Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)

Aşağa gitmek 
+5
Cornelia Fackrell
Ange Morgan Lamartine
Hermia Aigian Cocteau
Cassandra Masen
Lucianna Fackrell
9 posters
YazarMesaj
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePaz Ekim 31, 2010 10:44 am

Belirli bir yazış sıramız yok ama aynı kişi tekrar yazabilmek için, kendinden sonra en az 3 kişinin rp'yi devam ettirmesini beklerse sevinirim. Karışıklık olmaması için herkes aynı renkleri kullansa iyi olur...

Leo
Lia
Ben
Sere
Mia
Adrian
Anna
Selly
Amanda
Jess
Ange

******************************

Sherry'nin sırtından inip başını şefkatle okşadım. Saatlerdir benim gibi bir yük taşıyarak uçmaktaydı, çok yorulmuştu. Çantamdan biraz küp şeker alarak ona verdim ve "Al bakalım dostum, iyice dinlendikten sonra kampa geri dönebilirsin." dedim. Sonunda St. Helens Dağı'na varmıştık. Elimi gözlerime siper ederek gökyüzüne baktım, diğerleri hala yukarıda süzülüyorlardı, Sherry ve ben gruptan ilk gelenler olmuştuk. Etraf o kadar sessiz ve ıssızdı ki, yaklaşan pegasusların kanat çırpma sesleri kulaklarımı dağlıyordu. Tayfun'un burada olduğuna kendimi inandırmak istercesine bir ses duymak için odaklandım ama nafile, tek ses yere yumuşak bir iniş yapan Anna'nın pegasusundan geldi. "Hec'i ve kampı şimdiden özledim." dedi sıkıntıyla, sadece başımı sallamakla yetindim çünkü diyecek bir sözüm yoktu. Yavaş yavaş herkes dağın eteklerine varıyordu şimdi, birkaç kişi istem dışı olarak pegasuslarından düşerek bu gergin havada bile gülmemizi sağladı. "Dönünce hepiniz benden ders almalısınız." dedi Lia, çoktan yere ayak basmış, şimdi de kardeşim Sere'nin Serenity'nin üzerinden inmesine yardımcı olan Leo, "Hiç işim olmaz." cevabını verdi.

Herkesin orada -ve iyi durumda- olduğunu gördükten sonra gruba döndüm ve "Sanırım içeri girmemizin vakti geldi millet." dedim. Kafa sallamalar ve onaylama mırıltıları duyuldu. Ben çantamdan içeride ihtiyacımız olacağını düşünerek fenerleri çıkarırken, Ares oğlu Adrian ve ablası Mia çoktan giriş yolunu yarılamışlardı bile. Derin bir nefes alarak ben de onların arkasından ilerlemeye başladım, 11 kişi trajik bir şekilde kendi sonumuza doğru gidiyorduk ama içimden fenerler elimizde, kılıçlar belimizde, biz gideriz Tayfun'a hey Tayfun'a... şeklinde mırıldandığımı fark ederek sırıttım. En azından, asil bir şekilde ölmüş olacaktım, ve sadık dostlarımla birlikte...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Masen
Thanatos'un Çocuğu
Thanatos'un Çocuğu
Cassandra Masen


Mesaj Sayısı : 4293
Kayıt tarihi : 18/09/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePaz Ekim 31, 2010 11:34 am

Spring Rose ile uçmanın verdiği keyif dağa gelmemle son buldu. Tayfun'un burada olduğunu düşünerek yutkundum. Maria iyi ki de burada değil, onun korkmamasını sağlamak için Tayfunla savaşamazdım yine de burada olsa iyi olabilirdi. Çünkü bana da birinin cesaret vermesi gerekiyordu. Bunu yapan ise güvenilir pegasusum oldu. Herkes dağa doğru yürümeye başlamıştı ama ben hala yerimdeydim, Spring Rose ise burnuyla beni ittirmiş ve dağa doğru yürümeye başlamamı sağlamıştı. Arkama baktığımda arkadaşlarıyla birlikte gökyüzüne doğru uçuyordu. Derin bir nefes aldım ve adımlarımı hızlandırdım. Her zamanki gibi sırt çantam yanımdaydı. Tek fark yayımı da sırtıma asmıştım. Hançerim belimdeki kemerde, tehlikeyi haber veren bilekliğim ise her zamanki gibi bileğimdeydi. Aslında dağa yaklaştıkça bilekliğin ısısı da artıyordu. Bir an elimi yakacağını sandım ve acıdan dolayı iç çektim, gözlerimi kıstım ve derin derin nefes almaya başladım. Biraz daha rahatladıtan sonra ilerlemeye devam ettim. Bilekliği çıkarıp üzerinde tepinmemek için zor duruyordum. Çoğu birbiriyle konuşuyordu. Ben ise yalnız başıma yürüyordum. Konuşma ihtiyacım yoktu. Sadece şu görevi bitirip buradan gitmek istiyordum yoksa bileğim yanacaktı. Bir anda Lia'ya döndüm. "Lia yardım! Şu bilekliğin olduğu tarafa biraz soğuk su! Yoksa bileğim yanacak!" dedim. Dağın içine girmiştik ve bileklik yüzünden bileğimin kızardığını bile görebiliyordum. Lia bunu görünce yanındaki suyu çıkardı ve bilekliğin olduğu tarafa biraz döktü. Çok olmasa da en azından rahatlamıştım. Acı çektiğimi belli eden yüzüm rahatladığım için gülümsememle kapladın. "Çok ama çok saol" dedim. Sonra biraz daha ilerledik. Sonra demir sesi duyar gibi oldum. Birbirine vurulan iki metal, konuşmalar ve ateşin sıcaklığı.. Bilekliğimin tekrar ısındığı ise ayrı bir gerçekti. "Galiba az sonra bir kaç canavarla karşılaşacağız." bir an sustum. "Galibası yok az sonra canavarlarla karşılaşacağız" dedim ve sese doğru yürümeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 12:23 am

Rpout: bende bu renklerin çoğu yok ne yapacak ben ? Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ange Morgan Lamartine
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Ange Morgan Lamartine


Mesaj Sayısı : 1353
Kayıt tarihi : 18/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 12:28 am

Lissa'nın başını okşadım belki bu onu son görüşümdü.Lissa'ya sıkı sıkı sarılmak istesemde zayıflığımı ve umutsuzluğumu belli etmemek için arkamı döndüm ve arkadaşlarımın peşinden ilerledim.

