Keşke Mitch'e gülmeseydim,diyordum şimdi. Tuvalet bana kalmıştı. Yüzümü buruşturarak içeri girdim. Sandığım kadar kötü değildi. Kulübede iki kişi olmasının ayrıcalığı işte,dedim kendi kendime.
Tuvaletin yerlerini ve lavoboyu sildim. Zar zor klozeti fırçaldım. Ben de okula gidiyordum ama kirli giysilerimi babama bırakıyordum. O benim için yıkamacıya veriyordu. Yatak odasına girdim ve Mitchie'yi tükenmiş bir halde yatağında otururken buldum.
''Kalk bakalım Demeter kızı,daha çok işimiz var.'' dedim bilgeççe bir tavırla. (Alınmayın Tanrıça Athena,kesinlikle sizi taklit etmiyorum
)
Mitch inleyerek kalktı.
''Daha ne kaldı ki?Döşemelerde kendimi görebiliyorum!'' dedi.Gerçekten de öyleydi.
Ben de Mitch'i bırakıp kendim yaptım. Kapının girişine ve cam kenarlarına çiçekler koydum.
Yanımda getirdiğim çiçek resimlerini de duvara astım.
''İşte şimdi harika oldu!'' dedim Mitchie'ye dönerek.