Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Tanrıça Hera'nın çağrısı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Aredhel Clementé
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 85
Kayıt tarihi : 02/08/11

Tanrıça Hera'nın çağrısı Empty
MesajKonu: Tanrıça Hera'nın çağrısı   Tanrıça Hera'nın çağrısı Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 11:13 pm

Sabah saat on bir, güneşli bir gün, melez kampında hava ayarlandığı için 28 derece gibi ideal bir sıcaklık var. Bunlar bir melezin mutlu olması için yeter de artar bile. Ama benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Hera kulübesinin mermer zemininde uzanmış, hava normal olmasına rağmen serinlemenin tadını çıkarıyordum. Diğer kulübe "kardeşlerim" gevezelik yapıyor, silahlarını onarıyor, ya da onun gibi şeyler yapıyordu. Emily ve Daisy bikinilerini giymiş, plaj havlularını kolların asmışlardı. "Sen de geliyor musun Arry?" dedi Emily. Başımı iki yana salladım. Ben böyle iyiydim. Emily'nin yüzü düştü bir an ama sonra omuz silkti ve Daisy ile birlikte dışarı çıktı. Bir süre daha elimdeki kitabı okumaya devam ettim. Ta ki arkamdan bir ses duyana dek. Benim adımı fısıldıyordu bir kadın sesi. Bu sesi hatırlıyordum. Tanrıça Hera'nın sesiydi. Arkamı döndüğümde her zaman kulübemizde duran Hera heykelinin dile geldiğini gördüm. Diğer çocuklar da gözlerini Hera'ya dikmişti. "Aredhel, Olimpos'a, benim evime gel. Konuşacağımız şeyler var." dedi tanrıça ve Hera'nın heykeli tekrar eski haline döndü. Bir süre öylece durup heykele baktım. Sonra ayağı kalktım. "Gitmeliyim, hemen." dedim ve hızla yatağımın başına gidip üzerime elime geçirdiğim ilk giysileri giydim. Olimpos'a nasıl gidebilirdim? Tabii, pegasusumla. Gitmem gerektiğini biliyordum ama pegasusla gitmek pek bana göre değildi doğrusu. Yüksekten çok fena korkardım ve yalnız nasıl gideceğimi bilemiyordum. Beraber gitmeyi teklif edeceğim bir dostum da yoktu henüz kulübede. Emily ve Daisy vardı tabii ama onlar da plaja gitmişti. Endişeyle etrafa bakınıp yanıma ne almam gerektiğini düşündüm. Hiçbir eşyam yoktu ki alabileceğim. İç çektim ve başım öne eğik bir şekilde kulübeden dışarı çıktım. Pegasus ahırlarına doğru ilerlerken birisinin önümden geçtiğini farketmemiştim. Benden oldukça uzun olduğu için başım göğsüne çarptı. "Ah!" deyip başımı yukarı kaldırdım. Belki yeni olabilirdim, ama bu çocuğu kampta dolaşırken hiç görmemiştim. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı, ama ifadesi sevecenlikten çok uzaktı. Bu kadar güzel mavi gözlerin bu kadar sert bakabileceğini hiç düşünmemiştim. "Ih... Merhaba?" dedim kısık bir sesle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myron Severus Ellwood
Thanatos'un Çocuğu
Thanatos'un Çocuğu
Myron Severus Ellwood


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 29/07/11

Tanrıça Hera'nın çağrısı Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıça Hera'nın çağrısı   Tanrıça Hera'nın çağrısı Icon_minitimePerş. Ağus. 04, 2011 4:33 am

Kamp'a geleli birkaç gün olmuştu ama ben şimdiden sıkılmaya başlamıştım. Çünkü etrafa gülücükler saçarak mutlu mutlu gezinen melezleri görmek sinirimi bozuyordu. Bir defa kılıç antrenmanı yapmıştım, zaten o da olmasaydı çoktan Kamp'tan kaçmış olurdum. Sürekli arenaya gitmek istiyordum ama bir Thanatos meleziyle karşılaşmak isteyen kimse yoktu... Üstelik şu sıralar Asrın Düellosu olarak geçen bir düelloyu izliyordu herkes. Ben de biraz göz attıktan sonra sıkılınca Melez Kafe'ye gitmeye karar verdim. Yolda etrafa bakmadan yürürken bir şey bana çarptı. Kafamı indirdiğimde bunun bir melez olduğunu fark ettim. Afallamış gibiydi, gözlerime bakıyordu. Sanki anormal bir şey varmış gibi bakıyordu üstelik. Zor duyulan bir sesle "Ih... Merhaba?" dedi. İlk başta bir şey söylemeden basıp gitmeyi düşündüm, ama sıkıntımı giderebilirdim belki. "Merhaba melez. Yürürken etrafa bakmalısın, bir lağım çukuruna filan düşersen kokudan kurtulman uzun sürer." dedim. Ardından da bir kahkaha attım ve daha da afallamış olduğu için sırıtmaya devam ettim. Aslında güzel bir kız sayılabilirdi, sevimli bir yüzü vardı. Fakat flört etmekten uzun süre önce vazgeçmiştim. Kamp'a gelmeden önce beni sporcu kimliğim için ya da sırf gözlerim hoşlarına gittiği için. Çocukça tavırlar sergileyerek beni kendilerinden soğuttukları için en uzun süre çıktığım kıza bile ancak bir hafta dayanabilmiştim. Bu yüzden gerçekten hak eden birini bulana kadar yeni bir flört yaşamayı düşünmüyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 85
Kayıt tarihi : 02/08/11

