndüğü gibi sırtından uzun bir kılıç çıkarıp karanlıktan gelen sese koşmaya başladı. "DUR!" diye bağırdım ama yerimde kalmam gerektiğini bu sefer bağırarak söyledi ve bende pek üstelemek istemedim. Bir şeyler bildiğini düşündüm. O gittikten sonra kapaktan bir çocuk daha atladı. Bir an için sesin ondan geldiğini düşündüm. Çocuk insan lafını haketmeyecek kadar iriydi. Gölgesi benim karanlık kanalımın gölgesini bastırıyordu adeta. Çocuk bana hafifçe sırıttı ve dönüp "Brianna her şey yolunda mı?" diye bağırdı. Çocuk bağırınca ayaklarım yerden kesildi ve bir anda bütün yalnızlığım, dışlanmışlığım gözlerimin önüne geldi. Kendime geldiğimde nefret dolu öküz sesi yerine acı dolu sesler gelmeye başlamıştı. Brianna "Hector sen git ve aracı hazırla bu çocuğu kampa götürmemiz gerek Kheiron bunun çok önemli bir görev olduğunu söyledi sakın unutma!" dedi. Demesiyle birlikte acı dolu bir anırma sesi geldi ve Hector tek zıplamayla benim 3 yıldır asla çıkmadığım yere çıkıvermişti. Artık o yanımızda değildi sadece karanlıkta ne yaptığını bilmediğim Brianna vardı. Anırma sesleri devam ederken birden bir çığlık yükseldi ve sanki Brianna sesini yakalamak istiyormuş gibi yanımdaki duvara uçtu. Bize doğru koşan bir şey vardı ve bu çok büyük bir şeydi. Benim güzel tünelimi inletiyordu ve dostlarımı korkutuyordu! Size saçma gelebilir ama fare de olsa bunca yıldır onlar bana eşlik ediyordu ve onların korkması hoşuma gitmiyordu! Yanıma baktığımda Brianna ayılmış eline kılıcını almıştı. Kafamı yine karanlığa çevirdiğim de kapağın açılmasından çok daha şaşırtıcı ve korkunç bir şey görmüştüm. Başı boynuzlu bir öküz gibi, gövdesi kaslı iri yarı adamlarınkine; aynı Hectorun gövdesine benziyordu, ayakları yine öküz ayağı gibiydi. Brianna' ya yoğunlaşmışken birden kafasını bana çevirdi ve kanalımı yıkacakmış gibi inledi. Ne yapacağımı şaşırmıştım, aklım durmuştu, kalbim adeta salsa yapıyordu.

Dışarıya çıkmadığım için kendimi çok şanslı hissetmeye başlamıştım ama önceden bir iki defa da olsa çıkmıştım ve böyle bir şey ne televizyon da ne de yolda görmüştüm. Brianna aniden fırlayıverdi ve o yaratığın üstüne koştu ama kafasını sadece sallayarak Brianna'yı duvara fırlatıp atmıştı. Bu kız çıldırmış olmalıydı. Durmuyordu. Tekrar saldırdı ve boynuna atladı o acayip öküzün. Brianna çaresiz haldeydi öküz debelenip duruyordu. Brianna bana dönüp gözlerimin içine bakarak "durma bir şeyler yap!" dedi. Ben lafı duyunca öküzün altında kalmış gibi saçma bir hal aldım. Ben nasıl bir şey yapabilirdim. Sonra ilginç bir hisse kapıldım. Farelerimi korkutup kaçırdığını bazılarını ezip öldürdüğünü düşündüm, tanımasam bile bana yardım etmek isteyen o ilginç kızı ne hale getirdiğini düşündüm ve birden vücudumda ki bütün kaslar kasıldı. Bir anda benim yıllardır sakin sakin akan kanal akıntısı hareketlendi ve yükselmeye başladı. Akıntının yüksekliği 1 metre kadar oldu ve yaratığın üstüne hızla aktı. Yaratık neye uğradığını şaşırdı. Sanki altından halısını çekermişiz gibi devrildi ve Brianna takla atıp betonların üstüne düştü. O anda Brianna' nın yüzünü gördüm. Hayatımda bu kadar yaklaştığım tek kızdı ve çok güzeldi. Kalbim öküzü gördüğüm anda attığının iki katı hızında atmaya başladı. Aniden beynim ve gözlerim patlayacak gibi oldu ve kanal akıntısı elektrikle sarsıldı. Basit bir elektrik dalgası değildi bu. Öküz acı içinde kıvranıp haykırıyordu ve bir süre sonra kızarıp durdu. Hareket etmiyordu artık. Akıntıyı yara yara parmaklıklara doğru yüzdü ve toz olup parmaklıkların arasından kaydı.

Brianna'ya döndüğümde ağzı öküzün ağzı kadar açılmıştı. "Bu nasıl olabilir?" diye tekrarlıyordu. Soru sormama fırsat bile vermeden hadi gidelim dedi ve kapağın merdivenlerine kadar gittik. Brianna çıkmaya başladı ama ben çıkmaya korkuyordum, istemiyordum. Brianna dönüp: "Ne kadar süredir burada olduğunu biliyoruz. fakat dışarısı böyle bir yer değil. Seni güvende olabileceğin ve burada olanlara cevap getirebileceğimiz bir yere götürüyoruz." dedi. Hector dışarda bir arabada bizi bekliyordu. Brianna arka kapıyı açtı ve içeri girmeme yardım etti. Duvardan duvara vurulan oydu ama hala benden daha iyiydi. Bu nasıl oluyordu? Hepimiz arabaya bindiğimiz de Hector aniden gaza tüm güçüyle bastı. Araba aniden uçacak sandım. Bir an için uçtuğunu da hissettim aslında. Olamaz böyle bir şey diye kendimi kontrol altına almaya çalışıyordum fakat arabanın camlarına döndüğümde bulutların arasında süzüldüğümüzü gördüm. Korkudan yutkunamıyordum bile. Arka taraftaki bütün kemerlere tutunmaya çalışıyordum. Bir süre sonra Hector deli gibi bir kahkaha attı. Aşağı baktığımda bir çiftlik evi görüyordum ama yaklaşınca buranın da pek normal bir çiftlik olmadığını anladım. Fazla kıllı çocuklar. Kanatlı atlar ve herkesin öğretmen dediği öküzün tersi biri vardı. Aşağısı at üstü insandı. Hector ve Brianna beni öğretmenin yanına götürdüler. Öğretmen adının Kheiron olduğunu söyledi ama ben hala at olan altından gözümü alamamıştım. Brianna Kheironun kulağına çok ama çok ilginç şeyler oldu dedi. Aslında ben sadece o kadarını duydum. Kheiron "Bunu konuşacağımız zaman da gelecek ama şimdi önemli olan gelmiş olmanız." dedi ve Hector ile Brianna'yı dinlenmeleri için yolladı. Hector giderken hafif göz kırparak gitti. Brianna ise bana hala şaşkın şaşkın bakıyordu.

Kheiron yalnız kaldığımız da bana dönüp diğerlerini göstererek "Burada yalnız değilsin. Senin gibi bir çok kişi var burada. Kendini yabancı hissetmene gerek yok." dedi ve başını eğerek gözlerimin içine baktı. Gitmeden önce tek dediğiyse "Melez Tepesine...Yeni ve gerçek evine hoş geldin!" oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Jack Waterclaw Empty
MesajKonu: Geri: Jack Waterclaw   Jack Waterclaw Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 10:31 am

Rp puanı: 80.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Jack Waterclaw
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Jack Sparrow
» Jack Rebellion
» Jack Rebellion
» Jack Dagwood
» Jack Dagwood

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: