Gizemli Paket|| 15. Temizlik Denetlemesi

Zeus'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 324 Kayıt tarihi : 20/03/11

Aylar sonra yatakta yatmanın verdiği rahatlığın onu dinlendirdiği belliydi. Güzel yüzü yaramaz bir çocuk gibi gülüyordu. Her an ne yapacağı belli olmayan gülüşü ile yatakta oyalanıyordu, birisi gelip onu kaldırana kadar. Kalk denildiğinde şımarık bir kız gibi türlü numaralar yapacaktı. En sevdiği şeye; perdeyle oynamaya başlamıştı. Yavaşça sallıyor, üflüyor, gün ışığının dalgalanışına izin veriyordu. Ortaya çıkan görüntüler onu eğlendiriyordu. Vücuduna dolanan yorganı bir köşeye fırlattı. Ona verilen bu yeri benimsemeye çalışıyordu. Birden avcılarla çadırda geçirdiği vakitleri düşündü. O yaramaz çocuk yüzü birden hüzünle gölgelendi. Onları neden bıraktığını bilmiyordu. Onlara zaman geçirmek onun için zevkti. Şimdi ise onlardan uzaktaydı. Chelsea'ye kırgın, kızgın olabilirlerdi. Belki nefret edeni bile vardı. Kalbine çöken bu ağırlık onun tüm neşesini kaçırdı. Perdeyi bırakıp yerine yorganını çekti kendine. Yorgun ruhu iyice yoruldu. Bütün gününü burada, bu yatakta, zavallı bir şekilde geçirmeyecekti. Yavaşça yataktan doğruldu. Karşında duran ahşap dolabına doğru ufak adımlarla ilerledi. Yarı yerleştirilmiş bavulundan taşan kıyafetleri yok sayarak kapağı açtı. Siyah kotunu dolaba elini ilk atışında buldu. Bunu yapması onu şaşırttı. Böyle dağınık odada tek seferde bir şey bulmak hazine bulmak gibiydi. Yeni olduğu her halinden belli olan "MELEZ KAMPI" yazan turuncu tişörte baktı. Bunu giymeyi hiç sevmemişti. Paketini yırtarcasına açtı. Üzerindeki mavi ekose pijamayı tek hamlede çıkardı. Dar kotunu giymeye çalışırken takılıp düşmesiyle ufak çaplı bir gürültü oluşturdu. İnce bir sesin “Chels, iyi misin?” demesiyle toparlandı. “Her şey yolunda, yaşıyorum.” Dedi gülerek. Aynadaki yansıması onu daha da güldürmüştü. Saçları birbirine karışmış, pantolonunu giymeye çalışırken düşmüş biri gerçekten komikti. Yatağın kenarına tutunarak ayağa kalktı. Oturarak giyinmeye başladı. Zor da olsa düğmesini kapattıktan sonra aynadan kendini kontrol etmeye başladı. Karnı çıkmış gibiydi,”Yediklerime dikkat etmem gerek.” Dedi sessizce. Gece odasına rastgele fırlattığı siyah ayakkabılarını aramaya başladı. Bugün şaşırtıcı şekilde her aradığını buluyordu. Aydaki son kontrolden sonra insan içine çıkmaya hazırdı. Kapımı yavaşça açtım uyuyan biri varsa uyandırmak istemiyordu. Birden karşısında beliren Feodora ile çarpışmıştı. İstemsizce gülmeye başladı. “Hahaha! Günaydın!” diyebilmişti kahkahalarının arasında. Niye bu kadar büyük tepki verdiğini anlamlandıramıyordu. Ağabeyi Leonard’ın odasından gelen sesler ikisinin de dikkatini çekmişti. Leonard’ın kapısı açıktı, içeriden sesler geliyordu. “Kalk artık Leo!” diye bağırıyordu Marcus. Leonard’dan ses çıkmıyordu. Hatta yatağın içine bile girmiyordu. Marcus’un dürtmelerini de karşılıksız bırakıyordu. Sanki ölü gibiydi, Marcus’un dürtmeleri artık sarsmalara dönmüştü ama Leonard’dan ses yoktu. Başucunda duran cam bardağa uzandı. Ne yapacağı belliydi, Leonard ve su buluşmuştu. Sıçrayarak yataktan kalkmıştı. “Marcus, uyanmıyorsam, uyanmıyorumdur.” Dedi sinirle. Marcus’un umrunda değildi. Leo’yu sinirlendirmek onu eğlendirmişti. Yere fırlatılmış kıyafetleri kenara fırlatarak odadan çıkmıştı. Sinirli bir şekilde kızlara dönen Leo “Ne var, ne bekliyorsunuz?” dedi. Sessizce ama hızlı bir şekilde odayı terk ettiler. Salona nasıl geldiğini fark edememişti Chelsea. İlk günden ağabeyinden azar işitmek istemiyordu. Salonda duran koca paket dikkatini çekmişti. Parlak bir kâğıtla kaplanmış kocaman, ilgi çekici bir paket. Açmak için sabırsızlanıyordu ama ya birininse bu. Pakete doğru yaklaşmıştı, biraz hareket ediyordu. Ne olduğunu anlamak için salladı. Sanki kutu canlanmış gibi şiddetle sallanıyordu. İstemsizce geri çekildi Chels, paket şiddetini arttırmıştı.

Spoiler:

Zeus'un Çocuğu Mesaj Sayısı : 1657 Kayıt tarihi : 21/10/10

Etrafımdan sesler geliyordu ama ben kalkmak istemiyordum. Gözlerimi iyice kapatıp yatakta yüzüstü döndüm. Yatağım çok sıcaktı, çok bunalmıştım ama kalmaya da halim yoktu. O sırada birinin ayağımı gıdıkladığını hissettim. Reflekssel olarak midesine bir tekme attım. Bir dakika, diye düşündüm hemen. Midesi neden o kadar alçaktaydı. "Ah, anne! Bu acıdı!" diyen bir ses duydum. Başımı kaldırdığımda yatağımın ucunda May duruyordu ve ağladı ağlayacak gibi duruyordu. O güçlü bir kızdı, kolay ağlamayacağını biliyordum. "Hayatım," dedim ve hızla onu kendime çekip sarıldım. Kısa turuncumsu kahve saçlarını göğsüme gömüp Rafael'in gözleriyle bana baktı. "Bazen beni sınadığını düşünüyorum anne." dedi morali bozuk bir şekilde. İç çektim. "Özür dilerim tatlım, o aptal erkek kardeşlerimden biri sandım seni." May gülümsedi. Benim tersime Zeus kulübesindeki herkesi severdi o. Minik bir kızın kulübede kalması kardeşlerimi de etkilemişti tabii. "Bu arada, az önce Marcus dayı Leo dayının üzerine su döktü. Birazdan senin yanına da gelir eminim." dedi kızım safça. Saçlarını karıştırdım ve yataktan kalktım. "Tamam o zaman, ben kalkıp kardeşlerime bir görüneyim, sen de burada otur. Birazdan odamızı temizlemeye başlarız, tamam mı?" Kızım başını salladı ve yatağının yanına gidip üzerine oturdu. Aynı odada kalıyorduk onunla, kampa taşındığımda odamdaki eşyaların bazılarını atıp May Jean için bir yatak koymuştum. Açıkçası kızımla aynı odada yatmak çok hoşuma gidiyordu. Bazen -aslında sık sık- kabus görüyordu ve kalkıp yanıma geliyordu ve beraber uyuyorduk.

May'e son kez gülümsedim ve odadan dışarı çıktım. Az önceki gürültünün tersine şimdi hiçbir ses yoktu. Bir şey olduğundan emindim. Tehlikeli bir şey. Odamın kapısının önünde duran masaya bıraktığım kolyemi aldım. Boynuma takıp ihtiyatla salona yürüdüm. Kardeşlerimin arkası bana dönüktü. "Hey, neler oluyor?" dedim. Bu sırada Chelsea'yi gördüm. Elinde bir kutu vardı. "Hey, o da ne?" diyerek kapağını kaldırdım. Lacivert renkli kutu titredi ve yere düştü. İçi bembeyaz parlıyordu, kolyem de öyle. Tehlike. O sırada yere düşmüş bir şey farkettim. Bir kağıttı. Elime aldım. Fildişi renkli bir hediye kartıydı bu, altın renkli süslemeleri vardı. 'Tanrıların Tanrıçası Hera'dan.' diyordu kağıtta. 'Tadını çıkarın melezler.' O sırada kardeşlerimi uyarmak için bir çığlık attım, daha sonra da "Geri çekilin!" diye bağırdım.

Afrodit'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10

Değerlendirmede.

» Zeus Kulubesi Temizlik RP'si (Temizlik Denetlemesi 5)
» 12. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 15
» Temizlik Denetlemesi - 15.
» Temizlik Denetlemesi 13