Tanrıça Hera'nın çağrısı Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıça Hera'nın çağrısı   Tanrıça Hera'nın çağrısı Icon_minitimePerş. Ağus. 04, 2011 8:05 am

"Merhaba melez. Yürürken etrafa bakmalısın, bir lağım çukuruna filan düşersen kokudan kurtulman uzun sürer." Zaten aurası bu kadar kötü olan çocuğun bir de halime bir kahkaha patlatması benim yüzümü buruşturmama neden oldu. İnsanlara böyle kötü davranmaya alışmış gibi görünüyordu. Karşısındakini kırdığını hiç düşünmüyor muydu? Başımı kaldırıp dosdoğru onun gözlerine baktığımda gözlerim nefretle parıldıyordu. Çocuk bu cesaretime biraz hayret etmiş gibi görünüyordu. "Çekilmez biri olduğunu tahmin ediyorum, bahse varım hiç arkadaşın yoktur, çünkü insanların senin yakınında olmasını istemiyorsun. Hem de buna o kadar alışmışsın ki, hiç bir zaman karşındakine iyi bir şekilde yaklaşmıyorsun. Onlara hakaret ederek onları kendinden uzaklaştırıyorsun sadece." Sanki doğru bir tespit yapmışım gibi gelmişti bana, çünkü çocuk nasıl olduysa (!) bana daha bir nefretle bakmaya başlamıştı. Bir an kimin çocuğu olduğunu merak ettim. Davranışlarıyla bir Hades çocuğu olabilirdi. Ama görünüşü hiç benzemiyordu doğrusu ona. Belki bir Nyks ya da Ares çocuğu? Bunlar da içime sinmemişti, sanki bunlar değilmiş gibi geliyordu. Ve ben hislerime çok güvenirdim. Doğrusu burada böylece dikilip de hasta bir çocuğun ebeveynini düşünmek yapmak istediğim son şeydi. Hera'nın çağrısına uyup Olimpos'a gitmeli ve onu ziyaret etmeliydim. Ama bu lanet olası yere nasıl gidecektim ki? Olimpos, koskoca Olimpos! Olimpos Dağı'ndan dünyaya getirilirken bir bebektim ve nasıl getirildiğimi hiç hatırlamıyordum. Şimdi, yanımda Tanrıça Hera olmadan oraya nasıl gidecektim ki? Derin bir nefes aldım ve çocuğun yanından sinirle geçmeye niyetlenmişken durdum. Aklıma bir fikir gelmişti ama bu çocuğa sormak için uygun bir şey miydi? Benden pek hoşlanmış görünmüyordu. Zaten benden kamptaki kimse hoşlanmıyordu. En azından soruma cevap verir diye düşünüyordum. "Şey... Olimpos'a nasıl gidileceğini biliyor musun?" diye sordum ne olur bilsin diye dua ederek.

Rp Out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myron Severus Ellwood
Thanatos'un Çocuğu
Thanatos'un Çocuğu
Myron Severus Ellwood


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 29/07/11

Tanrıça Hera'nın çağrısı Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıça Hera'nın çağrısı   Tanrıça Hera'nın çağrısı Icon_minitimeC.tesi Ağus. 06, 2011 12:08 am

Karşımda durmuş bana hakaret yağdırmaya çalışan kızı dinlerken içten içe eğleniyordum. Söyledikleri beni biraz düşündürebilirdi, tabi bunun için kötü bir psikoloji durumunda olmam gerekiyordu. Fakat şu an bana çarpıp neye uğradığını şaşıran bir kız isterse beni yerden yere vursun, pek etkilenmezdim. Beni sinirlendiren şey bu kızın hem bana çarpıp hem de bağırmasıydı. Söylediklerinin hepsini zaten ben yapmak istemiştim, ölüme bu kadar yakınken insanlara yakınlaşarak yaşamanın pek bir anlamı yoktur benim için. Acaba bu kız kimin meleziydi? Biraz çelimsiz duruyordu, belki de Afrodit kızıdır? Gerçi onlar bu kadar cesur olamazlardı. Hem zaten bana neydi ki kimin çocuğu olduğundan? Eğer bana bakmayı kesip gitmezse elimden bir kaza çıkabilirdi. Tam pes edip yanımdan geçeceğini sandığım bir anda anormal bir yüz ifadesiyle "Şey... Olimpos'a nasıl gidileceğini biliyor musun?" diye sordu. Cevap vermekte tereddüte düştüm. Fakat bu kızla uğraşma fırsatını kaçırmak istemiyordum. Ayrıca Olimpos'a gittiğine göre annesini veya babasını görecekti. Bu yüzden merak duygum kabardı ve "Eğer reddedersem seni haklı çıkarmış olacağım için götürmeyi kabul ediyorum. Fakat yolda vızıldarsan başına geleceklerin sorumluluğu sana kalmış." dedim. Cevap vermesini beklemeden Pegasus Ahırları'na yöneldim. Bir şeyler demişti sanki, ama duymadım. Ahırlara vardığımızda Gölge Yele'yi bulmam biraz zaman aldı. Şu pegasusa aydınlık bir yer bulmam gerekecekti, aksi takdirde sürekli kayboluyordu. Peşimden gelen melezin de Pegasus'unu bulduğundan emin olunca Gölge Yele'ye açık kapıdan gökyüzüne doğru uçmasını söyledim. "Olimpos'a gidiyoruz oğlum, kısa bir yolumuz var. Arkamızdan başka bir melez daha geliyor. Onu kaybetme ama biraz sinirlendirmene izin veriyorum."

Rp out:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aredhel Clementé
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Hera'nın (manevi) Çocuğu
Aredhel Clementé


Mesaj Sayısı : 85
Kayıt tarihi : 02/08/11

Tanrıça Hera'nın çağrısı Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıça Hera'nın çağrısı   Tanrıça Hera'nın çağrısı Icon_minitimeC.tesi Ağus. 06, 2011 4:55 am

Toil'ı eğerinden çekiştirip ahırından dışarı çıkardım. Kaşlarımı çatarak cehennemden çıkmış gibi görünen pegasusunun yanında duran çocuğa kaşlarımı çattım. Salak, ne olacak? Sırf bir sözümü haksız çıkarmak için benimle Olimpos'a gidiyordu. Ahmak! O pegasusuyla havalanırken ben de Toil'a bindim. Derin bir nefes aldım, çocuk gözden kaybolmadan havalanmam lazımdı. Ama nasıl? Yüksekten o kadar korkuyordum ki şu anda bir -hatta bin- Minator'la savaşmayı tercih ederdim. Toil uçmak için sabırsızlanıyordu. Kanatlarını çırpıp duruyordu. Korkuyla ayaklarımı yerde tutmaya çalıştım. Yüce Zeus, yüce Zeus! Çok korkuyordum. Birkaç dakika öylece yerde kaldığımda çocuk bir sorunum olduğunu anlamıştı sanki. Alçalıp bana seslendi. "Hey, lağım kız, sorun ne? Donup kaldın mı?" Kaşlarımı bile çatamadım ona. O kadar korkuyordum. "B-benim adım Aredhel s-seni şapşal." dedim. Sesimin tonunu farketmediğini ummaktan başka çarem yoktu. Ama tabii ki farketmişti. Düşünceli bir şekilde kaşlarını çattı. "Sen korkuyorsun! Benden olduğunu söylemek işime gelirdi ama yüksekten korkuyorsun değil mi?" Başımı yere eğdim. Onun bunu öğrenmesi benim için çok utanç vericiydi. Pegasusuyla beraber yere inişini duydum. "Haydi ama, böyle giderse hiç gidemeyeceğiz." Başımı kaldırdığımda elini pegasusuna dayamış, anlı endişeden kırışmış bir şekilde bana bakıyordu. Ne anlardı ki? Bensiz Olimpos'a gidemeyeceğini ve haksız olduğumu kanıtlayamayacağını düşünüyordu şuan eminim ki. Toil huzursuzca kişnedi. İç çektim ve anlımı kırıştırarak gökyüzüne baktım. "Nasıl bir Boreas kızı yüksekten korkar ki!" diye bağırdım. Yıllardır babamı görmemiştim, zaten o benden kurtulmaya çalışmıştı. Ondan nefret ediyordum. Kesin beni bir şekilde lanetlemişti.
Rp Out (biraz fazla oldu ama):
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tanrıça Hera'nın çağrısı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Medusa'nın Çağrısı
» Poseidon'un Çağrısı..
» Zell'e Rp çağrısı.. :)
» Kronos'un Çağrısı.
» Eris'in Çağrısı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Olimpos Şehri :: Zeus ve Hera'nın Evi-
Buraya geçin: