Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ölüler Diyarına Yolculuk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimePtsi Ekim 25, 2010 8:43 am

23- Asphodel Tarlaları'nda rp yazacaksın.
Mekan: Asphodel Tarlaları
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.



Gece yine uykusuzluğuma çare bulamayıp dışarı çıkmıştım. Bir süredir Miracle'ı görememiştim. Onu ziyaret etmek için güzel bir zamandı. Ahırın önüne geldiğimde orada benden başka uyumayan birinin daha olduğunu gördüm. Bu Lia'ydı. Pegasusuna binmiş onun kulağına bir şeyler fısıldıyordu.
"Hey Lia!" diye haykırdım. "Bir yere mi gidiyorsun yoksa?" dedim gülümseyerek.
"Adrian! Ödümü koparacaktın neredeyse. Evet, ama bu çok gizli. Lütfen kimseye söyleme." dedi tereddütle.
"Nasıl söyleyebilirim ki? Ben de seninle geliyorum." dedim. Gerçekten de canım çok sıkılıyordu, her nereye gidiyorsa
artık beraber gidebilirdik.
"Hayır saçmalama! Nereye gittiğimi bilsen bunu aklına bile getirmezdin." dedi, ve sözlerinde ciddi gibiydi.
"Cık cık." dedim yüzümde sahte bir alay ifadesiyle. "Beni hiç tanıyamamışsın Lia, seninle geliyorum. Nereye gidiyorsak gidelim bir an önce. Miracle!"
Adını söylememle yanıma doğru dörtnala koşmaya başlaması bir oldu. Beni gördüğüne çok sevinmişti. Tek bir hamleyle ustaca sırtına atladım.
"Adrian..." diye itiraz edecek oldu Lia, ama sözünü kestim. Nereye gidiyor olursak olalım onunla geleceğimi söyledim. "Peki o zaman." dedi şüphe dolu bir ifadeyle. "Los Angeles, Yeraltı Dünyası'nın girişine uçalım."
Bunu olabildiğince doğal karşılamaya çalıştıysam da başarılı olamadım sanırım. Lia'nın göz ucuyla bana bakıp güldüğünü farketmiştim çünkü. Tamam, biraz şaşırmıştım ama, o kadar yani. Ares'in oğlu olarak hiçbir şeyden korkmamalıydım, Yeraltı Dünyası'ndan bile. "Ne bekliyoruz, hadi Miracle. Los Angeles'a!" dedim özgüven dolu bir sesle. Lia şimdi şaşırmış gibiydi, kaşlarını kaldırıp garip bir gülümseme oturttuğu yüzüne tekrar ciddi bir ifade kondurup o da pegasusuna yükselmesini söyledi. Birkaç saniye sonra ikimiz de pegasuslarımızın üstünde havada süzülüyorduk. Gittiğimiz yer ise sayısız tehlikeler ve ölülerle dolu Yeraltı Dünyası'ndan başka bir yer değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimePtsi Ekim 25, 2010 9:21 am

Gece uyku tutmamıştı. Aklımda hala gerçek bildiğim aslında üvey kardeşim olan Melinda vardı. Onu çok özlemiştim. Geçen sene bir trafik kazasında ölmüştü ve ben onu kurtaramamıştım. Ama şimdi bir melezdim ve onu görmeye gidebilirdim. En azından ruhunu görme şansım vardı.

Sessizce kulübemden çıktım ve ahırlara doğru ilerledim. Alice'nin yanına gidince onu sevip, bindim. Tam "Beni Los Angeles, ölüler diyarına götür beni." dediğim anda arkamdan bir ses duydum. Ah! Korkmuştum. Bir tanrı/tanrıça'ya yakalandım sanmıştım. Arkamı döndüğümde bana seslenenin Adrian olduğunu ördüm ve rahatladım. Bir süre Adrian'la konuştuktan sonra benimle gelmek istediğini söyedi. Ne kadar gelme desemde dinlemedi. Sonunda ölüler diyarına gittiğimi öğrense bile benimle gelmek istedi. Aslında benimle geldiği için çok mutluydum. Oraya tek başıma gizlice girmekten biraz korkuyordum ama bunu kendime bile belli etmemeye çalışıyordum.

Pegasuslarımızla Las Angeles, yer altı dünyası'nın giriş kapısına geldiğimizde pegasuslarımız yere iniş yaptı ve bizde üzerlerinden indik. Adrian'a dönüp " Benimle içeri girme konusunda emin misin? İstersen kampa dön." dedim. Ben içeri girip Melinda'yı arıyacaktım ama onunda benim yüzümden kendini tehlikeye atmasını hiç istemiyordum. " Tabiki gelicem." dedi Adrian yine kendinden emin bir tavırla. Ona baktım aslında benimle geldiği için ona teşekkür etmeliydim.Yine de gülümsedim ve "Tamam o zaman. Hadi içeri girelim." dedim ve yer altına açılan kapılardan içeri girmeden önce pegasuslarımızı geri ahıra yolladık.

İçeri girdiğimizde Adrian "Neden gece gece buraya gelmek istedin?" diye sordu. Merak ettiği yüzünden anlaşılıyordu. Ona olayları anlatıp anlatmamakta kararsız kalsam da bilmesinin sorun olmayacağını düşündüm. "Geçen sene üvey bir kardeşim vardı benden küçük. Trafik kazasında öldü ve onu yani ruhunu burada görebilmek umuduyla buraya geldim." dedim. Adrian duyduklarına çok şaşırmıştı. Buraya gelme nedenimin bu olduğunu tahmin etmemişti anlaşılan. Kısa bir süre sonra Adrian'ın şaşkınlığı geçti ve konuşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimeÇarş. Ekim 27, 2010 5:42 am

Pegasuslarımız bizi büyük bir hızla Los Angeles'a getirdi. Henüz sabah olmamıştı. Yeraltına giden kapılara geldiğimizde Lia yine bana oraya girmek istediğimden emin olup olmadığımı sordu. Tabi ki onu yalnız bırakmayacaktım. Yeraltı Dünyası'na giden göle inen asansörle aşağı indik. Küçük sallardan birine oturduğumuzda ona asıl merak ettiğim şeyi sordum, neden buraya gelmek istediğini. Ölen kız kardeşinin ruhuyla konuşmak istediğini söyledi.
"Şey, özür dilerim. Merak etme bunu başaracağız." dedim ona güven vermeye çalışarak, ama buna ben bile tam olarak inanmıyordum.
"Evet, bence de. Ve benimle geldiğin için teşekkür ederim Adrian." dedi gülümseyerek.
"Önemli değil. Biliyorsun biz arkadaşız."
Birkaç dakika sonra gölü aşmış, bir kontrol noktasından geçiyorduk. Bir x-ray cihazının önünde birçok sıra vardı. "Kolay Ölüm" yazan sıranın yargılanmak istemeyip doğrudan Asphodel Tarlaları'na gitmek isteyenler için olduğunu biliyordum. Gitmemiz gereken yer orasıydı işte. Ama önümüzde bir engel vardı. Hem de büyük bir engel. Yani büyük derken, hem gerçek hem de mecaz anlamda büyük. Yeraltı Dünyası'nın bekçisi yarı saydan, 3 kafalı dev bir köpek olan Cerberus karşımızda dikilmişti. Önümüzde ölüler güvenle köpeğin bacaklarının arasından geçiyordu, ama biz ölü değildik ve köpeğin bunu anlamaması imkansızdı.
"Bizim ölü olmadığımızı anlayacak." diye fısıldadım Lia'ya. "Bir plana ihtiyacımız var."
"Ama ne yapabiliriz ki?" diye sordu. Korkmuş görünüyordu.
"Eh, bir şansımız var." dedim tereddütle. "Söylediğimde koşmaya başla."
Sıra bize gelmişti, cihazdan geçtik. Cerberus bizi farketmişti. 6 gözünü de bize doğrultup hırlamaya başladı. Hala gecenin bitmemiş olmasını umuyordum. Saatimin tuşuna basıp Cerberus'u yavaşlatmaya konsantre oldum, işe yaramıştı. Dev köpek milyon kat yavaşlamış gibiydi. "Koş!" diye bağırdım Lia'ya. İkimiz de Cerberus'un altından geçip Yeraltı Dünyası'nın derinliklerine doğru koşmaya başladık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 1:28 am

"Koş!" Adrian'ın koş demesiyle ikimizde koşmaya başlamıştık. Cerberus'u atlatabilirmiydik bilmiyordum. Sadece ikimizde hızlıca koşmaya devam ediyorduk. Br süre sonra peşimizde Cerberus olmadığını gördüm ve durdum. Koşmaktan yorulmuştum. "Sence hala peşimizde mi?" diye sordum Adrian'a. Eğer hala peşimizdeyse yanmıştık. Çünkü buradan kaçış yolumuz yok denilebilirdi. "Bilmiyorum ama şu an etrafımızda yok gibi gözüküyor." dedi. İyi bir şey söylemese de çevremizde olmaması içimi rahatlatmıştı. Zaten yer altında korkuyordum bir de peşimizde canavarın olmasını istemiyordum. Ardından "Tamam. Bu arada Adrian beni tek yollamayıp yanımda geldiğin için teşekkür ederim." dedim. Buraya tek başıma gelmiş olsaydım içeri giremezdim. "Önemli değil. Seni tek yollucak halim yoktu ya. Hem benim içinde değişiklik oldu." dedi. Bu lafına karşılık gülmeye başlamışyım. Evet çok değişiklik olmuştu ve yerin altındaydık. Hem de benim yüzümden. Ama artık yapıcak birşey yoktu.

Yavaşça ilerlemeye başladık. Etrafta ruhları görmeye başladıkça tüylerim diken diken oluyordu. Burası nedense düşündüğümden çok daha kalabalıktı. Bu kadar çok kişi arasından Melinda'yı bulamıyacağımıza emin gibiydim. Hem zaten onun burada olduğundan bile emin değildim. Etrafa sakince bakınıyordum. Bu sırada Adrian konuşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 5:36 am

Cerberus'un yanından hızla uzaklaşırken sürekli etrafımıza bakıyorduk peşimizde olup olmadığını görmek için. En sonunda peşimize takılmadığına, onun görevinin geçiş noktasını korumak olduğuna kanaat getirdik. Asphodel tarlaları beklediğimden çok daha büyüktü. Milyonlarca, hatta milyarlarca ruh olmalıydı burada. Tüylerim diken diken olmuştu. Lia'ya bu kalabalığın içinde kardeşini nasıl bulacağımızı sorar gibi baktım, onun da hiçbir fikri yoktu tabi ki.
"Ellerimizi açıp Zeus'a dua etmekten başka bir şey geliyor mu aklına?" diye sordum.
"Hayır." dedi gülerek. "Belki bir ihtimal Melinda bizi bulmaya gelir."
"Belki. Umalım ki öyle olsun, yoksa bizim bu kadar ölü arasından onu bulmamız imkansız gibi."
"Birini mi arıyordunuz?" dedi bir ses arkamızdan. Bu kişi çok tanıdık geliyordu. Ama nereden tanıdığımı, hatırladığımı hiç bilemiyordum. O da bir ölüydü diğerleri gibi. Ama farklı bir çehresi vardı. Dönüp Lia'ya baktım, o da benim düşündüklerimi düşünüyor gibiydi.
"Pardon ama, siz kimsiniz?" diye sordum tereddütle.
"Adrian, bu Daedalus." diye fısıldadı Lia.
"Aynen öyle Poseidon kızı." dedi Daedalus. Şimdi hatırlamıştım, onun hakkında birçok şey okumuştum. Sere'den de onun hakkında çok şey duymuştum. Yaşamında o da bir melezdi, Athena'nın oğluydu. Gelmiş geçmiş en zeki insanlardan, en başarılı mimarlardan biriydi. Ve öldükten sonra da Asphodel Tarlalarında mimarlık yapma görevi verilmişti ona. "Benimle gelin genç melezler." diye devam etti.
Ölü ruhların arasından Daedalus'u takip ederek ilerledik. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından "Melinda, seni görmek isteyen birileri var." dedi. "Sizi onunla baş başa bırakayım." diye ekledi bize dönerek, ve arkasını dönüp uzaklaştı. Bu da neydi böyle? Kimi aradığımızı nereden biliyordu acaba? Ama bunları düşünecek vakit değildi. Daedalus'un gösterdiği ruh arkasını döndü, Lia'ya çok benzeyen bir kızdı bu. Dönüp Lia'ya baktım. Yüzünde şaşkınlık ve mutluluk dolu bir ifade vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 9:52 am

