Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Denetleme 14

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Clara Thompson
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Clara Thompson


Mesaj Sayısı : 4592
Kayıt tarihi : 12/10/10

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 3:33 am

Bir kere daha bütün kulübeyi tencerem sayesinde uyandırdığımda, saat sabahın yedisini gösteriyordu. Tahta kaşığımla tencereme var gücümle vururken, her odada öfkeli bağırışlarla ve kapılardan bana doğru atılan yastıklarla karşılaşıyordum. Gülümsedim. Bugün formumdaydım. Bir odadan hiç ses gelmediğini görünce kapıyı hafifçe tıklattım. Ses gelmeyince kapıyı yavaşça açtım. Kardeşlerim bilirdi ki, ben kulübe lideri olunca onlarda özel hayat diye bir şey kalmazdı. Ben burnumu her şeye sokan, hemen herkese annesiymiş gibi davranan bir kızdım. Bu yüzden de her kardeşimin iyi kötü şeylerini bilirdim. Ama onlar bende kalırdı. Asla kimseye söylemezdim. Bunları düşünürken bir kardeşimin kapısının önünde dikildiğimi hatırlayınca içeri göz atmaya karar verdim. Aslında göz atmamın bir farkı yoktu, kimin odası olduğunu bulabileceğimi sanmıyordum. Dolabın üstünde, yerde, çalışma masasının üzerinde bir sürü giysi yığını oluşmuştu. Ve uzun zamandır yıkanmamış gibi kokuyorlardı. Oda oldukça rutubetliydi, kendimi birden büyükannemin evindeymiş gibi hissetmiştim. Boğazımı temizlemeye çalıştım ama rutubetli hava boğazımı yakmıştı. Odaya bir adım attım. Anında ayağıma bir hırka takılmıştı. Sinirle ayağımı kaldırıp ellerimi belime koydum. "Hey!" diye bağırdım. Odanın sağ tarafındaki kumaş yığını bir an kıpırdandı. Boğuk bir ses iç çekti. Zorlukla giysilerin içinden ilerleyip sesin geldiği yerdeki kumaşları çektim. Karşımda şaşkın şaşkın bakan iki gök mavisi göz ve onları çevreleyen saman sarısı saçlar vardı. "August!" diye inledim. "Daha geleli bir hafta bile olmadı, sana verdiğim bu odayı ne hale getirmişsin böyle, hah?" August yarım ağızla sırıttı. Kaşlarımı çatarak ona şakacıktan kızgın gibi baktım. Uykulu gözlerini ovuşturduktan sonra hafifçe omzuma vurdu. "Haydi Maria, biliyorsun benim için hiçbir şey imkansız değil." Çok çocukça bir hareket yapıp ona dil çıkardım. Kulübedeki tek erkek çocuk olması umurumda değildi, eğer benimle birlikte yaşıyorsa, benim kurallarımla yaşamalıydı. "Kalk bakalım Auggie, herkes odasını temizlerken, sen de poponu kaldırıp çalışacaksın. İtiraz istemiyorum." August tek kaşını kaldırdı. "Auggie mi? Şaka yapıyor olmalısın. Ben asla-" Sözünü bitirmesine izin vermedim ve yüzüne bir yastık fırlattım. Ciddi halim kahkahalarımla birlikte uçup gitmişti. August bir yandan kumaş yığını -sanırım onlar yorgandı- içinde debeleniyor, hem de gülüyordu. Onu o halde bırakıp odadan çıktım. Diğer kardeşlerim uyanmış, zorla da olsa kalıp mahmur gözlerle etrafa bakmaya başlamıştı bile. İşte bitirilmiş netice, diye düşünüp gülümsedim. "Kardeşlerim, son zamanlarda sayımız oldukça arttı, bunu biliyorum. Ve şimdi, bu sayı artışının temizlikte nasıl yükseleceğimizin bir göstergesi olmasını istiyorum. Herkes odalarına! Daha önce temizlemediğiniz gibi temizleyin odalarınızı, sonra da beraber salonu halledeceğiz. Banyoyu ben de Isabel alacak. Demeter yardımcınız olsun." dedim. Belki biraz ciddi bir konuşma yapmıştım ama bunlar bunu hakediyordu. Hiçbir temizlikte özen göstermiyordu ve bu yüzden o kadar potansiyelimiz olmasına rağmen bunu gösteremiyorduk. Bu sefer farklı olmasını diledim içimden.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zellana L. Tyler
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Zellana L. Tyler


Mesaj Sayısı : 2331
Kayıt tarihi : 16/12/10

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Geri: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 8:40 am

Gökkuşağının renklerinin arasında pembe bir tek boynuzlu atım Lussia bana doğru koşuyordu. Arkadan gelen sevimli ve mayıştırıcı müzik tek boynuzlu atım Lussia ile daha eğlenceli vakit geçirmemi sağlıyordu. Ona her zaman elma veriridim. Elmayı çok severdi. Ona elma verdiğim zaman bana kocaman pespembe bir şeker verirdi. Onu doyasıya yerdim. İnanmıyacaksınız ama bu şeker hiç bitmiyor. Çoğu arkadaşım bunun adece rüya olduğunu söylüyordu ama alışveriş merkezinde tek boynuzlu atım Lussian'yı gömüştüm. Çok benziyorlardı. İkisininde tek boynuzu vardır çünkü. Başka kimsenin tek boynuzlu atı olamıyacğını söylerdi sadık hizmetkarım Bay Ayıcık. Üstünde pembe bulutların arasından geçerken rüyamda ince tiz bir ses beni atım ile ayırdı. Ona veda bile edememiştim. Onu özlüyordum. Ona hep veda ederdim. Bir kere veda etmeyi unuttuğumda bana çok kızmıştı ve şeker vermemişti. Onu unuttuğumu düşünmesini istemiyordum. Rüyama zar zor olsa da tekrar girebildim. Gişeci abla bana tek boynuzlu atım Lussiana'nın ağlayıp devler ülkesine gittiğini söylemişti. O sırada aynı tiz ses uyanma zamanı olduğunu belirtti. Bay ayıcık pufuduğa sarıldım ve elmalı pembe pijamalarım ile Maria ablananın bacağına sarıldım. İki yandan toplanmış ve dalgalı olan saçlarımla '' Maria abla. Neden uyardın beni? Tek boynuzlu atım bana küstü.'' diyerek ağlamaya başladım. Kulübedeki herkes büyük gözlerle bana dev gibi bakıyorlardı. Hepsi benden büyüktü. Hatta hepsi 2 metre gibiydiler. Maria ablanın ayağına sımsıkı sarıldım ve '' Öcüüü.!'' diyerek bağırdım. Maria abla benim başımı okşadı ve '' Tatlım onlar öcü değil. Onlar senin kardeşlerin.'' diyerek anaç bir anne gibi davrandı. Yanaklarımın kırmızılığından akan mavi göz yaşlarım Maria ablanın terliklerine damlıyordu. Ayıcığımı alarak halının üstündeki kıyafet yığınının arasına girdim. Isabel abla beni kucağına alarak koltuğun ütüne bıraktı ve yanağımı sıktı. '' Isabel ablacığım neden bugün herkes ayakta? Yoksa havadan pamuk şeker yapacak ve bana söylemiyor musunuz?'' diyerek telaşlandım. Böyle bir şey varsa bana söylemiyorlarsa onlara küserdim. Hatta ağlardım. Athena ablaya gider onları şikayet ederdim hatta. Isabel ablacık bana gülümsedi ve '' Bugün temizlik günü tatlım. Ama sen otur tamam mı?'' diyerek beni koltuğun arkasına itti. Ama ben oturmak istemiyordum ki. Kıpır kıpır bir şarkı söylemek istiyordum. '' Kutu,kutu pense. Elmamı yerse. Ablacığım Cintia arkasını dönsee.'' diyerek şarkı söylemeye başladım. Cintia ablacık bana korku dolu gözler ile baktı. Onun o gözleri beni korkutuyordu. Dakikalar sonra herkes kulübeyi temizlemeye başlamış ben yalnız kalmıştım. Bay Ayıcık ise uykuya yatmıştı. Akşam yanlışıkla ona tekme attığımda bana triplenip uyumamıştı bütük gece. Şimdi ise yorgun düşüp uyuya kalmıştı. Herke iş yaparken epeyce sıkılmıştım. Elime benden çok büyük bir sopa aldım ve yerleri silmeye başladım. Boyumdan çok büyük olduğu için tam tutmaıyordum bile. Benden azcık daha hafifti belki. Sopaya sinirlice baktım ve yere attım. Oyuncak sepetime koştum ve babamın bana aldığı pembe cadı süpürgesi ile yerleri silmeye başladım. Plastik ve ses çıkaran bir oyuncak olsa bile bunun ile temizlik yapılabilirdi ne de olsa. Hem neden yapılmıyacakmış ki? Süpürgem ile yerleri silmeye başladım. Bir iki dakika içerisinde perişan olmuştum. Kooos kocaman kulübeyi nasıl temizlerdim ki? Ben daha 2,5 yaşındaydım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Liliana Caprice von Dorff
Demeter'in Çocuğu
Demeter'in Çocuğu