"Galibası yok az sonra canavarlarla karşılaşacağız"

Jess'in uyarısı üzerine elim oklarıma gitti ve bir tanesini çıkarıp yayıma yerleştirdim ve tetikte beklemeye başladım.Arkadaşlarımda kılıçlarını çıkarmış önlerine çıkabilecek birşeyin beklemeye başladılar.Her ne kadar istemesem de arkadaşlarımın arkasından gidip hem arkayı koruyacaktım hem de okla öne müdahele edebilecektim.İçimden sessizce saymaya başladım.

''1,2,3...''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yadigarlarrpg.yetkin-forum.com/forum.htm
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 3:33 am

Arturdan indiğimde içimi o kötü his kapladı. Ona bir elma verip başını sevdim. Sonra Adrianla hemen içeri daldık burnuma yanık kokusu gelince anladığım kadarı ile Hephaistos atölyesinin yolluna girmiştik. Gittikçe ısınan ve boğuklaşan hava ilerlerken Jess'in bağrışları heryeri inleti. Yürümeye devam ettik.

"Galibası yok az sonra canavarlarla karşılaşacağız" dedi jess haklıydıda. Ange arkaya geçip arkayı kollayacağını belirtti. İkili ikili gidiyorduk . (Ben Lucy, Adrian ve Lia, Anna selly, Amanda jess, Sere ile leo, ange ) Kalp atışlarımız hızlanmıştı. Takırtılı sesler gitgide artan sıcaklık... Sonunda kayalık yol azda olsa düzleşmiş ve koridor olmuştu. Karşımıza kocaman heybetli bir kapı vardı.





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 5:16 am

Morgana'dan inince ona biraz küp şeker vererek sevdim. Daha sonra ise öylece gidişini izledim. Bu onu son görüşüm olabilirdi. Bundan korktuğumu belli etmemek için Morgana'ya hiç bir şey söylememiştim. Mia ve Adrian hemen içeri girdi. Ares'in çocukları olduğu gerçekten çok belli oluyordu. Fazla cesurdular. Korkak adımlarla ilerlerken "Galibası yok az sonra canavarlarla karşılaşacağız" dedi Jess. Jess yanımda yürüyordu. Bu yüzden bu sözü yanımdaki birinden duymak beni daha fazla ürküttü. Ancak bir karar vermiştik. Bunun geri dönüşü yoktu. Narin bir Afrodit kızı görünümü yerine , cesur atılgan bir Afrodit kızı görüntüsü daha hoştu. Zaten bende öyleydim. Lia ile tarlalara gittiğimizde ağaçtan düşerek ayağımı burkmuştum. Neyseki şu anda bir şeyi yoktu. Aksi taktirde onları yanlız bırakmak istemiyordum. Zaten iki kardeşimde buradaydı.
Elimde bir kılıç , sırtımda ise oklarım ve yayım vardı. Tabi cebimde birde çakmak vardı. Belki oklarımı ateşleyerek yollayabilirdim. Tabi zamanım olursa bunları yapabilirdim. Amy şu anki halimi görse benimle gurur duyardı.
'' Hey dikkatli olun.'' dedi Lucy. Herkes önüne dikkat etmeye çalışarak yürüyordu. Ancak önümüzden çok ileriye bakmamız gerekiyordu. Sıcaklık arttıkça içimdeki ürpertide artıyordu. Karşımıza her an bir canavar çıkabilirdi....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 6:46 am

Helens dağına geldiğimizde Alice'nin üstünden indikten sonra onu okşadım ve cebimdeki şekerleri çıkartıp yemesi için ona uzattım. Bütün yol boyunca konuşmuştuk. Bu onu son görüşüm olabilirdi ve o da bunun farkındaydı. Ne kadar benim yanımda olmak istese de onu yanımda götüremiyeceğimi söyleyip ahıra gitmesi için zorladım. Alice benim sözümü dinlemesine rağmen yanımda olmak istediğini biliyordum ve bu da benim mutlu olmamı sağlıyordu. Bir süre sonra herkes geldiğinde yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Bir süre ilerledikten sonra Jess'in kolundaki bileklik giderek ısınmaya başlamıştı. Onun koluna su döktükten bir süre sonra canavarların olduğunu söyledi Jess. Artık daha dikkatli ve ikili şekilde yürüyorduk. Önümüzde Lucy ve Mia vardı. Bende Adrianla birlikte arkalarından gidiyorduk. Lucy ' Hey dikkatli olun.'' diyerek bizi uyardı. Grup olarak bizde kılıçlarımızı hazırladık. İçimde bir korku vardı. Sanki beklemediğimiz birşey olacakmış gibime geliyordu. İlerlerken aklımdaki düşünceleri unutmaya ve etrafa konsantre olmayı denedim. Tam bu sırada karşımıza iki ayrım çıktı. Bunlardan hangisine gideceğimizi düşünürken artık canavarın sesi çok netti. Onu görmesekte yakınımızda olduğunu biliyorduk. Tam bu sırada karanlıkta canavar belirmeye başladı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeSalı Kas. 02, 2010 3:00 am

