Bir Pegasusum oluyor

Herşey çok çabuk olmuştu ve doğru dürüst hiç bir yeri gezememiştim. Heryeri teker teker incelemeye karar verdiğimde, ahırdan bir kişneme duydum. Bu bir at olmalı diye düşündüm. Gerçekten harikaydı. Bal rengi tüyleri ve yelesi vardı,tatlı açık mavi gözleriyle sanki beni çağrıyordu. Gözerlini benden ayırmadan tekrar kişnedi.Ahıra doğru yürümeye başladım. Yaklaştığımda bu atın bir at olmadığını gördüm.Bu bir Pegasustu! Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. İki metre olan kanatlarını daracık alanda açmaya çalışıyordu. Yazık tatlı at...yani pegasusa diye düşündüm. Yanımdan geçen birisi:

''Ne duruyorsun,onu gezdirsene.'' dedi bana.

Korkarak ahırın kapısını açtım. Pegasus kahkaha atar gibi kişnedi ve bana baktı. Benden birşey bekliyor gibiydi. Yavaşça yeree uzanıp onu su verdim. Biraz içti ama memnun olmadığı belliydi. Biraz da saman verdim ama aynı şey oldu. Hadi ama May,dedim kendi kendime,seni uçurmak istediğini sen de biliyorsun.
Korkarak pegasusa doğru bir adım attı. Yemin ederim ki,dudaklarının gülümser gibi yukarı kalktığını görmüştüm. Gözleri bir umutla dolmuştu.
Sıkıntıyla birkaç adım daha attım. Artık Pegasus sevinçle kişnemeye başladı. Ona binemeyeceğimi nasıl anlatabilirdim?

''Bak,tatlı pegasus,ben...'' Hadi Maya kabullen artık korkunu ''Ben,yüksekten korkuyorum!'' Oh be!Rahatlamıltım. ''Hem de hem yüksekten hem de atlardan,'' Pegasus kızgınlıkla kişnedi ''Yani,pegasuslardan demek istedim'' Demek ki bu bayağı hassas bir konuydu.
Etraftaki melezlerin alayla birbirine fısıldadıklarını duydum.

''Ah,bakın küçük Demeter kızı pegasuslardan korkuyor...'' veya

''...kesinlikle o pegasusa binemez'' gibi fısıldamalar duydum.

Bazıları iddaya bile girmişlerdi.Kendimi yine bu kampa gelmeden önceki ezik kız gibi hissettim.Birden içime bir kararlılık doğdu.

'Yapabilirsin,' diyordu içimdeki ses. 'Sen bir tanrıçanın kızısın'
Hemen pegasusa binip ''Deh!'' dedim. ''Haydi Çörek!Onlarane kadar korkusuz olduğumuzu gösterelim!''

Pegasus şahlandı ve kanatlarını çırpmaya başladı.Çok çekmeden kendimi çilek tarlalarının kulubelerin ve Büyük Ev'in üzerinden uçarken gördüm.
Rüzgar biraz görüşümü zorlaştırıyordu.Yükseklik tamamen aklımdan çıkmıştı.

''Ben sana Çörek mi dedim?'' daha yeni fark etmiştim. ''Tamam,senin adın çörek olsun ha?'' Onaylar bir şekilde kişnedi.
Gökyüzünde birkaç tur attıktan sonra yere indik.Kamptakilerin bazıları çoşkuyla bizi alkışlıyor,bazıları somurtgan bir şekilde girdikleri bahsin sonuçlarında yakınıyordu.
Harika bir gündü.