| 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi Perş. Ekim 28, 2010 7:49 am | |
| Sonunda pegasuslarımızdan inmiştik. Serenity’i okşadım ve biraz küp şeker verdim. Çok yorulmuştu. ‘‘Haydi, git şimdi dinlen güzelim.’’ dedim gülümseyerek. Gerçekten hayatımda gördüğüm en mükemmel pegasustu. Kızlara baktım, onlarda vedalaşmışlardı. Bir sokaktı burası. Önde ben yürüyordum. Arkamda Lia onun arkasında da Alex vardı. Bir dükkânın önünde durmuştuk. Mermere altın harflerle yazılmış yazıyı zorlukla okudum. ‘‘NSÖ Plakçılık’’ Arkamı dönüp kızlara gülümsedikten sonra doğruca NSÖ’nün lobisinden geçtik. İnsanlar transparandı. Kimseye dikkatlice bakamıyordum. Gözlerimi özellikle Lia ve Alexin üzerinde tutmaya çalışıyordum.
Görevli adama dikkatle baktım. Yaka kartını okudum. ‘‘Adın Charon mu?’’ dedim. Adam şaşkınca bana baktı. İlk önce gözleri pörtledi sonra da ağzı yarım biçimde açık kaldı. Kendine gelince ise konuşmaya başladı. ‘‘Tebrikler melez. Neredeyse adımı doğru söyleyebilen nadir melezlerdensin. Sen kesin Athena kızısındır. Bunun karşılığında bana efendim demeyeceksin.’’ Adam birkaç saniye bekledi ve ekledi. ‘‘Ama siz iki genç melez, bana efendim diyeceksiniz.’’ Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Lia sinirle adama bakıyordu. Alex ise hiç buralı değildi. Pembe renk aynasını çıkarmış rujunu tazeliyordu. Ben bir şey demeyince ekledi. ‘‘Eee söyleyin küçük ölümlüler. Benden ne istiyorsunuz?’’ diyince Lia ve Alex bana bakmaya başladı. Her ne kadar korksam da cevap verdim. ‘‘Yer altı Dünyasına gitmek istiyoruz Charon.’’ Adam bana garip garip baktı. ‘‘Seninle daha önce karşılaşmış mıydık küçük ölümlü?’’ Tabi ki beni biliyordu. Yani aslında ablam Annabeth’i… ‘‘Athena kızı Annabeth’in kız kardeşiyim. Çok benziyormuşuz. Haydi, haydi alıştım artık. Sende söyle istiyorsan.’’ dedim. Saçmaladığımın farkındaydım. Zavallı adam bana deliymişim gibi bakıyordu şimdide. Bunun üstüne gözlerimi devirdim. ‘‘Lütfen, Yer altı dünyasına gitmek istiyoruz.’’ diye sözlerimi yeniledim. ‘‘Dalga geçmeyi kes seni saçma zekâlı yarı-tanrı. Ben çocuk değilim!’’ diyince üç kız geri adım attık. Lia birden önüme geçip konuşmaya başladı. ‘‘Hey bak sana bir şey diyeceğim. Eminim ki Hades sana eziyet çektiriyordur. Eğer buradan geçmemize izin verirsen amcamla konuşurum.’’ Lia’nın bu dedikleri üstüne biraz güldüm. ‘‘Sen Poseidon kızısın dimi? Peki… Biraz beni ikna ettiniz. Bunun yanında ne var başka?’’ Adamın sözlerinin hemen ardından Alex öne çıktı ve elindeki parlak drahmiyi gösterip ekledi ‘‘Ve daha fazlası…’’ Adam şeytanca gülümsedi ve lobideki saydam varlıklara sessiz olması gerektiğini söyledi. Ve asansöre doğru yol aldık.
| |
|
| |
Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi Perş. Ekim 28, 2010 7:25 pm | |
| Aslında tırsmıştım. Benim gibi bir kızın yeraltı dünyasına açılması ilginçti. Hem de çok... Charon denen adama dharmiyi verdim ve bizi değişik bir asansöre yöneltti. Asansöre binmek herhalde yer altı dünyasına açılmak oluyordu. İlginç bir yol. Bildiğim kadarıyla asansörle değilde bir kayıkla gidiliyordu. Yer altı dünyasında bile teknoloji ne kadar gelişmişti. Keşke Venedik'in gondollarından olsa dedim içimden. Aslında bu kadar süse meraklı değilimdir ama hey burası yeraltı dünyası ve çok sıkıcı bir yer!
Sere önden Lia ve ben arkadan geliyorduk. "Nereye gidiyoruz biliyor musun?" dedim Lia'ya. Korkuyordum. Hey hanginiz yeraltı dünyasına ölmeden indiniz! Benim ne işim vardı. Yardım ediyordum ama ben çok sinir bozucu bir yardımcıyım. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi Cuma Ekim 29, 2010 4:24 am | |
| Yer altına inen asansörden titreyerek çıktım. Her zaman buradan korkmuşumdur. Sere'lerin grubuna görünmeden bir yere oturdum. Ah Maya,dışarısını görüp de macera yaşayacaksın diye Serena'yı takip etmek zorunda mıydın ki? Ne işin var senin yeraltı dünyasında! Bir kaç ayak sesi duydum. Ve Serena'nın fısıltısını.
''Hey,orda biri var!''
Korkudan kanım donmuştu, beni bulmamalıydılar. Hızlı bir şekilde bir kayanın arkasına saklandım. Birden arkamda bir ses duydum ve döndüm.
''Selam Maya,sen burada ne arıyorsun?'' | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi Cuma Ekim 29, 2010 11:16 am | |
| Yer altına inmek gerçekten korkunçtu. Aslında yer altına daha öncede bir kaç kere inmiştim ama hep başıma bir olaylar gelmişti ve bu daha da çok korkmama sebep olmuştu. Bu sefer Hades'e görünürsem sonucu ne olucaktı tahmin bile edemiyordum. Amcamın bu sefer beni affedip geri yeryüzüne yollaması mucize olrurdu sanırım. Ama yine de bu yaşadıklarımı Sere'ye söylemedim. Ne de olsa ona yardım için buraya gelmiştim ve sonuna kadar da yanında olucaktım. Asansöre doğru ilerlerken Alex "Nereye gidiyoruz biliyor musun?" dedi. Aslında tam olarak nereye gittiğimiz hakkında bir bilgim yoktu ama yine de cevap belliydi. "Hades'in yanına." dedim Alex'e.
Biz yavaşça ilerlerken arkamızdan ses geldi. Dönüp baktığımızda kimseyi görememiştik. Ben tam ilerlemeye devam edeceğimiz sıeada kayanın arkasında Maya'yı gördüm. O olduğundan emin değildim ama yine de ona çok benzettim. ''Selam Maya,sen burada ne arıyorsun?'' dediğimde sessizce olduğu yerden çıkan Maya "Şey.. Aslında.. Sizi takip ettim denebilir." dedi. Maya'nın yüzü hafif yere eğikti. Arada bize göz ucuyla bakıyordu. Söylediklerine şaşırmıştım. Bizi buraya kadar takip etmesine ne gerek vardı ki. Hemde yer altına inmişti. Ah! Doğru ya o da maceralardan fazlasıyla hoşlanıyordu. Ben Maya'ya tepki göstermeden önce kızlardan biri konuşmaya başladı. | |
|
| |
Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi C.tesi Ekim 30, 2010 3:38 am | |
| ‘‘Maya! İnanmıyorum. Buraya kadar neden bizi takip ettin? Onun yerine gelmek isteyeceğini söyleyebilirdin.’’ dedim sonra tekrar konuşmaya başladım. ‘‘Neyse bayanlar biraz hızlı olabilir miyiz? Daha yapılacak çok işimiz var.’’ Bunu diyince Charon’a gülümsedim. Fakat gülümsemez olaydım keşke. Adamın üzerinde artık siyah bir cüppe vardı. Gözleri yerinde ise siyah çukurlar vardı. Kanım donmuştu. Korkuyla kızlara baktım. Daha sonra yolumuza devam ettik.