St. Helens Dağı tüm görkemiyle karşımızda dururken arkadaşlarımın bazılarının gözlerindeki korkuyu görebiliyordum. Benim tek korkum ise onlara bir zarar gelmesiydi. Eh, belki Jess hariç. Aramızda 3 tane Afrodit kızı vardı. Onların savaşla aralarının pek iyi olduğunu sanmıyordum açıkçası. Ve savaşta açık hedef haline gelebilirlerdi, bunu önlemek için ise bize daha çok iş düşüyordu. Ama yine de böyle tehlikeli bir göreve gönüllü oldukları için cesaretleri takdir edilmeliydi. "Hadi Miracle, kampa geri dön." diye fısıldadım pegasusuma. Sanki tehlikede olduğumu anlıyormuş gibiydi, bakışları hüzünle doluydu.
Pegasuslar gidince ve herkes hazırlıklarını tamamlayınca vakit kaybetmeden içeri girmeye karar verdik. Kupa As'ın ortasındaki kalbe baş parmağımla dokununca sadık dostum Assassin's Heart her zamanki gibi elimde belirdi. Diğerlerini beklemeden ablam Mia ile dağın girişine doğru koşmaya başladık. Bunun kahramanca davranmaya çalışmakla ilgisi yoktu, tek istediğim savaşma konusunda bizim kadar becerikli olmayan diğer melezleri korumaktı.
Dağın içine girdikten sonra sıcaklık gitgide artmaya başlamıştı. Tam "Bu sıcakta nasıl canavar öldüreceğim ben?" diye düşünürken Jess canavarların yaklaştığı konusunda bizi uyardı. Eğlence başlamak üzereydi. Karanlıkta gölgeler belirmeye başlıyordu. Yanımdaki Lia'nın da bunu farkettiğini anlamıştım. Gözleri korkuyla açılmıştı. Ama ya diğerleri? Tehlikenin farkında olan başka kimse yoktu sanırım. Önümde iki seçenek vardı, ya bağırarak dostlarımı uyaracaktım, ya da kılıcımı kaldırıp canavarların üstüne saldıracaktım. Bir Ares oğlu olarak hangisini seçeceğim barizdi. "Olimpos için!" diye kükreyerek Lucy ve Mia'nın yanından koşarak geçtim ve canavarların arasına daldım. Sanırım şanslıydım, bunlar sadece telekinelerdi. Ama sıradan telekineler gibi değillerdi, boyları oldukça uzundu, ve sivri uçlu mızrakları bir domuzu bile delip geçebilirdi. Sayıları 100'den fazla olmalıydı. Yine de bana rakip olamazlardı. Karşıma çıkan ilk telekinenin mızrağını ustaca bir hareketle savuşturduktan sonra kılıcımla başını ve vücudunu birbirinden ayırdım. İkinci telekineye vurmak için kılıcımı kaldırmıştım ki, canavar bir anda bir elmaya dönüştü. Telekine yok olunca onun arkasında durmakta olan Jess'in pis gülümsemesiyle karşılaştım. "Kahretsin!" diye söylenip kendimi bir grup telekinenin ortasına attım. Telekinelerle dövüşmek konusunda çok tecrübem olmuştu, zırhlarının zayıf olduğu yerleri adım gibi biliyordum. Bu da bana büyük bir avantaj sağlıyordu. O grubu hallettikten sonra yardıma ihtiyacı olan kimse var mı diye etrafıma baktım, herkes canla başla mücadele ediyordu. Bu telekineleri bitirene kadar kimsenin bir zarar görmemesi gerekiyordu, bunu sağlamak için arkadaşlarımın yardımına koştum hemen.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonard L. Carter
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Leonard L. Carter


Mesaj Sayısı : 1903
Kayıt tarihi : 09/10/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeÇarş. Kas. 03, 2010 4:55 am

Lightning'in üstünden indim. Kafasını okşamaya çalışsamda izin vermedi. Serena'nın Serenity'nin üstünden inmesine yardım ettim.

St. Helens Dağı tüm görkemiyle karşımızda dururuyordu. 'Haydi geri dön.' diye fısıldadım Lightning'e. Zaten oda dönmeye niyetliydi. Hemn uçtu ve gitti. Bir süre onun arkasından baktım.

İçeri girdiğimizde Thánatos'u çıkarttım. Kılıcım bir metre uzunuğundaydı. İlahi bronzdan yapılmaydı ve rengi kankırmızısıydı. Etraınada kırmızı bir ışık yayıyordu. Dağın içine girdikten sonra sıcaklık gitgide artmaya başlamıştı. Jess canavarların yaklaştığı konusunda bizi uyardı. Karanlıkta gölgeler belirmeye başlıyordu. Bunlar sadece telekinelerdi. Ama sıradan telekineler gibi değillerdi, boyları oldukça uzundu, ve sivri uçlu mızrakları bir domuzu bile delip geçebilirdi. Sayıları 100'den fazla olmalıydı. "Olimpos için!" diye kükreyeredi Adrian. Hepimiz telekinelerin arasına dalıp nlarla savaşmaya başladık. İlk telekinenin mızrağından sıyrılıp onu öldürdüm. Jess gülmeye başladı. Ona baktığımda oda Adrian'a bakarak gülüyordu. Yerde bir sürü elma vardı. Adrian'da çok sinirli görünüyordu. Ben onlara bakarken bir telekine daha saldırıya geçti. Ona bir şimşek indirdim. Herkes bana baktı. 'Daha yeni başlıyoruz.' deyip tekrar savaşmaya koyuldum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Masen
Thanatos'un Çocuğu
Thanatos'un Çocuğu
Cassandra Masen


Mesaj Sayısı : 4293
Kayıt tarihi : 18/09/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeÇarş. Kas. 03, 2010 5:42 am

Aslında bu iş sandığım kadar da sıkıcı olmamıştı. Adrian'ı gıcık etmek için onun dövüştüğü canavarları meyveye dönüştürüyordum. Adrian'ın tepkileri ne kadar eğlenceli olsa da bir süre sora bu işten sıkıldım ve kendi başıma dövüşmeye başladım. Bilekliğim başka telekinelerin geldiğini haber veriyordu. Yayımı elime aldım. Ok çıkarıp yayıma yerleştirdim. Diğerlerinin geldiği yola doğru tuttum. İlk canavar koşarak gelirken yayı gerdim ve otu attım. Ok isabet ettiğinde canavar anında buharlaştı. Aslında biraz dikkatli olmamız gerekiyordu. Tayfun uyanmış ya da uyanmamış olsun hala buradaydı ve bu dağı sarsacak en ufak bir hareketimiz onun buradan çıkmasını kolaylaştıracaktı. Tabi bunları savaşın ortasında düşünmemem gerekiyordu çünkü omzuma aldığım darbe düşmeme sebep olmuştu. Canavar mızrağını bana geçirmek üzereyken hançerimi kendimi savunmak için kaldırdım. Sonra canavarın gözleri şaşkın bir şekilde açıldı. Buharlaşmasının ardından bana gıcık bir şekilde gülümseyen Adrian'ı gördüm. Homurdanarak ayağa kalktıktan sonra yayımla ve oklarımla dövüşmeyi bırakıp tekrar gücümü kullanmaya başladım. Lia'ya yaklaştığım bir anda "Lia sakın deprem gücünü kullanma. Köşeye sıkışsak bile kullanma. Kullanırsan Tayfun'un kurtuluşunu kolaylaştırmış oluruz." başını tamam anlamında sallayışını gördükten sonra uzaklaştım ve sırf gıcıklık olsun diye Adrian'ın öldürmek üzere olduğu bir telekineyi elmaya dönüştürdüm. Yeşil elma olduğunu gördüğümde gülümsedim ve elmayı Sere'ye atmadan önce "Hey Sere! Sana elma sözüm vardı!" diye bağırdım. Son olarak Adrian'a dönüp "Yardıma ihtiyacım yoktu. Yine de teşekkürler" dedim ve dövüşmeye devam ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Ange Morgan Lamartine
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Ange Morgan Lamartine


Mesaj Sayısı : 1353
Kayıt tarihi : 18/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePerş. Kas. 04, 2010 12:04 am

Tam öne ok fırlatırken arkadan sesler gelmeye başladı.Refleks olarak arkama döndüm ve oklarımı olağan birşeye karşı kaldırdım.Dönemeçten telekeniler çıktı.Hey!Telekineler mi?Siz önde değilmiydiniz ya!İçimden lanet okuyup oklarımı beşer beşer fırlatmaya başladım.Hepsi hedefini vuruyordu ama onları durdurmuyordu.''Harika!'' diye söylendim.Çünkü çok yaklaşmışları artık hız olsun diye okları elimle fırlatıyordum.Nerden çıktığını anlayamadığım bir telekine okumu kırınca ''Hey!O benim en sevdğim okumdu!Seni lanet teneke beyinli!''Hemen belimde sallanan kılıcı aldım ve etrafımda sallamaya başladım.Tamam şunu açıklığa kavuşturalım.Kılıç konusunda gerçekten bir yeteneğim yok.Zaten o teneke beyinli telekinelerde kılıç kullanmayı bilmediğime bir kaç dakika saşırdılar ama bana pek yararı dokunmadı.Apollon Çocuğu olarak arkadaşlarımın yaralarını benim iyileştirmem gerekirdi.Ama şimdi onlara ihtiyacım vardı.Bunu söylemekten ne kadar nefret etsemde
''Hey,beni yardım edecek kadarda mı sevmiyorsunuz?Ölüyor...Hey!Seni lanet telekine uzak dur benden!''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yadigarlarrpg.yetkin-forum.com/forum.htm
Lara Adams
Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Lara Adams


Mesaj Sayısı : 1688
Kayıt tarihi : 29/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Kas. 05, 2010 12:56 am

Telekinelerle savaşırken Ange'nin sesini duydum.Yardım istiyordu.Ona baktım.Taki bir telekinin beni yere yapıştırıncaya kadar...Hızla ayağa kalktım.Tırnağıma baktım.

''Kahrolası Telekine! Tırnağımı kırdın!''

Tırnağımı avuşturdum.Ve sinirle Telekine baktım.Okumu çıkardım ve atmaya çalıştım.Doğrusunu söylemek gerekirse berbattım.Telekine bir süre durdu daha sonra okumu elimden alıp üstüme attı.Oku elime aldım ve kendi kendime söylendim.

''Ahh!Bu oklar sandığımdan daha sertmiş.''

Koşmaya başladım.Kaçmalıydım.Ange üzgünce baktım.Ve mırıldandım.

''Üzgünüm ange.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.melezkamprpg.yetkin-forum.com
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Kas. 05, 2010 2:53 am

Telekinelerle savaşırken Selly'nin sesini duydum,sanırım tırnağı kırılmıştı ve Ange'ye yardım edemeyecekti.Bu yüzden ben de kılıcım Sessiz Çığlık'ı çıkardım.Telekine'ye yaklaşıp onu yerle bir ettim.

"Saol Anna."dedi Ange

"Önemli değil"dedim ve gülümsedim.Yürürken karşıma başka bir telekine çıktı,onu da yerlebir ettim ve Selly'nin yanına gittim,iyi gözüküyordu.O sırada arkamda bir telekine geldiğini fark etmedim,Ange bir ok fırlatarak beni kurtardı.

"Saol Ange"dedim.

"Önemli değil"
dedi Ange ve gülümsedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 4:55 am

"Afrodit kızları, bu taraftan!" diye bağırarak telekinelerle çarpıştığımız alanın yanına doğru açılan bir tüneli işaret ettim. Yüzüme vuran sıcak havaya bakılırsa bu tünel ya Tuyfun'a ya da telekinelerin el işleri alanına çıkıyordu. İkisi de şu anda 11 kişi olarak sıkıştığımız koridordan daha ferah gelmişti. Yanıma ilk ulaşan Amanda oldu, onun ardından da Anna geldi. Anna'ya hitaben "İçlerinde en iyi kılıç kullanan sensin. Önden git ve onları elinden geldiğince koru." dedim. Afrodit kızı bir an bile tereddüt etmeden kafasını sallayarak "Tamam Lucy." dedi ve tünelden içeri adımını attı. Arkasından Amanda da içeri girdi. Telaşla Selly'yi bulmak için etrafa bakınmaya başladım ve onun üç telekineyle aynı anda çarpışmaya çalıştığını gördüm. Sanırım okları tükenmiş olan Ange'i korumaya uğraşıyordu.

Koşarak onlara doğru giderken Jess ve çevresindeki elmalar ile sinirli bakışlarını ona yöneltmiş olan Adrian dikkatimi çekti. Kafamı sitemkar bir havayla salladım, böyle bir durumda bile birbirlerini sinir etmeye uğraşmaları hayret vericiydi. Yanlarına ulaştığımda Selly'yi bir telekine mızrağından hızla iterek kurtarmam gerekti ve güzel kız dengesini kaybedip yere kapaklandı, ben de onun açtığı boşluğa geçerek çevredeki diğer telekineleri deşmeye başladım. Bu yaratıklar benim için fazlasıyla kolay yok edilir şeylerdi ama sorun sayılarının çokluğuydu. Orada işleri yoluna koyunca Selly ile Ange'in kalkmasına yardım ettim ve ikisini de demin Anna ile Amanda'nın geçtiği tünele gönderdim. İçimden Afrodit kızlarının fazla uzaklaşmamış olmasını diliyordum çünkü St. Helens Dağı'nda grubumuzun bölünmesi fazlaca riskli olabilirdi.

Onları -en azından bir süreliğine- güvenli bir yere yerleştirdiğimi düşündükten sonra tünelin derinliklerine doğru ilerlemeye başladım, kardeşim Sere ve diğerlerinin bağırışlarını duyabiliyordum. Karanlık yüzünden göremeyerek birine tosladım ve parlak bir ışıkla göz göze geldim; bu kişi Zeus oğlu Leo'ydu ve üzerime bir şimşek göndermekten son anda caymıştı. "Pardon, seni telekine sandım Lucy." demesi üzerine dayanamayıp karnına bir tane indirdim, Sere'nin bunu görmemiş olması için dua ediyordum. Lia'nın benden az ileride Ares çocuklarıyla birlikte savaşmakta olduğunu görünce sevinerek yanına koştum ve "Etrafı su basmasını sağlayabilir misin?" diye sordum. Lia 'evet' anlamında başını salladı ve bizim gruptakilere "Herkes kenarlara yaslansın!" diye bağırdı. Hiçbirimiz lafını ikiletmeden dediğini yaptık ve az sonra tüm telekineler, selle birlikte dağın derinliklerine doğru uzaklaşmaya başladılar. Arkadaşlarıma dönüp "Gelin, bu taraftan." dedim ve onları kızları geçirdiğim tünele götürdüm. Mia kaşlarını çatarak bana baktı ve "Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, Lucy." dedi. Tünelden içeri girerken ona dönerek "Aklında daha iyi bir fikir olduğunu da sanmıyorum." cevabını verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePaz Kas. 07, 2010 8:29 pm

Lucy'nin işaret ettiği tünelden geçip dağın daha da içlerine gittik. Geri kalan herkes de orada bizi bekliyordu. Burası Hephaistos'un silah atölyesiydi, tabi bu sıralar telekineler tarafından Kronos'un ordusuna silah yapmak için kullanılıyordu. Buradaki tüm telekineler bizimle savaşmak için çıkmış olacak ki, bizim haricimizde nefes alan tek bir şey bile yoktu burada. Mia'ya katılıyordum açıkçası, burada bekleyip Tayfun'un ortaya çıkmasına nasıl engel olabilirdik ki? Arkadaşlarımın haline baktım, çoğu yara almıştı. Sağlam durumda olan birkaç kişi vardı sadece.
"Burada dinlenelim biraz." dedi Lucy diğerlerine bakarak.
"Peki sorabilir miyim, burada bekleyerek Tayfun'un tekrar canlanmasına nasıl engel olacağız? Buradaki telekineleri halletmiş olabiliriz, ama eminim ki Kronos savaştaki en büyük gücünü kurtarmak için buraya gelecektir. Kronos buranın düştüğünü öğrenip ordularını gönderdiğinde bir şansımız olacak mı sence?" dedim kafamdaki tüm soru işaretlerini dışa vurarak.
"Onun ordularının buraya girmesine engel olmalıyız." dedi Jess. "Ama nasıl, bilemiyorum."

"Savunma hattı kurabiliriz?" dedi Ange. "Ben uzaktan onları okla avlarken diğerleriniz de ön safta durursunuz."
"Peki bu savunma hattı ne kadar dayanabilir?" diye sordum sesimi biraz yükselterek. "Burada sonsuza kadar duramayız, başka bir plan gerek bize."
"Dağın girişini mühürleyebiliriz." dedi Lucy usulca. "O zaman Kronos buraya asla giremez ve Tayfun'u da serbest bırakamaz."

"Harika bir fikir." diye katıldı Anna.
"Bunu nasıl yapacağımız konusunda bir fikrin var mı peki?" diye sordum Lucy'e.
"Malesef yok, ama bize yardım edebilecek birini biliyorum. Tabi bu çok zor olabilir, bize yardım etmek isteyeceğini pek sanmıyorum."
"Kim o?" dedi Sere merakla.
"Kirke." diye fısıldadı Lucy. "O gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biridir, burayı nasıl mühürleyebileceğimizi de bilir. Ama bunun için önce ikiye ayrılmamız, bir grubun Kirke'nin adasına gidip ondan bir şekilde yardım istemesi, diğer grubun da onlar gelene kadar burayı savunması gerekir. Bu da, zor..."
"Ben giderim." diye öne atıldı Jess.
"Oldu canım!" dedim yüksek sesle. "Görevin kaderini senin ellerine bırakacağım ha? Ancak rüyanda görürsün!"
"Şu tartışmaya son verin!" diye araya girdi Sere. "İkiniz de gidin o zaman" Jess ile birlikte bir göreve gitmek ha? Bu gerçekten bir işkenceden farksızdı, ama onun bunu başarabileceğini de sanmıyordum. Onunla bu göreve gitmeyi kabul ettim zor da olsa.
"Oraya gitmek istediğinize emin misiniz?" diye sordu Lucy. "Biliyorsunuz, bu çok tehlikeli. Özellikle de senin için Adrian."
"Benim için sorun olmaz." dedim kendimden emin bir sesle. Kirke'nin erkekleri tuzağa düşürüp onları kobay faresine çevirdiğini biliyordum, ama beni ağına düşüremezdi.
Jess de görevi bana bırakmak istemediğini, ve benimle birlikte geleceğini söyleyince ikiye ayrılma konusunda karar birliğine vardık. Son anda kardeşim Mia da bize katılmak istedi, beni Jess ile yalnız bırakmadığı için ona minnettardım. Kararımızı vermiştik. Ben, Mia ve Jess Kirke'nin yanına gidip ondan dağın girişini nasıl mühürleyebileceğimizi öğrenmeye çalışacaktık, diğerleri de biz dönene kadar dağın girişini koruyacaktı. Bir Ares çocuğu olarak dağda kalıp savaşmayı daha çok isterdim aslında, ama görevin Kirke kısmı daha zor görünüyordu. Ve şu da bir gerçek ki; ben zoru daha çok severim.
Oldukça zor bir vedalaşmanın ardından vakit kaybetmeden Mia, Jess ve ben geldiğimiz yoldan dönerek dağdan çıktık. Pegasuslarımızı çağırıp zor bir göreve çıkacaktık, bunak Kirke'yi bize yardım etmesi için ikna edecektik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePtsi Kas. 08, 2010 8:43 am

Lucy'nin kurduğu plan manttıklıydı. Bir grup kirke'yi ikna etmeye gidicek, diğerleri de burada kalıp savaşacaktı. Ben savaşmayı tercih ediyordum çünkü su bazen canavarlar üzerinde baya bir etkili oluyordu. O yüzden sessizce bir köşede durdum ve olan konuşmaları dinlemeye başladım. Jess ve Adrian Kirke'nin yanına gitmek istemişti. Karar alındıktan sonra Mia da Kirke'nin yanına gitmek istedi ve üçü beraber geldiğimiz yoldan çıkıp pegasuslarına bindiler ve Kirke'nin yanına gitmek için yola çıktılar.

Jess'ler Kirke için gittikleri sırada kalanlar arasında bir süre sessizlik oldu ve kimse konuşmadı. Herkes ne olucağını ve ne yapmamız gerektiğini düşünüyordu anlaşılan. Hepimiz burada da bir şeyler yapıp savunmaya geçmemiz gerektiğinin farkındaydık. Kirke'den yardım gelene kadar buranın savunması bizdik ve bu da bizim her an tetikte olmamız gerektiğini gösteriyordu.

"Bence bir an önce savunmaya geçmeliyiz. Şimdi ne yapıyoruz Lucy?" diyerek Lucy'e döndüm ve ondan ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bir cevap beklemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeSalı Kas. 09, 2010 11:01 am

"Bence bir an önce savunmaya geçmeliyiz. Şimdi ne yapıyoruz Lucy?" diye sordu Lia. Ona dönerek "Birbirimizden ayrılmamızın riskli olacağını düşünüyorum. Zaten telekinelerle çarpışmamız sırasında dağdaki tüm canavar eşrafını uyandırmışızdır ve kısa süre sonra konuşmaya fırsatımız kalmaz." dedim sıkıntıyla. Dudaklarını büzerek sözlerimi onayladı. Sonrasını yine tatsız bir sessizlik izledi. En sonunda Amanda sıkıntıyla kıpırdandı ve "Ee, daha ne kadar burada boş boş duracağız?" diye sordu. İşte bu, diye düşündüm, tıpkı filmlerdeki gibi her şeyi başlatan o sözler sarf edilmişti. Devamı da gelecekti, etrafımızdaki gergin atmosferden anlaşılıyordu. Kısa bir süre sonra tam da beklediğim gibi tünelin dışından gümbürtüler duyulmaya başladı. Titrek bir nefes alarak yanımdaki arkadaşlarıma baktım. "Siz de duydunuz mu? Galiba bekleyişimiz sona erdi." Ah şu Zeus çocukları... Her türlü zorlu maceraya balıklama atlıyorlardı. Sanki dışarıda bizi bekleyen sevimli bir kanişti! Ayağa kalktı ve tünelin çıkışına doğru temkinli adımlarla ilerlemeye başladı, onu da kardeşim Sere izliyordu. Yaklaşık bir dakika sonra geri döndüklerinde ikisi de titriyordu, soran bakışlarıma dayanamayan Sere, "Onları gördük. Onlarcası var." dedi, "Laistrygonia Devleri." Leo telaşla başını sallayarak ekledi: "...ve şu anda yanımıza ulaşabilmek için tüneli genişletmeye uğraşıyorlar. Gümbürtülerin kaynağı o yani."

Artık gruptaki kimse pozitif düşünemez veya sıkıldığını söyleyemezdi, işimiz bitmişti. Buraya kadardı. Ölümüm kokuşmuş, aşırı gelişmiş bir canavarın elinden olacaktı; büyük ihtimalle bedenim varlığını püre olarak sürdürecekti. "Neden hiçbir zaman tünelin ucundaki şey bir kaniş olmaz?" diye mırıldandım. Yanımda duran Ange bana kafayı sıyırmışım gibi baktı. Eh, ona hak vermemek elde değildi, gerçekten de stresten akli dengemi yitirmiştim sanırım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonard L. Carter
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Leonard L. Carter


Mesaj Sayısı : 1903
Kayıt tarihi : 09/10/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeÇarş. Kas. 10, 2010 4:11 am

Laistrygonia Devleri. Sonumuz olabilirlerdi. Tüneldeki gümbürtüler artıyordu. Hepimiz onlardan tırsıyorduk. Herkes tedirgindi. Bu kokuşmuş canavarlara yem olmayacaktım. En azından ben öyle düşünüyorum.

'Hey burada 11 tane melez var ! Onları haklayabiliriz !'
desemde tedirginlikleri gitmişe benzemiyordu.

'11 değil üçü gitti 8 kaldı.' dedi Serena.

'Matematiğine hayranım.'

'Hey...' diyorduki Sere, Lucy araya girdi:

'Kavga etmeyin !' Sesi istediğinden de yüksek çıkmıştı. Bunu farketti. Ama özür falanda dilemedi. Zaten dilememside gerekmiyordu. Sere'le kavga etmemeliydim. Bu olursa olmayan şansımda giderdi.

'Iıı... Şey, şuraya baksanızya.' dedi Ange. Dediği yöne baktığımızda 2,5 metre boyunda kırmızı gözlü ve dişli devler gördük. Gerçekten iğrençlerdi. Hepimiz korkmuştuk. Ben korktuğumu belli etmiyordum. Tek şansımız denemekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePerş. Kas. 11, 2010 3:16 am

Leo ile kavga etmeyecektim. Onunla uğraşacak durumda değildim çünkü. O susunca sesimi hiç çıkartmadım. Tam Lucy ile konuşmaya gidecekken Ange’nin sesi ile kendime geldim. 2,5 metre boyunda kırmızı gözlü ve dişli devleri gördük. Çığlık atacaktım ki korkak kız tavrı sergilemek istemiyordum. Elimdeki kalemi hemen hançere dönüştürüp öne doğru bir adım attım. Leo’ya baktım ve göz kırpıp konuşmaya başladım. ‘‘Haydi, şu lanet canavarların işini görelim dostum.’’ Çok mu cesurdum yoksa göstermelik miydi? Bunu bende bilmiyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePerş. Kas. 11, 2010 3:29 am

Tamam telekinelerle cesurca başa çıkardım ama o kırmızı gözlü dişli devler beni çok korkuttu.Gerçekten de kötü olmuştu bu dişli devlerin karşımıza çıkması.Ama ne olursa olsun onlarla savaşacaktım,çünkü savaşmazsam ölürdüm.Lucy'ye baktım sanırım endişelendiğimi anlamıştı,yanıma gelip"Anna yapabilirsin,sen şu ana kadar varolmuş en cesur Afrodit kızılarından birisin.Hadi sana ihtiyacımız var"dedi ve bana öyle bir gaz verdiki kılıcımı çekip bir dişli deve doğru koşup ona saldırdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ange Morgan Lamartine
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Ange Morgan Lamartine


Mesaj Sayısı : 1353
Kayıt tarihi : 18/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Kas. 12, 2010 12:10 am

Hadi canım diye söylendim içimden.Telekeniler gitti ve şimdi bu kırmızı gözlü iblisler mi geldi?Bugün hiç şanslı günümde değildim.Hemen sırtımdan oklarımı aldım.Devlerinin hangi yanının hassas olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu.İlk karınını denedim okum yere düşünce,

''Kahretsin!''

diye söylendim.Tekrar okumu yayıma geçirdim ve fırlattım okum boğazını geçmiş tam soluk borusuna gelmişti.Dev kocaman kırmızı gözlerini kapattı acıyla irkildi ve yere devrildi.Nefes nefese arkadaşlarıma seslendim.

''Gırtlak!Hassas noktaları gırtlakları!''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yadigarlarrpg.yetkin-forum.com/forum.htm
Lara Adams
Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Lara Adams


Mesaj Sayısı : 1688
Kayıt tarihi : 29/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Kas. 12, 2010 12:23 am

Ange'nin sözünden sonra yanına yaklaştım.

''Sağol ya!Ben nasıl yeticeğim gırtlaklarına!''

Dedim.Ange bana dönmedi oklarını atmaya devam etti.Aradan yaklaşık bir dakka geçtiğinde söylenmeye başladı.

''Bilmiyorum.''


Hızla oradan uzaklaştım arkama dönmeden inadına bağırdım.

''Çok yardımcı oldun!''

Kılıcımı çıkardım ve önüme çıkan ilk deve attım devin canı hiç acımammıştı ama hissettiği belli oluyordu.Bana döndü.Derin bir nefes almaya başladım ve kaçtım.Koşarken saçımdaki tokaya dokundum ve kendi kendime söylendim.

''Off!Hiç yardımcı olmuyorsun!''


Daha sonra durdum ve derin nefes aldım arkamı döndüm dev geride kalmıştı korktuğumda çok hızlı koşuyordum.Dev bana hızla yaklaşıyordu.Derin bir iç çektim ve koşmaya devam ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.melezkamprpg.yetkin-forum.com
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeC.tesi Kas. 13, 2010 11:28 am

Devler etrafımızı sarmış durumdaydı. Ange'nin uyarısı üzerine gırtlaklarına yetişmeye çalışıyordum ama başarılı olduğum söylenemezdi. Suyu bu devler üzerinde kullanmak istiyoırdum ama nasıl yapıpda şe yarayabileceğini bilmiyordum. Ardından önümde duran deve kılıcımı sapladım ve onun canının yanmasından faydalanarak ondan kaçmaya başladım. Aramızda biraz mesafe oluşunca kılıcımı tokaya dönüştürüp saçıma taktım ve yeni atmayı öğrendiğim oklarla bana doğru gelen devi vurmaya çalıştım. Oklarım isabet ediyordu ama bir türlü boynundan vurmayı tam olarak isabet ettirememiştim. Biraz daha ilerledikten sonra tekrar ok attım ve bu sefer canavarı boynundan vurmayı becerdim. Canavar acılar içinde yere düşerken "Sonunda!" dedim. Rahatlamıştım ama hala bir sürü dev vardı. Arkadaşlarıma yardım etmek için olduğum yerden ayrılarak zor durumda olanların yanına doğru ilerlemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimePaz Kas. 14, 2010 10:18 am

Karşımda duran yaratığın büyüklüğü beni hala hayrete düşünüyordu. Silkenerek kendime gelmeye çalıştım. Böyle bir canavarı nasıl alt edecektik ki?
boyumuz zaten yetmiyordu , kılıçların darbeleri ise bir işe yaramıyordu. İlk canavarı Ange alt etmeyi başardı. Hassas noktalarının gırtlakları olduğunu söyledi. Bu gerçekten iyi olmuştu. Yoksa kendimizi yıpratmaktan başka bir şey yapamayacaktık. Bir an önce harekete geçmem gerektiğini düşünerek kılıcı bir kenara fırlattım. Sırtımdaki yayımı elime aldım. Derin bir nefes aldıktan sonra '' Tanrım yardımcımız ol.'' diyerek koşmaya başladım. O anda hangi tanrıya dua etmiştim bilmiyordum bile. Sadece içimden geleni söylemiştim. Tanrıça Artemis benim hareketli olarak hedefi daha iyi vurduğumu söylediği için koşarken oklarımdan birini o canavara yolladım. Gırtlaığına yakın bir bölgeye isabet etmişti. Ama bu onu öldürmeye yetmiyordu. Tekrar tekrar üç oktan sonra canavar yere devrildi. Zafer kazanmışçasına sevinmiştim. Oysa bu sevinç için çok erkendi. Daha bir süre dev bizi bekliyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Kas. 19, 2010 3:55 am

Canavara saldırdım ama hiç bir işe yaramıyordu.Sonra Ange hassas noktalarının gırtlakları olduğunu söyledi.Bende devin üzerine çıkıp tırmanmaya başladım.Kılıcımı devin gırtlağına geçirdim.Dev yere yığıldı."Ohh!"dedim bir an ama sonra bir dev beni ayağımdan tutup kaldırdı.Baş aşağı duruyordum ve sonra birden düştüm.Arkama baktığımda devin meyve olduğunu gördüm.Önüme baktığımdaysa Jess'i gördüm ve gülümsedim."Saol Jess!"diye seslendim"Önemli değil"dedi ve gülümsedi.Ardından başka bir deve saldırdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Empty
MesajKonu: Geri: Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)   Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı) Icon_minitimeCuma Ara. 03, 2010 5:03 am

(Rpout. Katılımcılar maceraya gerektiği özeni göstermediği için rp'yi bitiriyorum.)

Aradan birkaç saat geçti. Ekipteki herkes fazlasıyla bitkindi. Zoraki de olsa Laistrygonia devlerinden can kaybı yaşamadan kurtulmayı başarmışlardı ama zafer sarhoşluğu için henüz çok erkendi. Daha kötü durumda olanlar -özellikle onlardan beklenmeyecek kadar cesurca davranmış olan Afrodit kızları- biraz dinlenirken, Lucy ve gözlerini zorlukla aralamakta olan Lia nöbet tutma görevini üstlenmişlerdi. St. Helens Dağı'nın içindeki bir oyukta, civarda tekinsiz iblislerin kol gezdiğinin bilincinde olarak beklemek ızdırap vericiydi.
...
Saatler sonra Ange, Lucy'yi sarsarak uyandırdı. Apollon kızı nöbeti ondan devralalı ne kadar olmuştu, hiçbir fikri yoktu. Güzel, sarışın kıza her şeyin yolunda olup olmadığını sorduğunda içini rahatlatan bir cevap aldı; Jess, Mia ve Adrian dönmüşlerdi. Hem de, görevlerini başararak!
...
Geldikleri gibi 11 kişi olarak çıktılar yine St. Helens Dağı'ndan; Leo, Lia, Lucy, Sere, Mia, Adrian, Anna, Selly, Amanda, Jess ve Ange. Yalnız bu sefer yanlarında bir de Büyücü Tanrıça olarak bilinen Kirke vardı. Lucy onu buraya gelmesi için nasıl ikna edebildiklerini bilmiyordu ama buradaydı işte, şimdi onlar için dağın ağzını mühürleyecekti ve böylece melezler amaçlarına ulaşmış olacaklardı, Athena Tanrılar Savaşı'na tekrar dahil olabilecekti.
...
Teşekkürlerini sunmalarının ardından Tanrıça Kirke hiçliğe karıştı. 11 kahraman şimdi Empire State Binası'na gitmek için çağırdıkları pegasuslarının gelmesini bekliyorlardı. Kısa zaman sonra buna gerek olmadığını gördüler, Tanrıça Athena yanıbaşlarında bitiverdi ansızın. Onlara iyi iş çıkarttıklarını belirttikten sonra asırlar geçse bile melezlerin aklından silinmeyecek o sözlerini söylemeye başladı... "Olimpos'u ne kadar önemsediğinizi ve tanrılara sadık olduğunuzu kanıtladınız. Ama bunları yaptığınız için katılmayacağım savaşa. Zaten hep işleyişe dahildim. Bir strateji olarak piyonlarımı - yani siz kahramanları kullandım kazanmak için, hepsi bu."
...
Aradan yaklaşık 20 gün geçmişti. Bu 11 kahramanın da içinde bulunduğu kamp eşrafı yine ateşin başına toplanmıştı. Keyfi fazlasıyla yerinde olan Lucy, yeni melezlere St. Helens Dağı maceralarını anlatıyordu. Laistrygonia devleriyle olan karşılaşmaları sırasında Amanda sürdürmeye başladı hikayeyi. Derken Mia'ya geçti konuşma sırası, onlara Kirke ile yaşadıklarını aktarmaya koyuldu. Lucy bu hikayeyi hep merak etmişti ama şu anda dinlemiyordu bile; Tanrıların savaşı kazandığı, Artemis'in tüm ışıltısını dünyaya saçtığı, Athena'nın bir takım işleri yüzünden kampta olmadığı güzel bir geceydi ve Adrian ile el ele tutuşmuş, ateşin içinden ona gülümsemekte olan Hestia'ya bir süre minnetle baktıktan sonra, yıldızları seyre koyulmuştu.
...
'Bir Afrodit kızı bir devi nasıl haklayabilir ki?' diye geçiriyordu çocuğun biri içinden... Lucy derin bir nefes almakla yetindi ve sessiz kaldı. Ne de olsa kampın çoğu gibi o da bir gün şahit olacaktı arkadaşlarını kurtarmak için canavarları meyveye çeviren yürekli Jessica'nın yaptıklarına veya dostlarını korumak için korkusuzca öne atılan Serena'nın gözlerindeki kararlılığa. O zaman, Anna'nın tüm gücünü bir drakonun kafasını vücudundan ayırmak için kullandığını gözleriyle görmese bile, onun bunu gerçekten yaptığına tüm kalbiyle inanabilecekti.


Rp bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 1. Kehanet (Kafenin Devamı)
» Kronos'a Karşı 11 Melez!
» Kronos'a Karşı 11 Melez!
» Kronos'a Karşı 11 Melez (Kirke)
» Kayıp Tanrıça! (Melez Konseyi'nin devamı.)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: St. Helens Dağı-
Buraya geçin: