Arkama baktım. Yüzümdeki dehşet ifadesini silmeye çalışıyordum. Peşimdeki köpeğin ya da tazının mı desem? Kuduz bir köpek olduğunu sanmıyorum. Yine de beni öldürmek istiyorcasına peşimden geliyor. Ve bu da başıma gelen ilk bela değil aslında. Çok nadir olsa da hep böyle tuhaflıklarla karşılaştım. Bir keresinde tuhaf yaşlı bir kadın gelip beni öldürmeye kalktı. İlk başta bu gülünç gelse de bir an gerçekten öleceğimi sandım. Tabi hızlı koşmam hayatımı kurtarmasaydı. Şimdi de işime yarıyordu. Bu köpekler çok hızlıydılar ve bir tanesi bacağımı ısırmıştı. Akan kanları önemsememeye çalışsam da midemin bulantısını durduramıyordum. Başım da dönmeye başlamıştı. Kan kaybından öleceğim galiba diye düşündüm. Sonra bir sokağa girdim. Köpekler hala peşimden geliyordu. Gördüğüm bazı çıkıntıları olan bir duvara tırmanmaya çalıştım. Çalıştım diyorum. Çünkü ayağım kaydı ve tekrar düştüm. O köpekler tam üzerime atlayacaklardı ki ellerinde kılıç tutan iki kişi gelip onları öldürmeye başladı. Köpekler beni bırakıp onlara gittiler. Her ne kadar beni bırakmalarından memnun olsam da diğerlerinin ellerindek kılıçları ve köpeklerin de neden beni bırakıp onlarla savaşmaya gittiğini merak ediyordum. Üstüme baktım. Hep çamur olmuştu. Saçımın da dağıldığından emindim. Üstümde de hep taşıdığım tarağım yoktu. Somurtmaya başladı. Görünüşüme değer veriyordum ve kötü görünmek hoşuma gitmiyordu. O köpekleri kılıçlarıyla öldüren kişileri bırakmak da..
Onları bırakıp tekrar koşmaya başladım. Artık yorulmaya başlıyordum. Yoldan geçen bir taksiye bindim. Nereye gideceğimi bilmediğimden aklıma gelen ilk yeri söyledim. Aslında artık evime gidebilirdim ama içimden bir ses eve gitmememi söylüyordu. Okuldan çıktığımdan beri koşuyordum. O köpekler beni o zaman bulmuşlardı çünkü. Babam beni merak ediyor muydu acaba? Taksi durduğunda cebimde kalan son paraları da yol parasına harcadım. Şimdi de beş parasız bir şekilde, karanlık bir havada, tek başıma duruyordum. En azından yağmur yağmıyor diye düşünmeden kendimi alamadım. Sonra da hemen gökyüzüne baktım. Ne zaman bir film izlesem ve kahraman ne zaman en azından ile başlayan bir cümle söylese hep onun tersi olurdu. Neyse ki bu sefer olmamıştı.
İlerlemeye devam ettim. Tenha bir sokakta yürüyordum şimdi. Birden karşıma bir çiftlik çıktı. Biraz daha ilerledikten sonra bunun bir çiftlik olmadığını gördüm. Şaşkın bir şekilde oraya doğru yürümeye başladım. İçimdeki ses de oraya gitmemi söylüyordu zaten. Gittiğimde yazan yazıya baktım. Melez Kampı.. Ardından kampa giriş yaptım.