Daedalus'u gördüğümüze çok şaşırmıştım. Gelip kendisi bizi bulmuştu. Ardından bize kendisini takip etmemizi söyleyip yürümeye başladı. Adrianla biz arkasından yürümeye ve etrafa bakınmaya başladık. Burası çok büyüktü. Düşündüğümden çok daha fazla da ruh vardı. Biz etrafta yürürken bizi fark eden ruhlar dönüp bize bakıyordu. Aralarında çok farklılık oluşturuyor ve belli oluyorduk. Daedalus bir süre daha ilerledikten sonra bir kaç ruhun önünde durdu. "Melinda, seni görmek isteyen birileri var. Sizi onunla baş başa bırakayım." dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Daedalus Melinda diyince donmuştum. Onu bu kadar fazla ruhun arasından nasıl bulduğunu, özellikle de bizim onu aradığımızı nerden bildiğini merak ediyordum. Ben bunları düşünürken Melinda bana doğru döndü ve aklımdaki bütün düşünceler silindi. Sadece ona bakıyordum. Melinda da bana döndüğünde gözlerinde önce şok, ardından mutluluk belirdi. Yüzünde bir gülümseme oluştu ve bana sarıldı. Karşımda Melinda'nın ruhu vardı ve ben şu an onun yanındaydım. Çok mutluydum. Bunun olabileceğini hayal bile edemezdim. Melinda sonunda "Buraya nasıl gelebildim Lia?" diye sordu. Hala şaşkınlığı yüzünden belliydi. "Ne o yoksa ablanı görmek istemiyor musun?" dedim ve gülümsedim. O da gülümsemeye başladı. "Tabiki hayır sadece merak ettim." dedi. Nasıl geldiğimizi ona nasıl anlatabilirdim ki. Olan hiç birşeyden haberi yoktu. "Nasıl geldiğimi boşver geldim işte." dedim. "Tamam. Annem ve babam nasıl." diye sordu. "Onlarda iyiler merak etme." dedim. Bu sırada bizi izliyen Adrian gözüme takıldı. Biz rahat konuşalım diye bizden birazcık uzaklaşmıştı. Adrian'a bakmayı bırakıp Melinda'yla kısa bir süre daha sohbet ettikten sonra Adrian'dan "Olamaz?!" gibi bir ses duydum. Tam olarak anlamasamda Adrian'a döndüğüm sırada Adrian'ın karşısında hem bize, hem de adrian'a bakan bir çift göz gördüm. Onu görünce birden içimde korku ve panik oluştu. Bu Hadesti!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Ölüler Diyarına Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölüler Diyarına Yolculuk   Ölüler Diyarına Yolculuk Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 10:12 am

Lia ve kardeşinin rahat konuşabilmeleri için biraz uzaklaşmıştım. Aradan birkaç dakika geçmişti ki, burada karşılaşmak isteyeceğim son kişi karşımda belirdi. Hades! Bizim burada olduğumuzu nereden öğrenmiş olabilirdi ki? Ve daha da önemlisi, şimdi bize ne yapacaktı?
"Adrian Black, Ares oğlu." dedi karşıma geçip. "Benimle gel, seni bir konuda uyarmalıyım." diyerek beni şaşırttı. Lia da şaşırmış görünüyordu. Ona dönüp sorun yok anlamında başımı salladım. Birkaç metre yürüyüp daha ıssız bir yere gittik.
"Tanrı Hades, neden benimle konuşmak istiyordunuz acaba?" diye sordum saygılı çıkması için özen gösterdiğim bir sesle.
"Bir seferlik de olsa seni ve arkadaşını topraklarıma izinsiz girdiğiniz için affedeceğim. Bunun sebebi de özel görevin."
"Ne görevi?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Bunu ileride öğreneceksin." dedi gizemli bir tavırla. "Ama şimdiden seni uyarmakta fayda görüyorum, bu görevini yaparken buraya sakın uğrama. Eğer olur da yolun buraya düşerse, ölüler tanrısının dehşetini tüm gücüyle hissedeceksin. Bunu sakın aklından çıkarma. Şimdi seni ve arkadaşını geri gönderiyorum."
Bu sözleri söyledikten sonra yeraltı dünyası, ruhlar, Lia ve kardeşi, Hades ve diğer herşey bir anda kayboldu. Kendimi bir süre karanlık bir boşlukta gibi hissettim. Tüm duyularım yok olmuştu.
Kendime geldiğimde yeşil çimlerin üstünde uzanıyordum. Lia da tam yanımdaydı. Melez kampına geri dönmüştük! Hades'in söylediklerini Lia'ya anlattığımda o da benim gibi hiçbir anlam veremedi bu sözlere. O da kısa bir süre de olsa kız kardeşiyle konuşabildiği ve oradan sağ salim çıkabildiğimiz için mutluydu. Bu konuşmalardan sonra da birlikte kulübelerimizin yolunu tuttuk.

(Rp bitmiştir, Lia'nın ekleyeceği bir şey yoksa)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ölüler Diyarına Yolculuk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İyi Ölüler
» Ölüler ve Biz
» Kötü Ölüler
» Merhaba ölüler!
» Tehlikeli Ölüler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Yeraltı Dünyası :: Asphodel Tarlaları-
Buraya geçin: