Hera kızıyla Afrodit oğlu tanışıyor

Yüzmek için plajdan iyi olan tek yer Long Island Kıyısı ama bugünlük canım plaja gitmek istemişti. Kardeşlerim başka şeylerle uğraşırken mayomu giydim. Gözlüğümü taktım. Terliklerimi giydikten ve havlumu omzuma koyduktan sonra plaja gitmek için kulübemden çıktım.

Yol boyunca ıslık çalarak gittim. İşte ben böyle sorunluyum, savaşın ortasındayız ama ben ıslık çalarak plaja gidecek kadar rahatım. Neyse. Havlumu rastgele kumlara bıraktıktan sonra mayomun fermuarlı cebine koyduğum broşuma baktım. Kaybolmaması iyiydi. Henüz onu takmaya fırsatım olmamıştı ama birgün işime yarayacaktı. En azından öyle olmasını umuyordum. Tekrar fermuarı kapattıktan sonra plajın soğuk suyuna giriş yaptım. Bir süre ilerledikten sonra atlamanın iyi olabileceğine karar verdim. Suya alıştıktan sonra yüzmeye başladım. Ben ne zaman kulaç atsam kaçan balıklara gülmeden duramıyordum. Bu da suyun yarısını yutmama sebep oldu.

Çıktığımda ıslak saçlarımı sallayarak üstündeki suları biraz azaltmaya çalıştım. Havlumu alıp yüzümü kuruladıktan sonra oturmaya karar verdim. Güneş tam tepedeydi ve bu da çabuk kuruyacağım anlamına geliyordu. Birden etraf kararmış gibi geldi. Yana baktığımda güneş ışıklarını kapatan güzel bir kızla karşılaştım. Aklıma gelen ilk şey Yeni melez oldu. Ona gülümsedim. Hala ıslak olduğum gerçeğini hatırlayarak kaydım ve ona yanıma oturabileceğini gösterdim.

(Diyim annemle annesi kavgalı Kaçtım)

Kampa daha yeni gelmiştim ama ben rahatıma düşkün biriyim.Gelir gelmez plaja gittim.Tabi üstüme güzel bikinimi ve tuniğimi geçirerek...
Tam karşıda bir melez gördüm,daha ilk görüşte ışığı gözlerimi aldı.Islaktı,kurulanıyordu.Yanına gittim,tanışmak için çok hevesliydim.Beni yanına çağırdı.Yakışıklılığından kimin oğlu olduğu anlaşılıyordu tabi.Ama klişe olarak kendimi tanıttım ve sordum.
"Jacquenetta Solielle.Fransız ve Hera kızı.Siz?"
Güneş tam tepedeyken saçlarına vuran ışık harikaydı.

Yanıma gelen kız kendini tanıtırken onu inceledim. Fransızsa ingilizcesinin çok iyi olduğunu söylemem gerekliydi. Güneş kıza arkadan vurduğu için ona gözlerimi kısarak bakmam gerekiyordu. Onu incelerken kendimi tanıtmam gerektiğini hatırladım. "Ben de Arthur. İngiliz ve Afrodit oğlu" dedim. Sonra kızı incelemeye devam ettim. Kumral saçları vardı. Teni esmerdi ya da güneş yüzünden öyle görüyordum. Vücudu o cılız kızlarınki gibi değildi. Aksine kaslıydı. Bana gülümseyerek bakıyordu. İncelemeyi bıraktım ve onun konuşmasını bekledim.

Çocuk gerçekten tatlıydı.Onun kollarında uyumak isterdim.
"Eee bir çıktığın var mı?"
Biraz erken olmuş olabilirdi ama ben hiçbir zaman erken merken dinlemezdim.Çocuk tatlı mı,tatlı.Eee beklemek için ne neden var ki?

Kızın birden bu soruyu sorması gözlerimin şaşkın bir şekilde açılmasına sebep oldu. Vay be! Benden bile hızlıydı. Bu bir an gülümsememe neden oldu ama sonra sorusunu düşündüm. Artemis her ne kadar karşı çıksa da Sat vardı. Öpüşmek yoktu ama öpüşmemekten bir zarar gelmezdi. Periler bu açığımı kapatıyordu nasıl olsa. Benden cevap bekleyen Jac'e döndüm. "Var gibi bir şey. Aslında var." dedim.

Buna çok sinirlenmiştim.Onu unutması için her şeyi yapabilirdim.Hemen ona sarıldım.
"Gibiden fazlasını ister misin?"
Ardından yanağına bir öpücük kondurdum.Onun tepkisini bekledim.

Tamam gerçekten hızlı çıkmıştı. Yanağıma öpücük kondurduğunda kısa bir tereddütten sonra onu ittim. Broşun hala cebimde olduğunu da biliyordum. Acaba o mu buna sebep oluyordu? "Şu anda ihtiyacım yok" dedim. Hala tereddütlüydüm. İçimden bir an lanet okudum. Afroditin oğlu olmam bu tür konularda hep tereddüt etmemi sağlıyordu.

Buna sinirlenerek kalktım.Kalktığım gibi orayı terkettim.Çünkü içimde bir değişiklik olmuştu ben erkekleri sevmezdim ki.Her neyse,kalktığım gibi kulübeme koştum ve yüzüme baktım.Bu ben değildim,olmamalıydım.

Rp Bitmiştir(Arthur üzgünüm,lejantında da belirttim kardeşim girmiş ben de böyle yazmak zorunda kaldım burdaki postlardan sadece bu benim,üzgünüm)