Sonunda tarlalardan bir kaçını geçmişti. Şükürler olsun ki Hades’in köpeğini görmemiştik. O yaratıkla uğraşmak istemiyordum. Duyduklarıma göre ablam onunla bayağı bir ilgilenmiş ama ben ilgilenecek durumda değildim. Tartarus’ yaklaştığımız sırada Alex kulağıma fısıldadı. ‘‘Hey Sere, çok yoruldum. Biraz dinlenebilir miyiz?’’ Aslında buna hayır demem gerekiyordu ama bende çok yoruldum. Sakince kafamı salladım. Kızlarda ya bir sorun vardı ya da bende. Sapsarıydılar sanki. Özellikle de Lia… ‘‘Hey Lia iyi misin canım?’’ diye sordum sakince. ‘‘İyiyim Sere, neden bir şey mi oldu?’’ diyince gülümsedim ve kafamı salladım. Gülümsemem yapmacıktı çünkü çok korkuyordum. Şimdi ne yapmam gerektiğini düşündüm. Aklıma o anda bir fikir geldi.
‘‘Kızlar siz burada durun. Ben kısa zamanda geleceğim. Aegis’in yerini nasıl bulacağımı biliyorum galiba!’’ dedim fısıltıyla. Kızlar arkamdan şaşkınlık içinde bakıyorlardı. Ama ben bu görevi büyük bir mutlulukla başarıp gelecektim. Kızlardan belli bir süre uzaklaşınca bluzumun içine sakladığım kolyemi çıkardım. Kime dönüşmem gerektiğini biliyordum. Gözlerimi kapattım ve aklımdan geçen kişinin ismini fısıldadım. Thenoma Leucimpus… Kendime baktığımda siyah saçlı, beyaz tenli bir kıza dönüşmüştüm. Alex’in bana verdiği pembe aynasını çıkartıp yüzüme baktım. Gerçekten de şuan Thenoma olmuştum. Aynayı tekrardan cebime soktum ve yoluma devam ettim.
Karşımda gördüğüm ilk kişi Thenoma’nın kardeşi olmuştu. Kolyemi tekrardan bluzuma sakladım ve Lulu’ya selam verdim. Tanrım, ilk baştan hata yapmıştım. ‘‘Hey Lulu, nasılsın kardeşim?’’ demiştim alaycı bir tavırla. Şimdi iyiye gidiyordum işte. O bana cevap verirken bende kalkanı nasıl soracağımı düşünüyordum. Kronos eğer kalkanı bir yere saklamışsa Lulu bunu kesinlikle biliyordur. ‘‘Ah kardeşim, Tanrıça Athena hala kalkanı arıyormuş. Hiç güleceğim yoktu, umarım güvenli bir yere saklamışsınızdır.’’ dedim güven vermeyici bir tavırla. Lulu sinirle dişlerini sıktı ve konuştu. ‘‘Kronos sayesinde sakladık onu. Tabi ki güvenli olacak. Ogygia Adasında onu kimse bulamaz. Oraya gitmek biraz zor zaten… Duyduğuma göre kızına vermiş bu görevi. Oldukça komik.’’ dedi. Sinirlenmiştim. Bu iğrenç çocuk bana laf mı söylüyordu. ‘‘Ah her neyse… Benim işim var. Birkaç canavar öldürmeye gideyim bari. Sonra görüşürüz kardeşim!’’ dedim ve geri döndüm. Sinirlenmeme rağmen, kalkanın nerede olduğunu artık biliyordum. Sevinçten zıplayacaktım ki Lulu’nun hala beni izlediğini tahmin ediyordum. O maskeyi neden taktığını da anlamıyordum. Anlamsızca kafamı salladım. Sonunda kızların yanına dönmüştüm. Korkuyla bana baktılar, çünkü hala Thenoma’nın kılığındaydım. Kolyemi tutup kendi bedenime dönünce derin bir nefes aldılar. ‘‘Evet kızlar. Kalkanın yerini artık biliyorum. Şimdi tek sorun buradan nasıl çıkacağımız… Bir fikri olan var mı?’’ Kızlar umutsuzca başlarını salladılar. ‘‘Evet, harika. Bunu düşünmemiştik.’’ dedim sinirle ve oradaki büyük kayalardan birinin üstüne üzüntüyle oturdum.
| |
|
| |
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi C.tesi Ekim 30, 2010 4:00 am | |
| Olimpos'tan kızımı izliyordum. Sonunda planlarındaki açıklığı fark edip köşeye sıkıştığını anlamış, bir çıkış yolu aramaya başlamıştı. Ama nafile... bir milyon yıl düşünse aklına gelmeyecek bir yol vardı ve sanırım arkadaşlarıyla onun tek şansları buydu. Kendi kendime karışmayacağıma söz vermiştim ama dayanamadım ve yeraltına gittim. Hades buradaki varlığımdan haberdar olmadan hemen geri dönmem gerekiyordu. Derin düşüncelere dalmış kızım ve arkadaşları beni fark etmediler, ben de yanlarına gittim ve doğrudan Serena'ya bakarak, "Kalkanın yerini öğrenmeyi başardın kızım, tebrik ederim." dedim. Tüm melezler şaşkınlıkla beni süzerken de ekledim, "Yalnız sevinmen için henüz çok erken çünkü görevini hala tamamlamadın. Gidip onu bulunduğu yerden getirmelisin." Serena üzgün üzgün kafasını salladı ve kısa bir duraklamanın ardından "Ama buradan nasıl çıkacağımızı bilmiyorum." diye itiraf etti. Gülümseyerek ona baktım ve "Buraya onun için geldim." dedim. Şimdi oradaki tüm melezler bana sevinçle bakıyordu. "Ah hayır, sizi Ogygia Adası'na ışınlayacak değilim! Sadece Serena'ya yol göstereceğim... Kızım, senin en iyi olduğun yeteneğin ne?" diye sordum. Serena bir süre düşündükten sonra kararlılıkla "Resim yapmak. Ama bu ne işime yarayacak ki?" dedi. "Bence bunu deneyerek öğrenmelisin. Boya kalemlerin yanında, değil mi?" dedim ve göz kırptım. Serena "Ama anne! Bekle..." derken çoktan gözden kaybolmuştum. Ona daha fazla yardımcı olamazdım, şifreyi çözme işi ona aitti. Olimpos'a geri döndüm ve tekrar kızımı izlemeye koyuldum... | |
|
| |
Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi C.tesi Ekim 30, 2010 4:16 am | |
| Ne? Resim kalemlerim mi? Daha doğrusu fırçam yanımdaydı ve şu meşhur kaliteli palet boyalarım falan… Kızlara baktım şaşkınlık içinde. ‘‘Sizce ne olabilir kızlar?’’ dedim. Lia kurnazca baktı bana. Ve üzerinde oturduğum kayadan kalkmamı istedi. Daha sonra Alex devam etti. ‘‘Fırçalarını çıkart ve hemen şu kayayı boya.’’ dedi. Biraz düşündüm. Özel güç mü? Benim özel gücüm mü vardı? Demek gerçekten özel bir güce sahiptim. Bunu deneyerek öğrenmeliydim demek. Ogygia Adası ışınlanamayız. Yoksa ışınlanır mıyız? Tabi ya annem bana buradan bir ipucu vermişti. Hemen kayaya Ogygia Adasını çizdim. Aslında kitaplarda gördüğüm ve hayal ettiğim kadardı. Resmi çizmem on dakika bile sürmemişti.
‘‘Evet işte tamam.’’ dedim. Ve resim kurudu mu diye üstüne dokundum. Fakat bir sorun vardı. Elim resmin içine geçiyordu. Maya şaşkınlıkla baktı. ‘‘Aman Tanrım! Buda ne böyle?’’ Sevinçten güldüm. ‘‘Özel yeteneğim bu! Gitmek istediğim yerin resmini çizip oraya gidebiliyorum! Mükemmel bir şey bu!’’ Çığlık atıyordum. O sırada buraya yaklaşmakta olan ayak seslerini duydum. Kızlara gözlerimle acele etmemiz gerektiğini söyledim. Boyalarımı sırt çantama attım. Kızlarla tek sır ahalinde el ele tutuşup resmin içine girdik. Gerçekten büyüleyici bir şeydi. Bugün aldığım en güzel haberdi hatta… İçimden anneme teşekkür ettim. Beni duyduğuna emindim.
RP'nin ikinci bölümü bitmiştir. | |
|
| |
| 2. Bölüm: Serena'nın özel görevi | |
|