Mesaj Sayısı : 105
Kayıt tarihi : 15/06/11

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Geri: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimeSalı Haz. 28, 2011 7:44 am

Sabahın bir köründe tatlı rüyasından çanak-çömlek sesiyle
uyanmak çıldırmasına yetmişti. Bir hışımla kalkıp saate baktım bu daha da
çıldırmama yetti. Saat daha 6’ydı. Yanı başında bulduğu bir yastığı kapıp
odadan dışarı fırladı ve sesin geldiği yere doğru fırlattım. Eğer Marry son
anda eğilmeseydi kafasına yemişti. “Affedersin, Marry. Ama sabahın bir köründe
uyanmak bu duyguyu yaratıyor. Niçin bu kadar erken kalktık acaba? Bugün şeker
bayramı filan mı?”
Marry ayağa kalkıp bana kötü bir bakış attı. Sonra ona
fırlattığım yastığı eline aldı. “ Hayır,canım. Şeker toplamıycaksın. Bugün
temizlik günü. Bence sende eline bir bez al ve temizlemeye başla.”
Sonra
yastığı bana fırlattı. Bende onu kıvrak bir şekilde yakaladım ve odama döndüm. Odam darman duman olmuştu. Ares’in savaş arenasına
benziyordu. Üstüme bir şeyler almak için dolabıma ilerledim ama sonuç bir
faciaydı. Tüm dolap üstüme boşaldı. Öyle ki Marry odama geldiğinde beni
bulamadı ve “Lily nereye kayboldun?
Yoksa kaytarıyor musun?”
Bu arada ben de üstüme düşen kıyafetlerin arasından
kendime bir şeyler bulmuştum.Bir anda elbiselerin oynaştığını ve içinden
birinin çıktığını gören Marry ise çığlığı basmıştı.Bu sayede odama tüm
kardeşlerim toplandı. Ben de olayı normalleştirmek için zafer işareti yaptım ve
gülümsedim. “Kendime bir elbise buldum.” Bu tepkimin üzerine şannslıydım ki
herkes dağıldı. Sonra elbiselerden sıyrılıp aynaya gittim.Ama bu karşımdaki ben
olamazdım. Dağınık saçlarım ve geceliğimle büyük annemden beterdim.- gerçi onu
hiç görmedim ama- Marry’e döndüm ve tam halima bak diyecekken vazgeçtim. Çünkü
Marry çoktan katıla katıla gülmeye başlamıştı. Ben de çok sinirlendim. Marry’nin
kolundan tuttuğum gibi kapı dışarı ettim. Kapıyı sertçe kapadım. Kapının
ardından Marry’nin özür dilerim dediğini
duyuyordum ama kıkırdayarak. Sonra hemen üstümü değiştirdim. Yatağımı düzenlemeye başladım. Gerçekten ne
zor yapılıyormuş bu yatak. Yatağımı bitirdiğimde üstüne yatmak istiyordum ama
kıyamadım. Sonra odanın ortasına boylu boyunca yayılmış dolabıma geçtim. İyi
bir düzleme istiyordu. Onları katla yerleştir derken ne kadar yoruldum
anlayamam ama elime bir paspas kaptığım gibi geldim. Ben bir öne bir arkaya
paspaslarken rüyamı düşündüm. Öyle güzeldi ki. Ben Long ısland kıyısındaydım.
Sahilde yürüyordum.Sabahtı ve güneş gökyüzüne çıkmaya hazırlanıyordu. Hafif bir
sabah meltemi saçlarıma okşarcasına değiyor ve uçuruyordu. Dalgalar ise
ayaklarıma geliyor ve serin,ferah bir etki yaratıyordu. O kadar mutlu ve
huzurluydum ki –Zeus şahidim olsun- kendimi bulutların üstünde bir tanrıça gibi
hissediyordum. Karşımdaysa –yüzünü hala
hatırlayamadığım ama yakışıklı olduğundan emin olduğum- biri bana doğru
yürüyordu.Bakışları bakışlarıma kenetliydi. Sonunda buluştuğumuzda kalbim güm
güm atıyordu. Bana çekici bir şekilde gülümsedi ve “Merhaba Ana”
dedi.-Biliyorum ne kadar çok bana bir tek babam’ Ana’ desede öyle hoş söylüyorduki kızamadım- Sonra ekledi “Bende
seni bekliyordum.”
Dedi.Sonra bana bir yeri gösterdi. İlerde kumların üstüne deniz kabuklarıyla
ismim özenle yazılmıştı. O kadar çok şaşkındım ve etkilenmiştim ki nutkum
tutuldu. Kendimi toparladığımda ona adını sordum. “Adını söyleyebilir misin?”
dedim.Tam cevap verecekti ki… Çat diye bir sesle yere yapıştım. Marry odaya daldı ve “ Yerleri o kadar çok
silmişsin ki cilası sökülecek. Hadi gelde salona yardım et!”
dedi .Sonra bana
elini uzattı. Ayağa kalktım.Düşünüyorum da o çocuk beni sahilde bekliyorsa bir poseidon çocuğuydu. Başka kim orada beklerki. Galiba aklıma bana oyun oynuyor ya da annem Demeter. Ama bu çok saçma annem uyku tanrıçası mı ki? Gerçekten saçmalıyorum. Ama o çocuğu aramamam için bir sebep yok. Ama bunu kimse fark etmemeli.Düşüncelerimden sıyrılıp odama geri döndüm. Ve salona soğru ayaklarımı sürte sürte gittim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Thompson
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Clara Thompson


