Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Amelia Singer (Rp-3)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amelia Singer
Demeter'in Çocuğu
Demeter'in Çocuğu
Amelia Singer


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 22/06/11

Amelia Singer (Rp-3) Empty
MesajKonu: Amelia Singer (Rp-3)   Amelia Singer (Rp-3) Icon_minitimeCuma Tem. 01, 2011 2:54 am

O an benim için hayatımın en kötü anıydı.Kim olsa benim gibi düşünür.Ama sizin başınıza gelmediğinden anlayacağınızdan şüphe duyuyorum.Beni yanlış anlamayın .Ama sizin başınıza hiç şöyle birşey geldi mi? Birden tanımadığınız insanlar arasına düşüyorsunuz.Sonra bir yerde esir düşüyorsunuz ve tüm bunlar yetmezmiş gibi hapis arkadaşınız hayatınızda görmediğiniz babanız.Evet dediğim gibi başınıza gelmedi değil mi?
Tamam baştan alayım. Adım Amelia.Sıradan bir kızım.Hatta fazla sıradan.14 yaşındayım.Annemle yaşıyorum.Clarion Kızlar Akademisi’ne gidiyorum.İsimden belli oluyor mu bilmiyorum ama gayet disiplinli ve sıkıcı bir okul.Beni o okula bağlayan tek şey arkadaşlarım.Şey aslında sadece bir tane arkadaşım var ama inanın on kişiye değer . Adı Elizabeth Rachel Dare .Kızıl saçları ve yeşil gözleri ile tam o okula layık biri gibi güzükse bile çok çılgın bir kızdır.Çok güzel resim yapar.Bir seferinde benim de resmimi yapmıştı . Bana o kadar benziyordu ki anlatamam.Canlı gibiydi.Ama neyse konumuz bu değil.Bu anlattıklarım arasında eksik olan birşey var fark ettiniz mi ? Evet bu kızın babası yok mu diye düşünüyorsunuz herhalde .İnanın her gece bende bunu düşünüyorum. Her ne kadar annem umrumda değilmiş gibi davransamda bu bir gerçek. Küçükken her çocuk gibi “Babam nerde anne?”derdim .Annem ise iç geçirmekle yetinirdi.Bir süre bu böyle devam etti. En azından baban sen çok küçükken öldü diyebilirdi.Ama asla demedi.Sanırım o da inanmıyordu öldüğüne.Bir süre sonra bende sıkıldım .Babamı aynı anda hem seviyor hemde kızıyorum.Hangi baba kızını bırakıp gider?
O gün her zaman ki gibi erkenden kalktım .Ev soğuktu.Sanırım gene annem pencerelerden birini açık unutmuştu.Ah anne ah! Ben olmasam ne yapar acaba.Neyse evde bir tur attım .En sonunda açık pencereyi buldum.Önünde bir sandalye vardı.Sandalyeyi bir kenara ittim ve pencereden dışarı baktım.Hava sisli ve soğuktu.Ama genede manzara çok güzeldi.Beş dakika kadar öyle dışarı baktım durdum.En sonunda okula gitmem gerektiğini hatırladım ve üzerimi giyinmek için odama geri döndüm.Üzerime okul formasını giydim.Ve saçımı topladım.Hazır saçımdan bahsetmişken size biraz kendimi anlatayım.Saçlarım sarı gözlerim yeşil renktir.Orta boy ve kilodayım.Ne derler “medeni cesaret “mi?Bende ondan bol bol var .Peki bundan memnun muyum ?Tabiki de hayır.İnanın bana.Her durumda özgüvenli olmak o kadar da iyi birşey değil.
Aşağı indiğimde servis daha gelmemişti.Biraz beklemek zorunda kaldım.Tanrım hava ne kadar da soğuktu.Sonra biraz düşününce buranın hiç böyle olmadığını hatırladım.Burası her zaman güneşliydi.Bir anda hava mevsim normallerinin altına düşmüştü.Ben bunları düşünürken ilerden bir ışık belirdi.Sonunda servis geliyordu.Bir an korktum bu siste beni görebilir miydi acaba?Ama korktuğum gibi olmadı. Servisçi beni gördü ve durdu.Servise bindiğimde Rachel’in yanının boş olduğunu fark ettim.Bu garipti çünkü genelde herkes onun yanına oturmak isterdi.Ne de olsa babası çok büyük bir iş adamıydı.Yanına gittim .Düşünceli gibiydi ve çok durgundu.Bazen olurdu bu Rachel’a.”Yanına oturabilir miyim ?” diye sordum.Bana baktı ve gülümsedi. “Neden olmasın “ dedi.Bende tebessüm edip oturdum.Servis yeniden hareketlendi ve okula doğru yola koyuldu.
Serviste Rachel hiç konuşmadı .Okula gelmek üzereydik.Biraz canım sıkıldı sanırım birşey olmuştu.Onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim doğrusu.En sonunda dayanamayıp “Sen iyi misin Rachel ?” diye sordum.Bana uzun uzun baktı.Ve hiç içinden gelmeyerek “Seninle konuşmam gerek hemde hemen “dedi.İyice meraklanmıştım.”Noldu ?” dedim.Tam bir şey söyleyecekken servis ani bir hareketle durdu.Rachel’ın nefesi kesilmişti.Nefes alması gerektiğini hatırlatmak için onu hafif sarstım.” Sen iyi misin ?”dedim .O ise bana cevap vermek yerine “Daha çok erken !Daha çok erken !”diyordu.İyice korkmaya başlamıştım.Transa girmiş gibiydi.Ve ben ne olduğunu anlamadan servisin camları patladı...
Neden bütün kötü şeyler benim başıma gelir? Zaten servisimize birşey oldu şimdi de hayal mi görüyorum?Evet kesinlikle hayal görüyorum .Çünkü gerçek hayatta tır büyüklüğünde köpekler olmaz değil mi?Yoksa olur mu ?

Servisimiz yan yatmıştı.Rachel sanki ne olacağını biliyor gibi koltğun altına girmişti.Ben de ona uyarak koltuğun altına sığmaya çalıştım.Bizi gören bütün kızlar aynı şeyi yaptı.Ve hiç kimseye bir şey olmadı.Ta ki ben sürünerek dışarı çıkana kadar...

Aslında Rachel bana sakın dışarı çıkma demişti ama onu dinlemedim.Ah neden hep başıma buyruk davranırım ki ?Dışarıda çok büyük dişleri sivri ve ağzı inanılmaz berbat kokan bir köpek vardı.O an içimden köpeğe “Naneli şeker ister misin ?” diye sormak geldi.Ama o benden önce davranıp pençesini savurdu.Hemen iki adım geri gittim.Şans eseri kurtuldum.Aslında normal bir insan arkasını dönüp kaçar ama ben en yakınımdaki taşı alıp köpeğin kafasına attım. Tabiki de bu onu kışkırtmaktan başka bir işe yaramadı.İçimi büyük bir korku kapladı.Normalde köpeğin kaçması gerekirdi ama bir an düşündüm ne normaldi ki hayatımda.Köpek gene pençesini savurdu ama bu sefer o kadar şanslı değildim.Yere yığıldım .Nasıl bir acıydı bu.Kolumda kocaman bir yarık açılmıştı. Rachel yanıma koştu.Sır t çantasını açıp bana çilek tadında birşey yedirdi .Tadı hafif acıydı ama birden kendimi daha iyi hissettim.Bu arada Rachel köpekle uğraşıyordu. Çantasından birşey çıkardı.Çakı gibi birşeydi.Bunu doğruca köpeğe fırlattı. Mükemmel bir atıştı.Tam köpeğin kafasına geldi ve köpek gözümün önünde toza dönüştü. Algılamakta güçlük çekiyordum.Kafam çok karışmıştı.Rachel az önce bir köpeği öldürmüştü.Sonra zar zor bana döndü sanki olacaklardan korkuyor gibiydi.Beni sapsağlam görünce hem sevindi hemde üzüldü.Sadece “ Sende mi ?”diyebildi.Ne yapmıştım ki ben şimdi?Bana niye kızıyordu?Yanına gitmek için ayağa kalkmaya çalıştım ama koluma korkunç bir acı saplandı.Ağlamaya başladım.Rachel yanıma koştu.”Korkma yardım çağırdım “dedi.Polisimi aramıştı? Yoksa birilerine mi söylemişti.”Olamaz “diye geçirdim içimden annem çok korkacaktı.Zaten yoğun biri.Birde işini bırakıp bana bakmaya gelirse hayatım boyunca vicdan azabı yaşatırdı bana.Ama hiçte beklediğim gibi olmadı.Ambulans gelmedi.Hiç kimse yardıma koşmadı.Sadece Rachel ile ben vardım .Peki ya servisteki kızlar?Onları tamamen unutmuştum .Ne yapmışlardı acaba. Ortalıkta kimse görünmüyordu.Biraz doğrulmaya çalıştım .”Rachel neler oluyor ?”diye sordum.Bana gene kaçamak bir cevap verdi.”Bunu onlar gelince konuşuruz”.İyice sinirlenmeye başlamıştım .Onlar da kimdi?Benden ne istiyorlardı?Tam birşey diycekken kanat sesleri duydum.Kafamı kaldıramadım. Korkuyordum.Gene garip şeyler görmekten korkuyordum.Ta ki Rachel ‘ın “ Geldiler “ demesine kadar.Kafamı kaldırdım ve ne olduğuna baktım.Ama pişman oldum.Gene o şeylerdendi. Size sorayım siz hiç kanatlı at gördünüz mü?
Kanatlı atlar yere indiler.Bir araba taşıyorlardı.İçinde iki kişi vardı.Rachel hemen onların yanına gitti.Biraz konuştular.Aslında tartışıyorlardı desem daha doğru olur.Rachel sanki onlara birşey ispatlamaya çalışıyordu.Ama onlar inanmıyorlardı.Bana bakıyor sonra gene Rachel’a “İmkansız”diyorlardı.En sonunda Rachel dayanamayıp bağırarak “Ona nektar verdim!”Ve küle dönüşmedi.” Dedi.Sanırım artık inanmışlardı.Bana doğru yürümeye başladılar.İçimi nedenini bilmediğim bir heyecan kapladı.İçimden bir ses herşey yoluna girecek diyordu.Ama Rachel’a bakınca herşeyin daha kötüye gideceğini düşünmeden de edemiyordum.En sonunda yanıma geldiler.Kalkmama yardım edip,koluma baktılar.Bana bir içecek verdiler.Kendilerini tanıttılar.Sağdaki adının Percy olduğunu söyledi.Yanındaki kız ise adının Annabeth olduğunu söyledi.”Tanıştığıma memnun oldum.Benim adımda Amelia “dedim.Adı Percy olan “Sana Mia diyebilir miyim?”diye sordu.İçimden hayır demek geliyordu.Bana sadece annem böyle derdi.Ah acaba ne yapıyordu?Şimdi burada olsa bana olanları açıklayabilirdi.Aynı korku filmi izlediğimiz zamanlar gibi bana gözümü kapattığım zamanlarda ne olduğunu anlatabilirdi.Ama o yoktu.Benim yerime konuşacak kimse yoktu.Nereye gitmişti bendeki şu medeni cesaret? Neden korkuyordum?Endişelenecek birşey yoktu.Sadece iki tane çocukla konuşuyordum.Zor da olsa “Tabiki”diyebildim.Percy bana gülümsedi.Ad ı Annabeth olan kız sonunda konuştu.”Tamam o zaman Mia.Annen ya da baban hayatta mı ?”diye sordu.”Ben annemle yaşıyorum “dedim.Annabeth “Onu aramak ister misin?”diye sordu.Ben “ Gerek yok nasıl olsa buradan eve gideceğim .O zaman belki söylerim “dedim.Percy “Planda biraz değişiklik oldu” dedi.”Nasıl ?”diye sordum. Planda değişiklik oldu da ne demekti?Okulu mu asacaktım ?Babam çok kızardı.Hala sorumun cevabını bekliyordum.İyice sinirlenmeye başlamıştım.”Planda değişiklik oldu da ne demek !”diye bağırdım.Annabeth gayet sakin bir şekilde “Buradan eve veya okula gitmeyeceksin Mia kampa gidiyoruz.Senin için en güvenli yer orası.”Benim için mi? Kampta nereydi?Yoksa annemin hep bahsettiği askeri okul orası mıydı?Bu çocukları annem mı göndermişti?Ama sonra gözüm kanatlı atlara takıldı ve bunun imkansız olduğunu fark ettim.Rachel “Korkma Amelia bende senle geleceğim.” Dedi.Rachel’ın orada olduğunu unutmuştum.Çok üzgün gözüküyordu.Peki neden ?Ne olmuştu?Ne onu bu kadar üzmüştü?Ama şu an bunları düşünmeye vaktim yoktu.Aklımda tek bir soru olmalıydı.Onlarla gidecek miyim ? Tabiki de hayır .Ama bunu onlara söylemezsem sanırım bir yararı olmayacaktı.”Hayır .“dedim.Annabeth’in suratı bir anda asıldı. Sanırım böyle bir cevap beklemiyordu.”Sizinle gelmeyeceğim.Sizi tanımıyorum.Ve bana da bir faydanız olacağını sanmıyorum .”dedim.Aslında son cümleyi içimden söylemem gerekti.Ama yine düşünmeden konuşmuştum. Percy hiç moralini bozmadan “Gelirsen sorularını cevaplayabiliriz.”dedi.Şaşırmıştım. Sanki aklımı okuyorlardı.Sonra Annabeth ipi eline aldı.Ve bana öyle birşey dedi ki onlarla gitmekten başka çarem kalmamıştı.”Babana ne olduğunu merak etmiyor musun? “diye sormuştu bana .Tabiki merak ediyordum .Hemde her gün.Beni nasıl bir çıkmaza sokmuşlardı.İçimden iki yaşında bir çocuk gibi ağlamak geldİ.Gözlerim yanıyordu.Bir ses içimden ağla gitsin diğeri ise dik dur ve sakın ağlama diyordu.Hangi ses iyiydi bilemiyordum.Gözümden bir damla yaş süzüldü.Ve benim için ne kadar da zor olsa da ağlamamaya geyret ederek “Tamam geleceğim”dedim. Ve kanatlı atlara doğru yürümeye başladım.Rachel arkamdan “Amelia dur !”diye bağırıyordu.Ama ben gene onu dinlemedim.Artık tek bir amacım vardı.Babamı bulmak...
Yolda giderken hiç konuşmadım. Zaten ortam konuşmak için iyi bir yer değildi.Doğru düzgün oturacak bir yer yoktu .Ve çok rahatsızdı.Aynı gladyatör filmlerindeki arabalara benziyordu.Ama atlar...Onlar izlediğim hiçbir filmde yoktu.Arabayı çeken atlar genellikle koşarlardı , uçmazlardı.Percy atların dilinden anlıyormuş gibi onlarla konuşuyordu.Arada sırada bana da bir şeyler sordular ama cevap vermedim.Rachel çok üzgündü.Olmalıydı da.Nedenini bilmediğim kırgınlık yaşıyordum ona karşı.Nedense bana ihanet etmiş gibi bir his vardı içimde.Ah şu kampta ne kadar uzaktı! Kaç saattir yoldaydık acaba.Koluma baktım saatimi evde unutmuştum.Bende telefonumu çıkarttım.Tam açacakken Annebeth “Sakın yapma !”diye bağırdı. Ne yapmıştım ki saate bakacaktım sadece.”Güvenliğin için sakın onu açma “dedi.Ne kadar da garip insanlar.Ama genede denileni yapıp telefonumu cebime koydum.O kadar sıkıldım ki Percy gelmek üzereyiz demeseydi ,uyuyup kalacaktım.Hemen kalkıp aşağı baktım ve bu yaptığım en büyük hata oldu.
İçimden lanetler okuyordum.Yükseklik korkum vardı.Bu da nereden çıkmıştı şimdi ?Başım dönüyor midem bulanıyordu.Aşağı düşecek gibi oluyordum.Eğer Annabeth gelip beni tutmasaydı düşecektimde.Hemen beni Rachel sonra Annebeth sonra da Percy indi.Percy ıslık çaotutturdlar.Donup kalmıştım.Percy neredeyse geldik diyerek beni teselli ediyordu ama nafile.Başım yine de dönüyordu.Kendimi sadece bir an iyi hissettim o da yere indiğimiz andı.Hemen arabadan indim.Ardımdan ldı.Birden karşımda bir gölge belirdi.Sonrada bana saldıran köpeğin üzerinde oturan bir çocuk .Çok korktum .Çocuk resmen gölgelerin içinden çıkmıştı !Ve o köpek.Ödümü koparıyordu.Ama sanki bu evcilleştirilmiş gibiydi.Sakindi ve sevecendi.Ama yine de o köpeğe bakamıyordum bile.Belinden uzun birşey sarkıyordu.Aman tanrım !Bu bir kılıçtı !Bu yaştaki bir çocukta ne gezerdi ki kılıç ?Belki dçok benziyordu.Çocuk ise...Ne diyebilirim ki.Soluk tenliydi.Siyah saçları vardı.Elinde kafataslı bir yüzük vardı.Yaklaşık 12-13 yaşlarındaydı.Aklımda o kadar çok soru vardı ki bunu düşünmemeye karar verdim.Çocuk bir bana bir de Percy’e bakıyordu.Sanırım kim olduğumu soruyordu.Percy en sonunda durumu anladı ve bakışma seminerimizi bitirdik.”Sizi tanıştırayım.Mia bu Nico .Nico bu da Mia. “ dedi.”Tam adım Amelia .Tanıştığıma memnun oldum Nico” dedim.Ve elimi uzattım ..”Tanıştığıma memnun oldum Mia .Melez kamp'ınahoşgeldin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Amelia Singer (Rp-3) Empty
MesajKonu: Geri: Amelia Singer (Rp-3)   Amelia Singer (Rp-3) Icon_minitimeCuma Tem. 01, 2011 4:38 am

Rp puanı: 70.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Amelia Singer (Rp-3)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Amelia Singer (Rp)
» Amelia Black
» Amelia Singer Rp-4
» Amelia Singer (Rp-5)
» Amelia Singer (Rp-2)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: