Sabahın erken saatlerinde uyanmıştım. Etrafı dolaşmak için sessizce kulübemden çıktım. Melez Kampı, sabahın erken saatlerinde pek de kalabalık görünmüyordu. Kendime uygun bir silah bulmak umuduyla, üzerinde Cephanelik yazan yere doğru ilerledim. Kapısı hafif aralıktı, demek ki içerde birileri daha vardı. Oraya doğru yürüdüm ve kapıyı iterek içeri girdim. Elinde not defteri olan bir melez vardı. Silahlara ve ekipmanlara teker teker bakıp notlar alıyordu. Tahminimce Hephaistos çocuğuydu.
-Merhaba.
-Merhaba. Buraya kendine bir silah bakmak için mi geldin?
-Evet.
Öyleyse işini çabuk bitirsen iyi olur çünkü burada gördüğün her şeyin listesi çıkacak dostum.
Ona yardım isteyip istemediğini sorabilirdim ama kamptaki ilk günümde, kulübeyi temizlemekle yeterince uğraşmıştım. Benim de dinlenmeye hakkım vardı.
-Tamam. Ama bana biraz yardım etmeni istiyorum, burada bana uygun ne tür şeyler var?
Hephaistos çocuğu oflaya puflaya elindeki defteri masanın üzerine bıraktı ve bana döndü. Gözleriyle baştan aşağıya süzdü ve "Ne tür bir silah kullanmak istersin? Kılıç mı, Ok mu? Veya da başka bir şey?" dedi.
Ok uzaktan saldırabildiği için tehlikeden bir adım uzak kalmamı sağlayabilirdi ama hedef konusunda pek de iyi olduğum söylenemezdi. O yüzden "Kılıç" dedim. Eliyle benimle gel işareti yaptı ve peşinden gittim. Orada yüzlerce kılıç vardı. Hepsi de son derece keskin gözüküyor ve parlıyorlardı. Birkaç dakika bana uygun bir şeyler aradıktan sonra gözüme sarımsı renkte parlayan kılıcı kestirip aldım. Hephaistos çocuğu bana öyle bir bakıyordu ki sanırım gerçekten iyi bir şey seçmiştim.
O son derece kaliteli ve iyi işçilikle yapılmış bir kılıçtır. Onu istediğine emin misin?
Evet emindim. Kılıcı kabzasından elimle sıkıca kavradım ve havaya doğru birkaç defa salladım. Biraz ağırdı ama buna zamanla alışabilirdim. Ayrıca parlıyor gibi de gözüküyordu. Bununla önüme çıkan Cehennem Tazılarının hepsini haklayabilirim sanırım?
-Evet, son derece güçlüdür ama kılıç antremanı yapmalısın. Hatta şimdi kılıcı tutuşun bile yanlış.
Kılıcı yanlış mı tutuyordum? Bir kılıç başka nasıl tutulabilirdi ki? Bu da demek oluyor ki bir sonraki durağım Kılıç Antremanına gitmek olacaktı.
Teşekkür edip Cephanelikten ayrıldım.