Mesaj Sayısı : 4592
Kayıt tarihi : 12/10/10

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Geri: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimeSalı Tem. 05, 2011 4:52 am

Odama gittiğimde tam bir karmaşayla karşılaştım. Mitchie ortalarda yoktu! Ayrıca oda o kadar dağınıktı ki, odada olsa bile onu görebileceğimi sanmıyordum. "Mitchie! Mitch! Tanrılar aşkına, nerede bu kız?"diye yakındım. Tamam, dedim içimden. Sakin ol, yine temizlikten kaçıyor olmalı. Bu düşünce endişemi hafifletse bile tam tatmin olmamıştım. Maalesef temizlik gününde kaçıp saklanabileceği o kadar yer vardı ki, onu aramak tam bir zaman kaybı olurdu. Bu yüzden kafamı dağıtmak için hızla işe giriştim. Yatakları topladım, çalışma masasını düzenledim. Odayı havalandırmak için pencereyi açtım. Rüzgar bana doğru eserken bir an düşüncelerimden uzaklaşsam da, sonra aklıma her zaman yükünü taşıdığım sorumluluklarım geldi ve banyoya temizlik malzemeleri almaya gittim.

Döndüğümde bir elimde koca, diğer elimde toz bezi ve süpürge, zorlanarak yürüyordu. Kocayı bıraktım ve toz beziyle etrafın tozunu almaya başladım. Çalışma masasından kitaplığa her yerin tozunu ayrıntısıyla aldım. Kafamı dağıtmak için kalemlerimin bile tozunu almıştım. Sonunda yeterli olduğunu düşününce toz bezini bıraktım ve süpürgeyi aldım. Yatağımın arkasını ve çalışma masamın altını süpürdüm. Kitaplığımı terler dökerek kenara çektim ve onun da arkasını ve altını sildim. Sinekler içeri doluşmasın diye -evet, doğayı seven Maria böceklerden nefret ediyor- camı kapattım. Son olarak odaya lavantalı oda kokusunu sıkıp temizlik malzemelerimi kuşanarak dışarı çıktım. Temizlik ıvır zıvırlarını banyoya bıraktıktan sonra etrafa bakındım. Kimse salona gelmemişti. Tek bir kişi bile. Herkes tembellik yapıyor olmalıydı. Yüce Zeus, bazen içimden kulübeyi bırakıp gitmek geliyordu! Önüme ilk çıkan odaya fırtına gibi girdim. Zavallı Lilly, bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Aklıma gelen ilk hakareti söyleyip rahatladım. Sonra da onu zorla oturma odasına getirttim. Oturma odası berbat haldeydi. Ivır zıvırlar, abur cubur poşetleri her yerdeydi. Burnumu kırıştırdım, anlaşılan çok işimiz vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alicia Roxanne Wideen
Demeter'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Demeter'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Alicia Roxanne Wideen


Mesaj Sayısı : 590
Kayıt tarihi : 22/02/11

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Geri: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimePerş. Tem. 07, 2011 9:56 pm

Bir temizlik daha mı? Kardeşim Maria'nın her temizlikte olduğu gibi uyguladığı o tencere olayına bir kez daha dayanabileceğim konusunda şüpheliydim. O sesi duyduğum anda tüm uyku hayallerim suya düşmüş olsa bile hızla yatağımdan kalktım. Bir temizlik daha gelip çatmıştı ve bugün kulübemizi en iyi şekilde temizlemeliydik. Dağınık bir saç ve uykulu gözlerle odamdan çıktığım sırada tüm kardeşlerimin de sırayla odalarından çıktığını görebiliyordum. Çoğunluğu hatta neredeyse hepsi benim gibi uykulu gözlerle çevresine bakınıyordu. En çokta dikkatimi çeken küçük kardeşimiz Apple oldu. Şaşkın ve her şeyden habersiz bakışlarla çevresine bakınıyordu. O daha 2,5 yaşında küçücük bir kızdı. Böyle davranması kadar normal bir şey yoktu.

Sonunda tüm kardeşler bir yerde toplanmış ve temizliğe başlamak üzere bekliyorlardı. Maria, temizlikten önce bir konuşma yapacak ardından hemen temizliğe başlayacaktık. Birkaç dakika geçmesinin ardından Maria gözüktü ve konuşmasına başladı. "Kardeşlerim, son zamanlarda sayımız oldukça arttı, bunu biliyorum. Ve şimdi, bu sayı artışının temizlikte nasıl yükseleceğimizin bir göstergesi olmasını istiyorum. Herkes odalarına! Daha önce temizlemediğiniz gibi temizleyin odalarınızı, sonra da beraber salonu halledeceğiz. Banyoyu ben de Isabel alacak. Demeter yardımcınız olsun." Doğru direk odama gidecektim. Daha sonra banyo ve salon. Odamı temizlemeye gitmeden önce son bir kez küçük kardeşimize baktım. Hala şaşkın bakışları sürüyordu. Ardından onun yanına giderek onu kucağıma aldım. Koltuğun üstüne bıraktım ve Apple hemen konuşmaya başladı. ''Isabel ablacığım neden bugün herkes ayakta? Yoksa havadan pamuk şeker yapacak ve bana söylemiyor musunuz?'' Apple'ın bu tatlılığına gülümseyerek ona cevap verdim. ''Bugün temizlik günü tatlım. Ama sen otur tamam mı?'' Apple'ın oturacağı umuduyla odama doğru yöneldiğim sırada, Apple tam aksine bağıra çağıra ''Kutu,kutu pense. Elmamı yerse. Ablacığım Cintia arkasını dönsee.'' diye söylenmeye başladı. Ben de onu kendi haline bırakarak odama doğru yöneldim. Umarım susardı. Tabii o da haklıydı. Tüm gün öyle oturmak. Yapabileceği bir şeyde yoktu. Odama gider gitmez etrafı temizlemeye başladım. Odam pek pis sayılmazdı. İlk önce pencereyi açtım ve odanın havalanmasını sağladım. Ardından yatağımı düzgünce topladım. Çamaşıra gidecekleri belirleyip bir kenara yığdım. Hemen sonra çekmecelerimi ve masalarımı düzenledim. Diğer temizlikten bu yana atılacak bir çok şey vardı. Oraya buraya atılmış maddeler. Hepsini bir kenara toparladım. Daha sonra beni en çok yoran kısma gelmiştim. Kıyafetlerimi yani dolabımı düzenleyecektim. Dolabımı açarak bir göz gezdirdim. Her şey dağınıktı. Uzun süredir kıyafetlerimi direk dolaba sıkıştırıyordum. Onları da bir kenara boşalttım. Tek tek dürerek onları dolaba yerleştirdim. Herhalde temizliğin zor tarafı buydu. Tabii zamanında üstümden çıkardığım şeyleri dürüp koysam beni bu kadar zorlamazdı. Kendime bu konuda bir söz verdim. Artık temizlikten önce de daha düzenli olacaktım. Yani bu böyle olmalıydı.

Alnımdan akan ter damlalarına aldırış etmeden temizliğe devam ettim. Odam az çok toplanmıştı. Birkaç küçük şey vardı toplanacak. Onları da teker teker topladım. En sonunda sadece kenarda duran çamaşıra götürülecek şeyler kalmıştı. Onları kucağımda topladım ve odama bir göz attım. Gerçekten çok iyi olmuştu. Ardından kucağımda çamaşırlarla odamdan çıktım. İlk önce banyoya gidecektim. Hem banyo da bendeydi. Banyoya ulaşır ulaşmaz elimdeki çamaşırları yerine bıraktım. Ardından burayı düzenlemek üzere işime başladım. Bir yandan da mırıltı şeklinde şarkı söylüyordum. Kendimi işime öyle kaptırmıştım ki zamanın bir anda nasıl geçtiğini anlayamadım. Banyodaki işim de bittiğinde kardeşlerimin durumuna göz atmak için doğruca onların yanına gitmeye karar verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

Denetleme 14 Empty
MesajKonu: Geri: Denetleme 14   Denetleme 14 Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 12:03 am

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Denetleme 14
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Denetleme 6
» 8. Denetleme
» 6. Denetleme
» Denetleme 15
» Denetleme 14

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Demeter Kulübesi-
Buraya geçin: