Bir Pegasusum Oluyor, Harika!

Kampta her şey çok güzel gidiyordu.Yine normal bir gündü.Herkes kendi işine bakıyordu.Tüm kardeşlerim Arena'da toplanacağımızı söylemişti.Ben de onların yanına gitmek üzereydim.Birden:
''Hey Andy!'' diye bir ses duydum.
Arkamı döndüm ve Summer bana doğru koşuyordu:
''Summer, naber?'' diye sordum.
''İyi iyi.Nerdeyse unutacaktım.Artık bunun sırası geldiğine göre senin de bir pegasusun olmalı.'' dedi.Summer'ın neyden bahsettiğini bilmiyordum.Bu yüzden:
''Sonra halletsek Summ, şimdi arenaya gitmem gerekiyor, eminim şimdi tüm kardeşlerim nerede bu kız diye beni bekliyorlardır.'' dedim.
''10 dakika sürer, pişman olmayacaksın.'' dedi.
Onu kıramazdım.Kamptaki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.Bu yüzden koşa koşa peşinden gittim.
Beni ahır gibi bir yere getirdi:
''İçeri gir ve birisini seç!'' diyerek beni kapıdan içeri itti.Onun gelmesini bekledim.Ama gelmedi.
Ben daha pegasusun ne olduğunu bilmiyordum nasıl seçecektim ki?
Ahırın içerisinde ilerlemeye başladım ve içinde ata benzeyen şeylerin olduğu bölmelere baktım.''At işte ne farkı var ki?'' diye düşündüm.Pegasuslardan biri sanki ne düşündüğümü anlamış gibi kişnedi ve iki ayak üstüne kalktı.O anda gördüm ki bu at dediğim canlıların kanatları vardı! ''Harika!'' diye geçirdim içimden.
Hemen o kişneyen pegasusun yanına gittim ve:
''Özür dilerim dostum öyle demek istemedim.'' dedim.
Pegasus bir hayvan sayılır mıydı bilmem ama hayvanlarla konuşmayı çok severdim.Annemle yaşarken de bir kedi besler, sürekli onla konuşurdum.
Pegasusun başını okşadım.Beyaz bir burnu, içlerinde kaybolabileceğiniz masmavi gözleri, mavi-yeşil renkte örülmüş yumuşacık -her ne kadar dokunmasam da yumuşacık olduğunu uzaktan anlayabiliyordum- bir kuyruğu, buz yeşili renginde yeleleri ve mavi-yeşil çizgili kanatları vardı.Annemle birlikte beslediğim kediye zerre kadar benzemiyordu ama pegasusun gözlerine bakınca sanki o kediyi görüyor gibiydim:
''Uslu oğlum benim!'' diye tekrar başını kaşıdım.
Adını Felix koymuştum.Annemle beslediğim o kedinin adını.Felix.

Rp bitmiştir.