Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Amelia Thermapolis

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amelis V. Thermapolis
Hekate'nin Çocuğu
Hekate'nin Çocuğu
Amelis V. Thermapolis


Mesaj Sayısı : 44
Kayıt tarihi : 16/07/11

Amelia Thermapolis Empty
MesajKonu: Amelia Thermapolis   Amelia Thermapolis Icon_minitimeC.tesi Tem. 16, 2011 9:31 pm

Lanchester, 17 Nisan 2001

Nisan ayının tüm zerafetinin arka verandada toplandığı bir öğle vaktinde Amelia her zamanki gibi kuş havuzunun başında hayallerine dalmıştı. Pembe yanakları sıcaktan kızarmış, sarı lüleleri birbirine karışmış, kısa kakülleri alnına yapışmıştı. Gözleri kapanmamak için çırpınıyordu. Büyükannesi öldüğünden beri hergün bu havuzun başına gelir ve onun anlattığı hikayeleri düşünürdü. Her bir kelimeyi, yıllar sonrada hatırlamak için beynine kazımışçasına ezberlemişti. Büyük bir aşkın öyküsü; Lanchester Dük’ü John Gount ve sevgilisi Katherine… John Gount’un karısı olan cadı aklına geldiğinde irkilerek kendine geldi. Nazikçe havuzdaki suyu delen işaret parmağı mermerin çatlaklarından birine takılarak kanamaya başlamıştı bu ayılma sırasında. “Lanet olsun!” diye bağırdı kendi kendine. Canı acımıştı fakat sonradan tadacağı acılar içinde bunun hiçbirşey olmadığını o ufacık benliği nereden bilebilirdi ki?

8 Eylül 2008

Amelia, onbeş yaşına bastığı gün çocukluğundan beri yaptığı gibi yine havuzun başındaydı. Eylül ayında pek alışılagelmemiş bir hava hakimdi gökyüzüne. Yeryüzünün mavi çatısı kurşuni renklerle bezenmiş ve yanık renkli çınar yaprakları bütün bahçeyi doldurmuştu. İçinde anlayamadığı bir heyecan vardı. Onbeş yaş önemliydi, aşkı bu yaşında tadacağına içtenlikle inanıyordu. Öyle de oldu. O akşam onuruna düzenlenen doğumgünü partisinde mahallenin yeni çocuğu İtalyan asıllı Leonard ile tanışmıştı. Esmer teni, koyu kahve gözleri ve burnunun üzerinde yayılmış çiller ile Mia’nın gördüğü en sempatik çocuklardan biriydi. Bir süre ilişkileri arkadaşlık boyutunda kalmıştı, ilerleyen zamanlarda ise Leonard’ın ilgisi genç Mia’yı onun çekim alanına iyice sokmuş, ayrı vakit geçirmemeye başlamışlardı.

“Yarın akşam göl kenarında piknik yapalım mı Leonard?” diye sordu Mia bütün sempatisini kullanarak. Eğer birine bir şey yaptırmak isterse her zaman aynı yolu izlerdi; dudakları büzülür, kaşları kalkar, burnu yamulur ve ardından en sevimli gülümsemesi sahneye çıkardı. Leo ise bu ifadeyi ne zaman görse gülme krizlerine girerdi.

“Olabilir. Bir gün suda boğulacaksın Mia. “ dedi gülümseyerek. Göl kenarı Mia için özel bir tapınak anlamı taşıyordu. Orada sakinleşiyor, garip bir şekilde zihnini temizliyordu. İçi sıkkın olduğunda sudaki yosun kokusuyla ferahlıyor ve kendini yalnız hissettiğinde sudaki balıklara ekmek atarak onları etrafında topluyor ve onlarla sohbet ediyordu. Leo ile geçen iki senesi daha çok bu göl kenarında geçmişti. Ona karşı derinden bir sadakati vardı ve Leo ile üzülmeyeceğine derinden inanıyordu; ta ki lise mezuniyetinin olduğu gece okulun amigo kızı Charlotte ile Leo’yu birlikte görene kadar.

“Saat kaç oldu neden hala beni almaya gelmedi Leonard? Parti çoktan başlamış olmalı.”

“Sakin ol Amelia. Eminim işi çıkmıştır. Partiye seni ben bırakabilirim istersen.”

“Saol Peter.”

Peter bahçivanlarının oğluydu ve doğduklarından beri birlikteydiler. Amelia, hızlıca çantasını ve şalını aldı. Girişteki küçük aynaya bakarak makyajını düzeltti. Bu gece mükemmel görünmeliydi. Partiye gittiğinde spor salonunun kapısından girdi ve gözü tanıdık birilerini aramaya başladı. Çok geçmeden bir devlet bakanının kızı olan Josephina ile göz göze geldi. Kız afallamış görünüyordu, Mia buna bir anlam veremedi. “Mi..Mia burada ne işin var?” Zümrüt renkli gözleri titriyor gibiydi. “Mezuniyetime geldim Josephina bunda bir gariplik mi var?” Josephina istemsiz bir şekilde Amelia’nın elini tuttu, onu kendine çekti. “Bilmen gereken bir şey var Amelia…”

Bu lafı takip eden yarım saat içinde Josephina konuşup durmuş, Mia ise mavi elbisesinin eteklerini sıkmaktan başka bir tepki vermemişti. Ardından başını kaldırdığında dans pistinin ortasında duran Charlotte’u ve Leonard’ı görmüş o anda içinde bir yangın olduğunu hissemişti. Garip hissediyordu bu yüzden koşarak salonu terk etti ve göl kenarının yanına gitti. Gözlerini suya dikti. Gölün dalgaları da içi gibi kabarıktı. Hava çoktan kararmış, gökyüzünü kara bulutlar kaplamıştı. Sanki bu gece herşey ona karşı gibiydi. Bir an kendine geldi ve arkasından gelen ayak seslerini duydu. “Mia!” Amelia arkasını döndüğünde gözleri ateş saçar bir şekilde Leonard’ın gözleriyle birleşti. “Seni…. Seni adi pislik! Ne işin var burada?” “Amelia anlatmama izin ver. Sen çok iyisin ama…” “Ama o benden daha iyi değil mi! Sana lanet olsun Leonard!”

İçi yanıyordu… Fakat acımaya dair en ufak bir iz bile yoktu yüreğinde. İşte o anda olanlar oldu; deniz kabardı, sular çekildi ve Mia kulak tırmalayan bir şekilde çığlık atmaya başladı. Leonard ne olduğunu anlayamış gibiydi. Aslını isterseniz Mia da anlamaya vakit bulamamıştı. Paçaları ıslanan Leonard saniyeler içinde su tarafından yutulmuştu. Kara göl’ün dalgaları arasında bir süre çığlıkları duyuldu. Ardından su yeniden sakinleşti ve Leonard’ın cesedi ay ışığının altında su üstünde yüzmeye başladı. Mia titriyordu… İçindeki ateş sönmüştü, suçluluk hissetmiyordu fakat saniyeler içinde olan bu şey onu çok korkutmuşa benziyordu.

“Elbet bir gün gerçekleşecekti.” Dedi omzuna dokunan bir ses. Mia sıçrayarak arkasını döndü ve Peter’ı gördü. “Ne, nasıl?” diye sordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Ayrıca kendini hiç olmadığı kadar yorgun hissetmeye başlamıştı. Gözlerini kapattı ve içinin ürperdiğini hissetti. Tekrar gözlerini açtığında ise Peter’ın yerinde daha kısa, yüzü kırışıklıklarla dolmuş, beyaz saçları beline kadar uzanan yaşlı bir kadın gördü. “Büyük anne?” Kadın gülümseyerek torununun yüzünü okşadı. “Tamam bu kadar yeter sanırım kabus görüyorum…” Dişleri titremeye başlayan Mia bir an için kalp krizi geçireceğini zannetmişti. “Amelia Thermapolis… Sen Tanrıça Nyks ve Ulu Tanrı Poseidon’un gücünü taşıyorsun.Donec et awuam simul ac tenebras*..."

-----------------------------------

*Lat. Suyun ve karanlığın birleşimi anlamına gelir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Amelia Thermapolis Empty
MesajKonu: Geri: Amelia Thermapolis   Amelia Thermapolis Icon_minitimePaz Tem. 17, 2011 12:54 pm

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Amelia Thermapolis
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Amelia Thermapolis | Görev Günlüğü
» Amelia Singer (Rp-3)
» Amelia Black
» Amelia Singer (Rp-2)
» Amelia Singer (Rp)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: