Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Grrrrr! |3 Ağustos| | |
|
+5Pearl Chérie Dior Aldrick R. Carter Tristan Micah Addison Thalia A. Carter Lieselotte Qwin 9 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Lieselotte Qwin Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 320 Kayıt tarihi : 13/07/11
| Konu: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 8:07 am | |
| *Elindeki not kağıtlarına kısaca göz atar.*
Merhaba sevgili dinleyiciler! Yeni bir gırgır konusuyla karşınızdayız. Tamam, avcılar ile savaşçılardan iyi malzeme çıktı ama o kadar. Bitti gitti. Hiçbiri bacı kardeş değil sonuçta. Tabii aynı durumu evli çiftler için söyleyemeyiz. Adamlar hayatlarını birleştirme kararı vermiş, ömürlerinin sonuna kadar birlikte olmayı tercih etmişler. Pekala, bence biraz tuhaf. Yani, yapmayın ama! İnsan sıkılan bir canlıdır. Her sabah uyandığınızda karşınızda aynı yüzü görmekten cidden bunalmıyor musunuz? Aşk nelere kadir, gerçekten çok merak ediyorum. Bir kere her ilişkide kavgalar, tartışmalar boy göstermiyor mu? O kişi 'hayatınızın aşkı' dahi olsa, zaman zaman sizi üzmüyor mu? Onun yüzünden daha önce hiç uykusuz geceler geçirmediniz mi?
Biliyorum, herkes benim gibi düşünmüyor. Hatta sevgili dinleyiciler, bazılarınız belki de kalp şeklindeki pembe bir aşk balonunun içinde yaşıyor. Afrodit'e düzenli olarak adak sunmayı unutmayın. Sonra bir gün 'puf!' sizden ve aşkınızdan canı sıkılıverir.
Bir ilişkide gelinebilecek son nokta nedir? Elbette evlilik. Aşıkken, çıkmaya başlarsınız. Çıkarken, nişan durumuna gelirsiniz. Sağlam bir birlikteliği resmileştirmek için, o çok aşık olduğunuz kişiyle evlenmeye karar verirsiniz. Evlendikten sonra? Sonrası yok. Öyle evli olarak yaşarsınız işte. Tabii ister insan olun ister melez veya tanrı, her ilişki, her evlilik farklı farklıdır. Bugün dediklerimde ne kadar haklı olduğumu, hangi konularda ne kadar yanılacağımı gerçekten merak ediyorum çünkü programımızın ilk aşamasında, evli çiftleri yayınımıza konuk edeceğiz!
Ah, ilk telefonumuz gelmiş bile. Merhabalar Thalia Carter! Evlilik nasıl gidiyor? | |
| | | Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 8:24 am | |
| *Boğazını temizler*
Hey Lie,nasılsın?
*cevap beklemez*
Aldrick ile evli olduğumu bilmeyen kalmadı.O benim her şeyim.Onu gerçekten çok seviyorum.Onunla beraber olmak ayrı bir mükemmelikte.Şey bu listeyi uzatabilirim ama size evliliği kötü yanlarından da bahsetmeyi istiyorum.Hani 'Bekarlık sultanlıktır!' derler ya.İşte bu,kesinlikle doğru! Evlilik erkekler için kolaydır,çünkü her istedikleri ayaklarına kadar geliyor.Oysa oturarak bir iş becerebilen tek hayvan tavuktur.Hayır erkeklere tavuk demiyorum ama biraz yardım etseler ne olur sanki?Buna Aldrick de dahil açıkçası.Evet doğru duydun Aldrick.Senden bahsediyorum.Biraz yardım etsen öleceksin değil mi?Evde hallettiğim işlerden bir kaçını sıralayayım sizlere.Temizlik,çamaşır,bulaşık,kahvaltı,öğle yemeği,akşam yemeği,atıştırmalıklar,düzen.. *Beş dakika geçer* Ütü yaparım,dolapları düzenlerim.Elbette güzel kızım Angel'ı da unutmamak gerek.Bezini değiştiriyorum,bakımlarını yapıyorum ve karnını besliyorum.Üstelik Aldrick bana pek de yardımcı olmuyor.Çoğu zaman televizyon karşısına geçiyor,ayaklarını uzatıyor ve benden atıştırmalık istiyor.Ama ben de insanım,aman işte melezim!Haksızlık değil mi sizce de?Ben her işi yapayım o otursun.Aldrick'i seviyorum ama keşke yardım etse. Tabii diğer erkeklerin yarısından fazlasının da bu şekilde olduğuna eminim.En azından bekarken ve kendi evimiz değilken kampta kardeşlerimle beraber hallediyorduk işleri.Ve o zaman işler daha kolaydı.O zamanları kolaylık bakımından özlediğimi itiraf etmeliyim.Neyse benden bu kadar.Çünkü Lie ve avcılar baygınlık geçirecek hale geldiler sanırım.İyi günler dilerim size sevgili dinleyicilir.Ve Aldrick,bu akşam gecikeceğim,Angel'ın bezini bir kez olsun değişirirsen memnun olurum.Geçen seferki gibi alış veriş merkezinde başka birinde değiştirttiğin gibi de olmasın!Bezler Angel'ın odasındaki dolabın en alt çekmecesinde.Neyse görüşürüz..
*Hattan ayrılır*
| |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 8:36 am | |
| 'Kimsenin görmediğini bile bile sırıtır.'
Evet Lie, işte hayata dair gerçek bir yorum aldık. Bu arada bugün korsan takılıyoruz sanırım? Eh, benim de annem Nemesis olsa, özenirim tabii.
Sözlerime başlamadan önce bugün burada neler konuşulursa konuşulsun değişmeyecek bir şeyi belirtmek istiyorum; Thanatos kızı Cassandra Masen'a duyduğum aşk... Ehem... Neyse. Konumuza dönelim. Bizlere tüm gerçekliğiyle hayatından bahsettiğin için teşekkür ederiz Thalia! Bir Afrodit kızı için fazla sıkıcı bir öyküydü sanki. Tabii sen tüm bu ev işlerine ve tek taraflı sorumluluklara rağmen mutluysan, ben de ilişkinizin uzun soluklu olmasını diliyorum. Evlilik meselesinde de Lie'ye katılmıyorum. Bence bir erkeğin bir kadınla hayatını birleştirmeye karar vermesi, daha zordur. Cesaret ve fazlasıyla sıkıntı getirir. Yine de buna cesaret edebildiğimize göre, bazılarımız bazen gerçekten aşık oluyoruz. Tanrıça Afrodit iyi ki var! Afrodit dedim de, evlilik konusunda onun da yorumlarını merak ederdim aslında. Sizce sorsak, programımıza katılmayı kabul eder mi?
Sözlerimi daha fazla uzatmak ve sizi iyice baymak isterdim fakat bomba bir telefon aldık sayın dinleyenler.
Ben sözü Thalia'nın eşi Aldrick Carter'a verirken, sizler de kendinize iyi bakın. Selam Aldrick! Eşinin söyledikleri seni şoka uğrattı mı yoksa bunları zaten o durmak bilmeyen çenesiyle günde en az beş kere yüzüne de söylüyor mu?
| |
| | | Aldrick R. Carter Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 288 Kayıt tarihi : 25/02/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 9:14 am | |
| *Boğazını temizledikten sonra
Merhaba Tristan, merhaba Lie.
*Cevap bekler ama cevap gelmez.
Evet, ben de iyiyim. Öncelikleşanslıyım ki Thalia gibi bir eşim ve Angel gibi tatlı bir çocuğum var. Thalia haklı, ona fazla yardım edemiyorum. Ama söylediklerinin hepsi doğru değil. Öncelikle dediği sadece 1 cümleye katılıyorum. Gerçekten “ Bekarlık Sultanlıkmış. “ Tamam, Thalia’yı seviyorum ama bu maalesef yetmiyor.Tekrardan söylüyorum, dedikleri doğru değil. Bir kere yatmayı televizyon izlerken koltuğa asla uzanmadım çünkü dinlenmeyi sevdiğim pek söylenemez. Bulaşığı ve çamaşırı o yıkıyor, temizliği beraber yapıyoruz. Akşam yemeğini o hazırlıyor. Fakat erken uyanamadığı için çoğu zaman kahvaltıyı ben hazırlıyorum. Ve onun en kötü huyu da, gece dışarıya çıkması. Makyajını yapıyor ve kardeşleriyle dışarı çıkıyor. Biz de Angel ile beraber zaman geçiriyoruz. Yani dediği, “ Angel’in bezini değiştirmiyor olayı tamamen yalan. Bakın bugün de dışarı çıkıyor, yine kızımla tek başımayım. Ne güzel, o gezsin biz evde kalalım. Umarım Angel annesine çekmez. Her neyse, size iyi programlar Tristan ve Lie. Unutmadan söyleyeyim, Thalia, umarım yine alışveriş yapmazsın.
*Hattan ayrılır. | |
| | | Lieselotte Qwin Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 320 Kayıt tarihi : 13/07/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 9:22 am | |
| *Trist'e imalı bir bakış atar.*
Bakın siz, daha ilk çiftimizde bir takım sorunların patlak vermeye başlamış olduğunu hepimiz gördük. Bence Thalia sonuna kadar haklı. Kız o kadar ev işi yapıp sizin nazınızı çekiyorsa, akşamlarıyla kardeşleriyle hayatını yaşamaya sonuna kadar hakkı var! Ayrıca, şu bez meselesine bir kesinlik getirmek için, ilerleyen saatlerde ikinizden birine tekrar bağlanmamız gerekiyor gibi; karı koca ayrı tellerden çalıyorsunuz! Neyse. Nasıl zorlayıcı şartları olursa olsun, iki insanın ortak bir hayat paylaşması hoş. En azından uzaktan bakıldığında. Şu anda bekarım ve pek de sultanlık yaşıyor gibi hissetmiyorum açıkçası. Programın sonraki bölümü siz sevgili dinleyicilerimiz gibi benim de işime yarayacak anlaşılan. Ah, Trist, seni ve Cassandra'yı buradan tebrik ediyorum. Birbirinize çok yakışıyorsunuz! Evet, bugün korsan takılıyorum. Şu programdan yeterli parayı biriktirmeyi başarırsam da zaten Karayipler'e tatile gideceğim! Anneme öpücükler.
Durun, programın başında yaptığım konuşmaya katılanlar da var demek ki. Hattımızda kim var biliyor musunuz? O bir evlilik karşıtı kız. O bir melez. O bir kulübe lideri. O... *Tristan'ın onu parmak esprisini yapmamak konusunda uyarması nedeniyle hevesi kaçar.*
Selam Pearl! Bize neler söylemek istersin?
| |
| | | Pearl Chérie Dior Amphitrite'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 315 Kayıt tarihi : 27/04/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 9:39 am | |
| Öhöm öhöm, sesim geliyor mu?
Öncelikle selam ediyorum herkese. Ben evliliği savunan biri değilim. Evet, adımı duymuş olabilirsiniz. Duymamış da olabilirsiniz; o beni çok takmıyor; neyse efendim şimdi evlilik konusuna geliyorum. Bundan önce konuşan bir çiftimiz vardı. Çok şekerrrleeer, gibi bir yorum yapamayacağım. Çünkü şuna bakın lütfen. Evlendikten sonra aşk git gide sönecek. Burada başlamış bile. Yani, evet birbirlerini çok seviyorlar; ama aynı evde yaşamak farklıdır arkidiş.
Hele evlilik yok mu? Yani, insan ne için evlenir? Yapılan araştırmalara göre insanların %75'i çocuk yapmak için evleniyor. Ne hoş bir neden. Yaa, bırak çocuk yapmak için evlenilir mi? Evlenip, dünya evine girmek... Ne kadar saçma iştir yahu. Dünyanın eviyse ben oraya neden başkasıyla gireyim, hele bir erkekle, sonsuza kadaaar? Yok artık... Bir girdiğinde bir daha çıkamayacağın bir hapis yaa; ama sadece girerken çizgili pijamalar yerine beyaz dantelden yapılma kabarık kabarık gelinlikler giyiyorlar. Off Tanrılarım, evlilik, ikiyüzlü, aptal, lüzumsuz ve komiktir. Kimin yazdığı belli olmayan kitaplardaki mantığa dayanmayan şeylerden korkarak evlenmek de cahilcedir. Merak etmeyin, evlenmezseniz kötü bir şey olmuyor. Evliliğin tek amacı; yaşlanınca yanımda biri olsun. Tek başıma sıkılmayayımdır. Yaa bırakın bu işleri. Hayatınızı ölene kadar yaşayabilirsiniz. Siz rahat olun, yaşamanıza bakın. Erkeklerin falan tadın---
*Hat kesilir*
En son Pearl Chérie Dior tarafından Çarş. Ağus. 03, 2011 10:10 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 9:47 am | |
| 'Hattı tam zamanında kesmeyi başardıkları için rahat bir nefes alır.'
Pekala, bizi evlilik konusundaki düşüncelerinle aydınlattığın için teşekkür ederiz Pearl! Eğer hala bizi dinliyorsan sana bir sorum var: Daha önce hiç avcı olmayı düşünmüş müydün? İçimden bir ses Melez Kafe'de oturduğun masaya gelip 'Burası boş mu?' diye sorsam, üzerime bir kutu Froka dökeceğini söylüyor. Neyse, şimdi tatsız anıları canlandırmanın lüzumu yok. Şu anda Pacely'nin suratına pişkin bir gülümsemenin yerleşmiş olduğundan adım kadar eminim. Ah işte. Her kız Cassandra gibi olmuyor! Neyse.
Evlilik diyorduk. Sayın dinleyenler, sizlere geçenlerde Club Harris'te kulağıma çalınan bir hikayeyi aktaracağım. Athena kızı Andrea ile Hermes oğlu Mathias, evlenme kararı alır. İki aşığın düğünü için her şey, hatta bendeniz sadıçları bile hazırdır. Ne yazık ki düğün sabahı davetlilere gelin tarafından acele bir şekilde gönderilen mesajdan, düğünün iptal edildiği haberi alınır. İşte Harris'te yapılan dedikodulara göre, düğünün iptal edilmesinin sebebi, nikah sabahı damadın esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması ve gelinin ona ulaşamamasıymış. Sizin de aklınıza Hangover filmi geldi, değil mi? İşte bu Mathias, kardeşim diye söylemiyorum, film gibi adam.
Ne? Ah. Sayın dinleyicilerimiz, bu sesimi son duyuşunuz olabilir. Hattımızdaki k... Ki-kişi, Andrea Grace Harvey.
Selam Andrea. Bugün hava ne kadar sıcaktı, değil mi?
| |
| | | Andrea Grace Harvey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 609 Kayıt tarihi : 18/01/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 10:09 am | |
| Ah selamlar Trist, olaylı düğünümüzden, daha doğrusu hiç gerçekleşmemiş olan olaylı düğünümüzden bahsedildiğini duyunca bağlanmadan edemedim. Evet, her şey hazırlanmıştı. Her evlenmek isteyen genç kızın hayalindeki gibi bir düğünümüz olacağını kimse inkar edemezdi. Yeşil çimler üzerinde gerçekleşecek sade bir bahar düğünü ve sonrasında kiraladığımız lüks gemimizde gerçekleşecek olan eğlenceli bir parti...
*Silkinerek eski ciddiyetine kavuşur.*
Ne var ki birileri o sıralarda evlenmeye benim kadar hevesli değildi. Her şey ve herkes hazırlandıktan sonra düğün sabahı gelinlikler içinde terk edilmenin şokunu benimle birlikte düğüne gelecek olan herkes yaşamış olmalı. İnsanların ağıtlarını duyar gibiydim o sıralarda; 'Halbuki ne kadar da mutlulardı!' Öyleydik öylesine ama sanırım böyle düşünmeyenler de varmış, Mathias gibi mesela... Beyefendi beni terk etmek için düğün sabahını beklemeseymiş keşke! Küçük düşürüldüğümü hissetmemek elde değildi elbette. Sonuçta bu basit bir olay değildi. Ben evliliğe karşı nasıl bir bakış açısı içerisinde olduğumu bilemiyordum aslında. Mathias evlenme teklifi ettiği zaman hayır demek istemediğimi biliyordum ama. Her ne kadar biraz hızlı alınmış bir karar olsa da sorun yaşamayacağımıza neredeyse emindim. Bir Athena kızı olarak nadiren yanıldığım zamanlardan biri olmuştu bu. Madem beni düğünde terk edecektin ne diye evlenme teklifi edersin diyerekten sitem etmiyor değilim kendi kendime. Ama sanırım evlilik bize göre değilmiş. Hiç değilse böyle bir tecrübeyle dersimi almış oldum. Yine de ilişkimizin ikinci bir hakkı hak ettiğini düşünerek ona, bu ilişkiye bir şans daha verdim. Ona duyduğum aşka kanarak umarım pişman olmam. Evlenmeyi düşünen tüm kadınlara burdan bir mesaj vermeden de edemeyeceğim; Düğün gününde terk edecek bir adam evlenme teklifi ederse sakın kabul etme!
*Hattan çıkar* | |
| | | Lieselotte Qwin Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 320 Kayıt tarihi : 13/07/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 10:17 am | |
| *Dudaklarını büker.*
Ah şu erkekler... Bazen düşünüyorum da, belki de böylesi en iyisidir. Yani partnersiz ve hür olmak. Tamam, partner meselesine biraz taktım ben. Ama... Andrea'ya bir bakar mısınız?! Onun gibi zeki ve güzel bir genç kıza böyle bir şey yapan o Mathias'ı radyolarının başında bizi dinleyen herkesle birlikte kınayalım! Bir... İki... Üç... Kıııığğnnnnnn! Seni kın kın kın kınıyoruz Mathias! Senin gibi erkekler yüzünden, biz kızlar şişmiş gözlerle sabahlayıp herkesin alay konusu oluyoruz! Ah Trist ah... Keşke az önce Pearl'ün yayınını kesmeseydik de içindeki her şeyi rahatça dökseydi. Baksana, sence de erkekler bunu hak etmiyor mu?! Ah, pardon. Sen de bir erkektin.
Sevgili dinleyenlerimiz, şu yüzsüzlüğe bir bakar mısınız?! Hattımızda kim var, tahmin edin. Mathias. Bağlamıyorum var mı? Ne yani? Şu anda Andrea bizi dinliyor ve ben onun daha fazla üzülmesine neden olmak istemiyorum. Tristan Micah Addison! O mikrofona asılmaktan vazgeç!
TAMAM! Pekala. Baylar bayanlar, karşınızda Hangover Mathias.
| |
| | | Mathias Joseph Phelan Hermes'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 11/09/10
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 11:03 am | |
| Teşekkürler Lieselotte. Her ne kadar beni yayına almak istemesen de. Beni kın kın kındınız ama söyleyeceklerimi bitirmeme izin verin lütfen. Andrea’nın söylediklerine karşı bir savunmam yok. Bunu neden yaptığımı kendim bile bilmiyorum. Aptallık ettim evet. Ne deseniz haklısınız. Ne kadar kın kın kınsanız haklısınız. Bunlara da söyleyeceğim bir şey yok.
*Andrea’ya döner ve gözlerinin içine bakar.*
Yaptıklarımdan sonra beni affederek, bize ikinci bir şans vererek büyüklük gösterdiğin için sana çok teşekkür ederim. Seni çok seviyorum ve her zaman seveceğim. Bu asla değişmeyecek bir gerçek. Sana yaşattıklarımdan dolayı çok özür diliyorum. Bu ne kadar acını hafifletmeyecek olsa da. Ama aldığım her nefes, kokunu solumadığım zaman canımı yakıyor. Sen yanımda olmadığın zaman kendimi boşlukta gibi hissediyorum. Sadece gözlerimi kapatmak ve kendimi ölümün serinliğine bırakmak beni avutabilecekmiş gibi geliyor. Lütfen beni affet. Bunu hangi yüzle soracağımı bilmiyorum ama…
*Cebinden sakladığı yüzüğü çıkarır.*
Andrea Grace Harcey. Sonsuza dek seninle olmak istiyor ve ruhumu sana adıyorum. Benimle evlenir misin?
| |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 11:12 am | |
| 'Kahkaha atar.'
Hang- Pardon, Mathias! Sen... Biz seni böyle bilmezdik! Vay canına sayın dinleyenler, radyomuz git gide 'Aşkın Ateşi Fm' tarzı itiraflara yer vermeye başladı! Andrea ve Lieselotte, sanırım sizin erkekler -ve özellikle de Mathias- hakkında söyledikleriniz için, özür borçlu olduğunuz bir ırk var. Erkek ırkı! Benden başlayabilirsiniz. Yalnız cidden şaşırdığımı belirtmek istiyorum. Sonuçta, Mathias ile aynı kulübede siz yaşamıyorsunuz, ben yaşıyorum. Onun gibi birinden böyle bir incelik beklemiyordum. Bir de o romantik sözler... Sanırım en kısa zamanda kendisinden biraz ders almam gerekecek!
Biz programın başında size söylemeyi unuttuk sayın dinleyenler. Evlilikle ilgili birkaç uzmandan daha görüş aldıktan sonra, radyoda bekarlar gecesi yapacağız. Artık beni ilgilendirmez ama siz hala hayatının aşkını bulamamış olan arkadaşlarımız için, eğlenceli olacağa benziyor.
Şimdi kim bizlerle birlikte, biliyor musunuz? On yıldır sürdürdüğü bir evliliği, tatlı bir kızı ve kardeşlerine karşı sorumlulukları olan, Tanrıların Oyunu'ndan tanındığı kadarıyla nefret dolu biri!
Selam Marcus Stanislaus! Soyadını yanlış telaffuz ettiysem affet. Doğrusunu biliyorsan yani.
Ah, bekle bir dakika. Sen konuşmaya başlamadan önce... Chloe! Sana sesleniyorum! Kulübeye döndüğümde hala 'I love you Castin Bibır!' diye bağırmayı sürdürüyor olursan, seni dışarı atar, Harpyalara yem ederim!
Evet Marcus, şimdi sendeyiz.
| |
| | | Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 11:22 am | |
| *Hafifçe öksürür.* Selam Trist! Soyadımın telaffuzu o kadar zor ki, ben bile zor telaffuz ediyorum. Off, telaffuz edemiyor olabilirim. Bu sizi ilgilendirir mi? Ehem, neyse. Öncelikle evlenmek isteyenlere sesleniyorum; sakın bunu aklınızın köşesinden bile geçirmeyin! Bakın genç yaşımda evlendim. On yıldır evliyim, düşünebiliyor musunuz? Muhtemelen ilk altı ayınız güzel geçer sadece. Sonrasında yeni arayışlara girmeye çalışırsınız fakat toplumun uyguladığı bu dayatmalar yüzünden hiçbir şey yapamazsınız! Ne kadar saçma, değil mi? Evet efendim, bana sorarsanız kendinize yazık etmeyin. Bakın dünyada Pearl gibi güzel ve çekici bayanlar var. Aynı zamanda Lieselotte gibi de asil ve güzel bayanlar da var. Neden ikisi ile beraber olup onları yakından tanımak varken, sadece bir tanesi ile hayatınızın sonuna kadar beraber yaşamak isteyesiniz ki? Evliliğiniz güzel olabilir, eşiniz mükemmel biri de olabilir. Yine de tek bir kişiye bağlanmanın iyi bir yanını göremiyorum ben. Bu arada az önce söylediklerimi, yani ikisi ile beraber olmak hakkında söylediklerimi, yanlış anlamasın kimse. İki üç kişi ile aynı anda beraber olun demiyorum. Yalnızca bir kişi ile sonsuza kadar yaşamamaya karar verdiyseniz, illa ki ayrılacaksınız. Ayrıldıktan sonra da ilişkinizi koparmanız gerekmez ki! Yine yakın dost olabilirsiniz, birbirinizle sırlarınızı paylaşırsınız falan. Ayrıldığınız zaman ise diğeri ile beraber olma şansınız olur mu? Tabii ki evet... Bu arada Pearl, senden çok çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim. Aynı şekilde diğerlerinin de sana hayran olması gerek bence. Sen dünyanın en değerli incisisin. Lieselotte ise benim gözümde kesinlikle kusursuz biri! Asil, güzel, esprili... Yani bir erkeğin tam da beraber olmak isteyeceği türden bir bayan! Çoğu özelliğim benzemese de, ben de bu erkeklerin arasında kendimi sayabilirim belki. Durun, daha söyleyeceklerim vardı! *Hat kesilir* | |
| | | Lieselotte Qwin Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 320 Kayıt tarihi : 13/07/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 11:44 am | |
| *Hat kesildiği için teknik ekibe pis bir bakış çakar.*
Ah, iltifatların için teşekkür ederim Marcus. Aslına bakarsan 'bir erkeğin tam da beraber olmak isteyeceği türden bir bayan' olmadığımı biliyorum ama, birinin ağzından bu sözleri duymak yine de beni mutlu etti. İşe bakın. Demek ki evlilik hakkındaki görüşlerimde hiç yanılmamışım. Şu ana kadar yapılan tüm bağlantılar, yani Hangover çifti dışında, bana bunu kanıtlıyor. Mathias zaten ayrı bir hikaye. Ona hiç girmeyelim. Ayrıca Trist, senden, Mathias'tan veya erkek ırkından özür falan dilemeyeceğim. Andrea, sakın sen de dileme! Mathias böyle bir şey yapmalıydı zaten. Gerekliydi bu. Pekala, söyledikleri benim de yüzümü gülümsetmedi değil. Yani o kokusunu çekmek ve ölümle avunmak konusundakiler. Bu adamın içinde, ama çok çok içinde, derinlerde yani, sanırım romantik bir erkek var. Andrea'nın bir an önce o erkeği gün yüzüne çıkarabilmesi dileğiyle. Ah, bu arada eğer Mathias'a cevabını buradan vermek istiyorsan, programımıza bağlanabilirsin Andrea!
Ne diyordum? Marcus! Bir insan aynı kişiyle nasıl on yıl boyunca evli kalabilir, şaştım kaldım doğrusu. Hem de o kadar genç yaşta yapılan bir evlilik... İşin içinde bir de çocuk varken, birey ne kadar özgür olup kendini düşünme hakkı bulabilir ki? Zor bu işler. En iyisi Pearl'ü dinleyelim, mutlu olalım kızlar. Bırakalım bu erkekleri. Ama şimdi tüm erkekleri de değil. Yani bence savaşçılar şu camdan kulübe fikrini artık hayata geçirse hiç fena olmayacak. Afrodit kızları kulübelerinin önüne sandalyeler yerleştirmiş ve Richard'ın odasının karşısındaki sandalyelerin ön sıraları, saati 30 drahmiden kiralanıyormuş. Nereden mi biliyorum? Öyle bugün öylesine konuşuyorduk onlarla, laf lafı açtı işte. Yoksa bana ne? Savaşçılarmış. Peeh. Ben bu bilgileri tamamen sevgili dinleyenlerimiz için ediniyorum zaten.
Ne? Tamam, bitiriyorum. Sevgili dinleyenler, Andrea tekrar programımızı aramış ve benim gevezeliğim tuttuğundan, uzun süredir hatta bekliyormuş.
Üzgünüm, tebrik ederim, yine de Mathias'a pek güvenme derim Andrea, tekrar hoş geldin!
| |
| | | Andrea Grace Harvey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 609 Kayıt tarihi : 18/01/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 12:16 pm | |
| *Heyecanını saklamak istercesine sakin bir tavır takınır.*
Öncelikle ne kadar şaşkın olduğumu bir ben bilebilirim. Yaşadığımız onca şey ve atlattığımız daha doğrusu atlatmaya çalıştığımız onca sorundan sonra bir başka evlilik teklifini asla ama asla düşünemezdim. Evlilik hakkında hiçbir zaman kesin bir görüşüm olmamıştı ama ben aşka inanmayan biriydim. Bir insana koşulsuzcasına bağlanabileceğimi asla düşünemezdim. Tabi Mathias'la beraber bu düşüncelerimin hepsi değişti. İnsanlar durmadan konuşuyor ve herkesin evlilik hakkında ayrı bir düşüncesi var. Birbirimizden sıkılır mıyız diye düşünmekten alamıyorum kendimi ama sanırım ne cevap vereceğimi çok iyi biliyorum.
*Ses tonunu yumuşatarak Mathias'a yönelir.*
Sen Mathias Joseph Phelan, kalbimin hırsızı, sonsuz aşkımın sahibi; zamanında beni düğün gününde terk etmekle mutlak nefretimi kazandığını düşünmüş olsam da senden asla vazgeçemem. Yaşadığım, yaşattığın onca olaya rağmen senden kopamayacağımı kalbimin derinliklerinde hissediyorum. Beni terk ettiğin zaman bunu gururuma yedirememiş olsam da hissettiğim en derin duygu seni kaybetmiş olmanın verdiği korkuydu. Ama sen benim sonsuza kadar sahip olmak istediğim sevgilim, hiçbir zaman ellerimi bırakmayacağını umarak hayatımı, sevgimi, kalbimi tüm her şeyimi sana sunmaya hazırım. Mathias Joseph Phelan, tüm Hangover'lığına rağmen seni sonsuza kadar sevmeyi planlıyorum ve bundan asla kurtuluşun olmayacak, yani evet; seninle tüm ömrümü geçirmeye kocaman bir evet! | |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 12:30 pm | |
| 'Gözlerini devirir.'
Sizce de fazla duygusal değil miydi? Ama güzel bir kabul edişti. Bize tekrar bağlandığın için teşekkürler Andrea! Büyük ihtimalle sayende Mathias şu anda dünyanın en mutlu erkeği. Bunu ne kadar hak ettiği konusuna girmeyeceğim, yoksa içinden çıkabileceğimizi sanmıyorum tabii. Neyse efendim. Evlilikle ilgili çeşitli kişilerden yorumlar aldık, başından beri frekansı ayarlamış bizi dinlemekte olan sizler de sanıyoruz ki bu geceden sonra artık ilişkiler konusunda daha bilgili olacak ve dikkatli davranacaksınız. Ah, Cass, sen her zamanki gibi devam edebilirsin. Sonuçta senin sevgilin benim yani. Ben tam bir örnek erkek arkadaş olduğum için, sorun yok. Ehem. Ne diyordum?
O halde, gecenin tartışma bölümünü 'Bekarlık sultanlıktır! Duymayan kalmasın!' diyerek noktalıyorum. Bu söze katılıyor muyum? Cass'e bu denli delicesine aşıkken elbette hayır.
Geldik programın ikinci bölümüne. Şimdi sırada bekarlar gecesi var! Bekardan kastımız, sevgilisi olmayan değil, evli olmayan arkadaşlar. Yani, takma isimler kullanılacağından evliler de gelebilir ama etik değil...
Şimdi, buraya bağlandığınızda yapacağınız şey önce takma isminizi, sonra da ilişki durumunuzu belirtmek ve aklınızdan ne geçiyorsa söylemek. İsterseniz gerçek kimliğinizi de açıklayabilirsiniz tabii ama işin eğlencesinin gizlilikte olduğu görüşündeyim.
Hatta kim var? Bilmiyoruz. Selam henüz lakabını bilmediğimiz dinleyen! Nasıl gidiyor?
(Atış serbest arkadaşlar, yorum bölümünde belirtip buraya dalabilirsiniz.)
| |
| | | Martin Tudor Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 555 Kayıt tarihi : 03/01/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 1:05 pm | |
| (=> Suratına çapkın bir gülümseme yerleştirir. Görünmediğini bildiği halde; Kendini tatmin etmek için.)
Selamlar Melez Kampı ve Olimpos! Ve tabii güzeller güzeli Lieselotte ile sıradan çocuk Trist! Ben kimim? İsterseniz şimdilik 'Zampara' lakabıyla yetinelim.
Efendim bendeniz, Olimpos'ta yaşayan bir küçük tanrıyım. Sıfatımın küçük olmasına bakmayın. Tanrı Apollon'dan daha çok kızla çıkmışımdır! Tanrı Apollon'dan daha kız olanlarla değil yani, kız sayısından bahsediyorum. Şimdi babam tarafından çarpılmayayım gece gece. Bakın onun babam olduğunu söyledim, böylece kimliğimi bulmaya bir adım yaklaştınız, gördünüz mü? Bir gün şu çenemi tutmayı öğrensem iyi olacak. Hoş 300'lü yaşlara merdiven dayamış bir adam olarak geride bıraktığım yıllar içerisinde öğrenememişsem, işim sonrasında da zor olacak gibi.
Şu anda Olimpos şehrindeki malikânemin terasında, oturmuş başımın üzerinde ahenkle parıldayan yıldızları seyrediyorum. Duygulanıyorum da aynı zamanda; O kadar parlak ve güzel olmalarına rağmen, birbirlerinden o kadar uzaklar ki... Bilmem fark edeniniz oldu mu; Hiçbirinin parıltısı çakışmıyor bir diğerininkiyle. Bu görüntü bana tıpkı birbirlerine hiç değmeden yere düşen kar tanelerini anımsatıyor. Böyle düşündüğümde, ne kadar şanslı olduğumuzu kavrıyorum. Baksanıza, o kar taneleri tek başlarına eriyip gidiyorlar, yıldızlar zamanla parlaklıklarını yitirip hiçliğe karışıyorlar. Kimse onların soğukluğunu veya parlaklığını anmıyor bir daha. Biz insanlar, melezler ve tanrılar ise, sevgi ekerek kendimizi unutulmaz kılabiliyoruz. Mesela benim boşandığım eşimden bir oğlum var. İnsanların beni sürekli yargıladıkları pelerini üzerimden çıkarabilen belki de tek kişi. O beni görebiliyor Lie, Trist. Diğerleri gibi yargıyla yaklaşmıyor. Her insanın içindeki sonsuz uçurumdan kaymaması için diğer insanlara ve sevgiye ihtiyacı vardır! Ben ölümsüz bir ruha sahibim ve tüm sevdiklerim bir gün bu dünyadan göçüp gidiyor. Yine de vazgeçmiyorum kalbimi açıp yeni insanları sevmekten. Eski eşim evi terk ederken bana, "Sen hiç akıllanmayacaksın, Martin." demişti. Böylece ismimin ne olduğunu da öğrendiniz ama neyse. Sözlerini yanıtlamamıştım. Kendisine göre haklıydı çünkü... Ben... O anı hatırlayınca hala çıkıp yeraltına gitmemek ve Hades'e canımı alması için yalvarmamak için kendimi zor tutuyorum. Belki bir gün karşıma, bu yaralı ve yalnız, parlaklığını yitirmek üzere olan yıldızı da sevebilecek, onu bu yalnızlığından kurtarabilecek biri çıkar. Bana ulaşmak isteyen bir başka yalnız ruh varsa, Küçük Tanrılar Mahallesi'ne gelin. İsmimi kime sorsanız, size evimi gösterir. İyi akşamlar.
Ders al biraz Trist. (=> Kahkaha atar.) | |
| | | Lieselotte Qwin Nemesis'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 320 Kayıt tarihi : 13/07/11
| Konu: Geri: Grrrrr! |3 Ağustos| Çarş. Ağus. 03, 2011 1:28 pm | |
| *Gözlerini ovuşturur.*
Tanrılarım... Bugün programa bağlanan her erkek bana iltifat etmek zorunda mı sanki? Hayır hayır sesim sırıttığım için böyle bir tuhaf çıkmıyor. Sadece... Pardon esnememem gerekti. Sadece, uyku bastırdı. Bu sıcak yaz gecesinde sözlerinle bizi iyice ısıtıp bunalttığın için teşekkür ederiz sevgili Zampara. Sesini bir yerden tanıyorum gibi geldi ama belki de artık yumuşak yatağıma gitmemi isteyen bilinçaltımdan kaynaklıdır. Neyse. Aah ah ben de o yalnız ve erimek üzere olan kar tanelerinden biri miyim yoksa? Ama neden? Daha bu genç yaşımda bu kadar çile çekmem adalet midir? Değil işte. Onun için taktım gidip Zeus'tan intikam almaya. Konumuz bu değildi.
Sevgili dinleyiciler, Trist yanımda esneyip durarak içinde bulunduğum durumu iyice zorlaştırmakta. Bir Gırgır Fm yayınının daha sonuna geldik anlaşılan. Yalnız, gelen telefonlara bakılırsa içimizde henüz gözlerini yummak istemeyen bekarlar var. O halde içlerinden şanslı olan birine, bu geceki programı kapatma hakkı tanıyalım. Buraya çekiliş isimleri ekleyemeyeceğim çünkü gerçek kimliklerle değil, takma isimlerle bağlanıyorsunuz. Neyse işte, ilk arayan kazanır. Gelin, Zampara gibi bu gece aklınızdan geçen düşünceleri bizimle paylaşın. Sonra bizim adımıza tüm dinleyicilerimize iyi geceler dileyin.
Saygılar, sevgiler ve öpücükler!
...
Pardon, listemizi eklemeyi unutmuşum. Neyin listesi olduğuna siz karar verin, sonra bunu kendinize saklayın veya yorumlar bölümüne yazın.
1) Lucianna Fackrell 2) Katherine M. von Dorff 3) Rose Denise Harris 4) Hermia Aigian Cocteau 5) Lara Adams
| |
| | | | Grrrrr! |3 Ağustos| | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|